İBB "Güneyden Kuzeye Suyun İzinde" Rotası Hakkında

. İBB bisiklet twitter hesabında böyle bir duyuru var. Cuma günü çevrim içi tanıtım toplantısı var. Bu rotanın Sazlıbosna'dan Yeniköy'e kadar olan kısmını çok iyi biliyorum. Bu rota ne akılla çizildi anlamadım. Bu rota üzerinde ki yollar iki araba yan yana gidemicek kadar dar. Güvenlik şeridi yok.Köpek sürülerinin bol bol bulunduğu ve bisiklete saldırdığı bir muhit. Bence cuma günü tanıtım toplatısında interaktif olarak katılıp bunları dile getirirsek belki çözüm bulabilirler.

Harika bir rota seçimi yapılmış, şimdiden su koyvermenin anlamı yok. Suyun kenarından böyle yumuşak yumuşak gideceksiniz. Daha ne istiyorsunuz. Bisiklet yolu olarak planlanan bir yerden araçlar neden gidecek onu da anlayabilmiş değilim. Eurovelo bağlantılı müstakil bir bisiklet yolu olacak. Sizstanbüllüler hani nasil söylerler canim; cok sanslisiniz.

@mehmetsunu sanırım bu rotayı bilmiyorsunuz. Ben Hadımköy de oturuyorum. Bu rotayı sık sık yapıyorum. Kimsenin su koy verdiği de yok. Rota güzel fakat son derece tehlikeli. Çilingir den yeniköye olan kısım gidişli gelişli tek şeritli yol. Sadece bu rotanın baraj kısmından geçen kısmı toprak yoldur. Bu rota üzerinde ayrıca istanbul da toplanan ne kadar köpek varsa buraya bırakılıyor. Köpek sürüleri vahşi ve adama saldırıyor. Çoban köpekleri de cabası .Bilmediğiniz rota hakkında yorum yapmayın. Dikkat ederseniz tanıtım toplantısı interaktif olacak. Bu problemler dile getirilirse belki çözüm alınır diye not düştüm.

@fakafuka %100 katılıyorum.

İstanbul’da bisiklet sürücülerine 2 seçenek verilmiş durumda. Ya çılgın bir trafiğe gireceksin, ya da nispeten daha az trafiğe girip her 500 metrede köpek saldırılarını savuşturacaksın. Bu sorunlar çözülmediği sürece yapılan işler şovdan ileri gitmiyor. Medeni ülkelerde gayet güvenli yapılan bisiklet sürme bizde ekstrem sporlar kategorisine giriyor. Resmen sürmeyin deniyor, kelle koltukta çıkıyoruz her seferinde.

fakafuka demiş ki:

@mehmetsunu sanırım bu rotayı bilmiyorsunuz. Ben Hadımköy de oturuyorum. Bu rotayı sık sık yapıyorum. Kimsenin su koy verdiği de yok. Rota güzel fakat son derece tehlikeli. Çilingir den yeniköye olan kısım gidişli gelişli tek şeritli yol. Sadece bu rotanın baraj kısmından geçen kısmı toprak yoldur. Bu rota üzerinde ayrıca istanbul da toplanan ne kadar köpek varsa buraya bırakılıyor. Köpek sürüleri vahşi ve adama saldırıyor. Çoban köpekleri de cabası .Bilmediğiniz rota hakkında yorum yapmayın. Dikkat ederseniz tanıtım toplantısı interaktif olacak. Bu problemler dile getirilirse belki çözüm alınır diye not düştüm.

Hepsini görüntüle...

Peki bisikletyolu araç yolundan ayrılmış değilmi. Yani bisiklet yolları yönetmeliği (link) kapsamında yapılacak bir yol değilmi. Nasıl araç yoluyla bir olur. Böyle bir şey olmaz olamaz. Rota gayet yerinde doğayla içiçe. Köpekler ise başka bir çözümün konusudur.

Hep negatif vermeye meyilli olma huyumuz burada da devam ediyor. Belediye bu güzergahı plnalarken oradaki yolu da köpekleri de düşünmüştür ve bunlarla ilgili de çözüm planları vardır. Bu şehir içine sağ şeride eklenen 500 metrelik bir bisiklet yolu değil. Bu nedenle her aşaması hesaba katılmıştır. İzleiy görelim. Eksikler varsa sesimizi yükseltelim.

mehmetsunu demiş ki:

Peki bisikletyolu araç yolundan ayrılmış değilmi. Yani bisiklet yolları yönetmeliği (link) kapsamında yapılacak bir yol değilmi. Nasıl araç yoluyla bir olur. Böyle bir şey olmaz olamaz. Rota gayet yerinde doğayla içiçe. Köpekler ise başka bir çözümün konusudur.

Hepsini görüntüle...

Ayrılmış değil işte mesele o Rota üzerinde herhangi bir çalışma da yok. Daha dün geçtim oradan. Barajın çevresini de sık sık dolanıyorum. Kesinlikle tek veya iki kişi gidilmesi tehlikeli. O çevre gerçekten bisikletçiler için bulunmaz bir nimet ama yolların kenarları müsait olmasına rağmen herhangi bir bir genişletme çalışması yok. Arnavutköy belediyesi formaliteden bisikleti destekliyor gibi görünüyor ama yollar benim memleketim giresunun yollarından beter. Bu rota geliştirilir ise mükemmel olur.

Bıyıkov demiş ki:

Hep negatif vermeye meyilli olma huyumuz burada da devam ediyor. Belediye bu güzergahı plnalarken oradaki yolu da köpekleri de düşünmüştür ve bunlarla ilgili de çözüm planları vardır. Bu şehir içine sağ şeride eklenen 500 metrelik bir bisiklet yolu değil. Bu nedenle her aşaması hesaba katılmıştır. İzleiy görelim. Eksikler varsa sesimizi yükseltelim.

Hepsini görüntüle...

Bakınız negatif meyil verme değil amacım .Sadece bu işi ehli adamlara bıraksınlar. Harita üzerinden hepiniz rota çiziyoruz. Köpekleri düşünülseydi bu rota zaten çizilmezdi. Köpekleri toplama yetkisi büyük şehir belediyesi yetki sorumluluğundan değildir. İlçe belediyeleri yetkisindedir. Arnavutköy belediyesi için konuşuyorum. Daha merkezde ki köpekleri rehabilite edemezken bu rota üzerindeki köpekleri nasıl rehabilite edecek. Bu rota üzerinde 3 tane çoban köpeği saldırdı bana. Bisikletten inip yürümeme rağmen .Balıkçılar olmasaydı kaçacak yerim yoktu. Zağar köpekler zaten saldırıyor onları söylememe zaten gerek yok.Konuyu açma sebebim bu problemleri dile getirirsek baştan tedbir alınabilir diye düşündüm

fakafuka demiş ki:

Ayrılmış değil işte mesele o Rota üzerinde herhangi bir çalışma da yok. Daha dün geçtim oradan. Barajın çevresini de sık sık dolanıyorum. Kesinlikle tek veya iki kişi gidilmesi tehlikeli. O çevre gerçekten bisikletçiler için bulunmaz bir nimet ama yolların kenarları müsait olmasına rağmen herhangi bir bir genişletme çalışması yok. Arnavutköy belediyesi formaliteden bisikleti destekliyor gibi görünüyor ama yollar benim memleketim giresunun yollarından beter. Bu rota geliştirilir ise mükemmel olur.

Hepsini görüntüle...

Öyle şey olmaz bu yerel yönetimlerin ciddiyeti ile bağdaşır bir hareket değildir. Bence bu kadar da konuya bigane değillerdir. İçini ferah tut. Eurovelo dan bahsediliyorsa yöneticiler belli standartların farkındadır. Yok canım o kadar da değil artık.

@Bıyıkov olay negatiflik değil, aksine güzel bir projenin ölü doğmasını önleme umudu.

Ben köpek saldırısı sonucu geçirdiğim kazadan dolayı belediyeye dava açtım, devam ettiği için uzun uzun da yazmak istemiyorum. Ancak benim gördüğüm bu sorun kendi haline bırakılmış. İlk 10 gün belediyeye beyaz masa üzerinden yaptığım başvuruda hiç bir işlem yapılmadı. Sonrasında avukatım aracılığıyla ellerine yazı ulaşınca belediyeden beni aradılar. Köpeklerin yeri hakkında fikirleri var çünkü çok sayıda kişi aynı şikayette bulunuyor(Ancak insanlar avukat-dava ücretleri yüksek olduğu için mahkemeye gidemiyorlar tahminim). Kanunlar elimizi kolumuzu bağlıyor diyorlar. Ortada bir rant olduğunda bu ülkede bir gecede ne kanunlar değişti, ülkenin önümüzdeki 40-50 senesini etkileyecek ne kararlar alındı. İş yapmamanın bahanesi olmuş kanunlar.

Bekleyip olumsuz sonucu görmek yerine @fakafuka'nın dediği gibi tanıtım aşamasında sesimizi duyurmaya çalışmak en mantıklısı.

@mehmetsunu inşallah dediğiniz gibi olur.
@Robinson Crusoe evet tam da demek istediğim bu.Öncesin de sesimizi yükseltir isek tedbir alınabilir en azından.Yoksa o muhit İstanbul'un en güzel bisiklet rotalarını barindirabilecek potansiyele sahip. Mesala nakkaş köyü var tarihi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.Ayrica yeni havalimanı yolu var trafik az .yol bisikletçileri için mükemmel bir antreman sahası.arnavutkoy den Çatalca ya kadar kaymak gibi bir yol

fakafuka demiş ki:

Köpekleri toplama yetkisi büyük şehir belediyesi yetki sorumluluğundan değildir. İlçe belediyeleri yetkisindedir. Arnavutköy belediyesi için konuşuyorum. Daha merkezde ki köpekleri rehabilite edemezken bu rota üzerindeki köpekleri nasıl rehabilite edecek.

Hepsini görüntüle...

Konu ile pek fazla ilgisi yok ama ek bir bilgi paylaşmak istiyorum. 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gereğince Türkiye'de hiç bir belediyenin sokak köpeklerini toplama yetkisi yok. Örneğin İstanbul Kartal'da da bu böyledir,Mardin Midyat'ta da,Rize Çamlıhemşin'de de. Küpesiz ise alınır, barınakta küpelenir yani kısırlaştırır,sonra alındığı bölgeye bırakılır. Sadece ısırma veya yaralama gibi bir durum olursa alınabilir,onda da belirli bir süre barınakta tutulur sonra geri bırakılır.

ahmet1914 demiş ki:

Konu ile pek fazla ilgisi yok ama ek bir bilgi paylaşmak istiyorum. 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gereğince Türkiye'de hiç bir belediyenin sokak köpeklerini toplama yetkisi yok. Örneğin İstanbul Kartal'da da bu böyledir,Mardin Midyat'ta da, Rize Çamlıhemşin'de de. Küpesiz ise alınır, barınakta küpelenir yani kısırlaştırır,sonra alındığı bölgeye bırakılır. Sadece ısırma veya yaralama gibi bir durum olursa alınabilir,onda da belirli bir süre barınakta tutulur sonra geri bırakılır.

Hepsini görüntüle...

Bu kanunu çok iyi biliyorum .Ama bu kanunun arkasına sığınıyor belediyeler. Sığınmasından ötürü sokaklarda başı boş sürü halinde dolanıyor köpekler.Ben düzenli olarak kedi maması alıp sokak taki kedileri besliyorum .Fakat aynı şeyleri köpek için yapmam. Köpek hayvanı sokaklar da başı boş gezecek kadar masum durmaya bilir. Potansiyel olarak iç güdüsel olarak saldırma koruma güdüsü ağır basabilir ve saldırganlaşabilir. Belediyenin görevi hızlıca bu hayvanları kısırlaştırmak ve popülasyonu kontrol altına almaktır.Bize düşense köpek alıpcanımız sıkılınca sokağa bırakmamaktır. Hatta petshoplarda satılan her hayvana kimlik verilip ruhsat verilmesi lazım.Satın alan kişi başı boş sokağa salarsa ceza verilmesi lazımki önğne geçilsin bazı şeylerin.

fakafuka demiş ki:

Bu kanunu çok iyi biliyorum .Ama bu kanunun arkasına sığınıyor belediyeler. Sığınmasından ötürü sokaklarda başı boş sürü halinde dolanıyor köpekler.Ben düzenli olarak kedi maması alıp sokak taki kedileri besliyorum .Fakat aynı şeyleri köpek için yapmam. Köpek hayvanı sokaklar da başı boş gezecek kadar masum durmaya bilir. Potansiyel olarak iç güdüsel olarak saldırma koruma güdüsü ağır basabilir ve saldırganlaşabilir. Belediyenin görevi hızlıca bu hayvanları kısırlaştırmak ve popülasyonu kontrol altına almaktır.Bize düşense köpek alıpcanımız sıkılınca sokağa bırakmamaktır. Hatta petshoplarda satılan her hayvana kimlik verilip ruhsat verilmesi lazım.Satın alan kişi başı boş sokağa salarsa ceza verilmesi lazımki önğne geçilsin bazı şeylerin.

Hepsini görüntüle...

Belediyelerin hiçbir sucu yok. Bütün suç ingiliz tahtının veliaht prems premsesi gibi bebe yetiştirip ponciklerinin bir dediğini iki etmeyen, aldıkları köpek altı ay sonra zebella gibi olduğunda gözünün yaşına bakmadan sokağa atan sözümona medeni sözümonadegil aslında yabani, bencil, hödük, budala ve paçoz sözde anne babaların.

fakafuka demiş ki:

Köpek hayvanı sokaklar da başı boş gezecek kadar masum durmaya bilir.

Hepsini görüntüle...

Bu düşünceye ne olursa olsun karşı çıkıyorum ve bir de itirafta bulunuyorum.
Sizin kadar acımasız (yemek vermem falan...) olmasamda bende kedileri sevmem. Hamam böceğini bile severimde etrafımda kedi dolanmasına katlanamam.
Ha bu demek değildir ki döverim, kovarım, eziyet ederim. Sadece katlanamıyorum.

fakafuka demiş ki:

Bu kanunu çok iyi biliyorum .Ama bu kanunun arkasına sığınıyor belediyeler. Sığınmasından ötürü sokaklarda başı boş sürü halinde dolanıyor köpekler.Ben düzenli olarak kedi maması alıp sokak taki kedileri besliyorum .Fakat aynı şeyleri köpek için yapmam. Köpek hayvanı sokaklar da başı boş gezecek kadar masum durmaya bilir. Potansiyel olarak iç güdüsel olarak saldırma koruma güdüsü ağır basabilir ve saldırganlaşabilir. Belediyenin görevi hızlıca bu hayvanları kısırlaştırmak ve popülasyonu kontrol altına almaktır.Bize düşense köpek alıpcanımız sıkılınca sokağa bırakmamaktır. Hatta petshoplarda satılan her hayvana kimlik verilip ruhsat verilmesi lazım.Satın alan kişi başı boş sokağa salarsa ceza verilmesi lazımki önğne geçilsin bazı şeylerin.

Hepsini görüntüle...

Hatta petshopta köpek satılmaması lazım. Le cola değil ki bu gidip en yakın dükkandan alasınız. Gerçekten köpek beslemek isteyen varsa barınaktan ya da cins köpek istiyorsa yetiştirildiği ortamdan satın alsın.


Rota fikri güzel ama bu bir gezi rotası. Asıl ihtiyaç olan ulaşım amaçlı bisiklet yollarına öncelik verilmesi gerekiyor. TEM, D100 ve işlek olan caddelerin tamamına bisiklet şeridi ayrılıp sonrasında gezi rotalarının yapılması daha mantıklı bir hareket olur.

Sayın @turbotx150 , olay zaten Eurovélo için yol çalışması sanırım. Ya da ben mi yanlış anladım?

Cemal Ç. demiş ki:

Sayın @turbotx150 , olay zaten Eurovélo için yol çalışması sanırım. Ya da ben mi yanlış anladım?

Hepsini görüntüle...

Eurovelo rotalarına İstanbul'un da katılması çok güzel bir olay, şehirlerarası hatta ülkelerarası güvenli bisiklet yolculukları açısından çok çok iyi ama yılda 1-2 kere yapılan hatta çoğunluğun bisikletle yapmadığı şehirlerarası veya ülkelerarası yolculuktansa her gün gittiğimiz işe veya okula güvenli bir biçimde bisiklet ile gidebilmek daha öncelikli bence. Tabi ki şehirlerarası rotalar da önemli ama şehiriçi bisiklet yolları bence daha önemli hele ki şu pandemi döneminde tıkış tıkış toplu taşımalara binmenin acilen önüne geçilmesi gerekiyor İstanbul'da minibüsler ve belli başlı otobüsler durağa yanaşınca araçtan inmiyorlar, basınç etkisiyle dışarı püskürüyorlar. Hoş, ben her türlü bisikletle gidiyorum ama benim okula vb. bisikletle gelmeme imrenenlerden biliyorum çok sayıda kişi bisikleti aktif kullanmak istiyor ama trafikte kendini güvende hissetmiyor.

Cemal Ç. demiş ki:

Bu düşünceye ne olursa olsun karşı çıkıyorum ve bir de itirafta bulunuyorum.
Sizin kadar acımasız (yemek vermem falan...) olmasamda bende kedileri sevmem. Hamam böceğini bile severimde etrafımda kedi dolanmasına katlanamam.
Ha bu demek değildir ki döverim, kovarım, eziyet ederim. Sadece katlanamıyorum.

Hepsini görüntüle...

Bu sözüm de acımasızlık içeren bir durum yok sayın forumdaş. Benim oturduğum bölgede her sokakta 4-5 köpek var. O masum gördüğünüz köpek yanına 3-4 köpek gelince nasıl aslan kesiliyor .Kaç kere gördüm sokakta çocuklara saldırdıklarını aç kaldıklarında .Sabah namazına giden dedeye saldırdılar geçen pastaneci olmasaydı adamı parçalayacaklardı. Senin fikrine saygı duyarım ama köpek hayvanı sokaklarda başı boş gezecek kadar masum olduklarına inanmamı beklemeyin benden. Hayvanların yaşama sahasında hayvanlara eziyet edilmesi ,yaşama alanlarının kısıtlanması gibi konulara bende karşıyım.Avcılığa bende karşıyım.Ama köpek problemi insanın kendi kendine oluşturduğu suni bir problem .Bakamayacağımız köpeği almasak sayılar buralar gelmicek belediyeler kısırlaştırsa rehabilete etse problem minimize edilecek belki.Sorumlu olan herkes bu konudan kendini çektiği sürece bu populasyon daha da artıcak.Daha da problem işin içinden çıkılmaz bir durum oluşacak.Saygılar