Merhaba,
Bu konuya özel bir başlık bulamadım. Bence fixed gear kullanan kişiler için tecrübelerini aktaracakları böyle bir başlığa ihtiyaç var. Forum üyelerinden @akifberkant ın başka bir konudaki şu mesajı, yakın zamanda bir bisikletçi arkadaşın anlattıkları ve pandemi döneminde yaşadığım tecrübeler beni bu başlığı açmaya yöneltti.
Bu tip paylaşımlar pek yapılmıyor forumda. Herkes bisikletinin modeline, özelliklerine çok odaklanmış, sohbetler onlar üzerinden dönüyor. Ama burayı okuyanlara gerçek katkımız bence bu tip tecrübeleri paylaşmak. Çünkü bunların paylaşılabileceği pek fazla ortam yok.
Fixie yada daha doğru tabirle sabit vitesli bisikletlerle üç yıl önce tanıştım. Deneme amaçlı aldığım ucuz bir fixie bisikleti o kadar sevdim ki neredeyse diğer tüm bisikletleri bir kenara bırakıp çoğunlukla bu bisikleti kullanmaya başlamıştım. Hatta yol bisikletimi bile satmıştım. İnternetten öğrendiklerimle kendime fixie bisiklet bile topladım. Burada başlıklar açtım, diğer bisikletçilerle tartıştım. Fixie iyi midir kötü müdür? Faydalı mı zararlı mı? Ve benzeri konular. Kendi tarzım her şeyi yavaş yavaş açılarak sindire sindire yaşamak olduğundan fixie için de yavaş bir gelişim oldu bende ve neredeyse hiç sıkıntı yaşamadım. Yokuş çıkmayı yavaş yavaş öğrendim, pedallarla fren yapmayı trackstandi yavaş yavaş geliştirdim. Dizlerim de yokuşlarda pek sorun yaşamadı ve hatta kuvvetlendi. Daha önce vitesli bisikletlerle çıkamadığım yokuşları fixie ile rahatça çıkabilir ve uzun mesafe alabilir oldum falan. Ayrıca fixie kullanmak gerçekten zevkliydi ve kısa mesafelerde bile tatmin edici bir sürüş yaşayabiliyordunuz.
Bisikletçi bir arkadaşım beni birkaç kez ikaz etti. Fixie kullanan tanıdıklarının özellikle diz ve ayak bileği sakatlıkları yaşadığını ve bisikleti bırakmak zorunda kaldıklarını söylemişti. Ancak benim tarzım çok zorlayıcı olmadığı için ben neredeyse hiç sıkıntı yaşamadım vücudumda, hatta geçmiş dönemde yaşadığım sakatlık sonucu oluşan diz ağrıları, önce yol bisikleti sonra da fixie ile güçlenen kaslarımla artık hiç kendisini hissettirmez olmuştu. Çok mutluydum.
Bir de fixie HIIT gibi değişken nabızlı antrenmanlara çok müsait, ısındıktan sonra kısa yokuşları bir kaç defa çıkarak veya sprintlere kalkarak epey iyi antrenman yapabiliyorsunuz. Tek sorun uzun mesafe iştahım biraz azalmıştı, bir saatin üzeri süzülmeden sürekli pedal çevirmek biraz yorucu oluyor
Ancak bu pandemi dönemi yasaklar biraz işi değiştirdi. Artık sık bisiklet kullanamadığım için bacaklarım ciddi anlamda güç kaybetti, zayıfladı. Asıl önemlisi artık çok kısa bir alanda kısa sürüşler yaptığım için de dur kalk çok yoğun yapıyorum, böyle olunca kalkışta vites olmadığı için ilk bir kaç metre dizler epey yük alıyor. Ve ayrıca yola çıkıp da uzun sürüşler yapamadığım için de odağım değişti, kardiyo egzersizi yerine skid fren gibi olaylara çok fazla girdim. Şimdi özellikle yokuş aşağı iniş veya skid gibi yüklenmeler yaptığımda dizlerimin zorlandığını hissetmeye başladım. Ciddi bir rahatsızlık veya ağrı olmasa da pek hoşuma gitmedi bu durum.
Ben de yoğunluğu düşürüp kadansı biraz yükseltmeye ve daha düşük yoğunluklu sürüşler yapmaya karar verdim ve kendime tekrar bir yol bisikleti topladım. Şimdi tekrar hafif hafif uzun süreli antrenmanlara başladım. Sürüş fixie gibi zevkli olmasa da düşük dişli oranlarında vakit geçirmek dizleri biraz rahatlattı. Açılma süreciyle beraber form tutmadan fixie ile yokuş çıkma ve inme gibi zorlayıcı sürüşler yapmayacağım.
İnternette 40 yıldır fixie kullanan kişileri okudum biraz da. Sürdürülebilirlik için frenlerin çıkartılmamasını tavsiye ediyor, yokuş inerkenki gibi yoğun eksantrik zorlamaların veya trafik ışıklarında sürekli dur kalk gibi zorlamaların eklemlere zararlı olabileceğini belirtiyorlar. Açıkçası bu konuyu araştıran varsa görüşlerini merak ediyorum. Bilimsel olarak eksantrik antrenmanlar epey yeni bir alan diye biliyorum.
Bu kadar kısıtlı kişiye hitap eden bir alanda neyin faydalı neyin zararlı olduğu konusunda da fikir edinmek zor. Belki rastlamışsınızdır. Doktor bile olsalar bisiklete ilişkin birçok farklı görüşler var. Bisiklete binmeyi bırak, vücudu zorlayacak herhangi bir sporu yapmanın dahi insana uzun vadede zararı olduğunu söyleyen bile var (çok da haksız olmayabilir bu görüş, ama tabi spor felsefesi vücudu zorlamak üzerine kurulu olduğundan çok dillendirilmiyor)
Sonuç olarak, tecrübelerimden çıkarımlarım:
- Fixie zevkli bir şey, bilinçli ve makul yapılırsa sizi güçlendirir.
- Yavaş yavaş zorlaştırın her şeyi, vücudunuzu dinleyin, acele etmeyin.
- Düşük vites oranıyla başlayıp yükseltin, baştan ego yapıp yüksek oranlarla yokuşlara, skid stoplara girmeyin
- Kendinizi dinleyin, zayıflarsanız gurur yapmadan başa dönmeyi bir değerlendirin.
- son olarak @kudretozbay ın önceki bir paylaşımında bahsettiği gibi fixienin tek çeşit olmasına gerek yok. Çeşitlilik ve farklı bisiklet deneyimleri vücut için faydalı. Fixie bisikletim hep olacak (onun kadar zevklisi yok) ama bu sefer yol bisikletimi satmayacağım.
Görüşlerinizi ve tecrübelerinizi merak ediyorum. Allahaşkına bisiklet türleri üzerinden saçma faşizan yorumlar yapılıp da kısır tartışmalara dönmesin. Gerçekten fayda sağlayacağını düşündüğünüz yorumları ve deneyimlerinizi iletmeniz ricasıyla.
Bu konuya özel bir başlık bulamadım. Bence fixed gear kullanan kişiler için tecrübelerini aktaracakları böyle bir başlığa ihtiyaç var. Forum üyelerinden @akifberkant ın başka bir konudaki şu mesajı, yakın zamanda bir bisikletçi arkadaşın anlattıkları ve pandemi döneminde yaşadığım tecrübeler beni bu başlığı açmaya yöneltti.
Bu tip paylaşımlar pek yapılmıyor forumda. Herkes bisikletinin modeline, özelliklerine çok odaklanmış, sohbetler onlar üzerinden dönüyor. Ama burayı okuyanlara gerçek katkımız bence bu tip tecrübeleri paylaşmak. Çünkü bunların paylaşılabileceği pek fazla ortam yok.
Ben, diz sağlığı konusunu ele alarak; bu işe gönül verip yeni başlayan yahut başlamayı düşünen arkadaşlara nacizane, kendi deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.
3-4 yıl kadar önceydi. O dönem ağırlıklı yol bisikleti kullanıyordum. İşe gidip gelme, hafta sonu turları olsun yıllardır bisiklet kullandığımdan tecrübeliydim. Yine o dönem formum da en iyi seviyedeydi.
Fixie hep ilgi duyduğum bir konuydu. Çok uygun fiyata çok temiz bir purefix-xray bisiklet bulmuştum. Kullanmaya singlespeed başladım. Çok keyif almıştım. Bana göre vitesli bisikletten çok daha atak, kolay hızlanan, eğlenceli bir yapısı var vitessiz bisikletin. Artık yol ya da hele mtb gözüm görmüyordu. İşe giderken, hafta sonu kısa turlarda hep purefix ile gidip geliyordum. Turlarda, vitesli bisikleti olan arkadaşların zorlanabildiği yokuşları bile rahat çıkar haldeydim.
Güvenli alanlarda arka tekeri çevirip fixie de denemeye başlamıştım, çok güzeldi.
Fakat bir akşam bağdaş kurmuş, kitap okurken, ayağa zorlukla kalktım. Dizlerimin alt-ön kısımları acıyordu. ( Bu süreçte forumdaki fixie konularında tecrübeli arkadaşlar dişli oranını daha rahat hale getirme, ayak paça çorbası gibi kıymetli önerilerde bulundular. Bu öneriler çok rahatlatıcı olsa da dizleri sakatlamıştım artık.)Sonra hergeçen gün acı artmaya başladı. Dizlerde sürekli bir çıtlama, güçsüzlük hali. Merdiven çıkamaz olmuştum, yürümek bile zor geliyordu. İyi bir ortapedi doktoruna gittim. İlk muayenede ' Kondromalazi patella ' teşhisi koydu. Bisiklet, ağırlık çalışma, koşma gibi sporlar yasaklandı. Söylediklerinden aklımda kalan; dizi sabit tutan, diz kapağının altındaki üçgenimsi kısımlar zorlanmış ve diz eklemi belli yerlerden daha fazla sürtünüp aşınmıştı. Ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlar, kalojen takviyeleri,yürüyüş dışında aktivite olmadan geçen üç aydan sonra ağrılar, sesler hafifledi. İkinci muayenede diz kapaklarını sabit tutan patella dizlikler ve kalojen takviyeye devam. 3. muayenede ise şikayetler bitmişti. Yaklaşık 10 ay bisiklet kullanamamıştım. Eski formumda olmasam ve eski yoğunlukta kullanmasam da bugün yine yol ve mtb kullanıyorum ama zorlamadan ve işe giderken dahi olsun, bisiklet sürerken patella dizlikleri kullanarak. O günlerden beri alışkanlık oldu, işe yarıyor mu bilmem her sabah bir çay kaşığı bamya tohumunu bir bardak suyla yutarım. Ama bir daha asla fixie-single speed denemedim, önceki formuna bir daha ulaşamadım ve halen dizlerimi zorlamamaya çok dikkat ediyorum.
Yazımın başında belirttiğim gibi gönül veren, yeni başlayacak arkadaşlar, konuyu iyi araştırıp, tecrübe sahibi kişilerin görüşlerinden faydalanın. Dişli oranına, kullandığınız şartlara, bisikletinizin size uyumuna,beslenmenize; sağlığınıza dikkat edin. Bu konuları ihmal etmezseniz gerçekten büyük keyif ve eğlence. Ayrıca gereksiz masraf-bakımdan kurtulup maksimum verim.
Ben o dönemde fixie ve yol ve dağ bisikletlerimi satmıştım. İyileşmeye başlayınca şehir-tur bisikletim ile kısa sürüşler yapmaya başlamıştım ama ağrılar yine başlayınca onu da satmıştım.
Bugün bir yol bir dağ bisikletim var. Zorlamadan, 100 km üzerine çıkmadan hafta sonu turlar yapıyor(sokağa çıkma yasaklarına kadar yapıyordum), işe de yine bisikletle gelip gidiyorum. Şikayetim kalmamış olsa da bisiklete, patella dizlikler olmadan binemiyorum. Yukarıda yazdığım gibi her sabah 1 çay kaşığı bamya tohumuna, dikkatli sürmeye devam.
Herkese sağlıklı, mutlu güzel sürüşler. Kendinize dikkat edin dostlar.
Fixie yada daha doğru tabirle sabit vitesli bisikletlerle üç yıl önce tanıştım. Deneme amaçlı aldığım ucuz bir fixie bisikleti o kadar sevdim ki neredeyse diğer tüm bisikletleri bir kenara bırakıp çoğunlukla bu bisikleti kullanmaya başlamıştım. Hatta yol bisikletimi bile satmıştım. İnternetten öğrendiklerimle kendime fixie bisiklet bile topladım. Burada başlıklar açtım, diğer bisikletçilerle tartıştım. Fixie iyi midir kötü müdür? Faydalı mı zararlı mı? Ve benzeri konular. Kendi tarzım her şeyi yavaş yavaş açılarak sindire sindire yaşamak olduğundan fixie için de yavaş bir gelişim oldu bende ve neredeyse hiç sıkıntı yaşamadım. Yokuş çıkmayı yavaş yavaş öğrendim, pedallarla fren yapmayı trackstandi yavaş yavaş geliştirdim. Dizlerim de yokuşlarda pek sorun yaşamadı ve hatta kuvvetlendi. Daha önce vitesli bisikletlerle çıkamadığım yokuşları fixie ile rahatça çıkabilir ve uzun mesafe alabilir oldum falan. Ayrıca fixie kullanmak gerçekten zevkliydi ve kısa mesafelerde bile tatmin edici bir sürüş yaşayabiliyordunuz.
Bisikletçi bir arkadaşım beni birkaç kez ikaz etti. Fixie kullanan tanıdıklarının özellikle diz ve ayak bileği sakatlıkları yaşadığını ve bisikleti bırakmak zorunda kaldıklarını söylemişti. Ancak benim tarzım çok zorlayıcı olmadığı için ben neredeyse hiç sıkıntı yaşamadım vücudumda, hatta geçmiş dönemde yaşadığım sakatlık sonucu oluşan diz ağrıları, önce yol bisikleti sonra da fixie ile güçlenen kaslarımla artık hiç kendisini hissettirmez olmuştu. Çok mutluydum.
Bir de fixie HIIT gibi değişken nabızlı antrenmanlara çok müsait, ısındıktan sonra kısa yokuşları bir kaç defa çıkarak veya sprintlere kalkarak epey iyi antrenman yapabiliyorsunuz. Tek sorun uzun mesafe iştahım biraz azalmıştı, bir saatin üzeri süzülmeden sürekli pedal çevirmek biraz yorucu oluyor
Ancak bu pandemi dönemi yasaklar biraz işi değiştirdi. Artık sık bisiklet kullanamadığım için bacaklarım ciddi anlamda güç kaybetti, zayıfladı. Asıl önemlisi artık çok kısa bir alanda kısa sürüşler yaptığım için de dur kalk çok yoğun yapıyorum, böyle olunca kalkışta vites olmadığı için ilk bir kaç metre dizler epey yük alıyor. Ve ayrıca yola çıkıp da uzun sürüşler yapamadığım için de odağım değişti, kardiyo egzersizi yerine skid fren gibi olaylara çok fazla girdim. Şimdi özellikle yokuş aşağı iniş veya skid gibi yüklenmeler yaptığımda dizlerimin zorlandığını hissetmeye başladım. Ciddi bir rahatsızlık veya ağrı olmasa da pek hoşuma gitmedi bu durum.
Ben de yoğunluğu düşürüp kadansı biraz yükseltmeye ve daha düşük yoğunluklu sürüşler yapmaya karar verdim ve kendime tekrar bir yol bisikleti topladım. Şimdi tekrar hafif hafif uzun süreli antrenmanlara başladım. Sürüş fixie gibi zevkli olmasa da düşük dişli oranlarında vakit geçirmek dizleri biraz rahatlattı. Açılma süreciyle beraber form tutmadan fixie ile yokuş çıkma ve inme gibi zorlayıcı sürüşler yapmayacağım.
İnternette 40 yıldır fixie kullanan kişileri okudum biraz da. Sürdürülebilirlik için frenlerin çıkartılmamasını tavsiye ediyor, yokuş inerkenki gibi yoğun eksantrik zorlamaların veya trafik ışıklarında sürekli dur kalk gibi zorlamaların eklemlere zararlı olabileceğini belirtiyorlar. Açıkçası bu konuyu araştıran varsa görüşlerini merak ediyorum. Bilimsel olarak eksantrik antrenmanlar epey yeni bir alan diye biliyorum.
Bu kadar kısıtlı kişiye hitap eden bir alanda neyin faydalı neyin zararlı olduğu konusunda da fikir edinmek zor. Belki rastlamışsınızdır. Doktor bile olsalar bisiklete ilişkin birçok farklı görüşler var. Bisiklete binmeyi bırak, vücudu zorlayacak herhangi bir sporu yapmanın dahi insana uzun vadede zararı olduğunu söyleyen bile var (çok da haksız olmayabilir bu görüş, ama tabi spor felsefesi vücudu zorlamak üzerine kurulu olduğundan çok dillendirilmiyor)
Sonuç olarak, tecrübelerimden çıkarımlarım:
- Fixie zevkli bir şey, bilinçli ve makul yapılırsa sizi güçlendirir.
- Yavaş yavaş zorlaştırın her şeyi, vücudunuzu dinleyin, acele etmeyin.
- Düşük vites oranıyla başlayıp yükseltin, baştan ego yapıp yüksek oranlarla yokuşlara, skid stoplara girmeyin
- Kendinizi dinleyin, zayıflarsanız gurur yapmadan başa dönmeyi bir değerlendirin.
- son olarak @kudretozbay ın önceki bir paylaşımında bahsettiği gibi fixienin tek çeşit olmasına gerek yok. Çeşitlilik ve farklı bisiklet deneyimleri vücut için faydalı. Fixie bisikletim hep olacak (onun kadar zevklisi yok) ama bu sefer yol bisikletimi satmayacağım.
Görüşlerinizi ve tecrübelerinizi merak ediyorum. Allahaşkına bisiklet türleri üzerinden saçma faşizan yorumlar yapılıp da kısır tartışmalara dönmesin. Gerçekten fayda sağlayacağını düşündüğünüz yorumları ve deneyimlerinizi iletmeniz ricasıyla.
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: