thomisus lx
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 25 Haziran 2007
- Mesaj
- 2.909
- Tepki
- 2.024
facebooktan kurtulmak gerçekten zor. ben heyyo arkadaşlar neler yapıyor falan diye bodoslama atladım. iyi şeyler yaşamadım mı? elbette. geçmiş dostlardan geçmiş olanlar olmuş. soğuk su içtik üstlerine ama yılların ortak frekansa taşıdığı kişiler olmuş. evlenen, boşanan, çocuk yapan arkadaşlar olmuş. nispet yapan sevgililerden evlenen, çoluk çocuğa karışanlar olmuş. nispet yapanlar var. başarılı olan okuldan gıcık elemanlar, çok başarılı olan sevilen arkadaşlar olmuş. sonuçta kişisel özellikte bir mecra olarak etkiledi beni.
elbette, ücretsiz haberleşme ortamı. ama bir zaman sonra baktım günde bazen 5 saatim bunun başında geçiyor. gezi protestolarında ulusal ölçekli basın suspuslaştırılınca haliyle bu ortam ile akabinde twitter dan haber almaya çalıştım ama bir zaman sonra bir bakıyor insan twitter ve facebookta da gerçekleri değiştirmek ve yanlı yönlü yazıp çizmek mümkün. orada da gerçeklerin saptırıldığına tanık oldum.
alışkanlık sanırım 7-10 günde gerçekleşen birşey. üstelik yerinizde 9 saat internet erişimi kolayken oturduğunuz yerden facebooktan kaçmak zor.
ayrıca ulusalcısı, dincisi, dinsizi, sofusu, anarşisti, siyasisi; herkes övmek, yermek, eleştirmek veya övmek için hep aynı insanların resimli haberlerini paylaşır oldu ve birden baktım, izmirde benden ayrı yaşayan annem ve babamın yüzünden çok, hırsızın, uğursuzun, teröristin, ahlaksızın resimlerini görüyorum.
google da facebook delete account diye arattım. 14 gün size mühlet veriyor namussuz hemen silmiyor. bir kaç kez dönüş yaşıyorsunuz başta. uyuşturucu bırakmak gibi sanırım. krize giriyor insan, du bakayım ne oldu şu olayın aslı astarı diyip giriyor, eski sevgili ne alemde diyor dalıyor ama 3 ayda komple bıraktım.
akabinde linkedin den kurtuldum. bu hayatta kaybeden biri olarak, linkedinde de kariyerler çarpışıyor. baaaak ben ne oldumcularla yapamadım. napalım kaybedenim.
twitterdan kurtulmak daha kolay geldi. takip ettiğim pek birileri yok.
ortaokul sınıf arkadaşım Sayın Ayşe Deniz Temiz in metis yayınları için çevirdiği şifrepunk isimli kitabı da okuyunca ben bu sosyal medyayı bırakma kararımın doğruluğuna iman ettim.
elbette, ücretsiz haberleşme ortamı. ama bir zaman sonra baktım günde bazen 5 saatim bunun başında geçiyor. gezi protestolarında ulusal ölçekli basın suspuslaştırılınca haliyle bu ortam ile akabinde twitter dan haber almaya çalıştım ama bir zaman sonra bir bakıyor insan twitter ve facebookta da gerçekleri değiştirmek ve yanlı yönlü yazıp çizmek mümkün. orada da gerçeklerin saptırıldığına tanık oldum.
alışkanlık sanırım 7-10 günde gerçekleşen birşey. üstelik yerinizde 9 saat internet erişimi kolayken oturduğunuz yerden facebooktan kaçmak zor.
ayrıca ulusalcısı, dincisi, dinsizi, sofusu, anarşisti, siyasisi; herkes övmek, yermek, eleştirmek veya övmek için hep aynı insanların resimli haberlerini paylaşır oldu ve birden baktım, izmirde benden ayrı yaşayan annem ve babamın yüzünden çok, hırsızın, uğursuzun, teröristin, ahlaksızın resimlerini görüyorum.
google da facebook delete account diye arattım. 14 gün size mühlet veriyor namussuz hemen silmiyor. bir kaç kez dönüş yaşıyorsunuz başta. uyuşturucu bırakmak gibi sanırım. krize giriyor insan, du bakayım ne oldu şu olayın aslı astarı diyip giriyor, eski sevgili ne alemde diyor dalıyor ama 3 ayda komple bıraktım.
akabinde linkedin den kurtuldum. bu hayatta kaybeden biri olarak, linkedinde de kariyerler çarpışıyor. baaaak ben ne oldumcularla yapamadım. napalım kaybedenim.
twitterdan kurtulmak daha kolay geldi. takip ettiğim pek birileri yok.
ortaokul sınıf arkadaşım Sayın Ayşe Deniz Temiz in metis yayınları için çevirdiği şifrepunk isimli kitabı da okuyunca ben bu sosyal medyayı bırakma kararımın doğruluğuna iman ettim.