Scudo Sports

Düzenli su tüketimi

Yücel Demirkılıç

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Temmuz 2013
Mesaj
643
Tepki
263
Şehir
Giresun
İsim
Yücel Demirkılıç
Bisiklet
Specialized
Merhaba arkadaşlar. Burada su içmek hakkında bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Eğer okursanız doğru bildiğimiz yanlışları görebilirsiniz. Konuya gelecek olursak...

1- İşte Daha Fazla Su İçmek İçin Bir Nedenler Listesi...
2- Çok Fazla Su İçmenin Zararı
3- Günde 2 Litre Su İçmenin Faydasının Kanıtı Yok
4- Su İçerken Dikkat!..
5- Fazla Su İçmek Her Zaman Faydalı Değil

İŞTE DAHA FAZLA SU İÇMEK İÇİN BİR NEDENLER LİSTESİ...
Gündelik hayatta ihmal ettiklerimizin başında su içmek gelir. Sağlığın korunması ve canlılığın sürdürülebilmesi için gerekli bir numaralı madde sudur. Vücudumuzun % 55-75’lik kısmını su oluşturur. Su; metabolizmanın düzenlenmesinde ve vücudumuzdaki tüm reaksiyonlarda görevlidir. Gün boyu içeceğimiz 2 lt su, enerji oluşumunu artırır ve zayıflamaya yardımcı olur, besin maddeleri, oksijeni… taşıyarak organ ve dokuları korur. Aç karnına içtiğimiz su; organizmayı zararlı toksin maddelerden arındırır. İmmün sisteminin, görevini yapabilmesi için su gereklidir. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmamızda yardımcıdır. Cildimizin; nem ve elastikiyetinin düzenlenmesinde su rol oynar. Günümüzde bayanların korkulu rüyası haline gelen selülit oluşumunun önlenmesinde de su yine ilk sırayı alır.

Emzikli kadınlarda; süt üretimini artıran en önemli sıvı sudur. Özellikle kalori oranları yüksek hazır meyve suları, gaz yapan asitli içecekler yerine su tercih edilmelidir. Hamilelikte; suyun önemi daha da artar. Bebeğin içinde bulunduğu amnion sıvısı her üç saatte bir kendini yeniler. Yetersiz sıvı alımı ile amnion miktarı azalacağından, suya gereksinim artar. Sıcak havalarda; vücut sıcaklığını düzenleyici olarak çalışır. Dikkat edeceğimiz nokta, yazın içtiğimiz su miktarını artırma gerekliliğidir. Bedenimiz ısındıkça terler ve su kaybeder. Bunun için su seviyesini yeterli düzeye getirmemiz gerekir. Vücut, suyu aktif olarak kullanır, depolayamaz. Bu sebeple susuzluğa dayanamayız. Vücudumuzun hiç su içmeden dayanabileceği maximum süre en uygun şartlarda 7 gündür.

https://i.hizliresim.com/8YgnyA.jpg

Sporcularda; su kaybeden vücut, yeterli sıvıyı yerine koyamıyorsa; buna tepki göstererek metabolizmamızı yavaşlatır. Suyun atımını engellemeye çalışır. Özellikle spor sonrası, ter ile atılan suyun yerine gelmesi için; egzersiz ve yarıştan 15 dk önce 1-1.5 bardak, egzersiz ve yarış sırasında her 10-15 dakikada bir 1/2 bardak su içilmesi gereklidir.

Kısaca;
10-12 bardak suyu, gün içine dağıtarak için.
Su içmek için susamayı beklemeyin. Unutmayın; vücudumuzun, hissettiğimizden çok daha fazla suya ihtiyacı var. Her öğünden 15 dk önce 1-2 bardak su için ki; 20 dakikada doygunluk mesajı alan beynimizde, bu hissin oluşumunu hızlandırın. Hiçbir sıvı içeceğin suyun yerini tam anlamıyla tutmadığını unutmayın...

ŞİŞMANLIĞA KARŞI SU
Vücudun su toplamaması için, bol miktarda su içmek gerekir. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Nedenine gelince; böbrekler yeterli miktarda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu görev de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise, daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı son derece olumsuz etkiler. Vücut özellikle geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda hemen bir bardak su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içeceğiniz bir bardak su, iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce içilen bir bardak su da yine metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin tükenmesinin önüne geçer.

SUYUN RAHATLATICI ETKİSİ...
Günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmanız için yapmanız gereken en önemli şey; şöyle bol köpüklü bir banyo. Suyun rahatlatıcı etkisi, aslında sandığımızdan çok daha fazla... Su sadece temizlenmek için değil, arınıp, yenilenmek ve yorgunluktan kurtulmak için de birebir... Yıkandığınız suyun sıcaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına özen göstermelisiniz. Çok sıcak su, kanın yüze doğru hücum etmesine neden olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su, bazı dolaşım bozukluklarını da doğurabilir, kalbi zayıf olanlar üzerinde ise daha kötü etkiler yaratır. Sıcak suyun bir dezavantajı da, deriyi yumuşatması ve varislerin daha da ortaya çıkmasını sağlamasıdır. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bazı zararları bulunur: Özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir. Kan damarlarının önce daralmasına, ardından hemen genişlemesine neden olur. Bu nedenle, ideal banyo suyunun sıcaklığı, 33 ile 37 derece arasında değişir. Eczaneden alacağınız bir termometre ile suyun sıcaklığını ölçmeniz mümkün. İdeal su sıcaklığı içerisinde, en az 15 dakika kalmayı da ihmal etmemelisiniz...

DERİYE KAYBETTİĞİ SUYU YENİDEN VERİN
Eğer banyo çıkışında vücudunuzda kırmızılık oluştuysa ve kaşınıyorsanız, suyunuz fazla klorlu ya da kireçli demektir. Kireçli su ise, vücudu kurutup, sertleştirir. Bunun için, banyo sonrası, vücudunuza nem kazandıracak kremler sürmenizde fayda var. Kokulu ve renkli banyo tuzlarından kattığınız suda yıkanırsanız, tuzların canlılık verme ve yorgunluk alma özelliğinden de faydalanabilirsiniz. Gülsuyu ve gliserin eklenmiş su ile yapılan banyo ise, deriye kaybettiği suyu yeniden verir. Banyo köpüğünün içinde yer alan maddeler su ile temas ettiğinde, karbon gazı çıkmasını sağlar. Bu gaz tabakası da suyun içinde dağılıp, vücut ısısının etrafa yayılmasını önler. Vücudu terletip zayıflattığı gibi, vücuttaki zehirlerin de atılmasını sağlar. Ayrıca sinir sistemini gevşetmesi de, köpüğün özelliklerindendir. Fakat köpüklü banyoların bir de zararı vardır ki, bu da, köpüğün içinde hassas derileri kurutan yağ alıcı madde bulunmasıdır. Bunu da yine çeşitli krem ve sütlerle takviye ederek giderebilirsiniz. Özellikle yosunlu losyonlar kullanmanızı tavsiye ederiz. Banyo sırasında cilt karbon gazı emdiği için, sudan çıkınca derin derin nefes alıp vermeyi de ihmal etmeyin!.. Yüzümüzün cildi çok daha hassas olduğu için, tuz içeren ve bu nedenle de kuvvetlendirici etkisi olan bir maden suyuyla yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Yağmur suyunun saflığını hissedeceğiniz bu yıkama işlemi, cildinizin tazeliğini uzun süre korumasını sağlayacaktır.

SUYUN VÜCUT İÇİN ÖNEMİ
-Vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur.
-İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
-Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinleri sindirir.
-Hücre ve kas dokularını güçlendirir.
-Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
-Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.

https://i.hizliresim.com/1JyPRY.jpg

ÇOK FAZLA SU IÇMENIN ZARARI
SAMSUN Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Şükrü Arslan, aşırı su tüketiminin vücuda yarardan çok zarar getireceğini belirterek, “Terlemeyle beraber artan sıvı ihtiyacını karşılamak için bardak bardak, litre litre su içmek doğru değil. Çünkü çok fazla miktarda alınan su, vücutta su zehirlenmesine neden olur” dedi.

Gece Su İçmenin Zararları
Yaz aylarında sıcaklığa bağlı olarak terlemeyle su kaybının arttığını söyleyen Prof. Dr. Şükrü Arslan, sıvı kaybının giderilmesi için alınacak su miktarının önemli olduğuna dikkat çekti. Beyinde bir susama merkezinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Arslan, “Bu merkez bize ne zaman, ne kadar su içeceğimizi söyler. İşi doğal akışına bırakıp, su içme ihtiyacı susama oluştuğunda giderilmesi gerekir” diye konuştu. Prof. Dr. Şükrü Arslan, fazla miktarda alınan suyu, böbrekleri iyi çalışan kişilerin tuvalete giderek dışarı attığını, böbrekleri iyi çalışmayan kişilerin zehirlenebileceğini söyledi. Prof. Dr. Arslan, “Su zehirlenmesinde, su damarlarda dolaşır. Böbrekler tarafından dışarı atılması gereken sıvı özellikle beyin hücrelerinin içine girerek, hücresel ödem, şişme yaparak onların fonksiyonlarını bozar ve doğru çalışmalarını engeller. Bu konsantrasyon yeteneğinde azalma, bilinç bulanıklığı ve giderek ölüme kadar neden olabilen bir dizi olayı tetikler” dedi.

Bazı hekimlerin günde 2- 3 litre su içilmesi şeklinde önerilerde bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Şükrü Arslan, “Biz çocuk yaş grubunda böbrek taşı oluşumu ya da idrar yolu enfeksiyonu varsa, bol su içme önerisinde bulunuyoruz. Onun dışındaki sağlıklı çocuklar, sağlıklı bireyler için susama merkezi ‘su iç’ emrini verene kadar ‘hiçbir şey yapmayın’ diyoruz” diye konuştu.

GÜNDE 2 LITRE SU İÇMENIN FAYDASININ KANITI YOK
Ankara (AA)- Yapılan yeni bir araştırma, çok su içmenin sağlığa faydalı olduğu yönünde hiçbir kanıt bulunmadığını ortaya koydu. Araştırmacılar, sağlık için günde 8 bardak (2 litre) suya ihtiyaç bulunduğu yönündeki inancın “bir mit olduğunu” söyledi. Özellikle 1990′larda yaygınlaşan bu inanca göre, günde iki litre su tene iyi geliyor, kilo verilmesine ve vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor; bunun yanı sıra yeterli su içmeyenler sağlık problemleriyle karşılaşabiliyor. Bu mitin yaygınlaşması, insanları susadıkları zaman su içmek yerine, gün boyunca ellerinde su şişesiyle dolaşmaya sevk etmişti. Ancak, Pennsylvania Üniversitesinden Dr. Dan Negoianu ile Dr. Stanley Goldfarb’ın klinik çalışmaları tarayarak vardıkları sonuç, bu kadar çok su içmenin saptanmış herhangi bir yararı olmadığı yönünde. Bilim adamları, sıcak ve kuru havalarda su ihtiyacının arttığını, bazı hastalıklardan mustarip olanların fazla sıvıya ihtiyaç duyabileceğini, ancak “ortalama sağlıklıklı insanlar için böyle bir ihtiyaç bulunmadığını” belirtti.

Yeni araştırmaya göre, susuzluk derinin görünümünü değiştirebiliyor, ancak çok su içmenin deriyi güzelleştirdiğine dair klinik bir bulgu yok. Bunun yanı sıra bazı araştırmaların, fazla suyun böbreğin tuz ve üreyi vücuttan atmasına yardımcı olduğunu gösterse de bunun sağlığa ne gibi yararı olduğunu göstermekte başarısız kaldığı belirtildi. Daha çok su içmenin tokluk hissi yaratıp kilo vermeye yardımcı olduğu iddiasını da araştıran bilim adamları, bu konudaki araştırmaların da somut sonuca varmada başarısız olduğunu belirtti. Journal of the American Society of Nephrology’de yayımlanan araştırmada, “Genel olarak bu konuda kanıt yetersizliği söz konusu” denildi.

SU İÇERKEN DIKKAT!..
-Lütfen bu sessiz çığlığa kulak verin. Fotoğraf herşeyi anlatıyor fakat ben de bir kaç ilavede bulunayım. Çevremizdeki sokak hayvanları özellikle yaz aylarında, su bulmakta çok zorlanırlar. Günlerce susuz dolaştıkları olur. Onlarında bizim gibi bunaltıcı sıcaklarda ilk ihtiyaçları sudur. En azından evimizdeki bir yoğurt kabına su doldurarak sokağınızın uygun yerlerine koyduğumuz su kaplarıyla sevimli doztlarımızın bu ihtiyaçlarını giderebilir, belkide hayatlarını kurtarabilirsiniz. Bu nedenle Çok susadığınızda buz gibi suları içerken, bu fotğrafıda hatırlayalım lütfen..

FAZLA SU IÇMEK HER ZAMAN FAYDALI DEĞIL, FAZLA SU IÇMEK FAYDALI MI, FAZLA SU IÇMEK BAZEN ZARARLI
Radyo 7!nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programına Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Türkmen konuk oldu. Türkmen, sık su içmenin böbrek taşı oluşumunu engellediğini fakat fazla su içmenin kişiden kişiye değişecek sorunlar oluşturabileceğini söyledi.

EDA: Böbrek hastalığı uzun zamandır böylemidir? Ne kadar süredir kişiler bu rahatsızlıkla karşı karşıya kalıyor?

Aydın Türkmen: Böbrek rahatsızlığı çok önemlidir. Çünkü böbreklerimiz çok küçük organlar aslında tüm vücut kitlesi içerisinde bakıldığında bütün vücut ağırlığımızın yaklaşık 0.5 kadarını oluşturuyor. Ama bu kadar minik organlar olmalarına rağmen yaşam böbreksiz maalesef yürümüyor. Hemen hemen diğer organ sistemleri böbreklerimiz uygun şekilde çalışmazsa belli bir süre sonra iflas ediyorlar. Onun için minik organların sağlıklarının son derece önemli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Onları iyi korumak olasılık hastalıklardan uzak tutmak onları karşı koruyucu tedbirler almak gerekiyor.

EDA: Böbreklerin vücudumuzda ki fonksiyonları nelerdir?

Aydın Türkmen: Vücudumuzun temizlik organları gıdalarla alınan birçok besin maddesinin vücutta yıkılması metabolizmasının sonrası ortaya çıkan bir takım atık maddeler oluyor. Bunların temizlenmesini tamamen böbreklerimiz gerçekleştiriyor. Bu görevin on onbeş gün yapılamaması durumunda da hayatımız tehlikeye giriyor. İkinci fonksiyonları ise vücudumuzun su ve tuz ihtiyacını ayarlıyor. İnsan sağlıklıyken bunu hiçbir şekilde fark edemiyor ama böbrekler bozulmaya başladığı zaman basit su ve tuz oranlarındaki değişiklikler bile çok hayati öneme engel olabiliyor. Diğer görevleri ise hormonsal görevleri vardır. Kan hücrelerini olgunlaştırıcı kansızlığa karşı vücudu koruyucu özel hormon üretiyor böbrekler. Gerçekten uzun dönemde bu hormonun yapılamaması kansızlığa yol açıyor.

EDA: Böbrekleri korumak için en fazla kullanılan kelime mutlaka su tüketiniz oluyor. Böbreklerimizi sadece suyla mı koruyoruz?

Aydın Türkmen: Su bir takıntı haline gelmiş durumda. Böbrekle ilgili sorunu olana kişilere öyle deniyor. Sık böbrek taşı oluşturan hastalarda çok su içilmesinin faydası var gerçekten. Çünkü idrar akımı hızlandıkça idrar çıkışı arttıkça taş oluşumu zorlaşıyor. İkinci önemli nokta ise böbrek yetersizliği başladıktan sonra ki süreçte bu durumda hasta aldığı sıvıyı çıkarabiliyorsa gene sıvı alımını arttırmak gerekiyor. Ama hiçbir insan için şu kadar litre su için demek mümkün değildir. Özellikle böbrek yetersizliği olan hastalarda çok aşırı su alındığı vakit hepsini böbreğimiz dışarı çıkaramayabilir. Buda vücutta aşırı derecede sıvı birikimine ve kalp yetersizliğine kalbin zorlanmasına yol açabilir.

EDA: Böbrek hastalıkları nelerdir? Başlıklar halinde sıralayabilir miyiz?

Aydın Türkmen: Böbreklerimizin hastalıkları çok değişik olabiliyor. Bir kısmı dâhili böbrek hastalıkları bir kısmı ise cerrahi böbrek hastalıklarıdır. Böbrek hastalığıyla böbrek yetersizliği terimlerini ayırmak gerekiyor. Bir insanın hiç şikâyeti olmaksızın idrarından kan çıkması böbrek hastalığı belirtisidir. Böbrek hastalıkları başta kişiyi çok rahatsız etmez hekime başvurmasına yol açmıyor. Çoğu kez başka bir hastalık için araştırılırken ortaya çıkıyor.

EDA: Sağlıklı yaşayabilmek için her iki böbreğe de gerek varmıdır? Doğuştan tek böbrekli olmak sorun yaratır mı?

Aydın Türkmen: Genelde sağlıklı çalışan tek böbrek insan hayatını çok etkilemez. Normal bir şekilde insanlar hayatını sürdürebilir. Dikkat edilmesi hususlar bu tip hastalarda korunması gereken organ bir taneye indiği için ve bütün vücudun yükünü tek böbrek çektiği için birkaç şey tavsiye ediliyor. Böbreğin hayatını belirleyen en büyük faktörlerden birisi kan basıncı yani tansiyondur. Tansiyonun çok iyi gittiğinden hastanın emin olması gerekir. Sık sık tansiyon kontrolü yaptırıp tansiyonu yüksekse erken müdahale ile düşürülmeye çalışmak gerekir. Gerçekten tansiyonu yüksek ve tek böbrekle yaşıyorsa yıllar içerisinde o böbreğin bozulması söz konusu olabilir. İkinci önemli faktör ise kilosunu iyi tutması gerekir.

EDA: Akut böbrek yetmezliğinin ilaçla tedavisi varmı? Ve neler yapılabiliyor?

Aydın Türkmen: Böbrek yetersizliklerini akut ve kronik olarak ikiye ayırıyoruz. İkisi çok farklı olaylardır. Çünkü akut dediğimiz zaman böbrek fonksiyonları geri dönüşebilir. Bu yüzden bu hastalıkların tedavisi çok enerjik olmak gerekir. Kronik böbrek yetersizliği dediğimiz zaman böbreklerdeki fonksiyon bozukluğu ya da kusur geri dönüşmez bir şekilde gerçekleşmiş oluyor. O hastalar günün birinde yavaş yavaş ilerlese de tablo diyaliz hastası olmak zorundalar. Ve böbrek nâkili yaptırmak zorundalar.

EDA: Kreatinin yükselmesi ne anlama geliyor, korkulacak bir durum mudur?

Aydın Türkmen: Kreatinin kimyasal inceleme değeri vardır. Böbrek fonksiyonlarını değerlendirirken çok kullandığımız bir değer kaslarımızda üretilen bir maddedir. Böbrek tarafından her gün belli oranda süzüldüğü için kandaki oranı genellikle biri geçmeyen bir maddedir. Bu tür hastaların genellikle sıvı tüketmesi ve tansiyonlarını çok dikkatli kontrol etmeleri gerekir.

EDA: Kadınların en büyük sıkıntılarından biri sistik rahatsızlığıdır. Böyle bir rahatsızlıkla karşılaşan hanımların böbrekle ilgili herhangi bir problemden korkmaları gerekiyor mu?

Aydın Türkmen: Sistik çoğunlukla böbreklerle ilgili bir sorun değildir. Hanımlarda belli dönemlerde sıkça görülen sorunlardan basitçe enfeksiyon olabiliyor. Tekrar enfeksiyon olursa burada da görünmek gerekir. Koruyucu antibiyotiklerle bir takım tedbirlerle bu sorunun üstesinden gelinebilir.

EDA: Son olarak böbrek rahatsızlıklarıyla ilgili neler ifade etmek istersiniz? Neler önerirsiniz?

Aydın Türkmen: Hipertansiyon ve şeker hastalığı toplumumuzda büyük insan kesimlerini ilgilendiren hastalıklardır. Kronik böbrek hastalığı ve yetersizliği sıklığınla karşı karşıyayız. Önümüzdeki senelerde bu rakamın artacağını gösteriyor. Onun için tedbir alındığı vakit kronik böbrek yetersizliğine sahip olan insanların takiplerinde biraz daha dikkatli olmaları gerekiyor.
 
Scudo
Uzun uzadıya okuduktan sonra teşekkür etmek istiyorum. Gayet iyi bir paylaşım olmuş. Atılan mesajlarda da yeni bilgiler eklenebilir. Takip etmekte fayda var.
 
  • Beğen
Tepkiler: ufuk şimşek
Günde 3 bardak içebiliyorum en fazla ya da hiç.!

(Geç olduğu için sonra okurum konuyu )
 
Bende fazla su içiyordum , sağlık açısından ziyade su içmeyi seviyorum :) Demek ki ona da dikkat etmek lazımmış..
 
@Yücel Demirkılıç
çok güzel bi toplama olmuş; hekim olarak bi katkıda bulunmak isterim. Sporcularda, daha doğrusu şöyle söyliyeyim, fazla ter kaybettiğiniz durumlarda iki sıkıntı oluyor. birincisi vücut su kaybediyor ve bu sıkıntılı bir durum.. (özellikle metabolizma hızlamışken). ama bunun yanında ter ile sodyum da kaybediyoruz. ve spor esnasında hızlı nefes alıp verdiğimiz için potasyumumuz da azalıyor.

şimdi arkadaşlar, isteyenler için biraz detaya ineyim; bunlar, vücudumuzdaki su da azaldığı için derişim olarak azalmaz ve sıkıntı olmaz aslında. ama biz spor esnasında su içip kaybettiğimiz suyu yerine koyduğumuz için, derişim olarak sodyum ve potasyum eksikliği ortaya çıkar. bu da gayet tehlikeli bir durumdur. potasyum azalması, miktarına bağlı olarak kalbi dahi durdurabilir, ama vücudumuzda tampon mekanizmalarının çokluğundan yırtıyoruz diyebilirm.. sodyumun azalması ise hızla alakalı olarak beynimizi etkiler, hızla azaldığında komaya dahi sokabilirken, daha yavaş durumlarda algıda yavaşlamaya, anlık bayılacakmış gibi olma hissine yol açabilir ki bisiklet sürmek gibi bir sporu yaparken hiç istemediğimiz durumlar bunlar..

Toparlıyacaksak; spordan 'önce' içilen su, aslında bu durumu oluşturmaz, spor esnasında içilen önemli. bu yüzden de hepinize, özellikle uzun süre spor yapacaksanız bu sporcu içeceklerini öneririm. çünkü onlar içerisinde glukoz sodyum ve potasyum içerir ve zaten bu duruma engel olmak için üretilmiştir. bildiğim kadarıyla ülkemizde sadece powerade var, (önemli bir konu olduğu ve tek marka olduğu için marka ismi veriyorum, sıkıntı olursa düzeltirim). eğer sporcu içeceği ile enerji içeceği denilen kafein veya taurin içeren içeceği karıştırırsanız hayati bir hata olur. (Burada bize düşen iş, okuma yazma bilmek sadece aslında.. alırken üzerine bakın sadece "sporcu içeceği"mi yazıyor yoksa bi yerinde küçük harflerle gizlenmiş de olsa "yoğun fiziksel aktivite sırasında tüketilmemelidir" mi yazıyor) bu arada bu tarz içecekleri evde yapmak da kolay,sarı meyveler (muz-portakal-havuç) potasyum içerir, sıktığınız meyve suyuna azcık tuz attınız mı tamamdır, internette tarifleri de bulabilirsiniz :)

dolayısıyla benim hekim olarak siz dostlarıma tavsiyem, yola çıkarken yanınıza sporcu içeceği alın su yerine ya da daha uzun yolculuksa suyla birlikte..
 
malum yaz geliyor arkadaşlar suyu tüketimini belli bir seviyede tutmakta fayda var. konu biraz ilgi dışı kalmış olmaması gereken bir durum. gezinirken var mı acaba diyordum su ile ilgili bir makale, yücel kardeşimiz açmış emeğine sağlık güzelde bir paylaşım olmuş. biraz da ben ekleme yapayım dedim.

vücuda su alımı (hidrasyon):
vücuda besinlerle (1000 ml) ve içeceklerle (1200 ml) su alınır. bir de hücre metabolizması esnasında meydana gelen kimyasal tepkimeler sonucu oksidasyon ürünü olarak açığa çıkan 300 ml kadar su ile vücudumuz da su kazanımı oluşur. böbreklerin süzme işlemini yerine getirebilmesi ve karaciğerin vücutta depolanmış yağları vücudun kullanabileceği enerjiye çevirebilmesi için bol su tüketilmelidir. özellikle sporcular, hamileler, ve emziren anneler su alımını arttırmalıdır.

vücuttan su kaybı (dehidrasyon)
vücuda alınan su, idrarla böbreklerden (1500 ml), solunan havayla akciğerlerden (500 ml), terleme yolu ile deriden (500 ml) ve dışkı ile bağırsaklardan (100 ml) vücut dışına atılır. ateşli hastalıklar, aşırı terleme,spor etkinlikleri, idrarın fazla çıkmasına neden olan bazı ilaçlar ve sıvı içecekler su kaybını arttırır. su kaybı arttığında vücudun ısı düzeni bozulur,susuzluk hissi,baş,eklem, ve sırt ağrısı oluşur,idrar rengi koyulaşır, dil ve cilt kurur, tansiyon düşer nabız hızlanır,halsizlik ve konsantrasyon bozukluğu meydana gelir. vücuttaki suyun %10'u kaybolursa dolaşım ve böbrek yetmezliği görülür, %20'lik su kaybında ise ölüm gerçekleşir.

aşırı su tüketimi (su zehirlenmesi)
günlük su alımı günlük su atımından daha fazla olduğunda "su zehirlenmesi" oluşabilir. vücudumuzdaki suyun içinde tuz,protein,üre,şeker gibi bazı maddeler ve mineraller belli bir yoğunlukta bulunur. bu yoğunluğun fazla su tüketimi ile azalması, kandaki tuz dengesizliği ve sodyum miktarının azalması kalp,böbrek ve beyin gibi hayati organlarımızı etkileyebilir.

suyun vücuttaki önemi ve görevleri
beyin, omirilik ve diğer organları dış etkenlerden korur.
ağız,burun göz ve burun gibi vücut dokularını nemlendirir.
vücut ısısını dengede tutar.
akciğerdeki havayı nemlendirerek solunuma yardımcı olur.
metabolizmayı hızlandırır.
besinlerin sindirimine ve enerjiye dönüşümüne yardımcı olur ve dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığı önler.
atık ve toksit maddelerin vücut dışına atılmasına yardımcı olur.
kanın hacmini ve basıncını dengeler, akışkanlığı sağlar.
oksijen ve besin öğelerini hücrelere taşır ve hücrenin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olsan katı maddelerin çözünmesini sağlar.
eklemleri kayganlaştırır.
kasların dengesini sağlar.
ödemin(iltihap) atımında rol oynar.

vücudun su oranları

beyin %75 i
kanın %85 i
kemiklerin %22 si
kasların %75 i
karaciğerin %96 sı
akciğerlerin %90 ı
derinin %80 i
kalbin %80 i
dişlerin %8 i
yaşa göre vücudumuzda ki su oranları

embriyo %95
bebek % 80
çocuk %75
yetişkin %70
yaşlı %50

ve tabi su kirliliğine de değinmeden geçemeyeceğim suyu istediğiniz kadar kullanın bir sorun yok. buharlaşıp tekrar yağmur olarak düşüyorlar, ama sorun co2 ve kimyasal malzemelerle su ve doğaya verilen zarar. unutmayın dünyada su sorunu yoktur. temiz su sorunu vardır. temiz suları içmek için kullanıp diğer suları da temizlenmek vs temizlemek için kullanmamız gerekirken biz içtiğimiz sulara malesef kimyasal katıyoruz. biraz daha duyarlı olmamız gerekir. ben bireysel olarak şampuan kullanmıyorum az da olsa kimyasal katımını azaltıyorum kendimce işte :) ya da ellerimi sıvı sabunla değilde kalıp sabunla yıkıyorum. dişlerimi diş macunu değil limonla fırçalıyorum. başka önerileriniz varsa paylaşın beraber uygulayalım.

bu videoda bize bir ders olsun

 
Geri