babamların zamanında ehliyeti trafik şube müdürlüğü veriyormuş. ehliyet almak ilk seferde mümkün değilmiş neredeyse. babam 69 yaşında yaklaşık 45 yıllık B sınıfı ehliyet sahibi. ben ehliyeti tek seferde aldım. sınav soruları heryerdeydi ve 3kulvallahi bir elham ezberleyebilen herkesin geçebileceği kolaylıktaydı. zaten ezberi kuvvetli olmayan, azıcık muhakeme yeteneği olanlar bile o testten geçebilirdi. sorular, araba direksiyonu ne işe yarar a-arabayı yönlendirmeye b-cam silmeye c-adam dövmeye d-el sallamaya şeklindeydi ki, sınav sorularını görünce gülmemek için ya Türkçe bilmemek ya da orangutan olmak gerekiyordu. pekiyi de nedendi bu rezillik? ithalat artmış, yabancı otomobil satıcıları için ülke pazar olmuştu. araba satılması lazımdı ve bu meret ehliyetsiz sürülmüyordu. iş basite indirgendi ve ehliyetler adeta bakkaldan alınır oldu. suçlunun kurtulduğu düzen de kurulunca, insan hayatı hepten ucuzladı. ben insan haklarının ve insana saygının mağdur için uygun olduğunu düşünüyorum. bu kardeşimizin vefatına sebep olan adam illa ki vicdan azabı çekiyordur ama irandan şu anektodu da anlatıp yazıyı bağlayayım. telefon santralleri üzerinde çalışan bir arkadaşım tahrana gidiyor kuruluma. akşam saat 22 gibi bir bakkala giriyor biraz sapa bir yerde ve bu saatte korkmuyor musun hırsızlık ya da darp olur diye sormuş. bakkal gayet rahat İslam devriminden sonra hırsızlık yapanın, darp edenin darp ettiği elini kesip, paketleyip koltuğunu altına verip güle güle ettiklerinden beri kimse burlarda o tür şeylere cesaret edemiyor artık demiş. evet, diyelim ki bisikletli kardeşimiz -mekanı cennet olsun- 8de yüzbin kusurlu olsun ama ölümüne sebep olan araç yaklaşık 1-1,5 tonluk bir metal yığını ve sürücüsü içinde oturmuş, gaz pedal kontrol edebilen-edebilmesi gereken- biri. oturarak geziyorum diye rehavete kapılacağına birine zarar vermeyeyim diye pür dikkat olmalı. bu bilinçte olmalı. efendim sürücünün bir anlık dalgınlığı vs lafını da kabul etmemek lazım. dalgın birisi ise ulaşımını taksi ile yapsın. zira bir otomobili besleyip büyütmek ve nazı ile oynamak aylık anlamda çok masraflı aslında. sözü nereye getireceğim. trafik kazasında vefat edince biri, suçluyu, mağdurun ailesinin insafına sonuna kadar bırakmak lazım diye düşünüyorum artık. çünkü caydırıcı olmayan cezalar, paran varsa otelden rahat hapisaneler vb detaylarla handiyse trafikte adam öldürüp kahraman muamelesi görmek mümkün hale geldi. evladınızı katleden kişi budur, evet dünyanın en iyi insanları içinde ilk binde yer alır ama kendisi hakkında karar verme yetkisi size ait denmesinin zamanı geldi. hepimiz yayayız ve arabaların önünden tavuklar gibi kaçışmaktansa otomobil sürmeyi bu şekilde caydırıcı hale getirmekte mümkün.