Scudo Sports

Bol oksijenli, Doğayla iç içe bir gün; Hisarçandır - Armutçuk gezmesi

Taygun Kon

Forum Demirbaşı
Kayıt
12 Temmuz 2018
Mesaj
591
Tepki
1.487
Şehir
istanbul
İsim
Taygun K.
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Ay başından bu yana inanılmaz yorgunum. Kesintisiz çalışıyordum ve sadece 20 km bisiklete binebildim. Zaten eve de gelemediğim için bisikletim bakıma giderken yanında bile olamadım. Eve henüz dönüyordum ki kafamda hiçbir rota planı ya da araştırma olmaksızın evden önce markete girip yarınki tur için yiyecek bir şeyler aldım.

Akşama misafir geleceği, ve ertesi gün de İstanbula yollayacağım için çok uzun bir yol yapamazdım. Ama bir forumdaşımızın önerisi ile seçtiğim rotanın benim yorgunlukla bezenmiş acele işlerime sığmayacağından haberim yoktu.

Sabah yine 6'da sokakta olacak şekilde saatimi kurup yattım. Ama o da ne ! uyandığımda saat çoktan 9'a geliyordu bile. Aslında alarmı, hatta arkadaşımın evden çıkışını dahi duymuştum ama uyumuşum.

Kısa bir kahvaltıdan sonra evden çıktım. Isınmak ve vites geçişlerini denemek için sokakta 2 tur dönecektim. Ama hayatımda bir ilktir ki yavrumun bana trip attığını gördüm. Neymiş efendim onu bakıma başkası ile yollamışım da yanına gelmemişim. Eeee çalışıyordum ama dedim; yok bana mısın demiyor ! İyi hadi yaptık bir hata da hiç bu yüzden zincir, aynakol kapağı ile dişli arasına sıkıştırılır mı ?

Beni baya bir uğraştırdı sabah sabah kendileri. Neyse ki sevdim okşadım, özür diledim (büyüklük bizim olsun) o da vicdana gelip bir daha yapmadı. Tabi saat 10'a doğru gelirken ben sorunun çözüldüğünden emin bir şekilde yola koyulmuştum.

Antalya'da yeni sayılırım, buradaki en büyük dertlerden biri karşıdan karşıya geçme zorluğu, hem yaya hem bisikletli olarak. Trafik ışıkları bir acayip, üst geçit, alt geçit desen onlar da ne ki ! Ankaralı arkadaşlardan rica edelim bize biraz ödünç versinler. Onlarda bol bol var biliyorum.
Alt tarafı bi karşıya geçeceğim en az 300 400 metre pedalladım. Hadi bisikletle kolay da aynı şey başıma yaya olarakta geldiğinden çok sinir bozucu.

20191117_103701.jpg

Heyecanlandınız di mi hemen "Vayy beee nankör herife bak bisikletlilere üst geçit yapmışlar şehirde, bu gelmiş söyleniyor filan" Haklısınız tabi ama bakalım birazdan öyle diyebilecek misiniz ?
Evden çıkalı neredeyse 7 - 8 km oldu halen şehir içerisindeyim. Konyaaltı sahiline doğru inip mavili bisiklet yoluna bağlanacağım.

Mavili bisiklet yolu vurgusunu özellikle yapıyorum. Çünkü burası öyle bisiklet dostu bir şehir ki, yayalara bile "başınızın çaresine bakın ya da bisiklet alın" demiş, kaldırımları bisiklet yoluna çevirmişiz.

20191117_095956.jpg
Haydaaaaa ! Bu kapağı kim koymuş buraya? ?

Neyse zaten çizgiler de eskimiş, kim anlayacak oranın bisiklet yolu olduğunu ?

Bugün çok isyankâr bir günümdeyim arkadaşlar, zaten yorulmuşum zincirle uğraşarak. Olmaz olsun dedim böyle şey; Bu düzene başkaldırdım ve indim asfalta şakır şakır dönüyor tekerlekler yağ gibi akıyor gidiyorum ama ya sonra ! Ahh ahh..

Gelin size ayıp bir şey anlatayım. Şunun şurası biz bizeyiz ayrı gayrı yok ki aramızda, hem kim görecek ? amaaaannn !

Sahile inmeme kalmış bir paralel yol, kırmızı ışıkta bekliyorum, kıvrılıp aşağı ineceğim. Ama o da ne ! Tanrım bu ne endam ne güzellik ?
Bir hanımefendi sarı saçları siyah güzel elbisesi ve elindeki sarı renkli bisikleti ile karşıdan karşıya geçiyor ! Bisiklete baktım, öyle sıradan market bisikleti, tertemiz bir de. Dedim ki market bisikleti olsun, ona ne giyse yakışır ! Ay burda bi hata var sanki ? Neyse geçelim.

Taygun dedim bas pedallara, senin günün bu gündür. Hem güzel, hem bisikleti var. Dedim belki bir bardak kahve içeriz filan... Hem o güzel ama ben de de Giant var yani. Kaskım var eldivenim var. Yarın öbür gün evlensek Dura ace grup set takacak forumdaşlarımız, Madone 9 yollayacak bir forumumuz bile var. Ama nerdeeee !

Döndüm bi ellerime baktım şöyle; yağ kir içinde kalmış. Kız diyecek bu nasıl bir berduş böyle! Acaba altındaki bisikleti nereden çaldı !

20191117_125758.jpg

Hayır hayır, bisikletli adam öyle şey yapar mı hiç, yolda gördüğü kızın peşine takılmak filan ne ayıp ! Sağduyum yine baskın çıkıyor gibiydi. Döndüm ışıktan, sürmeye başladım konyaaltı sahiline ama ahh ahh...

Boşver boşver arkadaş, başka bulursun;
Bütün kalbin sevinçle, neşeyle dolsun.
En kötü günlerimiz hep bisikletle olsun,
Mutluluklar bizimle, patlaklar yok olsun.


(Ayıp şeylerin sonu)

20191117_101543.jpg

İstanbul'da yaşayan arkadaşlar çok şanslılar; nitekim 6 tarafı denizlerle çevrili bir şehirde yaşıyorlar. İyot kokusu aşk acısına iyi gelirmiş. Böyle dertleriniz olursa sahilde pedallayın hep.

Ben de indim deniz kıyısına işte, bakınız biz burada halen denize giriyoruz. (fotoğraftan seçebildiniz mi sudaki kafaları) Yarın İstanbul'a gidiyorum, en kalın kıyafettim ise bir gömlek. Bakalım beni neler bekliyor orada.

Bisiklet yolunda biraz daha pedal çevirdim. Kafam bir şeyler ile doluyken bisiklet yolunda pedallamayı sevmem. Her an birisi dikkatsizce önünüze ya paten ya bisikletle atlayabiliyor. Eh kafa da dağınıksa kaza kaçınılmaz oluyor. Aman dikkat diyorum.

20191117_102327.jpg
Boğa çayı

Konyaaltı sahili bu güzel çay ile bitiyor. Daha doğrusu bisiklet yolu buradan hemen sonra bitiyor. Burada oturmak, kenarında iki bira içmek gerçekten çok hoş olur. Fotoğraflara yansımasa bile harika bir maviliği var. Her geçişimde dayanamayıp fotoğraflıyorum.

Boğa çayı'nı da gectikten sonra fark ettim ki matara kafeslerimden birisi boş. Şükür ki Hisarçandır yoluna girebilmek için ara sokaklardan geçmem gerekiyor. Ara sokakta bir markete girdim; kafamda kask filan olunca insanların acayip bakışları altında suyumu aldım ve çıktım. Markete girerken en büyük eziyet bisikleti bağlamak.
Burada insanlar bisikletleri bağlamıyor marketlerde, çoğu markettin önünde bisiklet park alanı olsa bile.
Gerçekten hayret ediyorum Bu nasıl bir güven böyle.

20191117_105622.jpg

Sonunda asıl rotaya girdim. Tabi bilmiyorum ki hala neler gelecek başıma. İlk rampa da az ötede sürdüm gidiyorum. 1.rampa, 2.rampa, 3.rampa sür sür bitmiyor. Ama manzara git gide güzelleşiyor. Sağım solum yeşil.
Ardımda kalan beton yığını şehre şöyle bakıyorum

IMG_20191118_135049_302.jpg

Doğa içerisinde olmak çok güzel, hele ki böyle yerlerde sürmek. Rotayı hiç incelememiştim, bu yüzden benim için büyük bir süpriz oldu bu kadar çok rampa. Belki bir yerlerde biter umudu ile sürüyorum ama yok.

20191117_113844.jpg


Biraz daha ilerleyince ileride bisiklet benzeri bir sey gördüm. Dedim ki dinlenen var herhalde. Ama biraz daha ysklaşinca mitorsiklet olduğunu anladım. Hemen kızmayın şimdi. Tabi ki karıstırilmaz her ikisi. Ben nornalde gözlüklü bir şahsiyetim ama gözlüklerim kırildığı için bu aralar ufak bir tatil yapıyorlar o kadar.

Bu motorsikleti de geçtikten kısa bir süre sonra durdum. Nefes nefese kalmıştım kafamı gidonun üzerine koyup soluklandım. Ama sağ taraftan gelen gülüşmeler. Bi baktım ki iki sevgili, kocaman bir kayanın tepesinden oturmuş bana bakıyor.
Kim bilir ne diyorlardı ya !

20191117_114828.jpg

Ne harika doğal güzelliklere sahibiz bu ülkede. Tabi fotoğraflara yansımıyor tüm detaylar. Ancak bi az önceki şehir manzarası ile bu fotoğrafın arkasındaki manzarayı karşılaştırıyorum. Keşke medeniyet dediğimiz şey böyle güzelliklerin katili olmasa.

Her yanım kuş cıvıltısı, etraftan tek tük araç geçiyor. Arada bir parketmiş mangalcıların yanından geçiyorum. Keyif yapmsk için ideal yerler. Yalnız asfalt cidden bozuk, habire tıkır tıkır gidiyorum. Bu dağın tepesine sanırım teleferikle çıkıyorlar. Gerçekten bu süpriz beni çok yordu. Dağın tepesinde bir tabela gördüm. Uzaktan okuyamayınca durup dibine gittim; Mezarlıkmış. Öyle dik bir yamaçta ki orada ölup yatmak bile zor !

20191117_115332.jpg

Dedim ya tavsiye ile bu rotadayım. Altınyaka diye bir yere kadar uzanıyor arkadaşın dediği yer. Söyleniyorum kendime "niye detaylarını sorgulamadan çıktın ki Taygun yola" diye. Altınyaka'ya varamayacağım kesin bu gidişle. Bu yüzden üçoluk ya da Armutçuk'tan dönmeye karar veriyorum. Hem gözlüklerin yok hem misafir gelecek eve. Dışarı çıkarken dedim ki 50km nedir ? Ben üzerine bir 50 daha yapar evde de yatarım hatta. Hadi canım oradan !

20191117_124922.jpg

Ne güzel yollar di mi, bakmaya doyamıyorum cidden. Ama civarda yaşayanlar var. Arada bir yol kenarlarında konuşan, bağıran, hatta küfreden insanlar, aileler duyuyorum. Onlar beni görmeden geçiyorum. Biraz daha sürünce artık tükeniyorum. Nasıl bir yer burası; sanki Uçmakdere !

Ayaklarıma kuvvet devam ediyoruz. Bazı işletmeler var yol üzerinde. Saklıköy yazan bir yerin yanından geçtim. Bu isimden de hiç haz etmem bi bulunamadı gitti şu saklı yerler !

Az daha yürüdük ama bu sefer ben susayım fotoğraf konuşsun:

IMG_20191117_135529_244.jpg

Lütfen trigonometri karıştırmayalım. O yolu giden, o çileyi çeken bilir !
Bana rotayı tavsiye eden arkadaş; etiket atmadım diye seni de unuttum sanma; kesin kamyon kasasına tutunup geçtin di mi buraları doğruyu söyle ???

IMG_20191118_135049_246.jpg

Eğimi anlamak için belki en ideal fotoğraf. Yüzde on filan hak getire. Az önceki eğim tabelası ile burası arasındaki mesafe oldukça kısa. Ben hırs yaptım çıkacağım burayı dedim demesine ama fotoğraf çektiğime göre senaryonun devamını biliyorsunuz. Tekrara lüzum yok.

20191117_131903.jpg
Şuraya bir bitmiş Taygun çiziverelim ?

Sanırım aklım başımdan iyice gitmiş. Şu sabah gördüğüm sarı Specilazed var ya, onu bile unuttum. Ah acaba Trek miydi yoksa S-works mü ? İyice kafam karışmış. Sarı bi bisiklet vardı sanki, o olsa buraları ne çıkardım ama !
Tamam tamam külliyen yalan ! Hepsi benim tırmanış tecrübesizliğimden. Daha çok çalışmalıyım çoook ! Ama neydi o bisiklet bi hatırlayamadım gitti. Kesin Giant TCR Advanced KOM'du var ya ! Yoksa bu yokuşta onu hayatta hatırlamazdım ???

20191117_142355.jpg

Bugün çektiğim daha güzel bir fotoğraf yok. O manzaranın canlılığı hafızamda öylesine kazınmış ki bu fotoğrafa her bakışımda mest oluyorum. Su an yazacak kelime bulamadım yani...

İyilik güzellik her şey tamam da bir de biyolojinin gerçekleri var. Su dediğimiz şey bitince hayatta bitiyor. Benim suyum da oldukca az kalmış ve Hisarçandır gelmek bilmiyor. Biraz da susuzluk ile cebelleşiyorum. Halbuki acil durum için saklı yedek suyum var ama aklıma bile gelmiyor. Biraz daha iteleyince bisikleti ileride çeşme görüyorum. Vallahi işime gelince gözlüksüz de iyi görüyormuşum be !

20191117_143829.jpg

Bakınız bu bir dramdır, resmen evlat acısıdır ! Attı bisiklet kendini yere gitmeyecekmiş artık. Yok dedim kızım, geri dönsek baya uzak, sen gel köye az kaldı. Sağduyulu tabi o da biraz nazlı ama dinler sözümü üzmez beni.
...
Efendim o ne demek öyle! Tabi ki arka aktarıcıya dikkat ettim bisikleti öyle yatırırken lütfen tesüf ederim ?

Çok yoruldum çok...
20191117_143033.jpg

Hani bu hayatta bir şeyi çok istersiniz de didinir çabalar durursunuz, her şey güzeldir böyle bitti bitecek, her şey harika olacak dediğiniz anda bütün dünyanız başınıza yıkılır ya. İşte bu fotoğrafta öyle bir şey.

Bir baktım dik bir iniş var aşağı, Oh dedim sonunda güneş doğdu. Saldırdım pedallara; yorgunluk da neymiş ? Vitesler yükseliyor 2-5, 2-6, 3-6, 3-7, 3-8; takmışım 48-11'e kim tutar beni. 1.viraj, 2.viraj hooopp ve başımdan aşağı soğuk terler boşalır. O kadar asıldık pedallara onun gücü bile yetmiyor tırmanmaya. Uzun zamandır 1.aynakola hiç düşmemiştim. 1-3, 1-2 düşük vites yüksek kadans neredeyse patlayacağım ! Şükür çıktım ama su, su, suuuuuu !

IMG_20191118_135049_278.jpg

Hele şükür gelebildim. Meğerse son bir viraj daha dönsem zaten giriyormuşum köye. Köye gelmek benim için biraz hayal kırıklığı oldu. En azından bakkal makkal bir şeyler olur di mi ? Her yer kapalı. Su alacağım ama hiç bir yer yok. kafamdan geçiriyorum artık girer bir evden isterim diye. Ha bu arada haberim yok ki cebimde nakit yok !

Hep denir ya turda nakit olsun cebinizde. Benimki bile bile lades; dedim.yolda bulurum bankamatik ama bulamadım. Köy, köy de olsa her yerde A101 var nasıl olsa; yok, burada o da yok ki.

IMG_20191118_135049_284.jpg

Az önce bahsetmiştim ya son viraj diye. İşte o da bu. Ne muhteşem bir manzarası var ama değil mi ?
Köyün girişinde yüzde 7 eğimli bir yol vardı. Kim uğraşacak onunla ite ite gittim biraz, sıkılınca yine yavaş yavaş çevirdim pedalları. Bir evin önünden geçiyorum, küçücük bir velet balkonda: Abi bisikyet, bisikyet abi, abi bisikyet, bisikyet diyip duruyor. Çok şirin ? Hoşçakal diye el salladım, annesi de diyor abiye bay bay de. On kez birbirimize bay bay deyip durduk. İleride kahvehane gibi bir yer var. Aman tanrım bir de ne göreyim ! SU SU ! SUUUUU ! Hemen asıldım pedala doldurdum şişeleri. Tıkanana kadar da içtim. Tabi ki böyle yapmamalı ama yaptık bir hata işte. Yine bisiklet elde çaresiz, bir süre daha yürü babam yürü !

Hiç birşey yemedim tabi sabah kahvaltısı dışında ben. Koyde oturacak bir köşe bulamamiştım. Koyün çıkışında prefabrik bir yapı buldum. Satılikmış ya, itsen uçurumdan düşecek. Bir kenarinda oturacak yer buldum. Elmamı ve bir parça çikolatamı yiyip tekrar yola koyuldum.

Hisarçandır'ın üstü kırmızı çizili tabelasından sonra bir yokuş daha var. Onu da geçtik mi hep iniş. Çok şükür kader bize güldü. Yine vitesler yükseldi, bıraksanız Alplere çıkacağım ! İleride yol çalışması tabelaları, kırmızı sarı reflektörlü uyarılar bir sürü. Aralarından kayıp geçiyorum. Kim bilir ne yapacaklar.

20191117_154926.jpg

Yine tırmanışlı yere geldim. Hiç biter mi ? Az ileride ise korkunç bir süpriz. Hav hav hav ! Yok artık daha neler. Kostur koştur bana geliyor. Bisikletforum sağolsun öğrendik, hemen indim bisikletten geçtim arkasına.

Benim köpek korkum var. 9 yaşındayken bir köpek zincirini kopartıp banı ısırdı. Bakınız zincir diyorum. Dibine kadar geldi köpek hav hav hav.
Kardeş hayırdır sana ne oluyor anladık hav hav. Bırakta gideyim. Bisiklet sağolsun onu kalkan yapıp geçtim ama it peşimd3n geliyor. Ha o da ne: iki oldular şimdi hem de ikincisi bunun gibi üç tane. Goşt diyorum anlamiyor.

En son ben de başladım havlamaya ? Bir onlar hav hav, bir ben hav hav böyle böyle peşimi bıraktılar, daha doğrusu ben öyle sanıyorum ya hadi hayırlısı.

Yine bindim bisiklete bir gariplik var. Çevir çevir pedalı 2-4'teyim ama bu eğimde bu zorlanma niye. Arka jantımı çalmaya kalkmışlardı iki ay önce, ondan pimpirikliyim. Bakım gördü ama aklıma ilk gelen o iste alışkanlık. Hemen indim arka janta tur artırayım edim hooopp çok zor dönüyor. Fren bacakları sıkıyor jantı. Ayrıca fren kolu da oldukça sert. Oynadım ettim olmuyor. Sonra yine arkadan hav hav hav. Allahın cezası yürü git sırası mı şimdi ? Çevir cevir olmuyor, bacakları oynat kola bak, telleri esnet olmuyor. Kaldirdim arka jantı "hav hav hav" yere hafifçe vurdum. Hah al sana hav hav hav ! Korktu it geri çekildi. Ben de ona hav hav ama bu sefer yemiyor. Tuttum bir avuç taşı salladım. Ohh en az 30 metreden takibe aldılar beni.

Tabi ben fotoğraf çekemiyorum bu ara korkudan.

Rampa yukarı yol gidiyor kıvrım kıvrım. Sol tarafta iki araba durdu. Kuş uçmaz kervan geçmez yer. Bir araba siyah biri beyaz, takım elbiseli bir adam çıktı. Hayırdır bu ne şimdi mafya infazı mı var. Bendeki de ne kafa ama. Ha şu itler de kuyruk sallaya sallaya gitti bunların yanına.

20191117_162153.jpg

Yola devam, bu sefer biraz yol aldım. Kâh tabanvayla, kâh pedalla. İleride yine yerleşimler, sağda solda arabalar, birileri bir şeyler satıyor. Armutçuk'a gelmişim. Sağda solda evlerin arasından geçtim. Tanrım yine mi hav hav hav.

Bunun şükür sahibi var bağırıyor buna susturuyor. Geçtim gittim. Sonra bir tane daha, bu da bağlı. Yırtın taygun hadi iyisin. Yıkık dökük bir iki harabenin yanından geçtim. Hayret o uçuruma nasıl kurmuşlar onları. Biraz daha gidince tamamen geçtim yerleşimleri. Tamam Taygun haydi, misafir gelecek eve dön.

Hava kararmamalı çünkü gözlüklerim yok. Ha tabi dağdan ineceğim sağı solu uçurum; canımı pazarda bulmadım ya ben.
Diğer yandan zaten misafir gelecek, arkadaş işten çıkmıştır çoktan. 1 saat geciksem bir şey olmaz.

Çevirdim bisikleti yokuş aşağı. Yeniden Armutçuk'a gireceğim. Ama önce bir doğal güzellik görelim di mi:

20191117_162505.jpg

Yokuş aşağı gidiyorum, bu sefer frenlere kuvvet. Yalnız korkmuyor değilim. Geçen ay Termessos dağından aşağı inerken benim fren kablosu shifter'ın arasından fırladı. Artemis'e sunduğum adaklar işe yaramış ki uçuruma bir kaç santim kala dengeli bir şekilde durdum. (Zaten bisiklet bu yüzden bakıma girdi.) Bisiklet hayatımın unutulmaz anılarından birisidir bu.

Neyse ki bu sefer yollar geniş. Armutçuk girişinde durdum. Hiç fotoğrafım yok güzel bir yol manzarası gördüm. Hem onu hem kendimi çektim biraz.

20191117_163435.jpg

Fotoğraf çekmekteyim yanımda bir araba durdu. Selam verdiler. Yol nasıl güzel mi filan diye sordular. Anlattım kısaca tırmanış hikayemi. Yolun gerisi de baya tırmanışlıymış. Onlar da yeni bisiklet almışlar, tavsiye eder misin burada sürmeyi diye sordular. Secim ki kondisyona sahip değilseniz bulaşmayın. Ben çok zorlandım. Ama dedim.oksijen ve doğa için eşsiz bir yer.

Bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordular. Sağolsunlar gerçekten çok samimilerdi. Kazasız belasız sürüşler dilediğini söyledim onlar devam ettiler. Sonra ben de bir kare, bir kare daha...

Bu arada karnım aç, gidon çantamdaki çikolatamı yedim. Biraz powerade yudumlarından sonra Hisarçandır'a varınca ton baliğımı yiyeyim dedim. Ama o da ne Hisarçandır'da nereden ekmek alacağım ? Haydi ekmeği buldum, hangi parayla alacağım ?

Geçiniz efendim böyle düşüncesizlik olmaz, türcü adam böyle yapmaz. Eksi puan eksi olmadı bu bana yakışmadı.
Yol balığı eve akşam mezesi olacak artık. En iyisi ben vurayım.rampaların dibine eve ne kadar erken gidersem o kadar iyi.

IMG_20191118_135049_280.jpg

Baktım ki saate neredeyse 6 saat olacak Altınyaka tabelasından buraya gelişim. Taktım vitesleri yine 48-11'e fıldır fıldır gidiyorum. Derken uzaklardan gelen bir ses yine kafamda yankılanıyor. "Hav hav hav, hav hav hav"

Yine mi sen kardeşim ? Bak bu sefer uğraşma, şartlar benden yana. Sürdüm sağ şeritten var gücümle, rüzgâr uğultusu sesi bastırıyor. Ben hızla gelince korktu tabi önümden çekildi ama peşime de takıldı.

Hey dostum ne haber hadi koşta yakala ! Neredeyse 1 km yokuş yukarı beni takip eden zavallı hayvan, 10 metre sonra pes edip evine döndü geri. Bana da durmak yok tabi. Hisarçandır'a girdim geri, hızım da düşüyor tabi, dönerken de bazı yerlerde rampa çıkıyoruz. Vay beee ne bacaklar varmış bende. Tek tek geçiyorum hepsini.

Amaaaaan, ortamlarda Toroslara tırmandık deriz. Kim bilecek ki bisiklet elde yürüdük ??

IMG_20191117_224635_594.jpg

Köyü geçince asıl macera başladı işte. Asfalt pütür pütür nefret ettim ama yollar oldukça geniş, kesinlikle Termessos'un kral yolu gibi değil. Başladım.yol çizgileri ile oynamaya. Bir o yana bir bu yana bisikleti çekip virajları bir bir deviriyorum. Yer yer tırmanışlar olsa da 48-11, hadi bazen 48-13'ten aşağı düşen kim ?

Tin tin kaplumbağa gibi giden araçlar önümde. Siz de kimsiniz be çekilin yolumdan. Birini solla , bir diğerini daha. Derken yine bir yokuşa geliyorum. Arkamdan vınnn diye bir ses. Tabi bu seferki rampa dik vitesler düştükçe düşuyor. Sen de kimsin bisikletçi çocuk ? Vınnnnn ! vallahi plakayı okuyamadım...

Tabi ki durup fotoğraf çekmeyeceğim artık. En büyük derdim şehire inmek. Var gücümle pedal çeviriyorum. Mangalcılar bana bakıyor. Yol o kadar güzel ve geniş ki tutturmuşum bir tempo süzülüyorum aşağı. Öyle bir rüzgâr vuruyor ki yüzüme sanıyorum ki arkadan araba geliyor.

Kafamı sola çevirip bakınca uğultu yok. Yalnız dedim ya asfalt berbat, yolun sonuna doğru özellikle sol elim ağrıyor. Yapma şimdi sırası değil. Yolun sonuna yaklaştım. uzakta bir kaç beyaz araba. Yaklaştıkça farkediyorum birisi dur diye işaret yapıyor. Eyvah Polis mi yoksa ???

20191117_172545.jpg

Kardeş sen nasıl sürüyorsun öyle maşallah sollayıp geçiyorsun tek tek. Hmm jeton düştü şimdi; Vınnn vınnn. Eh dedim abi sen o zaman bir kare çekersin artık ☺ Burada da fotoğraftan mahrum kalmadık nihayet.

Yolun sonuna vardığımda saat 17.37 idi. Altı saatte çıktığım dağdan yarım saatte indim. Sen onca emek ver tırman, dönüş yolu hemen bitiversin. Olacak iş değil.

Artık eve yollanma zamanı ams bir süpriz var tabi. Gelecek misafir vardı ya, işte o yok. Arkadaş evde tek. Ne yapalım sağlık olsun. Bir google maps bir strava ara sokaklardan çikmaya çalışıyorum. Turlarda gittiğim yoldan dönmeyi hiç sevmem, bu yüzden başka yollar bakınıyorum. Yol üzerinde bir kaç segmenti devirmeyi de ihmal etmiyorum tabi ama yorulmuşum belli, bir kaç pr ile eve varıyorum.

Eve varmak mesele değil ki, baktım Stravaya 96.7 km yol yapmışım. Yok Taygun sen eve girme. November Gran Fondo hala bekliyor. İşte Strava böyle bağimlılık yapıcı bir sey. Yarın İstanbul'a gidiyorsun (şu an otobüste yazıyor bu satırları) Bisiklet bulamazsan süremezsin daha bu ay. 3 km bir şey değil. Bu yuzden evin orada 3 4 tur daha atıyorum ve 101.1 km ile stop tuşuna basıyorum.

Gelelim son fotoğrafımıza:

IMG_20191118_135049_306.jpg

Heyelan tabi ki bir risk. Sanırım şu meşhur, bana rotayı öneren arkadaş beni kıskanıyor da öldürmek istiyor. Kendisine sesleniyorum bu tuzaklar bana vız gelir ? Bak nasıl da çıkıyorum dağları takır takır görüyor musun ? Dimdik ayaktayım yıkılmadım ?
...
Bu tabelayı ilk gördüğümde anlamalıydım aslında rotanın beni aşacağını. Tüm yolun özetini çok iyi açıklıyor. Ancak tecrübesizlik diyelim buna da. 50km tırmanışı, ortalama yüzde 7 üzeri eğimli bir yol beni gerçekten çok zorladı. Ki düşünün ben 50km'yi tamamlamadım bile.

Nitekim daha çok tırmanış çalışmalıyım burası aşikâr. Uçmakdere'de de benzeri bir akıbetle sürmüş olsam da burada moral bakımdan çok daha üstündüm.

Kesinlikle tırmanış konusunda bir şeyleri yanlış yapıyorum. Ama neyi yanlış yaptığımı tam olarak bildiğimi söyleyemeyeceğim. Keza İstanbul'da bisiklet bulabilirsem Yoros kalesi rampalarını deneyeceğim. Oraya çok gitmişliğim var. Sanırim oradaki performansım bana su anki durumum hakkinda ufak bir fikir verebilir. Bu da şans işi işte.

Son olarak bile bile lades yanlışlar. Muhakkak bozuk para, gizli bir yerlerde zula su bulundurmakta fayda var. Her tur makalesinde söylenir ama hep birimiz hata yaparız işte.

Ayrıca yola çıkmadan önce de gidilecek yer hakkında olabildiğince çok bilgi toplamak, tavsiye aldıysak tavsiye veren arkadaşlardan tüm detayları öğrenmekte fayda var. Yoksa böyle süprizler canımızı da sıkabilir haliyle.

Eğlenmek için gittiğimiz bir yerde neden keyfimiz kaçsın ki ??

Bu güzel yolları bana tavsiye eden forumdaşımıza da çok teşekkür ederim. Daha uygun bir vaktimde tekrar düşeceğim oralara. Bu sefer altınyaka yapıp kemer üzerinden bile dönebilirim. Umarım şans yanımda olur ? Ha merak ettiyseniz kendisi kesin yorum yapar zaten o zaman öğrenirsiniz, burası süpriz olsun. Şimdi ara ara sataştım yazıda kendisine, bana kızar mızar, önlemimi böyle alayım bari ??

Kusura bakmayın ben kısa yazamıyorum. Beni de böyle kabul edin artık ne yapalım. Hepinize iyi pedallar. Tekerinize taş değmesin, sevgiler.

Turun Strava linki: (link)
 
Son düzenleme:
Scudo
Ayağınıza, elinize sağlık ?
Tırmanış konusunda ilk iş olarak kilit pedal ve ayakkabıyı alarak başlayabilirsiniz.
Özellikle tırmanışlarda pedala uyguladığınız çekme kuvveti, temponuzu koruyup, farklı kasları kullandığınız için de dayanıklılığınızı arttırmış oluyor.
 
Teşekkür ederim :) Yakında alacağım zaten. Kullanınca nasıl bir değişim.yasadım onu da yazarım burada :)
 
Tebrik ederim. Tavsiye ettigim rotada memnun kaldiginiza cok sevindim. Bol oksijenli az trafikli yollar insanin dimagini ve iştahini artirir. Eylenceli yazinizi zevkle okudum. Antalya Altinyaka Kumluca rotasini iki defa yaptim. Sormak istediginiz bir sey olursa zevkle cevaplarim.
Tur yaziniza yancılik yapayim :) bu fotolarda benden gelsin.
20191023_131755.jpg
20191023_122751.jpg20191023_093833.jpg20191023_115426.jpg
Köpekler bana havlamadi sadece ters ters bakti :)
 
Çok teşekkür ederim gerçekten, harika bir rotaydı. Yancılığa da çok sevindim. O harika manzaraları başka bir gözden hatırladım yine harika oldu.

O son fotoğraftaki köpek var ya o köpek hah işte o ve bir de arkadaşı var onun bi susmadılar ?
Bir dahakine iyice hazırlanayım ben. Merak ettiğim şey yolun düşlediği bir yer var mı Üçoluk'tan sonrasında. Ona göre kendimi motive edeyim :)
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Atasoy
Tebrik ederim öncelikle zor bir rotayı sorunsuz şekilde bitirebilirsiniz. Ben size Hisarçandır'ın kuzeyinde kalan Yarbaşçandır rotasını tavsiye ederim. Hem yolun tamamı sıcak asfalt hem de köy içinde çok küçük de olsa bir bakkal mevcut. Manzarayı zaten konuşmaya gerek yok.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Çok teşekkür ederim gerçekten, harika bir rotaydı. Yancılığa da çok sevindim. O harika manzaraları başka bir gözden hatırladım yine harika oldu. O son fotoğraftaki köpek var ya o köpek hah işte o ve bir de arkadaşı var onun bi susmadılar ? Bir dahakine iyice hazırlanayım ben. Merak ettiğim şey yolun düşlediği bir yer var mı Üçoluk'tan sonrasında. Ona göre kendimi motive edeyim :)

Hocam kesit söyle bir şey. Üçoluktan sonra inişler başliyor. Ufak tefek tırmanişlar var. Altinyakada Balik lokantası var. Kumlucaya minibusle gelip Antalyaya burdan bisikletle donus yapabilirsiniz yada tam terside olabilir.
Benim bunyem gidiş dönusu kaldirmıyor. :)
Not : ilk 7 km (çesmeye kadar ) olan kisim relive kapaliydi
 
Ben turlarda bisiklet ve tabanvay dışında araç kullanmayı sevmiyorum yaa. Gidersem dönüşte dahil bisikletle planlıyorum. Bu yüzden genelde sürüşlerim çember şeklinde oluyor - gittiğin yerden dönme.

Altınyaka'dan Kumlucaya da neredeyse 30 km. Kemer üzerinden dönmeyi denesem orada da tüneller var. Geceye kalmamakta fayda var. Muhtemelen bir dahakine evden iyice erkenncikar, Altınyaka'dan sonra üçoluk'a gelir Kemer'e inerim. Gerisi de 50 km zaten. Kemer yolunu bildiğim için dönmesi de kolay olur.

Bakalım bi döneyim de geri bir kaç farklı rota sonrası yine denerim. :)
 
  • Beğen
Tepkiler: BayCicik ve Atasoy
Geri