Scudo Sports

Bisikletçiler için Aklıma gelenler -2 (Eski yazılarımdan)

Gürsel A.

Forum Bağımlısı
Kayıt
10 Eylül 2004
Mesaj
1.386
Tepki
2.101
Şehir
İstanbul
Bisikletçilere (aklıma gelen) Kısabilgiler 2

1- Genel inanışın aksine "sele ve gidonun aynı yükseklikte olması gerekir" diye bir kural yoktur. Bu inanış dağ bisikletinin olmadığı yıllardaki bisikletlerden ( büyük kadrolu bisikletler devrinden) kalmadır. Günümüz bisikletleri eskilere göre oldukça küçük kadrolara sahiptir. Bu durumda sele ve gidonun aynı yükseklikte olması beklenemez. Gidon düzlemi sportif bisikletlerde en az 10 cm, konfor bisikletlerinde 5-10 cm sele düzleminden aşağıdadır. Günümüz yol bisikletlerinde bile artık gidon seleden aşağıdadır. Eğer srtınız yere 45 derece açı yapıyorsa bu sportif sürüş için iyidir. Bu pozisyon vücut ağırlığının gidon ve seleye dağılmasına yardımcı olur ve olası "sele " rahatsızlıklarının önüne geçer.

2- "Lastikleri beton üzerinde bıraktım, havaları kaçtı " lafı koca bir hurafedir.. Beton ( veya herneyse) lastiğin havasını nasıl emer??? Buna inananların aklına şaşarım. Bisikleti ister tavana asın, ister suya batırın iç lastiklerin havası ille de bir süre sonra kaçar..Bu süre lastiğin kalitesine, eskiliğine göre değişebilir. İç lastikler derimiz gibi gözeneklidir.Bu gözeneklerden hava kaçar.. (ama suya batırılan bir lastikte bu kaçışı göremezsiniz) Bir de yarış için yapılmış bazı özel latex iç lastikler patlamaya dayanıklıdır, çok esnektir ama bir kaç günde hava kaçırırlar..

3- Dükkana gelen çocukların sorduğu " erimeyen dış lastik" diye bir şey yoktur. Bu maddenin doğasına aykırıdır.. Böyle bir şey keşfedilseydi dünyanın düzeni değişirdi..Sadece aşınma süreleri farklı olabilir. Siz 50 dolarlık en "baba" bir lastiği, frenlere asılıp asfalt üzerinde 10 m. kaydırınca bir anda o lastiği 5-6 ayda aşınacağı kadar aşındırmış olursunuz.

4- En hafif bisiklet ille de "şu malzemeden yapılır" diye bir kural yoktur..Malzemelerin ağırlıklarıyla dayanıklılıkları farklı kavramlardır. Yani alüminyum hafiftir ama çelik kadar sağlam değildir. Sağlam olması için daha fazla malzeme kullanılır bu da ağırlığı arttırır.Bu yüzden iyi bir CROMO bisikletle orta kalite alu bir bisiklet arasında anormal ağırlık farkı yoktur.. Bunun önüne geçmenin bir yolu boru çapını arttırmaktır. Çap artınca aynı miktarda malzeme daha sağlam olur..O yüzden çoğu alu kadroların boruları "oversize" dır.

5-Titanium bisikletlerin pahalı olmasının nedeni malzemeyi (titaniumu) işlemenin zorluğundandır. Kesilmesi, kaynak yapılması çok zordur.Ayrıca yüksek miktarlarda fire verilir. Tüm bunlar fiyatı arttırır.Titanium malzemesi bisikletler için ideal malzemelerden biridir..Hafif ve sağlamdır..Metal yorgunluğu çok azdır.Paslanmaz, boya istemez..(Ama pahalıdır işte:ör: sadece kadro 1000-2000 USD)
6- Castello Titanio modeli bisikletin kadrosu "Titanium" değil, demirdir..(Titan lafı mitolojideki "Titan"lardan gelir: Uranos ve Gaia'dan doğan 6 erkek çocukların hepsine verilen isimdir. Ayrı ayrı isimleri de vardır garibanların..6 kıza da "Titanides" denir."Dev" anlamına gelir)

7-Seri üretimi yapılmış en hafif bisikletin kadrosu demirdendi. Evet yalnış okumadınız..Yıllar önce Almanya'da üretilen Nöll marka ön amortisörlü bisikletin kadrosu CROMOLY'idi ve bisiklet 8,5 Kg. civarındaydı.. Sonraki yıl üretimden kalktı. Fakat şu da bir gerçektir ki bu ağırlıkta bir bisiklet ancak 40-50 Kg.'lık bir biniciye uygun olabilir. 70-80 Kg.'lık birisi bu kadar hafif bir bisiklete bindiğinde kadro her yöne esner (belki de kırılır) ve oldukça enerji kaybettirir..Günümüzde 10-11Kg. hafif, 11-14 Kg. orta, 15 Kg. üstü ağır kabul edilir. Tabi bu 10 Kg.'lık bisiklet ön-arka amortisörlüyse "süper hafif" kabul edilir. Ağırlık fiyatı çok etkiler..Fiyat artışı ağırlığa (hafifliğe) göre logaritmik artar. 15 Kg.'lık bir bisikleti 300 milyona, 13,5 Kg'lığı 600-700 milyona, 11 Kg.'lığı 4 milyara, 10 Kg.'ın altındaki ni 8 milyara alabilirsiniz. (rakamlar geneldir, özel koşullar olabilir). Yani 15 kiloluk bir bisikletiniz varsa ve bunu 4 Kg. (%36) hafifletmek isterseniz 4 milyar harcamanız gerekebilir..(Kilosu 1 milyar hehehe..zaten yapmazsınız, bunu örnek olarak verdim!!.Bakalım bu rakamlar 3 sene sonra ne olacak)

8-"Shimano marka" bisiklet yoktur..Shimano sadece bisiklet donanımı, balık oltası ve kayak fiksasyonu üreten dev bir Japon firmasıdır..Ama bir çok ülkede de fabrikası vardır.Sadece ARGE'ye milyonlarca dolar harcarlar..Piyasadaki "Shimano Marka " bisikletler "Made in Topkapı" dır.

9-Destekli bisiklet taytı edinin..(fiyatlar düştü) Ama bu taytlar iç çamaşırsız giyilir.("auuuvvv!!" duyar gibiyim :=) ) Külotla bunları kullanmanın anlamı yoktur.Çamaşırdaki ekler, dikiş yerleri uzun süre binince tahriş edebilir..Bazen tayt bile bu tahrişi engellemeyebilir..Bunun için "gerekli yerlere" vazelin sürmek iyi gelir..(sonra "pad"i nasıl temizlersiniz bilemem ) Bebek pudrası da önerilebilir..

10-Kışın destekli taytın üstüne desteksiz uzun tayt giymek en iyisidir..Üst taraf biraz daha sıcak kalır. Çok özel durumlar hariç rüzgarlık/yağmurluk pantolon giymek gerekmez. Bunlar genelde tayt gibi sıkı giysiler olmadığı için rahatsızlık verebilir. Her pedalda "haşır huşur" sesi dinlersiniz. Bunlar ayrıca ayna dişliye takılma eğilimindedirler..Bir de Gore-Tex benzeri bir pantalonunuz varsa takıldığında cep (!) (pardon can) yakar. Ama bu sizde var ve de rahat ediyorsanız giymeye devam edin tabi..
 
Scudo
ellerine sağlık Gürsel abi güzel olmuş.faydalı bir yazı
 
"Piyasadaki "Shimano Marka " bisikletler "Made in Topkapı" dır."

bir çok efsaneyi miti açıklamışsınız :D teşekürler :D
 
ani durumlarda önce arka sonra ön freni sıkarak durmaya kalkmamak çünkü arka fren kaydırıyo arka freni sıktıktan sonra ön freni sıkarsak durabiliriz
 
  • Beğen
Tepkiler: Gürsel A.
@sarıyerlibisikletçi

dengeli fren yaptığınız sürece hiçbir tekeriniz kaymaz

dip not: ön frenin durdurma indisi arka frenin durdurma indisinin 3 katıdır buna göre dengeleebilrisiniz frenlerinizi...


bu kadar önemli yazıya bu kadar uzun zaman diliminde olmasına rağmen çok az cvp gelmesi bni şaşırttı...
 
@gürsel


Gazların basıncı sıcaklıkla ters orantılıdır yani sıcaklık artarsa gaz moleküllerinin hızlarıda artar ve lastik birazda olsa havası, soguk zeminde ise biraz daha düşük basınç gösterir lastik ama biraz ve lastik iner
 
eline saglık gürsel abi ancak bi ekleme yapmak istiorum 2. şık ta ' betonda bıraktım lasiğin havası kaçtı ' ile ilgili aslında snn solediklerinin dışında, betonun soğuklugu lastigin içindeki hava molekullerının yakınlaşması dogal olrak hava bi nevi büzülmesi gibidiir nası ezilmiş bi pinpon topunu kaynarsuya batırdıgımz da şişmesi goruluorsa ki bu havanın genleşmesidir beton da lastigin inmesi de bunun tam tersidir
teşşukler
 
@alicanino
Arkadaşlar yanıtlar için teşekkürler.
Hesabına giremeyeceğim ama bunun teorik olarak doğru olduğunu ben de biliyorum ama gerçekte gözardı edilebilir değerdedir bunlar.Fizik hocası bisikletçi bir arkadaşıma sorarım hesabını.. Denemesi kolay. içeride şişirdiğiniz (sıcakta) lastiği koyun dışarıya,ayaza, bekleyin 1-2 saat,bakın bakalım lastik ne kadar iniyor.(Anlaşılır derecede inmez..)Ayrıca uzun süre aynı yerde duran cisimler aynı ısı değerini verir. Yani bahsi geçen bisikletlerde (uzun süre bekleyen) böyle bir koşul zaten yok..Hurafede bisikleti betona koydum, 2 saat sonra indi denmiyor..
Hurafede söz edilen aylarca betonda duran bisikletler.. (1-2 gün değil) Aylarca sonra lastik indiği için "beton indirdi" sanılıyor:) Bu hurafeyi uyduranlar bisikletlerini hep merdiven altlarında betonda bıraktıkları için öyle sanmışlar.. Ama birisi bisikleti tavana asıp görseymiş lastiğin indiğini, herhalde "tavanda duran lastik iner" diye bir hurafe daha çıkardı ortaya..
 
  • Beğen
Tepkiler: nime
gürsel hocam çok faydalı ve keyifli bir yazı... devamını bekleriz. teşekkür ederim
 
@gürsel

Benim bodrumda yerim olmadı için bisikletin üst lastini yukarı eski bi mobilyanın üstüne koymam gerekiyor arka lastik ise betonda 1 haftadır bisiklete binmemiştim ve bodrumdan cıkardım zaman arka lastik belirgin bi şekilde inmişti ön lastik eskisinden farkı yok
 
Geri