Can Akan
Aktif Üye
- Kayıt
- 24 Şubat 2015
- Mesaj
- 193
- Tepki
- 237
- Şehir
- Kafama Göre
- İsim
- Can
- Bisiklet
- Trek
Tek başıma yaptığım uzun turlardan sonra hep kendime sövüyorum
, neden bu eziyeti kendine çektiriyorsun bıraksana diye ama her seferinde şeytana uyuyorum ve çıkıyoruz yola.
Bu tur da onlardan biri, medeniyetlerin beşiğinde gezmeli görmeli bir tur yapalım dedik ve başladık hazırlıklara.
Aynı yoldan geri dönmeyi pek sevmediğim için genelde turlarım haritalarda çember şeklinde beliriyor.
Buna göre kendimize bir taslak plan çıkarıp rotadaki yolları araştırmaya başladık. İskenderun-Antakya arasını Gürkan daha önce gittiğinden yolu biliyordu. Samadağ'a kadar olan kısımın ise problemli bir yol olmadığını araştırdık. Bizim için asıl önemli olan kısmın ise Samandağ-Kaleköy arası olduğunu biliyorduk.
Güzelce bir araştırmadan sonra; yolun çok kötü olduğunu, telefonların çekmediğini, çok ıssız, medeniyetten uzak bir bölge olduğunu öğrenmiştik.

Bütün bunlara rağmen yolun manzarası bizi çok etkilemişti ve bir çılgınlık yapıp bu yoldan gitmeye karar verdik.
Bu, çizdiğimiz taslak rotamız. Şehir içleri hariç bu yolu takip ettik.

Gelelim tur öncesine. Tur sırasında en ufak bir ağırlığın bile gözümüzde büyüdüğünü bildiğimizden bisikletleri ve kendimizi olabildiğince hafif tutmaya çalıştık ve yanımıza sadece gerekli malzemeleri aldık.
Tur sırasında ise bolca sıvı, tuzlu-şekerli yiyecek ve meyve tükettik.
Öğle yemeğini Antakya'da akşam yemeğini ise Arsuz'da yedik.
Tur sırasındaki yol durumundan da kısaca bahsetmek gerekirse
İskenderun-Antakya arası: Belen geçidine kadar devamlı tırmanıyorsunuz, buradan sonra hızlı bir iniş ardından çok hafif eğimli bir yolda uzunca bir süre pedallayıp Antakya'ya ulaşıyorsunuz. Biz sabah saatlerinde gittiğimiz için bu kısımda rüzgar yoktu, normalde karşıdan çok kuvvetli rüzgarlar olabiliyormuş
Antakya-Samandağ arası: Antakya'nın çıkışından itibaren inişli-çıkışlı bir yol, kısa bir bölümünde yol yapım çalışması vardı. Antakya'ya giderken beklediğimiz rüzgarı burada yedik.
Samandağ-Kale köy arası: Sahili bitirdikten kısa bir süre sonra medeniyet namına hiç bir şey yok. Yolun ilk kısımları güzel sonrası berbat durumda. Uzun bir yol geldikten sonra o yorgunlukla sabit maşayla çok zorluk çektim. Güzel çalışan maşanız varsa rahat olursunuz.
Fitness ile zor.
Kale köy-İskenderun arası: Kaleköy'den sonra çok zorlamayan güzel rampalar var, tabi ben o kadar kötü yoldan sonra rampaları çıkmaya çalışınca her tarafıma kramplar girdi orası ayrı. Bu tırmanıştan sonra güzel bir iniş var.( Biz buraları hep gece geçtiğimiz için etrafta ne var ne yok göremedik tabi.
) İnişe başlamadan önce bakkallar mevcut. Kaleköy'den sonraki rampalar ve iniş bildiğiniz asfalt köy yolu. İnişten sonrası ise İskenderun'a kadar kaymak asfaltlı bir yol.
Turistlik olarak ise Hatay Arkeoloji Müzesini,Titus Tüneli ve Kaya Mezarlarını, St. Pierre Kilisesini gezdik ayrıca Affan Kahvesinde de haytalı
yedik. Biz bu turdan inanılmaz derecede keyif aldık.
Videosunu da kaydettik.
Burun efem:
Aynı yoldan geri dönmeyi pek sevmediğim için genelde turlarım haritalarda çember şeklinde beliriyor.

Gelelim tur öncesine. Tur sırasında en ufak bir ağırlığın bile gözümüzde büyüdüğünü bildiğimizden bisikletleri ve kendimizi olabildiğince hafif tutmaya çalıştık ve yanımıza sadece gerekli malzemeleri aldık.
Tur sırasındaki yol durumundan da kısaca bahsetmek gerekirse
İskenderun-Antakya arası: Belen geçidine kadar devamlı tırmanıyorsunuz, buradan sonra hızlı bir iniş ardından çok hafif eğimli bir yolda uzunca bir süre pedallayıp Antakya'ya ulaşıyorsunuz. Biz sabah saatlerinde gittiğimiz için bu kısımda rüzgar yoktu, normalde karşıdan çok kuvvetli rüzgarlar olabiliyormuş
Antakya-Samandağ arası: Antakya'nın çıkışından itibaren inişli-çıkışlı bir yol, kısa bir bölümünde yol yapım çalışması vardı. Antakya'ya giderken beklediğimiz rüzgarı burada yedik.
Samandağ-Kale köy arası: Sahili bitirdikten kısa bir süre sonra medeniyet namına hiç bir şey yok. Yolun ilk kısımları güzel sonrası berbat durumda. Uzun bir yol geldikten sonra o yorgunlukla sabit maşayla çok zorluk çektim. Güzel çalışan maşanız varsa rahat olursunuz.
Kale köy-İskenderun arası: Kaleköy'den sonra çok zorlamayan güzel rampalar var, tabi ben o kadar kötü yoldan sonra rampaları çıkmaya çalışınca her tarafıma kramplar girdi orası ayrı. Bu tırmanıştan sonra güzel bir iniş var.( Biz buraları hep gece geçtiğimiz için etrafta ne var ne yok göremedik tabi.
Turistlik olarak ise Hatay Arkeoloji Müzesini,Titus Tüneli ve Kaya Mezarlarını, St. Pierre Kilisesini gezdik ayrıca Affan Kahvesinde de haytalı
Videosunu da kaydettik.


