Önce kron xc 500 ü görmek suretiyle başladı hikaye…begendim...gelmesini beklemeye başladım şubatın 15 ine..bu sırada bisikletle ilgili fikirlerimde bilgilerim dogultusunda degişmeler oldu tabii..we neticesinde xc 500 ü beklerken,bütçeyi azıck daha zorlayıp xc 1000 almaya karar werdim…
We nihayet sirkecideyim…efor bisiklet..sönmez abi yoktu… ”forumdanız ..” dedikk..saolsun geldi hemen…xc 1000 i de ilk kez canlı olaraktan görmüş oldum… ssooraa kadro boyu seçimi kafama takıldı bayaaa…(trialerkan we sönmez abi gibi bu işin içinde olan insanların yönlendirmesine ragmen,geri dönüşü olmıycagından sıkıntılı bi andı...sonra son belgrad yarışında birinci olmuş arkadaş(muammerdi sanırm ismi-kendisinden ösür diliyom yannış hatırlıyosam) da 17,5 diil,16” al diyince,ne yalan sööliiym daha bi ikna oldum….
Sonunda bisikletime kavuştum ama zorluk bitmedi henüs…araba maltepe’ deydi, oraya kadar bisikletle gidebilicegmi düşündüm(22 km kadracıık
.. önce wapurla kadıköyüne geçtik ark.la..sooraa o otobüse binmek için yanımdan ayrıldı we yolculuk başladı
Nerdeyse 1 yılı geckin bi aradan sooraa ilk kez bisiklet üstünde olmak süper bi duygu öncelikle…..Altıyol ‘da duran trafigin arasından sıyrılmak zaten anlatılamas
ancak henüz Bahariyeye gelmişken(yani sadece 1 km filan gittim) şöölee bi nefesim kesildi
)dedim sabaha ewde olurum anca…sooora geçti ama....yawaş yawaş geliyodum..derken babam aradı we şu diyalog yaşandı(B:BABAM….b:ben)
B:NERDESİN…? -b:feneryolundayım…. B:TAKSİYLEMİ GELİYON? b:yok,bisikletle….. B:KAFAYI YEMİŞSİN SEN… b:saol baba….(çat!!!!teli kapadım…uyus oldum)
Ama babanın ahını almamak gerekiyomuş….aradan 2 dakka gecmedi…zincir attı…ama öyle böyle diil.kadroya dolandı,sıkıştı filan….bi yandan aldıgım alyan anahtar takımıyla zinciri sıkıştıgı yerden kurtarmaya çalışırken bi yandan sönmez beye küfrediyodum o sinirle (SOORADAN,HATANIN BENDE OLDUGUNU ANLAYARAK,HEPSİNİ GERİ ALDIM TABİ
yine de özür diliyom ama
(bütün suc,aydınlık diye önünde ugraştıgım binanın,beni serseri yerine koyup "git,ötede yap ne yapıyosan..müdür çıkcak şimdi..!" diyen güvenliginde ama
neyse..parçalanmış parmaklar we kırılmış alyan anahtarı takımıyla sona eren bu olaydan sooraa yolumda dewam ettim…
Karşılaştıklarım ise gerçekten trajedikti…wallaa kusura bakmayın ama İstanbul ölmüş,aglıyanı yok….önce ellerindeki poşetlerle kafayı bulan sokak çocukları…sonra denize işeyen sarhoş abi…..sonra sahil boyunca,bütün otoparklarda,arabalarının içinde sewişmeye çalışan bisürü insancık….hattaa bırakın arabanın içini…ağabeynin biri o soguga ragmen bankın üzerinde ilgileniyodu hanfendiyle…..sooraa herkesin bildigi-ama benim çalışmaya bukadar erken başladıklarını bilmedigim malum hanfendilere rastladım bisürü….. kısacası cılkı çıkmıştı yani….
We sonunda zafer…gösterge 22. km yi gösteriyo..arabam gösüktü…mutluluk gözlerimden,bütün vücuduma,özellikle bacaklarıma we popoma yayıldı
lakin,bi sorun wardı.. bu bisiklet,bu arabaya nasıl sıgacak???araba seat ibiza,ufak bişiy yani…. Koltukları inidirdim,ugraştım,ettim..we ucu ucuna sıgdı bisiklet…..we insanoglunun en ufak bişiyden bile mutlu olabilme yetenegi… “iyiki 16” almışım diye sewinen salak bi tip
(edit:sooradan bu boyutun bisikletin arabaya sıgmasını etkilemedigini fark ettim.ama,banane,mutlu oldum işte
we bisikletle olan yolculuk sona ermiş oldu….çalıştır,vitese al..bas gaza
ohhh beee..dünya warmış
(şaka tabe
We nihayet sirkecideyim…efor bisiklet..sönmez abi yoktu… ”forumdanız ..” dedikk..saolsun geldi hemen…xc 1000 i de ilk kez canlı olaraktan görmüş oldum… ssooraa kadro boyu seçimi kafama takıldı bayaaa…(trialerkan we sönmez abi gibi bu işin içinde olan insanların yönlendirmesine ragmen,geri dönüşü olmıycagından sıkıntılı bi andı...sonra son belgrad yarışında birinci olmuş arkadaş(muammerdi sanırm ismi-kendisinden ösür diliyom yannış hatırlıyosam) da 17,5 diil,16” al diyince,ne yalan sööliiym daha bi ikna oldum….
Sonunda bisikletime kavuştum ama zorluk bitmedi henüs…araba maltepe’ deydi, oraya kadar bisikletle gidebilicegmi düşündüm(22 km kadracıık
Nerdeyse 1 yılı geckin bi aradan sooraa ilk kez bisiklet üstünde olmak süper bi duygu öncelikle…..Altıyol ‘da duran trafigin arasından sıyrılmak zaten anlatılamas
B:NERDESİN…? -b:feneryolundayım…. B:TAKSİYLEMİ GELİYON? b:yok,bisikletle….. B:KAFAYI YEMİŞSİN SEN… b:saol baba….(çat!!!!teli kapadım…uyus oldum)
Ama babanın ahını almamak gerekiyomuş….aradan 2 dakka gecmedi…zincir attı…ama öyle böyle diil.kadroya dolandı,sıkıştı filan….bi yandan aldıgım alyan anahtar takımıyla zinciri sıkıştıgı yerden kurtarmaya çalışırken bi yandan sönmez beye küfrediyodum o sinirle (SOORADAN,HATANIN BENDE OLDUGUNU ANLAYARAK,HEPSİNİ GERİ ALDIM TABİ
Karşılaştıklarım ise gerçekten trajedikti…wallaa kusura bakmayın ama İstanbul ölmüş,aglıyanı yok….önce ellerindeki poşetlerle kafayı bulan sokak çocukları…sonra denize işeyen sarhoş abi…..sonra sahil boyunca,bütün otoparklarda,arabalarının içinde sewişmeye çalışan bisürü insancık….hattaa bırakın arabanın içini…ağabeynin biri o soguga ragmen bankın üzerinde ilgileniyodu hanfendiyle…..sooraa herkesin bildigi-ama benim çalışmaya bukadar erken başladıklarını bilmedigim malum hanfendilere rastladım bisürü….. kısacası cılkı çıkmıştı yani….
We sonunda zafer…gösterge 22. km yi gösteriyo..arabam gösüktü…mutluluk gözlerimden,bütün vücuduma,özellikle bacaklarıma we popoma yayıldı


