Atasoy
Terörü ve destekcilerini Lanetliyorum
- Kayıt
- 2 Mart 2016
- Mesaj
- 2.399
- Tepki
- 13.318
- Yaş
- 54
- Şehir
- antalya
- İsim
- ibrahim
- Başlangıç
- 1977—78
- Bisiklet
- Corratec
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Antalya Beydağları Kamplı Tur
Bazı etaplarını günlük ve yetişme telaşı ile hızlı yaptığım, tamamını ağır ağır kamplı olarak yapmak istedeğim turumu gerçekleştirdim. (Dikkat Bol resim var mobil verininizi patlatmayin😉)


Guzergah boyunca lokanta bakkal market bulamayacağımı düşunerek en az 3 günlük kumanyamı yüklendim.
Sabah erken yola koyuldum. Kendimi parçalamadan gunluk 50/60 km lik yol yapmak istiyorum. Güzergahin buyuk çoğunluğu ham yol ve çıkış olacak.

Kumlucanin yüzölçümü en büyuk köylerinden dağınık yerleşimi olan Karacaören köyune doğru tirmaniyorum. Yol mucurlu asfalt. 20 km sonra yol toprak yol halini alıyor.



Buralarda yol kenarlarinda köylulerin yaptırdığı "köşk" denilen dinlenme yerlerinden bolca vardır. Öğle yemegini yedikten sonra güzel manzaralar eşliğinde yola devam.

Göl mahallesinde 82 yasinda yanlız yasayan bir amcamızı ziyaret edip ona supriz yaptim çok memnun oldu. Çay kahve ıcip bol bol sohbet ettik. Baktım ortam güzel bahcesine cadır kurup geceyi orda geçirdim.
1.gun strava:
Check out my activity on Strava: (link)


Sabah erkenden yola koyuldum.


Telofon çok zayif çekiyor. Şu uzay isyasyonu kılıklı tesisi görünce "şimdi çeker" dedim bir baktim tık yok. Bende bir taş atıp uzaklaştım.😀

Neşeli neşeli giderken virajı dönunce aslandan bir tık ufak tasmalı bir köpek ile kafa kafaya geldik.


Benden daha korkak çıktı" tövbe Bismillah buda ne.?" der gibi bakıp önumden kosmaya basladı.
Yanliz yaninda fino olayın farkındaymışcasina devamlı Aslanparcasina gaz veriyordu "abi nere giyosun biz bunu burda parca pincik ederiz" gibisinden havlayip duruyordu.
Sonra gözden koyboldular.
Yolun solu uçurum muhtemelen yukarıdan orman içinden bana pusu atacak bunlar derken gördüm. Ufaklık hâlâ gaz veriyordu. Neyseki büyük olan efendi duruşunu bozmadi.

(Resimdeki iki köpeği bulmaya çalışın )

Bukadar macera benim suyumu bitirmişti ki bir ceşme buldum.

(Tur boyunca soğuk suyum hiç eksik olmadı litrelerce su tasimak zorunda kalmadim)

Yol yüklü bir tur bisikletine cok uygun değil çok yavaş ilerliyorum ama manzara ve ortam 10 numara.
Ayıbeleni mevkiinde eski bir mezarliktan geciyorum. Ahşap Türk mezarlarınin Tokat Niksar' da olduğunu duymuştun burdada oldugunu bilmiyordum.

(link)
Öğlen saatlerinde Karaağaç mevkiinde Alakir nehrini besleyen devasa kaynağa ulasiyorum. Burda Alabalik yemek hayalim vardi malesef lokantasi kapaliydi. Yerde bulduğum kurusoganla kurufasulye yedim.
Ortam kamp yapmaya musait görünse bile gece buralar nasil olur bilinmez.






Karaagac ile ilgili video
Fazla oyalanmadan Buyukalan köyunu gecip Dereköye ulaşiyorum. Derekoyde de kısa bir mola verip. Saklıkent yaylasina yola koyuluyorum.




Bu yol beni benden aliyor. 15 km lik bol tırmanislı yol ama Muhteşem masalsı bir rota. Ölmeden önce mutlaka burada pedal çevirin.

Yolda Likyalilarin yaptigı sitilde yapilmiş. Eski arı kovanlari (seren) hala ayakta kalmış örneklerini görmek mümkün.

Saklikent' de lokanta vardir. Konserve yemekten kurtuluruz hayali ile geldim malesef market bile yoktu.


Bunada şükür deyip konserveyi kaşıkladım. Caminin bahcesine çadirı kurdum. Cemaat yoktu hocada yoktu sakin bir gece geçirdim. Geldigim o guzel yoldan dönecegim için çok mutluydum.

Strava Derekoyden sonrasini kaydetmemiş gitti bizim 15 kmlik tırmanış.
2.gün strava kayit:
Check out my activity on Strava: (link)
Sabah erkenden hazirlandim kahvalti yapmadan yola koyuldum.


Üzerinde Kayak merkezi ve Gözlem teloskopu olan 2480 rakimli dağin yanindan süzülerek.

Arappınari camisine vardim. Kahvaltimi burda yaptım. Tam giderken buranin yogurdu peyniri ne guzel olur diye düşündüm (kalbim temizmiş) Hello diye seslenen bir bacımiz bana ayran ikram etti. Turk oldugunuzu bilsem." Daha once gelirdim" dedi bolca dua edip yola koyuldum.



2 saatde çıktığım yolu oyalana oyalana 30 dakikada indim.
Söğutcumasina çikan dik rampada arkamdan esen rüzgâr ve beni öğle güneşinden koruyan bulut için burdan Yüce rabbime şükürlerimi birkez daha takdim etmek isterim.

Söğütcuması yaylasina yaklasirken yan yolda durup beni gördüğü halde önüme çıkan (ben iniş halindeydim) motosikletli 34 plakali çakma fedon kılıklı bir abimiz canımı baya sıktı.

Çok gitmeden baska bir öküz yolumu kesti. Ama bu daha sevimliydi konusarak anlastik.

Ufukta görulen yer Antalya merkez

Dun gectiğim rotayi karşi taraftan seyrettim.
Nihayet Söğutcumasinda bir lokanta ile müşerref olduk. Köfte, piyaz, gözleme yedim.

Burda oturan çok eski bir dostuma bakkaldan tatlı birseyler alip ziyarete gittim. Çay icip sohbet ettik. 82 yasinda bir gozü ve bir kulağı gormedigı halde erik ağacindan yaptigı şeker kasiklarinı armağan edip beni mahçup etti.

Ordan ayrılip Teke dagı ve Gölcük köyunden Altınyaka ya doğru hareket ettim.


Videoda bu güzergahla ilgili ayrintili bilgiler var merak edenler için.
Altinyakada gene bir dostumun bahçesindeki "köşke" yerlestim. Keçilerini besledim. Bahçeden kiraz topladim. Sohbet,muhabbet,guzel uyku, sabah silah zoruyla kahvaltı.



3.gun strava:Check out my activity on Strava: (link)
Sonrasında Karagöl yaylasina tırmanma herzamanki gibi ağır ağir.


Artik eve geldik sayilir. Karagöl yaylasindaki dostlar henuz yaylaya gelmedikleri için orda fazla oyalanmadim. Dönüş icin yine bozuk yolu seçtim.



Celil yaylasina uzaktan el salladim.

Karagöl yaylasi bildiginiz yazlik kasaba.
Yavaş olsun, sakin olsun, araclarin az kullandıgi yollar olsun. Benim özlediğim ve istedigim rota şeklî bu.

Yaklaşik 200 km boyunca Söğutcumasi güzergahını saymazsak gördügüm araç sayisi sincap, kaplumbağa ve yılan sayısindan az.
Eve varmadan şu manzarada çantada kalan son kumanyayı mideye indirip. Bir saat oturmanın keyfi bir başkaydı.

Son gun strava:Check out my activity on Strava: (link)
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizlerinde bu gördüğüm güzellikleri yaşamanızı canı gönülden dilerim. Saygılar.
Bazı etaplarını günlük ve yetişme telaşı ile hızlı yaptığım, tamamını ağır ağır kamplı olarak yapmak istedeğim turumu gerçekleştirdim. (Dikkat Bol resim var mobil verininizi patlatmayin😉)


Guzergah boyunca lokanta bakkal market bulamayacağımı düşunerek en az 3 günlük kumanyamı yüklendim.
Sabah erken yola koyuldum. Kendimi parçalamadan gunluk 50/60 km lik yol yapmak istiyorum. Güzergahin buyuk çoğunluğu ham yol ve çıkış olacak.

Kumlucanin yüzölçümü en büyuk köylerinden dağınık yerleşimi olan Karacaören köyune doğru tirmaniyorum. Yol mucurlu asfalt. 20 km sonra yol toprak yol halini alıyor.



Buralarda yol kenarlarinda köylulerin yaptırdığı "köşk" denilen dinlenme yerlerinden bolca vardır. Öğle yemegini yedikten sonra güzel manzaralar eşliğinde yola devam.

Göl mahallesinde 82 yasinda yanlız yasayan bir amcamızı ziyaret edip ona supriz yaptim çok memnun oldu. Çay kahve ıcip bol bol sohbet ettik. Baktım ortam güzel bahcesine cadır kurup geceyi orda geçirdim.
1.gun strava:
Check out my activity on Strava: (link)


Sabah erkenden yola koyuldum.


Telofon çok zayif çekiyor. Şu uzay isyasyonu kılıklı tesisi görünce "şimdi çeker" dedim bir baktim tık yok. Bende bir taş atıp uzaklaştım.😀

Neşeli neşeli giderken virajı dönunce aslandan bir tık ufak tasmalı bir köpek ile kafa kafaya geldik.


Benden daha korkak çıktı" tövbe Bismillah buda ne.?" der gibi bakıp önumden kosmaya basladı.
Yanliz yaninda fino olayın farkındaymışcasina devamlı Aslanparcasina gaz veriyordu "abi nere giyosun biz bunu burda parca pincik ederiz" gibisinden havlayip duruyordu.
Sonra gözden koyboldular.
Yolun solu uçurum muhtemelen yukarıdan orman içinden bana pusu atacak bunlar derken gördüm. Ufaklık hâlâ gaz veriyordu. Neyseki büyük olan efendi duruşunu bozmadi.

(Resimdeki iki köpeği bulmaya çalışın )

Bukadar macera benim suyumu bitirmişti ki bir ceşme buldum.

(Tur boyunca soğuk suyum hiç eksik olmadı litrelerce su tasimak zorunda kalmadim)

Yol yüklü bir tur bisikletine cok uygun değil çok yavaş ilerliyorum ama manzara ve ortam 10 numara.
Ayıbeleni mevkiinde eski bir mezarliktan geciyorum. Ahşap Türk mezarlarınin Tokat Niksar' da olduğunu duymuştun burdada oldugunu bilmiyordum.

(link)
Öğlen saatlerinde Karaağaç mevkiinde Alakir nehrini besleyen devasa kaynağa ulasiyorum. Burda Alabalik yemek hayalim vardi malesef lokantasi kapaliydi. Yerde bulduğum kurusoganla kurufasulye yedim.
Ortam kamp yapmaya musait görünse bile gece buralar nasil olur bilinmez.






Fazla oyalanmadan Buyukalan köyunu gecip Dereköye ulaşiyorum. Derekoyde de kısa bir mola verip. Saklıkent yaylasina yola koyuluyorum.




Bu yol beni benden aliyor. 15 km lik bol tırmanislı yol ama Muhteşem masalsı bir rota. Ölmeden önce mutlaka burada pedal çevirin.

Yolda Likyalilarin yaptigı sitilde yapilmiş. Eski arı kovanlari (seren) hala ayakta kalmış örneklerini görmek mümkün.

Saklikent' de lokanta vardir. Konserve yemekten kurtuluruz hayali ile geldim malesef market bile yoktu.


Bunada şükür deyip konserveyi kaşıkladım. Caminin bahcesine çadirı kurdum. Cemaat yoktu hocada yoktu sakin bir gece geçirdim. Geldigim o guzel yoldan dönecegim için çok mutluydum.

Strava Derekoyden sonrasini kaydetmemiş gitti bizim 15 kmlik tırmanış.
2.gün strava kayit:
Check out my activity on Strava: (link)
Sabah erkenden hazirlandim kahvalti yapmadan yola koyuldum.


Üzerinde Kayak merkezi ve Gözlem teloskopu olan 2480 rakimli dağin yanindan süzülerek.

Arappınari camisine vardim. Kahvaltimi burda yaptım. Tam giderken buranin yogurdu peyniri ne guzel olur diye düşündüm (kalbim temizmiş) Hello diye seslenen bir bacımiz bana ayran ikram etti. Turk oldugunuzu bilsem." Daha once gelirdim" dedi bolca dua edip yola koyuldum.



2 saatde çıktığım yolu oyalana oyalana 30 dakikada indim.
Söğutcumasina çikan dik rampada arkamdan esen rüzgâr ve beni öğle güneşinden koruyan bulut için burdan Yüce rabbime şükürlerimi birkez daha takdim etmek isterim.

Söğütcuması yaylasina yaklasirken yan yolda durup beni gördüğü halde önüme çıkan (ben iniş halindeydim) motosikletli 34 plakali çakma fedon kılıklı bir abimiz canımı baya sıktı.

Çok gitmeden baska bir öküz yolumu kesti. Ama bu daha sevimliydi konusarak anlastik.

Ufukta görulen yer Antalya merkez

Dun gectiğim rotayi karşi taraftan seyrettim.
Nihayet Söğutcumasinda bir lokanta ile müşerref olduk. Köfte, piyaz, gözleme yedim.

Burda oturan çok eski bir dostuma bakkaldan tatlı birseyler alip ziyarete gittim. Çay icip sohbet ettik. 82 yasinda bir gozü ve bir kulağı gormedigı halde erik ağacindan yaptigı şeker kasiklarinı armağan edip beni mahçup etti.

Ordan ayrılip Teke dagı ve Gölcük köyunden Altınyaka ya doğru hareket ettim.


Altinyakada gene bir dostumun bahçesindeki "köşke" yerlestim. Keçilerini besledim. Bahçeden kiraz topladim. Sohbet,muhabbet,guzel uyku, sabah silah zoruyla kahvaltı.



3.gun strava:Check out my activity on Strava: (link)
Sonrasında Karagöl yaylasina tırmanma herzamanki gibi ağır ağir.


Artik eve geldik sayilir. Karagöl yaylasindaki dostlar henuz yaylaya gelmedikleri için orda fazla oyalanmadim. Dönüş icin yine bozuk yolu seçtim.



Celil yaylasina uzaktan el salladim.

Karagöl yaylasi bildiginiz yazlik kasaba.
Yavaş olsun, sakin olsun, araclarin az kullandıgi yollar olsun. Benim özlediğim ve istedigim rota şeklî bu.

Yaklaşik 200 km boyunca Söğutcumasi güzergahını saymazsak gördügüm araç sayisi sincap, kaplumbağa ve yılan sayısindan az.
Eve varmadan şu manzarada çantada kalan son kumanyayı mideye indirip. Bir saat oturmanın keyfi bir başkaydı.

Son gun strava:Check out my activity on Strava: (link)
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizlerinde bu gördüğüm güzellikleri yaşamanızı canı gönülden dilerim. Saygılar.




