Sabah evden çıkarken yağmur çiselemeye başlamıştı. Yağmurluğumu yanıma aldım ama giymedim. Nedenide teri dışarı atamadığı için vücudumu ıslatarak rahatsız etmesi. Kaygan yolda düşmemek için dikkatli bir şekilde bisikletimi sürerek Eminönüne vardım. Gemiye binince artan yağmur karşısında yağmurluğumu çıkarıp hazırladım. Üsküdara yanaşırken yağmur durmuştu yağmurluğumu tekrar toplayıp çantama koydum. Kavağa yaklaşırken hava açtı ve sıcaklık alabildiğine arttı. Öyle ki buff ımı da yanıma almadığımdan akan terler gözlerime girerek yaktı. Nefis bir inişle Kavağa geldik. Benim kışkırtmalarım sonucu Gökhan ile beraber geri dönüp indiğimiz yokuşu tırmandık. Gökhan yaz boyunca bisiklete binmeyince formunu kaybetmiş geride kaldı. Tepeye ulaşınca birlikte müthiş bir iniş yaptık. Bu harcadığımız eforun mükafatı idi.
Gurup iskelede lokantaya oturmuştu. Ben fırsattan istifade birde Yoros a çıkayım dedim. Yolu bilmediğimden Ceneviz Kalsi levhasını takip edince gittikçe dikleşen bir yokuştan çıkarak mezarliğin yanına geldim. Sonunda yol bittti, merdivenler başladı. Ana yola çıkıp devam ettim. Nefis manzara fotoğrafları çekip geri indim.
Balık, midye tava, salata dan oluşan menüyü bira eşliğinde afiyetle mideye indirdim.
Yemek sonrası hep birlikte Yoros a çıkıp oradan Beykoz Akbabaya inerek yola devam ettik. Gurup Kanlıcada yoğurt yemeye girdi. Ben var gücümle basarak Üsküdara ulaştım. gemiye bindiğimde her yerimden ter damlıyordu.
Güzel bir geziydi. Katılan arkadaşlara teşekkür ederim.
Bu arada bence tahminde Accu kazandı. Evet başlangıçta wunder weather kazanmış gibi görünsede yağış sadece yerleri ıslatacak kadar kısa sürdü. Ama ondan sonraki saatlerde tam yazdan kalma bir gündü. Bence günün galibi accu ve bisikletleri ile yola çıkan bisiklet severlerdir.