Devilsbutcher
Daimi Üye
- Kayıt
- 1 Nisan 2018
- Mesaj
- 390
- Tepki
- 393
- Yaş
- 35
- Şehir
- Ankara
- İsim
- Tuncay
- Bisiklet
- Carraro
Merhabalar, 27-28-29 Eylül 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 2. Didim Bisiklet Festivaline katılmak amacıyla son hazırlıklarımı yaparak 26 Eylül Perşembe otobüse doğru yola koyuldum. Ankara‘dan otobüs ile Didim‘e gidecek ve yine otobüsle dönecektim. Bu turda yeni aldığım Brooks C17 selemi de test ederek markanın parasına değecek mi görmeyi planlıyordum. Önce malzemelerimi decathlondan aldığım 30 litrelik iki sırt çantasından imal ettiğim heybe çantama yükleyip bir deneme yaptım.

Daha sonra bisikleti arabaya koyup gece 01.00 de kalkacak olan otobüse binmek içim Aşti’ye doğru yola koyuldum. Genelde muavin ve otobüs kaptanları hep sorun çıkarmasına rağmen Pamukkale otobüsü muavini sağolsun yardımcı oldu ve bisikletin ön tekerini sökerekten güzelce yerleştirdik. Gece uyuyarak gitmeyi sevdiğim için gece saatine bilet almıştım. 10 saat süren yolculuğun ardında saat 11.15 sularında Didim otogara inerek bisikleti toparladım. Kamp alanı Tavşanburnu Parkında ve bu park otogara yaklaşık 8 km uzaklıktaydı. Karnımda aç yolda bir şeyler atıştırırım diyerek yola koyuldum. Yol üzerinde bulduğum bir marketten birkaç atıştırmalık aldım ve bir yemek molası verdim.

Kahvaltının ardından kamp alanına doğru yola koyuldum. Kamp alanına girişler 12.00 den sonra olacak demişlerdi bem de tam 12.10 sularında kamp alanına girdim. Kamp alanına yerel halk orman kampı diyor. Girişler kişi başı 4 tl. Çadır 25 tl. Ortak kullanım 13 tl. Araç ve karavan içinde ücretlendirmeler var. İçeride bol bol ağaç, piknik masaları, elektrik prizleri, bir kaç adet wc ve güzel bir plaj var. 1-2 gün önce şiddetli bir yağış olmuş ve etraf biraz çamur, deniz biraz bulanık olsa da doğası güzel bir alan seçilmiş. Tabiki biz festival katılımcılarına kamp alanı ücretsizdi. Kamp alanına ilk girişim:

Biraz ortalığı kolaçan ettikten sonra festival alanına giderek kaydımı yaptırdım. Ardından 3 gece kalacağım obamı hazırlamak için malzemelerimi bisikletten indirerek işe koyuldum. Saat 13.30 gibi obamı kurmuştum.

İlk gün etrafı keşif, yeni insanlar ile tanışma ve yarın olacak olan bisiklet turuna hazırlık ile geçti. Akşam yemeği spagetti makarna ve ayrandı. Akşam yemeğinin ardından gün batımının tadını bir bardak kahve ile çıkarmayı da unutmadım.

Sabah 08.00 de uyandım ve hazırlıklarımı yaptım. Ardından kahvaltı verildi. Sonrasında tura başlamak için tüm katılımcılar sıraya girdik. İlk durağımız Cumhuriyet Meydanı’ydı. Yaklaşık 300 kişi medyanda toplandık. İstiklal marşı, belediye başkanı ve organizatörlerin konuşmaları, yabancı uyruklu kişiler tarafından yapılan halk oyunları gösterisinin ardından bisiklet turu başladı. Rota çok zorlu değildi. Hava çok sıcak ve bunaltıcı değildi. Sık sık verilen sular ile sorunsuz bir tur oldu. Yol güvenliğini polisimiz ve jandarmamız sağladı. Öğle yemeği için Milet Antik Kent‘de mola verdik.
210350 dosyayı görüntüle
Tur esnasında şehir merkezi ve yerleşim yerlerinde geçerken insanların sevgi gösterisi çok güzeldi. Buarada belediye başkanı ise bisiklet yolu yapımına başlayacakları müjdeli haberini verdi. Çeşitli molaların ardından saat 16.30 civarında toplam 65 km lik tur bitti ve kamp alanına döndük. Kendimi hemen denize attım. Fakat 1-2 gün önce yağan yağmur ile deniz çok bulanıktı. Ama serinlemiş olduk tabi. Ardından 1-2 saat hamak keyfi yaptım. Sonrasında akşam yemeği verildi. Yemek sonrası müzik eşliğinde kahve ve olmazsa olmaz ortamımı kurdum.

Buarada alana kamp ve mangal yapmaya gelenler vardı. Mangalı görünce canım çekti ve bir aileden izin istedim. Ardından bisikletle 2 km ötede olan markete gidip tavuk vs. alarak geldim. Mangalda tavuk keyfi gayet güzel oldu. O tatlı çiftin mangal keyfini biraz bozdum ama özür ve teşekkür dileyerek işi tatlıya bağladım. Bu esnada müzikli eğlence yapılıyordu. Herkesin dökülecek baya bir kurtları birikmiş. ? Müzik bitince günün vermiş olduğu yorgunluk ile çadırıma uyumaya çekildim.
Sabah 08.45 de biraz gecikmeli uyandım. Kahvaltıyı ucu ucuna yakaladım ve hızlıca hazırlandım. Sonrasında ikinci gün başladı ve ilk durağımız Apollon tapınağı ve mübadele evi oldu. Apollon tapınağı gerçekten görülmeye değer. Mübadele evi ise Cumhuriyetin ilk yıllarında Yunanistan ve Bulgaristan‘daki Türklerin gemilerle bu bölgeye getirilmesi ve bu bölgedeki rumların ise Yunanistan ve Bulgaristan’a götürülmesi hikayesiydi.

Burdan sonraki durağımız Akbük oldu. Burasının denizi çok güzeldi. Denize girileceğini bilmediğimden yanıma mayomu almamıştım. Bunun duyurusu daha iyi yapılmalıydı. Burada 1 buçuk saat yüzme ve öğle yemeği molası verildi. Öğle yemeği tavuklu pilavdı ve güzeldi. Denize giremedim ama manzaranın tadını çıkarmayı da ihmal etmedim.

Yaklaşık 55 km lik ikinci günün sonunda kamp alanına geri döndük. Belediye başkanı ve yerel yöneticilerin katılımıyla festival kapanışı ve katılım sertifikalarının dağıtımı yapılarak festival son buldu. Bugün akşam yemeği olmadığından merkeze inip kelle paça çorba ve pide yedim. Salaş bir mekandı ama özellikle kelle paça harikaydı. Ardından festivalde tanıştığım Kadir ağabeyin Selçuk’ta oturduğunu ve yarın sabah pedallayarak gideceğini öğrenince ben de Kadir ağabeye katılmaya karar verdim.
Devam Edecek.....

Daha sonra bisikleti arabaya koyup gece 01.00 de kalkacak olan otobüse binmek içim Aşti’ye doğru yola koyuldum. Genelde muavin ve otobüs kaptanları hep sorun çıkarmasına rağmen Pamukkale otobüsü muavini sağolsun yardımcı oldu ve bisikletin ön tekerini sökerekten güzelce yerleştirdik. Gece uyuyarak gitmeyi sevdiğim için gece saatine bilet almıştım. 10 saat süren yolculuğun ardında saat 11.15 sularında Didim otogara inerek bisikleti toparladım. Kamp alanı Tavşanburnu Parkında ve bu park otogara yaklaşık 8 km uzaklıktaydı. Karnımda aç yolda bir şeyler atıştırırım diyerek yola koyuldum. Yol üzerinde bulduğum bir marketten birkaç atıştırmalık aldım ve bir yemek molası verdim.

Kahvaltının ardından kamp alanına doğru yola koyuldum. Kamp alanına girişler 12.00 den sonra olacak demişlerdi bem de tam 12.10 sularında kamp alanına girdim. Kamp alanına yerel halk orman kampı diyor. Girişler kişi başı 4 tl. Çadır 25 tl. Ortak kullanım 13 tl. Araç ve karavan içinde ücretlendirmeler var. İçeride bol bol ağaç, piknik masaları, elektrik prizleri, bir kaç adet wc ve güzel bir plaj var. 1-2 gün önce şiddetli bir yağış olmuş ve etraf biraz çamur, deniz biraz bulanık olsa da doğası güzel bir alan seçilmiş. Tabiki biz festival katılımcılarına kamp alanı ücretsizdi. Kamp alanına ilk girişim:

Biraz ortalığı kolaçan ettikten sonra festival alanına giderek kaydımı yaptırdım. Ardından 3 gece kalacağım obamı hazırlamak için malzemelerimi bisikletten indirerek işe koyuldum. Saat 13.30 gibi obamı kurmuştum.

İlk gün etrafı keşif, yeni insanlar ile tanışma ve yarın olacak olan bisiklet turuna hazırlık ile geçti. Akşam yemeği spagetti makarna ve ayrandı. Akşam yemeğinin ardından gün batımının tadını bir bardak kahve ile çıkarmayı da unutmadım.

Sabah 08.00 de uyandım ve hazırlıklarımı yaptım. Ardından kahvaltı verildi. Sonrasında tura başlamak için tüm katılımcılar sıraya girdik. İlk durağımız Cumhuriyet Meydanı’ydı. Yaklaşık 300 kişi medyanda toplandık. İstiklal marşı, belediye başkanı ve organizatörlerin konuşmaları, yabancı uyruklu kişiler tarafından yapılan halk oyunları gösterisinin ardından bisiklet turu başladı. Rota çok zorlu değildi. Hava çok sıcak ve bunaltıcı değildi. Sık sık verilen sular ile sorunsuz bir tur oldu. Yol güvenliğini polisimiz ve jandarmamız sağladı. Öğle yemeği için Milet Antik Kent‘de mola verdik.
210350 dosyayı görüntüle
Tur esnasında şehir merkezi ve yerleşim yerlerinde geçerken insanların sevgi gösterisi çok güzeldi. Buarada belediye başkanı ise bisiklet yolu yapımına başlayacakları müjdeli haberini verdi. Çeşitli molaların ardından saat 16.30 civarında toplam 65 km lik tur bitti ve kamp alanına döndük. Kendimi hemen denize attım. Fakat 1-2 gün önce yağan yağmur ile deniz çok bulanıktı. Ama serinlemiş olduk tabi. Ardından 1-2 saat hamak keyfi yaptım. Sonrasında akşam yemeği verildi. Yemek sonrası müzik eşliğinde kahve ve olmazsa olmaz ortamımı kurdum.

Buarada alana kamp ve mangal yapmaya gelenler vardı. Mangalı görünce canım çekti ve bir aileden izin istedim. Ardından bisikletle 2 km ötede olan markete gidip tavuk vs. alarak geldim. Mangalda tavuk keyfi gayet güzel oldu. O tatlı çiftin mangal keyfini biraz bozdum ama özür ve teşekkür dileyerek işi tatlıya bağladım. Bu esnada müzikli eğlence yapılıyordu. Herkesin dökülecek baya bir kurtları birikmiş. ? Müzik bitince günün vermiş olduğu yorgunluk ile çadırıma uyumaya çekildim.
Sabah 08.45 de biraz gecikmeli uyandım. Kahvaltıyı ucu ucuna yakaladım ve hızlıca hazırlandım. Sonrasında ikinci gün başladı ve ilk durağımız Apollon tapınağı ve mübadele evi oldu. Apollon tapınağı gerçekten görülmeye değer. Mübadele evi ise Cumhuriyetin ilk yıllarında Yunanistan ve Bulgaristan‘daki Türklerin gemilerle bu bölgeye getirilmesi ve bu bölgedeki rumların ise Yunanistan ve Bulgaristan’a götürülmesi hikayesiydi.

Burdan sonraki durağımız Akbük oldu. Burasının denizi çok güzeldi. Denize girileceğini bilmediğimden yanıma mayomu almamıştım. Bunun duyurusu daha iyi yapılmalıydı. Burada 1 buçuk saat yüzme ve öğle yemeği molası verildi. Öğle yemeği tavuklu pilavdı ve güzeldi. Denize giremedim ama manzaranın tadını çıkarmayı da ihmal etmedim.

Yaklaşık 55 km lik ikinci günün sonunda kamp alanına geri döndük. Belediye başkanı ve yerel yöneticilerin katılımıyla festival kapanışı ve katılım sertifikalarının dağıtımı yapılarak festival son buldu. Bugün akşam yemeği olmadığından merkeze inip kelle paça çorba ve pide yedim. Salaş bir mekandı ama özellikle kelle paça harikaydı. Ardından festivalde tanıştığım Kadir ağabeyin Selçuk’ta oturduğunu ve yarın sabah pedallayarak gideceğini öğrenince ben de Kadir ağabeye katılmaya karar verdim.
Devam Edecek.....























