gokhan.gursel
Daimi Üye
- Kayıt
- 30 Mart 2012
- Mesaj
- 274
- Tepki
- 198
- Şehir
- ankara
yaklaşık üç ay süren katlanır bisiklet alma çabalarım nihayet sonlandı ve kendime mavi renkli Dahon Vitesse D7 aldım.
resimleri en kısa sürede buraya ekleyerek detaylı bir inceleme yazısı hazırlamaya karar verdim.
yaklaşık 10 gün önce maddi imkanlarımın nihayetiyle el vermesiyle Ankara Erdoğanlar bisiklete gittim, ellerinde dahon eco c7, dahon vitesse d7, dahon speed tr ve tern link c7 vardı hepsini tek tek inceledim (speed tr ye fazla bakmadım moralim bozulmasın diye) tern link c7 dahon eco c7 birbirinin aynısı iki model ikiside yedi vitesli ikiside aynı ailenin ürünü sadece tern link c7 de teleskobik gidon borusu var
aradaki fiyat farkını göz önüne alarak dahon vitesse d7 almaya karar verdim , ellerinde üç renk vardı beyaz siyah ve mavi tercihim maviden yana oldu. 1197 lira 8 taksit olarak anlaştık, normalde pazarlıkta çingeneyimdir ama basiretim bağlandı bir matara seti kapabildim sadece.
bisikleti almaya arabayla gitmedim özellikle evime çok uzak bu lokasyondan eve karma bir ulaşım alternatifiyle gelmek istiyordum. bisikleti alınca hemen kullanmaya başladım bir dağ ve hibrit bisiklet kullanıcı olarak söyleyebilirim ki kontrolü biraz zor, hemen tepki veriyor ve yoldaki çukurlara karşı biraz hassas.
ilk gün güzergahım yıldız - ümitköy
bisikleti alır almaz yokuş aşağı olarak yıldızdan kızılaya ulaşmak ilk hedefimdi inanılmaz seri bir biçimde bu neymiş bu nasılmış deren bir kaç dakikada kendimi kuğulu parkda buldum ufak bir su ve bisiklet inceleme molasından sonra kızılaya ulaştım amacım otobüse binmekti ama bisiklete doyamadım oto büse bahçeliden binmeye karar verdim. Ankarada yaşayan arkadaşlar bilirler şu an kızılay bahçeli arasındaki inönü bulvarı araç trafiğine kapalı (hani şu başkentin göbeğinde adamın yol yarılıp içine düştüğü boğulup cesedinin 500 metre ileride yer altında bulunduğu yer) trafik kilitlenmiş ortalıkta sinir harbi var kavga döğüş, tabii ben buna aldırmadan 10 dakikada kapalı yolları kullanarak bahçeliye ulaşıyorum. Bahçeli yedinci caddenin şanına yakışır şekilde bir git gel yaparak otobüs durağına geliyorum, benim için çok önemli bir an bisikletimi etrafımdakilerin garip bakışları eşliğinde katlıyorum ve meşhur 122 geliyor...
122 bindikten sonra aklıma birşey geliyor şoförün o yüz ifadesinin resmini çekmek ama şansımı zorlamıyorum 122 içindeyim tek bir söz yok oturuyorum koltuğuma yanımda bisikletim rüya gibi (arkadaşlar yassag hemşerim sözünün mucidi EGO şoförleridir)
resimleri en kısa sürede buraya ekleyerek detaylı bir inceleme yazısı hazırlamaya karar verdim.
yaklaşık 10 gün önce maddi imkanlarımın nihayetiyle el vermesiyle Ankara Erdoğanlar bisiklete gittim, ellerinde dahon eco c7, dahon vitesse d7, dahon speed tr ve tern link c7 vardı hepsini tek tek inceledim (speed tr ye fazla bakmadım moralim bozulmasın diye) tern link c7 dahon eco c7 birbirinin aynısı iki model ikiside yedi vitesli ikiside aynı ailenin ürünü sadece tern link c7 de teleskobik gidon borusu var
aradaki fiyat farkını göz önüne alarak dahon vitesse d7 almaya karar verdim , ellerinde üç renk vardı beyaz siyah ve mavi tercihim maviden yana oldu. 1197 lira 8 taksit olarak anlaştık, normalde pazarlıkta çingeneyimdir ama basiretim bağlandı bir matara seti kapabildim sadece.
bisikleti almaya arabayla gitmedim özellikle evime çok uzak bu lokasyondan eve karma bir ulaşım alternatifiyle gelmek istiyordum. bisikleti alınca hemen kullanmaya başladım bir dağ ve hibrit bisiklet kullanıcı olarak söyleyebilirim ki kontrolü biraz zor, hemen tepki veriyor ve yoldaki çukurlara karşı biraz hassas.
ilk gün güzergahım yıldız - ümitköy
bisikleti alır almaz yokuş aşağı olarak yıldızdan kızılaya ulaşmak ilk hedefimdi inanılmaz seri bir biçimde bu neymiş bu nasılmış deren bir kaç dakikada kendimi kuğulu parkda buldum ufak bir su ve bisiklet inceleme molasından sonra kızılaya ulaştım amacım otobüse binmekti ama bisiklete doyamadım oto büse bahçeliden binmeye karar verdim. Ankarada yaşayan arkadaşlar bilirler şu an kızılay bahçeli arasındaki inönü bulvarı araç trafiğine kapalı (hani şu başkentin göbeğinde adamın yol yarılıp içine düştüğü boğulup cesedinin 500 metre ileride yer altında bulunduğu yer) trafik kilitlenmiş ortalıkta sinir harbi var kavga döğüş, tabii ben buna aldırmadan 10 dakikada kapalı yolları kullanarak bahçeliye ulaşıyorum. Bahçeli yedinci caddenin şanına yakışır şekilde bir git gel yaparak otobüs durağına geliyorum, benim için çok önemli bir an bisikletimi etrafımdakilerin garip bakışları eşliğinde katlıyorum ve meşhur 122 geliyor...
122 bindikten sonra aklıma birşey geliyor şoförün o yüz ifadesinin resmini çekmek ama şansımı zorlamıyorum 122 içindeyim tek bir söz yok oturuyorum koltuğuma yanımda bisikletim rüya gibi (arkadaşlar yassag hemşerim sözünün mucidi EGO şoförleridir)