@kayhan
tekrar merhaba,
bahsedilen "olimpiyata gitme sürecinin" en basından (puan toplanmaya başlandığı zaman yani 2006) en sonuna kadar (31 aralık 2007) canımızı dişimize takıp, hayatın geri kalanını bir kenara itip ülkemizi olimpiyata götürebilmek için çalışmış sporculardan biri olarak, birkaç cümle edebilme hakkım oldugunu düşünüyorum. kimileri hak verir kimileri vermez, saygı duyarım.
bu "ülke" olimpiyatlara gitti. ülke puanına katkıda bulunmuş sporcuların yanında, o puanı almalarını saglamış rekabete katılan diğer sporcuların da, Gürol abinin bahsettiği "abiler" grubunun da, bu işe gönlünü vermiş eli öpülesi insanların da bunda payları büyüktür. Bilal tüm Türk sporculardan iyiydi, halen öyle, bir süre daha öyle kalacak. ama hemen arkasındaki sporcuların da çabaları olmasaydı Bilal kendi yeteneği ve çalışkanlıgına ragmen ülkemizi olimpiyatta temsil edemezdi.
bir takım başarısı olan bu olay, maalesef bireysel başarı gibi lanse edildi. halen de "Bilalin başarısı" diye bahsedilip duruyor. çerçeveye biraz daha geriden bakmanızı rica ediyorum. 2008 de elit erkek sporcuların seviyesindeki gerilemeyi (istisnalar haric) görmemek mümkün değil. ben dahil bu sporu bırakan ya da bırakma noktasına gelen çok yarışçı var. bireysel odaklı çalışan bir vizyon ile bu erozyonu durdurmak maalesef mümkün değil. olimpiyata gitme hedefine erişmiş olmanın rehaveti ile yarış takvimimizdeki fakirliği de göz önüne alırsak, sporcuLARın gelişmesinin ne kadar ön planda olduğunu görebiliyoruz.
işin gerçeği, Bilal in avrupa şampiyonu ya da dünya şampyonu olması (ya da kürsü görmesi) de maalesef mümkün değil. YİNE Gürol abinin kendi sitesinde belirttiği gibi, belki onun yetiştireceği sporcu(lar) bu başarıları yakalayabilir (inşallah!!).
benim görüşüm, ülkenin olimpiyata gitmesi sürecinde federasyonun yaptığı şey "yarış düzenlemek"tir. puan alabilmemiz açısından tabii ki en büyül katkı bu ancak elle tutulur baska bir katkısını göremiyorum. veya işin biraz içinde olanların bildiği, pek de etik ve adil olmayan biçimlerde malzeme dağıtımı da katkı olarak sayılabilir. sporcuya yatırım ve antrenman konusunda destek bakımından 1-2 kamp ile geçiştirilmiş göstermelik çalışmaları da katkı olarak saymıyorum. olimpiyat başarısı sporcuların ve onlara destek olmaya çalışan bir avuç insanın başarısıdır, federasyonun değil!!
Federasyonumuz bireysel odaklı vizyonundan sıyrılmadıkça, sporcuların verdiği emeklerin karşılığında onlara bırakın herhangi bir şekilde destek olmayı, "Teşekkür ederiz" demeyi bile çok gördükçe, süslü organizasyonlar yapmaya değil sporcu yetiştirmeye odaklanmadıkça, Bilal gibi bir yetenegin tekrar gelmesi için en az bir 32 yıl daha bekleriz.