Bu savaşla ilgili en iyi yorumu 18 Mart'ta Güncel Meydan'daki "Titanik Batıyorken Keman Çalıyorlar" makalesini yazan İrfan Tuna yapmış. Makale şöyle:
Afganistan’a saldırdılar… Irak’a saldırdılar… Şimdi Libya’ya müdahale etmeye hazırlanıyorlar… Üstelik BM’den kararı da çıkardılar.
Ne için?
Libya halkını çok sevdikleri için mi?
Yoksa kendilerini sonsuza dek dünyanın efendisi sandıkları için mi ?
Peki bu yozlaşmayla, bu çürümeyle, insanlığın başına açtıkları bunca belayla sonsuza dek dünyanın efendisi olabilecekler mi ?
***
Aşağıda bir ülkenin bütçe açığı rakamları var.
Bu ülke, geçtiğimiz Şubat ayında, 1 ayda 222,5 milyar dolar bütçe açığı vermiş …
1 Ekim'de başlayan mali yılın ilk 5 ayında 641,3 dolar bütçe açığı vermiş…
Peki hangi ülke bu ?
ABD elbette.
2010 yılında 1,29 trilyon dolar açık veren ABD bütçesinin, bu yıl ise 1,56 trilyon dolar açık vermesi bekleniyormuş.
***
Emperyalist-kapitalist sistemin ‘amiral gemisi’ ABD, bu büyüklükteki bir bütçe açığını, karşılıksız dolar basıp, dünyadaki kumarhane kapitalizminin faiz-döviz-borsa piyasalarına pompalayarak finanse etmeyi başarabildi bugüne dek.
Ama ABD’nin de, onun önderlik ettiği emperyalist-kapitalist sistemin de başı fena halde belada.
Çünkü artık karşılıksız dolar basarak dünyaya pompalama olanakları giderek yok oluyor.
Avrasya coğrafyasında, liberalizmle değil kamuculukla, halkçılıkla dünyanın en büyük ekonomisi olmaya emin adımlarla yürüyen bir Çin gerçeği var artık.
Üstelik bu öyle bir gerçek ki, bunu hiçbir biçimde gizlemenin olanağı da yok.
Grafik ve veriler için kaynak:
Bakın, açıklanan son 2010 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) rakamlarına göre; 2010 yılı GSYH rakamı 14,624 trilyon dolar olan ABD, 2010 yılı GSYH rakamı 14, 800 trilyon dolar olan Çin’in 176 milyon dolar gerisinde kalmış.
Sektör paylarına bakıldığında, ABD, hizmet sektöründe Çin’i geçmiş. Üretim sektörü olan Tarım ve Sanayi sektöründe ise Çin, ABD’ye fark atmış.
Üstelik Çin’in böylesine korkunç düzeyde bir bütçe açığı yok. Çin’de, resmi rakamlara göre bile yüzde 9’larda dolaşan bir işsizlik sorunu da yok…
Çalışma koşullarının iyileştirimesi ve ücret sorunları ise hiç kuşkunuz olmasın bu kamucu ve planlı kalkınma anlayışıyla çok yakın bir gelecekte Çin’de sorun olmaktan çıkacak…
***
Emperyalistlerin oraya buraya efelendiklerine, posta koyduklarına bakmayın. ABD’nin başını çektiği emperyalist-kapitalist sistem çatır çatır göçüyor.
Bu gerçeği hala anlamamış olanlar bile çok yakın bir gelecekte bu gerçekle yüz yüze kalacaklar.
İlkel toplumdan köleci topluma, köleci toplumdan feodal topluma, feodal toplumdan kapitalist topluma, insanlık varolduğundan günümüze dek hep böyle oldu. Bir ekonomik-politik-toplumsal sistem, insanlığın en temel barınma ve beslenme gereksinimlerini karşılayabildiği, üretim güçlerinin gelişmesini engellemediği sürece ayakta kalabildi. Üretim güçlerinin gelişmesini engellemeye başladığı anda, insanlığın en temel barınma ve beslenme gereksinimlerini karşılayamadığı anda, çürümeye, yok olmaya başladı. Hiç kuşkusuz bir toplumsal sistemden diğerine geçiş 1-2 yılda olmadı. Yüzyıllar sürdü bu. Ama mutlaka kaçınılmaz son gerçekleşti.
Bu süreçte, üzerinde güneş batmayacağı söylenen ne imparatorlular çatır çatır göçüp gitti…
***
Evet dostlar, tarih sahnesinden silinip giden tüm imparatorluklar, diğer tüm toplumsal sistemler gibi, artık mafyalaşan ve insanlığın başına bela olan emperyalist-kapitalist sistem de, tarih sahnesinden çekilme sürecini yaşıyor. Bu sistemin ‘amiral gemisi’ ABD de, ’’Titanik’’ gibi fena halde su almaya başladı… Sistemin su alan tüm bölgeleri suya gömülüyor, burnu havaya kalkıyor…
’’Titanik’’ filmini izleyenler anımsayacaklardır. Batmaz denen kilometrelerce uzunluktaki görkemli gemi, buzdağına çarpıp da su almaya başlayınca hemen batmamıştı. Geminin su alan tarafı yavaş yavaş batarken diğer tarafı havaya doğru yükselmeye başlamıştı. Geminin kaçınılmaz olarak batacağını bilen kaptan, bir yandan öncelikle soylu ailelerin kadınlarını ve çocuklarını filikalarla gemiden uzaklaştırmaya çalışırken, diğer yandan da ortamı sakinleştirmek için güvertede havai fişek gösterisi yaptırmış, keman çaldırmıştı…
Ama ne atılan havai fişekler, ne de güverdeki Keman konçertosu, geminin ortadan ikiye yarılıp sulara gömülmesini engelleyememişti.
Dünyada ve ülkemizdeki Amerikancılar da batan sistemin güvertesinde keman çalıyorlar, havai fişek atıyorlar, kendilerince güç gösterisi yapıyorlar ama boşuna…
Çünkü çürüyen her sistem gibi sistemleri de kendileri de, tarihin derinliklerine gömülecekleri kaçınılmaz sona doğru hızla yaklaşıyorlar ne yazık ki…
