Arkadaşlar, benzin almak için aptal olmak gerektiği bir ülkede bisikletten başka çözümümüz yok.İster yaşam tarzı deyin, ister spor, ister sağlık amaçlı, isterse sadece ulaşım aracı olarak bisikleti kullanmalıyız, kullandırmalıyız.
Hem de çocukluğumuzdaki gibi dağ bisikleti, yarış bisikleti diye 2 kategoride sıkışıp kalmak zorunda değilsiniz.
Günümüzde 15 farklı kategoride,
100 kadar farklı markada,
2, 3 ve 4 tekerlekli,
Tek kişilik,
İki kişilik (tandem)
Üç ve daha fazla kişilik (pedicab)
Yatar koltuklu (recumbent)
İnce lastikli, orta lastikli, geniş lastikli,
katlanabilir,
hafif, normal ağırlıklarda
Binlerce farklı kombinasyona sahip seçeneğimiz var.
Fiyat olarak 2.ellerde 300TL den başlayıp sıfırlarda 25.000TL ye kadar bir dünya içindeyiz.Bütçenize ve beklentinize göre seçin.
Yeni bir araba satın alırken kendinize kuş serisinden bir Tofaş oto ya da Anadol mu yoksa bir Toyota, Renault ya da BMW mu satın alırsınız? Hepsi araba öyle değil mi? Biraz pahalı ama emniyetli, kaliteli araca ne gerek var ki?
Bu yüzden fiyatı yüksek bisikletlere bu gözle bakın.Onlar birer araçtır.Çocuk oyuncağı değil.
Ha derseniz ben marketten 150TL ye sıfır, çift yaylı, 20kg luk demir yığını alacağım.Bir sezon sonunda paslansın, 1 ay sonra bütün yetkili servislerle düşman olmak istiyorum, geceleri uykusuz yatmak istiyorum, her yıl bisikleti yenilemek zorunda kalıp 150-175TL vereyim ama yine de evladiyelik hafif, kaliteli bir bisiklete 500-1000TL vermeyeyim, siz bilirsiniz.