five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.452
- Tepki
- 3.954
- Yaş
- 52
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
(7. Gün : Bandırma – Karacabey Boğazı)
Bugünkü rotam turda daha önce hiç geçmediğim yerlerden geçiyordu. Bandırma’dan kıyı yolunu takip ederek Kurşunlu’ya ve oradan da Karacabey Boğazı’na (Bayramdere) gidecektim. Tabi Karacabey Boğazı tesadüf kara verdiğim bir yer değildi. Kayınpederim orada bir apartmanın giriş katını kiralamış ve Bursa’dan yavaş yavaş oraya taşınma planları yapmaya başlamıştı. Biz de eşimle birlikte zaman zaman onları ziyarete gittiğimizde doğasına ve havasına hayran kalmıştık. Kayınpederimle uzun uzun orman yürüyüşleri de yapmıştık dağlarında.
Sabah Bandırma’dan kıyıya doğru çıkış yolunu bulmak pek kolay olmadı doğrusu. Sık sık yanlış yollara sapıp telefondaki navigasyondan yolumu düzeltip yolda gördüklerime de doğrulatıyordum. Yol deniz seviyesinden yukarılara çıkıp daha sonra da muhteşem deniz ve rüzgar türbini görüntüleri sunuyordu. Deniz seviyesinden yüksekte tarlaların arasında yol alırken sol tarafta tarlarını ortasında grup grup koyun sürüsü gördüm. Ama öyle bir arada kocaman bir sürü değildi. Sanki koyunlar kendi kendilerine kalmak istemiş gibiydiler. Tabi eğer bir yerde koyunlar varsa köpekleri de hesaba katmamak olmaz. Evet bir tanesi ileride tarlanın ortasındaydı. Ya farketmedi ya da kaale almadı. Ben de hızımı kesmeden sabit hızla yola devam ediyordum. Az ileride yine tarlanın içinde bir tane daha vardı. Sonra bir tane daha, sonra bir tane daha. Tam 5 köpek geniş araziye dağılmış koyunların arasında bekçilik yapıyorlardı ama ne hikmetse hiçbiri havlamadı. “Biri kovalamaya başlarsa diğerleri de gelir.” diye düşünüyordum. Tabi bir taraftan da sağımı da kontrol ederek. Ama şanslıydım ki sorun yaşatmadılar. Sağ salim geçtim aralarından.
Yol Dutlimanı’na kadar dik bir şekilde iniyordu. Manzara harikaydı. Ama kısa sürede yüksek sürate çıkıldığı için çok dikkat ediyordum. Dutlimanı’nda mola vermeden devam ettim. Yol buraya kadar bozuk asfalt olarak devam ediyordu. Az iniş az çıkış, kıvrıla kıvrıla ama asla upuzun uzun dik yokuşlar olmadan. Yani tam yoruldum dediğinizde yokuş bitiyordu. Kapıdağ’ı bu sefer sola görüyordum sürekli. Önce uzaktan Bandırma, o gözden kaybolunca da daha uzaklar...
Yenice köyü bu yolda Kurşunlu’ya kadarki son yerleşim yeriydi. Küçük, şirin bir Karadeniz köyüne benziyordu. Zaten tüm yol da bana Batı Karadeniz’i hatırlatıyordu. Bu yaza turlama istediğim Batı Karadeniz’i... Yenice’de kısa bir çay molası verdim. Küçük kahvede yine bir gazete sayfası buldum okuyacak. Fazla oyalanmadan yola devam ettim. Yine bir çıkışın sonunda da fotoğrafladım Yenice’yi.
Yolun bundan sonraki kısmı tamamen dağ, deniz, orman ve toprak yol dörtlüsü arasında geçiyordu. Her yer yeşil ve mavi hava güzel ama yol berbattı. Marmara’nın karşı kıyısında Kumbağ’dan yola başlayıp Naipköy ayrımına kadar ulaşan toprak yoldan daha beter berbat bir yol. Ciddi anlamda büyük taş ve kaya parçaları bulunuyordu yolun üzerinde. Artık 27 vitesli bisikletin 1-5 vitesler aralığını kullanmaya balamıştım. Yine x-Sport’un X özellikleri devreye girmişti (Suntour NCX ve Racing Ralph). Ama hiç de problem olmamıştı yol bana. Evet inip bisikleti itmem gereken yerler oluyordu ama kısa sürüyordu. Yolun bu kısmı ile ilgili fotoğraflar bulmaya çalışırken Google Maps fotoğralarından bir tanesini görmüş ama “Bu kadar kötü olamaz.” demiştim içimden ama daha kötüsüyle karşılaşmıştım.
Yol boyu, tam da mevsimi olan böğürtlenler vardı öbek öbek. Zaman zaman durup tadına bakıyordum. Yanıma su almıştım ekstra ama bulduğum çeşmelerden de dolduruyordum eksilince. Yoldan, çok seyrek de olsa, orman işletmesi veya köylülere ait olan araçlar geçiyordu. Bir köprünün sonrasında yolun kıyısında büyükçe bi çadır ve masa, masaya oturmuş orman işçilerini gördüm. Mekan harikaydı. Sofrayı yeni kuruyorlardı. Beni de buyur ettiler.Menüde soğan ve hamsi vardı. Tabi eksik olmayan şey de çaydı ateşin üzerinde. Bolca sohbetin ardından teşekkür edip yola devam ettim.
Yüksekçe bir yerden denize baktığımda bir gemi enkazı dikkatimi çekti tam kıyıya yanaşmış şekilde. Sanki parça parça sökülüyor gibiydi. Toprak yolun bitiminde aniden evler başladı. Kurşunlu’ya gelmiştim. Bundan sonra yol asfalt olarak devam ediyordu Karacabey Boğazı’na. Taşoçağı’nın olduğu yere kadar yükselen yol daha sonra tekrar deniz seviyesine iniyordu Boğaz’a vardığında. Kayınpederin evlerinin olduğu sokağa girdiğimde onu balkonda beni beklerken gördüm. Zaten haberleri vardı geleceğimden.
Küçük bir hoşgeldin sofrası hazırlandı ve ertesi gün devam etmek istediğim rotadan konuşmaya başladık. Bana yol hakkında bilgileri veriyordu kayınpederimin Karabey’de ikamet eden kuzeni. Ama havanın da bozacağını ve devam etmemin daha iyi olacağını da söylemeyi ihmal etmediler. İlginçti ki yolda karşılaştığım bir çoban da bana havanın bozacağını söylemişti günlük güneşlik havada. Gece yağan sağanak yağmur bana turumun sona erdiğini söylüyordu. Karacabey Boğazı-Mudanya rotası başka bir zaman kalmıştı. Pazar günü kayınbiraderim beni arabayla Bursa garajına bıraktı. Ben de otobüsle Yalova’ya varıp oradan feribotla Pendik’e geçtim. Yağmur bardaktan boşanırken beni karşılayan babam iyi ki devam etmedin dedi. Bir önceki Marmara turunda Tekirdağ’da yediğim yağmurun ardından bir kez daha ıslanmaktan kurtulmuştum.
Bu maceranın (da) sonu...
7. Gün VDO Z1 verileri
Çıkış : 08:30
Varış : 15:00
Mesafe :52 Km
Sürüşü Zamanı : 4:06 saat
Ortalama Hız : 12,70 Km/s
Max. Hız : 47,30 Km/s
Ortalama Eğim (Çıkış) : % 5
Max. Eğim (Çıkış) : % 13
Ortalama Eğim (İniş) : % -5
Max. Eğim (İniş) : % -11
Dutlimanı’na sıkı bir iniş
http://s7.postimage.org/l0y1cwf23/IMG_0160.jpg
Uzaklardan Bandırma tarafı
http://s7.postimage.org/oltww4jln/IMG_0161.jpg
Dutlimanı
http://s7.postimage.org/y7nhcfarf/IMG_0162.jpg
Dutlimanı’ndan sonra virajla
http://s7.postimage.org/givqksz0b/IMG_0163.jpg
http://s7.postimage.org/d0jqoey4b/IMG_0164.jpg
http://s7.postimage.org/r89fd2at7/IMG_0165.jpg
Bozuk asfalt yol
http://s7.postimage.org/3vbdujupn/IMG_0166.jpg
Yenice
http://s7.postimage.org/e829uddmj/IMG_0167.jpg
Artık tamamen toprak yol
http://s7.postimage.org/6tcy1zrqz/IMG_0168.jpg
http://s7.postimage.org/t94kbmwcb/IMG_0169.jpg
http://s7.postimage.org/nni57kvnf/IMG_0170.jpg
Orman işçileriyle aynı sofrada...
http://s7.postimage.org/ly91zify3/IMG_0171.jpg
Artık iyice bozulan yol
http://s7.postimage.org/5bw346ce3/IMG_0172.jpg
Kıyıdaki gemi enkazı
http://s7.postimage.org/oi9a7csvv/IMG_0173.jpg
Kurşunlu kıyısında turun son fotoğrafı
http://s7.postimage.org/548g7o1ff/IMG_0174.jpg
Bandırma-Karacabey Boğazı
http://s14.postimage.org/c22gj7f75/Band_rma_Karacabey_Bogaz.png
Bandırma-Karacabey Boğazı
(link)
Marmara Turu 2011
http://s17.postimage.org/t0wpqij9r/marmaraturu2011.png
Bugünkü rotam turda daha önce hiç geçmediğim yerlerden geçiyordu. Bandırma’dan kıyı yolunu takip ederek Kurşunlu’ya ve oradan da Karacabey Boğazı’na (Bayramdere) gidecektim. Tabi Karacabey Boğazı tesadüf kara verdiğim bir yer değildi. Kayınpederim orada bir apartmanın giriş katını kiralamış ve Bursa’dan yavaş yavaş oraya taşınma planları yapmaya başlamıştı. Biz de eşimle birlikte zaman zaman onları ziyarete gittiğimizde doğasına ve havasına hayran kalmıştık. Kayınpederimle uzun uzun orman yürüyüşleri de yapmıştık dağlarında.
Sabah Bandırma’dan kıyıya doğru çıkış yolunu bulmak pek kolay olmadı doğrusu. Sık sık yanlış yollara sapıp telefondaki navigasyondan yolumu düzeltip yolda gördüklerime de doğrulatıyordum. Yol deniz seviyesinden yukarılara çıkıp daha sonra da muhteşem deniz ve rüzgar türbini görüntüleri sunuyordu. Deniz seviyesinden yüksekte tarlaların arasında yol alırken sol tarafta tarlarını ortasında grup grup koyun sürüsü gördüm. Ama öyle bir arada kocaman bir sürü değildi. Sanki koyunlar kendi kendilerine kalmak istemiş gibiydiler. Tabi eğer bir yerde koyunlar varsa köpekleri de hesaba katmamak olmaz. Evet bir tanesi ileride tarlanın ortasındaydı. Ya farketmedi ya da kaale almadı. Ben de hızımı kesmeden sabit hızla yola devam ediyordum. Az ileride yine tarlanın içinde bir tane daha vardı. Sonra bir tane daha, sonra bir tane daha. Tam 5 köpek geniş araziye dağılmış koyunların arasında bekçilik yapıyorlardı ama ne hikmetse hiçbiri havlamadı. “Biri kovalamaya başlarsa diğerleri de gelir.” diye düşünüyordum. Tabi bir taraftan da sağımı da kontrol ederek. Ama şanslıydım ki sorun yaşatmadılar. Sağ salim geçtim aralarından.
Yol Dutlimanı’na kadar dik bir şekilde iniyordu. Manzara harikaydı. Ama kısa sürede yüksek sürate çıkıldığı için çok dikkat ediyordum. Dutlimanı’nda mola vermeden devam ettim. Yol buraya kadar bozuk asfalt olarak devam ediyordu. Az iniş az çıkış, kıvrıla kıvrıla ama asla upuzun uzun dik yokuşlar olmadan. Yani tam yoruldum dediğinizde yokuş bitiyordu. Kapıdağ’ı bu sefer sola görüyordum sürekli. Önce uzaktan Bandırma, o gözden kaybolunca da daha uzaklar...
Yenice köyü bu yolda Kurşunlu’ya kadarki son yerleşim yeriydi. Küçük, şirin bir Karadeniz köyüne benziyordu. Zaten tüm yol da bana Batı Karadeniz’i hatırlatıyordu. Bu yaza turlama istediğim Batı Karadeniz’i... Yenice’de kısa bir çay molası verdim. Küçük kahvede yine bir gazete sayfası buldum okuyacak. Fazla oyalanmadan yola devam ettim. Yine bir çıkışın sonunda da fotoğrafladım Yenice’yi.
Yolun bundan sonraki kısmı tamamen dağ, deniz, orman ve toprak yol dörtlüsü arasında geçiyordu. Her yer yeşil ve mavi hava güzel ama yol berbattı. Marmara’nın karşı kıyısında Kumbağ’dan yola başlayıp Naipköy ayrımına kadar ulaşan toprak yoldan daha beter berbat bir yol. Ciddi anlamda büyük taş ve kaya parçaları bulunuyordu yolun üzerinde. Artık 27 vitesli bisikletin 1-5 vitesler aralığını kullanmaya balamıştım. Yine x-Sport’un X özellikleri devreye girmişti (Suntour NCX ve Racing Ralph). Ama hiç de problem olmamıştı yol bana. Evet inip bisikleti itmem gereken yerler oluyordu ama kısa sürüyordu. Yolun bu kısmı ile ilgili fotoğraflar bulmaya çalışırken Google Maps fotoğralarından bir tanesini görmüş ama “Bu kadar kötü olamaz.” demiştim içimden ama daha kötüsüyle karşılaşmıştım.
Yol boyu, tam da mevsimi olan böğürtlenler vardı öbek öbek. Zaman zaman durup tadına bakıyordum. Yanıma su almıştım ekstra ama bulduğum çeşmelerden de dolduruyordum eksilince. Yoldan, çok seyrek de olsa, orman işletmesi veya köylülere ait olan araçlar geçiyordu. Bir köprünün sonrasında yolun kıyısında büyükçe bi çadır ve masa, masaya oturmuş orman işçilerini gördüm. Mekan harikaydı. Sofrayı yeni kuruyorlardı. Beni de buyur ettiler.Menüde soğan ve hamsi vardı. Tabi eksik olmayan şey de çaydı ateşin üzerinde. Bolca sohbetin ardından teşekkür edip yola devam ettim.
Yüksekçe bir yerden denize baktığımda bir gemi enkazı dikkatimi çekti tam kıyıya yanaşmış şekilde. Sanki parça parça sökülüyor gibiydi. Toprak yolun bitiminde aniden evler başladı. Kurşunlu’ya gelmiştim. Bundan sonra yol asfalt olarak devam ediyordu Karacabey Boğazı’na. Taşoçağı’nın olduğu yere kadar yükselen yol daha sonra tekrar deniz seviyesine iniyordu Boğaz’a vardığında. Kayınpederin evlerinin olduğu sokağa girdiğimde onu balkonda beni beklerken gördüm. Zaten haberleri vardı geleceğimden.
Küçük bir hoşgeldin sofrası hazırlandı ve ertesi gün devam etmek istediğim rotadan konuşmaya başladık. Bana yol hakkında bilgileri veriyordu kayınpederimin Karabey’de ikamet eden kuzeni. Ama havanın da bozacağını ve devam etmemin daha iyi olacağını da söylemeyi ihmal etmediler. İlginçti ki yolda karşılaştığım bir çoban da bana havanın bozacağını söylemişti günlük güneşlik havada. Gece yağan sağanak yağmur bana turumun sona erdiğini söylüyordu. Karacabey Boğazı-Mudanya rotası başka bir zaman kalmıştı. Pazar günü kayınbiraderim beni arabayla Bursa garajına bıraktı. Ben de otobüsle Yalova’ya varıp oradan feribotla Pendik’e geçtim. Yağmur bardaktan boşanırken beni karşılayan babam iyi ki devam etmedin dedi. Bir önceki Marmara turunda Tekirdağ’da yediğim yağmurun ardından bir kez daha ıslanmaktan kurtulmuştum.
Bu maceranın (da) sonu...
7. Gün VDO Z1 verileri
Çıkış : 08:30
Varış : 15:00
Mesafe :52 Km
Sürüşü Zamanı : 4:06 saat
Ortalama Hız : 12,70 Km/s
Max. Hız : 47,30 Km/s
Ortalama Eğim (Çıkış) : % 5
Max. Eğim (Çıkış) : % 13
Ortalama Eğim (İniş) : % -5
Max. Eğim (İniş) : % -11
Dutlimanı’na sıkı bir iniş
http://s7.postimage.org/l0y1cwf23/IMG_0160.jpg
Uzaklardan Bandırma tarafı
http://s7.postimage.org/oltww4jln/IMG_0161.jpg
Dutlimanı
http://s7.postimage.org/y7nhcfarf/IMG_0162.jpg
Dutlimanı’ndan sonra virajla
http://s7.postimage.org/givqksz0b/IMG_0163.jpg
http://s7.postimage.org/d0jqoey4b/IMG_0164.jpg
http://s7.postimage.org/r89fd2at7/IMG_0165.jpg
Bozuk asfalt yol
http://s7.postimage.org/3vbdujupn/IMG_0166.jpg
Yenice
http://s7.postimage.org/e829uddmj/IMG_0167.jpg
Artık tamamen toprak yol
http://s7.postimage.org/6tcy1zrqz/IMG_0168.jpg
http://s7.postimage.org/t94kbmwcb/IMG_0169.jpg
http://s7.postimage.org/nni57kvnf/IMG_0170.jpg
Orman işçileriyle aynı sofrada...
http://s7.postimage.org/ly91zify3/IMG_0171.jpg
Artık iyice bozulan yol
http://s7.postimage.org/5bw346ce3/IMG_0172.jpg
Kıyıdaki gemi enkazı
http://s7.postimage.org/oi9a7csvv/IMG_0173.jpg
Kurşunlu kıyısında turun son fotoğrafı
http://s7.postimage.org/548g7o1ff/IMG_0174.jpg
Bandırma-Karacabey Boğazı
http://s14.postimage.org/c22gj7f75/Band_rma_Karacabey_Bogaz.png
Bandırma-Karacabey Boğazı
(link)
Marmara Turu 2011
http://s17.postimage.org/t0wpqij9r/marmaraturu2011.png