delibalta
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 24 Eylül 2004
- Mesaj
- 672
- Tepki
- 2.684
- Şehir
- kuzeyli
- Başlangıç
- 1997—98
- Bisiklet
- Bisan
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
24 Temmuz 2009
190-200km, 1500m, 10 saat
6 günlük Yusufeli maceramın ilk günü : Trabzon'dan Bayburt'a otobüsle geçip oradan yusufeli'ye pedalladım.
Aslında İkizdere-Ovit üzerinden sadece bisikletle gidecektim ama hastalıktan yeni kalkmıştım ve hava çok kötüydü. O yağmur ve fırtınada 2650 metrelik Ovit geçidine kuzey'den yani tüm rüzgarı bulutu yağmuru yiyen taraftan tırmanmak aklıma yatmadı. Eskiden olsa düşünmezdim bile ama bu yaz o kadar kuvvetli değildim. İlk defa yaz sezonunda hasta olmamdan belliydi zaten. Neyse bu sıkıcı detayların bir önemi yok. Önemli olan yıllardır hayalini kurduğum Çoruh vadisini bir kere daha bu sefer daha kapsamlı olarak gezecek olmam. Daha önce 2003 yazında Dr.Mehmet ve Dr.Bülent abilerle 3 günlük bir Uzungöl-Bayburt-İspir-İkizdere turu yapmıştık. Performanslı ama parasız olduğum bir dönemde bana resmen sponsor olup hiç görmediğim yerleri gezmemi sağlamışlardır. Çok sıkıntılı bir dönemimde gerçekleşen o gezideki birçok anı ve görüntü hala çok net aklımdadır. Bu sefer gittiğimde aynı yerleri görünce çok duygulandım. Belki ilk defa yalnız o vadiden geçiyor olmayı garipsedim. Yıllar çok çabuk geçiyor, insan neleri atlatıyor. Sporun hayattaki en faydalı şey olduğunu o yıllarda öğrendim. Rambo gibi tüm hırsımı dağ tepe pedallayarak geçirdiğim aylar beni en ilkel içgüdülerimi hayata geçirerek kurtardı. Depresyona girmeye vakti olmayan mağara adamının adapte olma ve hayatta kalma içgüdüsü
Modern zamanlara geri dönelim:
1.gün rotam bu.
Zigana tüneli çıkışında otobüsün konforlu koltuğunda. Hava çok kötü, güney tarafta bile yoğun bulut hakim, kuzey tarafta göz gözü görmüyordu. Ovitten gitmediğim iyi olmuş.
kaleyi yapanlar bu günleri görselerdi ne hissederlerdi acaba.
Bayburt terminalinde çantam ve bisikletimle birlikte hazırım. saat epey geçti tabii. Umarım karanlığa kalmam.
Fotoğrafı ilginç yapan arkadaki has bingöl otobüsü. Birşey anlatmaya çalışıyor sanki. Askerlik Bingöl'e çıkabilir falan gibi
Bayburt kalesi. Durup detaya giremiyorum geç kaldım.
Çoruhla ilk karşılaşma.
Yiyecek aldıktan sonra Bayburt çıkışında. Saat 10:30 ve ben daha yeni çıkıyorum Bayburt'tan. Yaklaşık 190-200 km yol gideceğim. Bayburt 1550 rakımda, Yusufeli 650. Yani net 900 metre iniş var ama sert rüzgara karşı gidiyorum, çantam sırtımda ve epey ağır, yolun eğimi köylere uğrayarak gittiğinden sabit değil, dik ve uzun inişler ve çıkışlar var.
Moral bozmadan devam.
Muz torbası, siyah asfalt, beyaz çizgi, rüzgarın ıslığı, lastik sesi.
Uzun bir yol var önümüzde. Süper!!
Yol ayrımı. İspire 89 km oradan da Yusufeli'ye bir 90 daha. Yaklaşık tabii, bisiklette km saati yok.
Dağın kuzey tarafında şenlik var. Şimdilik güvendeyim.
Suyun renginden biryerlerde yağış olduğu belli.
biraz keyif yapalım. yetişecek gibiyim.
Yol tekdüze görünüyor ama ıssızlığın ve nehrin getirdiği apayrı bir havası var.
Günün değişmez görüntüsü. Küçük bir köye doğru kıvrılan yol.
Yine değişmez bir manzara.
sollama, gelen var. Bomboş yolda şansa bak. Sollasam halim duman.
Yol genişletme çalışması=sarsıntılı, tozlu ve yavaş bir sürüş.
Yalnız köyler.
Yol bir yükselip bir alçalıyor. tempo tutturmak mümkün değil.
Vadi çevreye göre çok farklı.
Madem inecektik niye çıktık. Yolun eğimi çok kötü hesaplanmış
yol çok güzel görünüyor.
Bayburt geride kalıyor. Artık Erzurumdayım.
ilk ayağı yarıladık gibi.
Yolun renkleri çok çok güzel. Bizim oralarda toprağı, kayayı ağaçtan göremediğimizden bana çok güzel ve farklı gelmiştir buraların görüntüsü. Taşların renginin değişimi, katmanlar, kıvrımlar muhteşem.
Beyaz eşeğiyle köylü dede süper. Merakla birbirimize bakıyoruz.
Ve ispir. Yolu yarıladım. Buradan sonra baraj inşaatları başlıyor. Çok zorlu ve tehlikeli bir yolculuk olacak. Yol kapanmadan yetişmem de çok iyi oldu.
Baraj inşaatıyla ilk tanışmam. İspirden sonrasını ilk defa görüyorum hayatımda.
Her taraf şantiye.
Geçici tüneller.
Her yamaçta bir iş makinası var.
Bu makinaları o dik uçurumlara çıkarmak kolay değil.
Çalışmalara ara verilmesine rağmen bazı yerlerden hala kaya yuvarlanıyor.
Toz toprak içinde geçtiğim inşaat alanından sonra ilk köprüde mola.
Dere bir sonraki inşaata kadar özgürlüğüne kavuşuyor.
Çok derin hisler içinde ilerliyorum.
Klasik.
50 km daha var. yetişmem zorlaştı.
dağlardan aşağı bir yağmur geliyor gibi.
dağlardan gelen tertemiz derelerden biri.
Yine bir baraj inşaatı.
yarım saat yolun açılmasını bekledikten sonra devam. şimdi kesin karanlığa kaldım.
Bir yarım saatte burada bekledim. Yollar da çok dar ve tehlikeli. Karanlıkta ufak farımla eğlenceli olacak.
hava kararıyor, en az 15 km daha yolum vardır. yağmur da yağmaya başladı. eğlenceli
renkler ayrı bir güzel.
karanlık bastırmadan son fotoğraflar.
inadına yokuşlar geliyor.
Tek tük ışıklar yanmaya başladı.
yağmur da eşlik ediyor. 40 dakika sonra yusufeli'ne ulaştım.
Pansiyonu bulur bulmaz odaya attım çantayı. En az 15 kg çekiyor.
İşte cennet
Halim duman tabii. Hemen duvarın dibinden akan ve kaçkarlardan gelen büyük dereye atlasam ancak temizlenirim.
190-200km, 1500m, 10 saat
6 günlük Yusufeli maceramın ilk günü : Trabzon'dan Bayburt'a otobüsle geçip oradan yusufeli'ye pedalladım.
Aslında İkizdere-Ovit üzerinden sadece bisikletle gidecektim ama hastalıktan yeni kalkmıştım ve hava çok kötüydü. O yağmur ve fırtınada 2650 metrelik Ovit geçidine kuzey'den yani tüm rüzgarı bulutu yağmuru yiyen taraftan tırmanmak aklıma yatmadı. Eskiden olsa düşünmezdim bile ama bu yaz o kadar kuvvetli değildim. İlk defa yaz sezonunda hasta olmamdan belliydi zaten. Neyse bu sıkıcı detayların bir önemi yok. Önemli olan yıllardır hayalini kurduğum Çoruh vadisini bir kere daha bu sefer daha kapsamlı olarak gezecek olmam. Daha önce 2003 yazında Dr.Mehmet ve Dr.Bülent abilerle 3 günlük bir Uzungöl-Bayburt-İspir-İkizdere turu yapmıştık. Performanslı ama parasız olduğum bir dönemde bana resmen sponsor olup hiç görmediğim yerleri gezmemi sağlamışlardır. Çok sıkıntılı bir dönemimde gerçekleşen o gezideki birçok anı ve görüntü hala çok net aklımdadır. Bu sefer gittiğimde aynı yerleri görünce çok duygulandım. Belki ilk defa yalnız o vadiden geçiyor olmayı garipsedim. Yıllar çok çabuk geçiyor, insan neleri atlatıyor. Sporun hayattaki en faydalı şey olduğunu o yıllarda öğrendim. Rambo gibi tüm hırsımı dağ tepe pedallayarak geçirdiğim aylar beni en ilkel içgüdülerimi hayata geçirerek kurtardı. Depresyona girmeye vakti olmayan mağara adamının adapte olma ve hayatta kalma içgüdüsü
Modern zamanlara geri dönelim:
1.gün rotam bu.
Zigana tüneli çıkışında otobüsün konforlu koltuğunda. Hava çok kötü, güney tarafta bile yoğun bulut hakim, kuzey tarafta göz gözü görmüyordu. Ovitten gitmediğim iyi olmuş.
kaleyi yapanlar bu günleri görselerdi ne hissederlerdi acaba.
Bayburt terminalinde çantam ve bisikletimle birlikte hazırım. saat epey geçti tabii. Umarım karanlığa kalmam.
Fotoğrafı ilginç yapan arkadaki has bingöl otobüsü. Birşey anlatmaya çalışıyor sanki. Askerlik Bingöl'e çıkabilir falan gibi
Bayburt kalesi. Durup detaya giremiyorum geç kaldım.
Çoruhla ilk karşılaşma.
Yiyecek aldıktan sonra Bayburt çıkışında. Saat 10:30 ve ben daha yeni çıkıyorum Bayburt'tan. Yaklaşık 190-200 km yol gideceğim. Bayburt 1550 rakımda, Yusufeli 650. Yani net 900 metre iniş var ama sert rüzgara karşı gidiyorum, çantam sırtımda ve epey ağır, yolun eğimi köylere uğrayarak gittiğinden sabit değil, dik ve uzun inişler ve çıkışlar var.
Moral bozmadan devam.
Muz torbası, siyah asfalt, beyaz çizgi, rüzgarın ıslığı, lastik sesi.
Uzun bir yol var önümüzde. Süper!!
Yol ayrımı. İspire 89 km oradan da Yusufeli'ye bir 90 daha. Yaklaşık tabii, bisiklette km saati yok.
Dağın kuzey tarafında şenlik var. Şimdilik güvendeyim.
Suyun renginden biryerlerde yağış olduğu belli.
biraz keyif yapalım. yetişecek gibiyim.
Yol tekdüze görünüyor ama ıssızlığın ve nehrin getirdiği apayrı bir havası var.
Günün değişmez görüntüsü. Küçük bir köye doğru kıvrılan yol.
Yine değişmez bir manzara.
sollama, gelen var. Bomboş yolda şansa bak. Sollasam halim duman.
Yol genişletme çalışması=sarsıntılı, tozlu ve yavaş bir sürüş.
Yalnız köyler.
Yol bir yükselip bir alçalıyor. tempo tutturmak mümkün değil.
Vadi çevreye göre çok farklı.
Madem inecektik niye çıktık. Yolun eğimi çok kötü hesaplanmış
yol çok güzel görünüyor.
Bayburt geride kalıyor. Artık Erzurumdayım.
ilk ayağı yarıladık gibi.
Yolun renkleri çok çok güzel. Bizim oralarda toprağı, kayayı ağaçtan göremediğimizden bana çok güzel ve farklı gelmiştir buraların görüntüsü. Taşların renginin değişimi, katmanlar, kıvrımlar muhteşem.
Beyaz eşeğiyle köylü dede süper. Merakla birbirimize bakıyoruz.
Ve ispir. Yolu yarıladım. Buradan sonra baraj inşaatları başlıyor. Çok zorlu ve tehlikeli bir yolculuk olacak. Yol kapanmadan yetişmem de çok iyi oldu.
Baraj inşaatıyla ilk tanışmam. İspirden sonrasını ilk defa görüyorum hayatımda.
Her taraf şantiye.
Geçici tüneller.
Her yamaçta bir iş makinası var.
Bu makinaları o dik uçurumlara çıkarmak kolay değil.
Çalışmalara ara verilmesine rağmen bazı yerlerden hala kaya yuvarlanıyor.
Toz toprak içinde geçtiğim inşaat alanından sonra ilk köprüde mola.
Dere bir sonraki inşaata kadar özgürlüğüne kavuşuyor.
Çok derin hisler içinde ilerliyorum.
Klasik.
50 km daha var. yetişmem zorlaştı.
dağlardan aşağı bir yağmur geliyor gibi.
dağlardan gelen tertemiz derelerden biri.
Yine bir baraj inşaatı.
yarım saat yolun açılmasını bekledikten sonra devam. şimdi kesin karanlığa kaldım.
Bir yarım saatte burada bekledim. Yollar da çok dar ve tehlikeli. Karanlıkta ufak farımla eğlenceli olacak.
hava kararıyor, en az 15 km daha yolum vardır. yağmur da yağmaya başladı. eğlenceli
renkler ayrı bir güzel.
karanlık bastırmadan son fotoğraflar.
inadına yokuşlar geliyor.
Tek tük ışıklar yanmaya başladı.
yağmur da eşlik ediyor. 40 dakika sonra yusufeli'ne ulaştım.
Pansiyonu bulur bulmaz odaya attım çantayı. En az 15 kg çekiyor.
İşte cennet
Halim duman tabii. Hemen duvarın dibinden akan ve kaçkarlardan gelen büyük dereye atlasam ancak temizlenirim.
Dosyalar
-
121,3 KB Okunma: 6
-
98,1 KB Okunma: 6
-
171,5 KB Okunma: 3
-
138,2 KB Okunma: 3
-
170,7 KB Okunma: 6
-
178,4 KB Okunma: 3
-
54 KB Okunma: 3
Son düzenleme: