Selam Arkadaşlar,
Yaklaşık bir ay önce kaçtığım Eskişehir ve geçirdiğim üç farklı günden aklımda kalanları yazıyorum. Murat'ın deyimiyle faaliyetin üzerinden tam bir ay geçti. ama anca fırsat buldum. Aslında şuan bile işlerim var, ne yaparsın işte huy bu adama yazdırıyor illa ki..
İşyerimden Cuma günü için izin almıştım. 4 Mayıs iş çıkışı kendimi eve atıyorum. Çünkü o gün iş yerine bisikletle gidememiştim (resmi giyinmem gerekiyordu). Büyük telaş içerisindeyim. Çantayı bile daha yeni hazırlayacağım. Her ne ise çanta hazır yola çıkıp Beykoz'dan, Harem'e pedal basmam gerekmekte, ama otobüsün kalkmasına bir saatten az bir zaman kalmış. Yola çıkmadan otobüs firmasını arayıp biletin seferini bir saat sonrasıyla değiştirdim. Yoksa yetişmem imkansızdı.
Güç bela ve arkamda yaklaşık 25kg.lık bagajla Harem'e ulaştım. Otobüsün gelmesine 30dk.var. Hareket saati 21:00. Ve nihayet otobüs geliyor. Bisikletin ön tekerini söküp otobüsün bagajına yüklüyorum küheylanı. Yolda Tan dinlenme tesislerinde bir defa duruyoruz. Adapazarı burası ve meşhur ada çorbasının tadına bakıyorum. Tavsiye ederim değişik ve gecenin bir vakti insanın içini okşayan bir tadı var. Sütten yapılıyor olmalı.. Üzerindeki ceviz sosu da cabası..
Gece yarısından sonra saat 02:20 sularıydı sanırım. Eskişehir otogardayım. Karanlığın içinden iki iri adam bana doğru yürüyorlar. Bakıyorum ki bunlar Cenap ve Murat kardeşlerim. Çok mutlu oluyorum çünkü bisikletin ön hidroliği kilitlenmiş ve disc balataların içine girmiyor. Kısaca ön teker elde, benim küheylan ise kurbanlık koç gibi ellerimizde otoparka kadar yürüyoruz gecenin içinde. Allah'tan arkadaşlar minibüs ile gelmişlerdi o gece. Bisikleti minibüse atıp, Cenap'ların evinin yolunu tutuyoruz. O gece Cenap'ta kalmıştık. Sağolsun çok misafirperverdi.
Sabah olduğunda Murat'ı uyandırıp işe gönderiyoruz. Sonrasında biz bir güzel sabah uykusu çektik Cenap ile. Bisikleti aldığım yeri arayıp disc freni nasıl düzelteceğimi öğrendim. Düz bir tornavida ile kaliper balatalarının arasını kanırtarak bu mümkün. Ama dikkat etmek gerek kötü ağızlı bir tornavida veya haşin hareketler balataların yüzeyini bozacaktır
Artık Eskişehir'de, dışarıda ve açız. Öncelikle Cenap kahvaltı için beni Porsuk çayının yanındaki Gondol Cafe'ye götürdü. Bir güzel karnımızı doyurduk.
Mekandan porsuk çayı ve bisikletlerimiz (05/05/06)
(link)
Kahvaltı sonrası arkadaşların takıldığı bisikletçiye uğruyoruz. Geri dönüş bilet işimi de halledip (Sanırım semtin ismi Vişnelik idi) bugün ne yapsak diye düşünüyoruz. Cenap sağolsun çok iyi bir kardeşimiz, havanın bozmaya meyilli olmasına rağmen beni Kent Orman'a götürüyor. Şehre birkaç km. uzaklıkta cennet gibi bir park. Eskişehir gerçekten güzel arkadaşlar.
İşte Kent Orman fotoğrafları;
(link)
Cenap
(link)
Çeşmeden sularımızı doldurup birer çikolata yedikten hemen sonra.
(link)
Tırmanışa geçeceğiz. Şu fotolardan da merak ettiğim Eskişehir'in balkonundan şehre bir bakmak istiyorum.. Az ileride çok güzel ve kısa bir toprak parkur var. Parkın tamamı toprak.. Cep telefon çalıyor ve duruyruz. Madem durduk bir kaç foto alalım..
(link)
Cenap..
(link)
Bisikletlerimiz, ben ve Eskişehir.. İşte balkon burası..
(link)
Drag & Trek brothers..
(link)
Eskişehir
(link)
Balkon manzarasını içime sindirdikten sonra Cenap farklı ve adrenalin dolu bir yoldan (harika bir yokuş) bizi yine çeşmenin bulunduğu noktaya geri getiriyor. Mekandan ayrılmadan önce son birkaç foto daha..
(link)
(link)
(link)
(link)
Burada kurtlarımızı az da olsa döktükten sonra, Cenap'lara dönüyoruz. Anlaşıldığı üzere gizli karagahımız Cenap'ların Eskişehir'deki evleri Bisikletleri bırakıp buradan da doğru Cenap'ın favorisi uysal hamama keselenmeye gidiyoruz.. Çıkışta da Murat'lara yemeğe davetliyiz.. Annemizin elleri dert görmesin yemek harikaydı.. Yemeğe yetişirken iki kare de Eskişehir'den..
(link)
Atatürk Lisesi önündeki kavşağın merkezinde, Odunpazarı semtinden tarihi bir fıskiye.. Belediyenin bu sene yaptığı güzel hizmetlerden biriymiş.
(link)
Yemekte yarınki kamp/extreme/herbişey faaliyetimize katılacak iki eleman vardı; Bülent ve Gökhan. Kendilerinin forumdaki fotolardan tanıyordum, ama Murat'larda birlikte yemek yemek çok keyifliydi. Bülent'i, Cenap sabah Kent Orman için şehirden ayrılmadan önce tanıştırmıştı. Gökhan ile de burada tanışmak kısmet oldu. Hepsi iyi arkadaşlar. Organizasyon için başta Murat (twist_of_faith) olmakla birlikte Cenap (cenap26) ve diğer arkadaşlara tekrar tekrar teşekkürler.
Yaklaşık bir ay önce kaçtığım Eskişehir ve geçirdiğim üç farklı günden aklımda kalanları yazıyorum. Murat'ın deyimiyle faaliyetin üzerinden tam bir ay geçti. ama anca fırsat buldum. Aslında şuan bile işlerim var, ne yaparsın işte huy bu adama yazdırıyor illa ki..
İşyerimden Cuma günü için izin almıştım. 4 Mayıs iş çıkışı kendimi eve atıyorum. Çünkü o gün iş yerine bisikletle gidememiştim (resmi giyinmem gerekiyordu). Büyük telaş içerisindeyim. Çantayı bile daha yeni hazırlayacağım. Her ne ise çanta hazır yola çıkıp Beykoz'dan, Harem'e pedal basmam gerekmekte, ama otobüsün kalkmasına bir saatten az bir zaman kalmış. Yola çıkmadan otobüs firmasını arayıp biletin seferini bir saat sonrasıyla değiştirdim. Yoksa yetişmem imkansızdı.
Güç bela ve arkamda yaklaşık 25kg.lık bagajla Harem'e ulaştım. Otobüsün gelmesine 30dk.var. Hareket saati 21:00. Ve nihayet otobüs geliyor. Bisikletin ön tekerini söküp otobüsün bagajına yüklüyorum küheylanı. Yolda Tan dinlenme tesislerinde bir defa duruyoruz. Adapazarı burası ve meşhur ada çorbasının tadına bakıyorum. Tavsiye ederim değişik ve gecenin bir vakti insanın içini okşayan bir tadı var. Sütten yapılıyor olmalı.. Üzerindeki ceviz sosu da cabası..
Gece yarısından sonra saat 02:20 sularıydı sanırım. Eskişehir otogardayım. Karanlığın içinden iki iri adam bana doğru yürüyorlar. Bakıyorum ki bunlar Cenap ve Murat kardeşlerim. Çok mutlu oluyorum çünkü bisikletin ön hidroliği kilitlenmiş ve disc balataların içine girmiyor. Kısaca ön teker elde, benim küheylan ise kurbanlık koç gibi ellerimizde otoparka kadar yürüyoruz gecenin içinde. Allah'tan arkadaşlar minibüs ile gelmişlerdi o gece. Bisikleti minibüse atıp, Cenap'ların evinin yolunu tutuyoruz. O gece Cenap'ta kalmıştık. Sağolsun çok misafirperverdi.
Sabah olduğunda Murat'ı uyandırıp işe gönderiyoruz. Sonrasında biz bir güzel sabah uykusu çektik Cenap ile. Bisikleti aldığım yeri arayıp disc freni nasıl düzelteceğimi öğrendim. Düz bir tornavida ile kaliper balatalarının arasını kanırtarak bu mümkün. Ama dikkat etmek gerek kötü ağızlı bir tornavida veya haşin hareketler balataların yüzeyini bozacaktır
Artık Eskişehir'de, dışarıda ve açız. Öncelikle Cenap kahvaltı için beni Porsuk çayının yanındaki Gondol Cafe'ye götürdü. Bir güzel karnımızı doyurduk.
Mekandan porsuk çayı ve bisikletlerimiz (05/05/06)
(link)
Kahvaltı sonrası arkadaşların takıldığı bisikletçiye uğruyoruz. Geri dönüş bilet işimi de halledip (Sanırım semtin ismi Vişnelik idi) bugün ne yapsak diye düşünüyoruz. Cenap sağolsun çok iyi bir kardeşimiz, havanın bozmaya meyilli olmasına rağmen beni Kent Orman'a götürüyor. Şehre birkaç km. uzaklıkta cennet gibi bir park. Eskişehir gerçekten güzel arkadaşlar.
İşte Kent Orman fotoğrafları;
(link)
Cenap
(link)
Çeşmeden sularımızı doldurup birer çikolata yedikten hemen sonra.
(link)
Tırmanışa geçeceğiz. Şu fotolardan da merak ettiğim Eskişehir'in balkonundan şehre bir bakmak istiyorum.. Az ileride çok güzel ve kısa bir toprak parkur var. Parkın tamamı toprak.. Cep telefon çalıyor ve duruyruz. Madem durduk bir kaç foto alalım..
(link)
Cenap..
(link)
Bisikletlerimiz, ben ve Eskişehir.. İşte balkon burası..
(link)
Drag & Trek brothers..
(link)
Eskişehir
(link)
Balkon manzarasını içime sindirdikten sonra Cenap farklı ve adrenalin dolu bir yoldan (harika bir yokuş) bizi yine çeşmenin bulunduğu noktaya geri getiriyor. Mekandan ayrılmadan önce son birkaç foto daha..
(link)
(link)
(link)
(link)
Burada kurtlarımızı az da olsa döktükten sonra, Cenap'lara dönüyoruz. Anlaşıldığı üzere gizli karagahımız Cenap'ların Eskişehir'deki evleri Bisikletleri bırakıp buradan da doğru Cenap'ın favorisi uysal hamama keselenmeye gidiyoruz.. Çıkışta da Murat'lara yemeğe davetliyiz.. Annemizin elleri dert görmesin yemek harikaydı.. Yemeğe yetişirken iki kare de Eskişehir'den..
(link)
Atatürk Lisesi önündeki kavşağın merkezinde, Odunpazarı semtinden tarihi bir fıskiye.. Belediyenin bu sene yaptığı güzel hizmetlerden biriymiş.
(link)
Yemekte yarınki kamp/extreme/herbişey faaliyetimize katılacak iki eleman vardı; Bülent ve Gökhan. Kendilerinin forumdaki fotolardan tanıyordum, ama Murat'larda birlikte yemek yemek çok keyifliydi. Bülent'i, Cenap sabah Kent Orman için şehirden ayrılmadan önce tanıştırmıştı. Gökhan ile de burada tanışmak kısmet oldu. Hepsi iyi arkadaşlar. Organizasyon için başta Murat (twist_of_faith) olmakla birlikte Cenap (cenap26) ve diğer arkadaşlara tekrar tekrar teşekkürler.