Ahmet Can Yakışır
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 8 Kasım 2008
- Mesaj
- 749
- Tepki
- 1.137
- Yaş
- 38
- Şehir
- Maltepe / İstanbul
- Bisiklet
- Sedona
Eskişehir'in her yerini sarmış olan karda ve devamında gelecek olan buzda güvenliği sağlamak için, ayrıca bu hava koşullarında gezi falan düzenleyemediğimizden dolayı bari yine toplanalım da bu sefer bir işe yarayalım diyerek bu pazar hep birlikte çivili lastik yaptık. Böylesine zahmetli bir işin bu kadar eğlenceli olabileceğini pek düşünmezdim, fakat umduğumdan da eğlenceli bir etkinlik oldu Sözü daha fazla uzatmıyorum, buyursunlar efendim
Artık klasikleşmiş bir şekilde, yine Vilayet'in önünde toplanıyoruz. Alper kardeşimiz sağ olsun, gayet profesyonel bir fotoğraf makinesi getirdiğini müjdeleyerek günümüzün güzel geçeceğini garanti ediyor. İşte buluşma anından bir kaç kare:
(link)
Sıradışı kişiliğim bu karede de kendini ele vermiş, nedense grupla tamamen alakasızmış gibi durmuşum... Halbuki onca insanı oraya toplayan kişi bizzat benim
(link)
Selçuk Bey'ciğim yine o acayip pozlarından birini vermiş
(link)
Bize apartmanının garajının kapılarını açan Yiğit'e, ve orada canımız çıkarken kek ve çay servisiyle yüzümüzü güldüren annesine bir kez daha teşekkürler
(link)
(link)
Sedona X11'e kısa bir test sürüşü yaptıktan sonra, hareket ediyoruz...
Sabah ben, Uğur ve Yiğit pazar günü açık olan hırdavatçıları dolaşıp biraz piyasa araştırması yapmıştık, herkesi topladıktan sonra içimize en çok sinen hırdavatçıya uğrayıp alışverişimizi yaptıktan sonra Yiğit'lerin garaja geliyoruz ve hazırlıklarımızı yapıp, asıl toplanış amacımız olan operasyona başlıyoruz... Artık yeterince meraklandıysanız, buyrun size resimler...
(link)
Kullanacağımız vidalar işte bunlar... Çalışacak herkes bunlardan ceplerine dolduruyor ve tornavidaları ellerine alıp, başlıyorlar delmeye...
(link)
Lastikleri delmek için çivi kullanmamız önerilmişti, bizse lastiği ters yüz edip sert bir zemine bastırdığımızda dişlerin çukur şeklinde kendilerini belli ettiklerini keşfettik ve matkap uçlu vida kullandığımız için çiviye ihtiyaç duymadık. Sonuç da gayet başarılı oldu...
(link)
(link)
Zaman ilerledikçe, lastikler üzerindeki vidaların sayısı da artıyor.
(link)
(link)
Bendeniz de kendi çivili lastiğimi yapmayı bir sonraki seneye ertelemiş olsam da; boş durmayıp Onur Abi'nin arka lastiğe başlıyorum...
(link)
Bir ara, çiviyle delmenin nasıl olacağını merak edip deniyoruz. Sonuçta görüyoruz ki, her defasında tek bir vidayı takmaya harcadığımız zamanın yaklaşık 1 buçuk katını sırf çiviyi çakıp geri çıkartmak için harcıyoruz. Böylece çekiç ve çiviye sonsuza kadar elveda deyip, vidalarla aynen devam ediyoruz
(link)
Uzun uğraşlardan sonra, nihayet lastiklerden biri bitmek üzere
(link)
Ve bitti...
(link)
Çivileri biten lastiğin iç kısmına, mtbtr'de bahsi geçen ve uzun aramalar sonucunda bulabildiğimiz kumaş elyaflı bandı sarmaya başlıyoruz. Böylece lastiği şişirdiğimizde, vida başları iç lastiği patlatmayacak...
Bu arada bütün gün amele gibi tornavida çevirmeyeceğimizi söylemiştim Çaylar geliyor ve ortalık şenleniyor Yanında fırından yeni çıkmış taptaze kek ve Selçuk ile Zafer eşliğinde gittiğimiz fırından aldığımız pohaçalar eşliğinde tabii ki
(link)
(link)
Toz toprak içinde, evimizin konforundan çok uzaktayız, ama mutluyuz sanki
(link)
En azından Onur Abi mutlu
(link)
Ve işte sonuç... İşi bitmiş lastiği şişirip bisiklete takıyoruz, gece karanlığında karların üzerindeki lastiğin çivileri ışıl ışıl parlıyor...
(link)
Bu arada insanlar çalışırken, her şeye muhalefet olanlar da vardı aramızda Selçuk Bey'ciğim sağ olsun sözünü tuttu ve beni bir an bile yalnız bırakmadı. Sen koca etkinliği organize et, her şeyi en ince ayrıntısına kadar planla, gel gelelim sonuç:
(link)
İşte hiç bir şeyi beğenmeyen Selçuk Bey, elindeki çekiçle organizatöre tepkisini belirtirken... Tabii bu arada karnının aç olduğunu da unutmayalım
(link)
Vay sen misin benimle uğraşan, ben de Selçuk'un elinde çay tepsisi olmasını fırsat bilerek onunla uğraşıyorum. Nasıl olsa elinde hassas bir yük var, karşılık veremez
(link)
Bu pozun çekildiği anı bile hatırlamıyorum, artık o sırada kim bilir aklım neredeydi
(link)
Ve işte çivili lastiğin en büyük tehlikesi... Onur abi, bitirdiği lastiği janta geçirirken bir anlık dalgınlık sonucunda alnında bir çizik oluşuyor. Neyse ki ciddi bir durum yok...
(link)
Garajdan ayrılmamıza az bir zaman kala, Selçuk Bey bir arkadaşından ödünç aldığı mtb ile poz veriyor ve ortaya bu hoş kare çıkıyor...
(link)
Bir de 3 kişiyle poz alıyoruz, ve artık toparlanıp garajdan ayrılıyoruz. Arka lastikler yarım kaldı, biz de onları çantaya atıp sadece ön lastikler çivili olarak yola çıktık. Zaten koca garajda sadece 3 kişiye lastik yaptık, hepimiz işin bir ucundan tutsak da zamanımız ancak buna yetti...
Çivili lastiklerin kendine has sesi eşliğinde, tekrar Vilayet'e geliyoruz. Belediyenin süsleme ekibi sağ olsunlar, tramvay yollarının kesiştiği alandaki direğin etrafını ışıklı kablolarla donatmışlar ve ortaya çok hoş bir görüntü çıkmış. Biz de fırsatı kaçırmayıp, bu süslemenin altında eşine az rastlanır karelere imza atıyoruz
(link)
(link)
Bu resimler forumda yerini aladursun, diğerlerini kendimize sakladık
Böylece, bir etkinliğin daha sonuna gelmiş olduk... Katılan herkese sonsuz teşekkürler, çivili lastik yapmak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı (Sanki hep yaptığımız şey de, neyse )
Özel teşekkürler:
Alper: Fotoğraf makinesini getirdiği için
Yiğit: Apartmanının garajını bizlere açtığı için
Yiğit'in annesi: Tavşan kanı çaylar ve sıcacık kek için
Zafer ve Selçuk: Fırından aldığımız pohaçalar için
Uğur: Pratik zekası ve bilgileri sayesinde, başımıza iş açabilecek bir çok sorunu daha oluşmadan engellediği için
mtbtr editörleri: Bu organizasyonun yapılmasına teorik bilgi açısından zemin hazırladıkları için
Selçuk Bey'ciğim: Bütün gün dibimden ayrılmayıp, organizasyonun her aşamasında bir kusur bulduğu ve bir sonraki organizasyonlarımın daha iyi olmasına imkan sağladığı için (Gerçi böyle bir şeye de pek ihtiyacım yoktu ya, neyse )
Bu harika ekibe bir kez daha teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bunların hiç biri olmazdı. Bir sonraki etkinlikte görüşmek üzere...
Artık klasikleşmiş bir şekilde, yine Vilayet'in önünde toplanıyoruz. Alper kardeşimiz sağ olsun, gayet profesyonel bir fotoğraf makinesi getirdiğini müjdeleyerek günümüzün güzel geçeceğini garanti ediyor. İşte buluşma anından bir kaç kare:
(link)
Sıradışı kişiliğim bu karede de kendini ele vermiş, nedense grupla tamamen alakasızmış gibi durmuşum... Halbuki onca insanı oraya toplayan kişi bizzat benim
(link)
Selçuk Bey'ciğim yine o acayip pozlarından birini vermiş
(link)
Bize apartmanının garajının kapılarını açan Yiğit'e, ve orada canımız çıkarken kek ve çay servisiyle yüzümüzü güldüren annesine bir kez daha teşekkürler
(link)
(link)
Sedona X11'e kısa bir test sürüşü yaptıktan sonra, hareket ediyoruz...
Sabah ben, Uğur ve Yiğit pazar günü açık olan hırdavatçıları dolaşıp biraz piyasa araştırması yapmıştık, herkesi topladıktan sonra içimize en çok sinen hırdavatçıya uğrayıp alışverişimizi yaptıktan sonra Yiğit'lerin garaja geliyoruz ve hazırlıklarımızı yapıp, asıl toplanış amacımız olan operasyona başlıyoruz... Artık yeterince meraklandıysanız, buyrun size resimler...
(link)
Kullanacağımız vidalar işte bunlar... Çalışacak herkes bunlardan ceplerine dolduruyor ve tornavidaları ellerine alıp, başlıyorlar delmeye...
(link)
Lastikleri delmek için çivi kullanmamız önerilmişti, bizse lastiği ters yüz edip sert bir zemine bastırdığımızda dişlerin çukur şeklinde kendilerini belli ettiklerini keşfettik ve matkap uçlu vida kullandığımız için çiviye ihtiyaç duymadık. Sonuç da gayet başarılı oldu...
(link)
(link)
Zaman ilerledikçe, lastikler üzerindeki vidaların sayısı da artıyor.
(link)
(link)
Bendeniz de kendi çivili lastiğimi yapmayı bir sonraki seneye ertelemiş olsam da; boş durmayıp Onur Abi'nin arka lastiğe başlıyorum...
(link)
Bir ara, çiviyle delmenin nasıl olacağını merak edip deniyoruz. Sonuçta görüyoruz ki, her defasında tek bir vidayı takmaya harcadığımız zamanın yaklaşık 1 buçuk katını sırf çiviyi çakıp geri çıkartmak için harcıyoruz. Böylece çekiç ve çiviye sonsuza kadar elveda deyip, vidalarla aynen devam ediyoruz
(link)
Uzun uğraşlardan sonra, nihayet lastiklerden biri bitmek üzere
(link)
Ve bitti...
(link)
Çivileri biten lastiğin iç kısmına, mtbtr'de bahsi geçen ve uzun aramalar sonucunda bulabildiğimiz kumaş elyaflı bandı sarmaya başlıyoruz. Böylece lastiği şişirdiğimizde, vida başları iç lastiği patlatmayacak...
Bu arada bütün gün amele gibi tornavida çevirmeyeceğimizi söylemiştim Çaylar geliyor ve ortalık şenleniyor Yanında fırından yeni çıkmış taptaze kek ve Selçuk ile Zafer eşliğinde gittiğimiz fırından aldığımız pohaçalar eşliğinde tabii ki
(link)
(link)
Toz toprak içinde, evimizin konforundan çok uzaktayız, ama mutluyuz sanki
(link)
En azından Onur Abi mutlu
(link)
Ve işte sonuç... İşi bitmiş lastiği şişirip bisiklete takıyoruz, gece karanlığında karların üzerindeki lastiğin çivileri ışıl ışıl parlıyor...
(link)
Bu arada insanlar çalışırken, her şeye muhalefet olanlar da vardı aramızda Selçuk Bey'ciğim sağ olsun sözünü tuttu ve beni bir an bile yalnız bırakmadı. Sen koca etkinliği organize et, her şeyi en ince ayrıntısına kadar planla, gel gelelim sonuç:
(link)
İşte hiç bir şeyi beğenmeyen Selçuk Bey, elindeki çekiçle organizatöre tepkisini belirtirken... Tabii bu arada karnının aç olduğunu da unutmayalım
(link)
Vay sen misin benimle uğraşan, ben de Selçuk'un elinde çay tepsisi olmasını fırsat bilerek onunla uğraşıyorum. Nasıl olsa elinde hassas bir yük var, karşılık veremez
(link)
Bu pozun çekildiği anı bile hatırlamıyorum, artık o sırada kim bilir aklım neredeydi
(link)
Ve işte çivili lastiğin en büyük tehlikesi... Onur abi, bitirdiği lastiği janta geçirirken bir anlık dalgınlık sonucunda alnında bir çizik oluşuyor. Neyse ki ciddi bir durum yok...
(link)
Garajdan ayrılmamıza az bir zaman kala, Selçuk Bey bir arkadaşından ödünç aldığı mtb ile poz veriyor ve ortaya bu hoş kare çıkıyor...
(link)
Bir de 3 kişiyle poz alıyoruz, ve artık toparlanıp garajdan ayrılıyoruz. Arka lastikler yarım kaldı, biz de onları çantaya atıp sadece ön lastikler çivili olarak yola çıktık. Zaten koca garajda sadece 3 kişiye lastik yaptık, hepimiz işin bir ucundan tutsak da zamanımız ancak buna yetti...
Çivili lastiklerin kendine has sesi eşliğinde, tekrar Vilayet'e geliyoruz. Belediyenin süsleme ekibi sağ olsunlar, tramvay yollarının kesiştiği alandaki direğin etrafını ışıklı kablolarla donatmışlar ve ortaya çok hoş bir görüntü çıkmış. Biz de fırsatı kaçırmayıp, bu süslemenin altında eşine az rastlanır karelere imza atıyoruz
(link)
(link)
Bu resimler forumda yerini aladursun, diğerlerini kendimize sakladık
Böylece, bir etkinliğin daha sonuna gelmiş olduk... Katılan herkese sonsuz teşekkürler, çivili lastik yapmak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı (Sanki hep yaptığımız şey de, neyse )
Özel teşekkürler:
Alper: Fotoğraf makinesini getirdiği için
Yiğit: Apartmanının garajını bizlere açtığı için
Yiğit'in annesi: Tavşan kanı çaylar ve sıcacık kek için
Zafer ve Selçuk: Fırından aldığımız pohaçalar için
Uğur: Pratik zekası ve bilgileri sayesinde, başımıza iş açabilecek bir çok sorunu daha oluşmadan engellediği için
mtbtr editörleri: Bu organizasyonun yapılmasına teorik bilgi açısından zemin hazırladıkları için
Selçuk Bey'ciğim: Bütün gün dibimden ayrılmayıp, organizasyonun her aşamasında bir kusur bulduğu ve bir sonraki organizasyonlarımın daha iyi olmasına imkan sağladığı için (Gerçi böyle bir şeye de pek ihtiyacım yoktu ya, neyse )
Bu harika ekibe bir kez daha teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bunların hiç biri olmazdı. Bir sonraki etkinlikte görüşmek üzere...