Öncelikle teknik veriler:
(link)
(link)
(link)
Salcano Sarajevo çamurluk + aksesuarlarıyla birlikte 14.67 kg. Fuji Touring ağırlığı verilmemiş ama bir kullanıcıdan 12 kg (çamurluksuz, aksesuarsız) olduğunu öğrendim. Carraro 702 Grande ise aluminyum kadro, fakat ağırlığı meçhul - bilen biri söylerse makbule geçecek.
(1) ve (2)'nin cevapları aynı. Salcano web sitesindeki teknik verilere göre, bisikletin bahsettiğiniz çelik gidon ve boğazla (+ çamurluk, zil, zincir koruma, ön sepet) toplam ağırlığı 14.67 kg. Bunu zaten baştan kabullendikten sonra parçaların ayrıca tek tek ağırlıklarını tartmanın gereği kalmıyor. Zira çelik gidon boğazı ilave bir dezavantaj getirmiyor. Zaten o parçalar ağır olduğu için bisiklet 14.67 kg.
(3) Komponentler konusunda bir miktar haklısınız ama tam aynı düşünmüyorum. Çünkü alt düzey de olsa kaliteli, markalı komponent kullanmışlar. Bunu adi çelikten kadrolu, bilyasız plastik pedallı, preslenmiş sacdan mamul vitesli, no-name market bisikletiyle karıştırmamak lazım. Alt düzey bir Shimano parça, düzgün kullanıldıktan sonra senelerce hizmet görür. Temel kaliteden taviz vermedikçe, alt düzey komponent belki biraz daha ağır olur, biraz daha kısa ömürlü olur, ama dediğiniz gibi adamı yolda bırakmaz. Ayrıca Fuji'nin de bazı parçaları ilk defa duyduğum markalar, bazıları da markasız (mesela "alaşım" hub, pedal, fren kolu).
Parça değiştirme konusunda da biraz farklı düşünüyorum. Parça değiştirmek, bisikletin fayda/maliyet oranını hemen ve çok kötü bir şekilde bozar, dolayısıyla parça değiştirmekten yana değilim. Parçasını değiştireceğim bisikleti baştan almam, aldığımı da değiştirmem, sadece rötuş yaparım.
Öte yandan, benim "kesinlikle Salcano Sarajevo alırdım" ifadem de abartılı olmuş. Biraz daha detaylı inceleme gerekiyor aslında. Mesela özellikle şunu merak ediyorum:
Kadro: Salcano "Hi-Ten" (high tensile steel) kullanmış. Şimdi bu "hi-ten" terimi biraz spekülatif. Uyduruk merdiven altı imalatçılar da adi çelikten kadroya "hi-ten steal" (yazım hatasına dikkat
) diyorlar. Salcano gerçek hi-ten kullanıyordur ama yine de Fuji'nin kullandığı çelik ("Elios 2" nedir bilen var mı?) daha iyi olsa gerek. Çeliğin kalitesi ve geometrinin uygunluğu, nihai olarak kendini ağırlık ve rijiditede gösteriyor. Dolayısıyla ben neticeye (ağırlık ve rijiditeye) bakarım. Ağırlık farkını zaten biliyoruz, geriye kadronun esnemezliği kalıyor. Esneyen kadro kötüdür, sürücünün gücünü emer. Her iki bisikleti de duvara 45 derece dayayıp, pedal an altta iken pedalın üstünde ayağa kalkacakmış gibi abanmak ve kadronun orta göbek bölgesinin yana doğru ne kadar esnediğine bakmak lazım. Bunu görmeden her iki bisiklet hakkında da bir şey demek erken olur.
Salcano ile Fuji arasındaki diğer farklar:
* Fuji maşasında ön yüklük (low-rider) için gerekli bağlantı yerleri mevcut, Salcano'da bu yok. Low-rider yüklük, hem yükün dengeli dağılımı için, hem de stabilite açısından büyük nimet. Tek set çanta taşımam gerektiğinde çoğunlukla ön çantaları takıp arka yüklüğü boş bırakıyorum. O derece yani. Öte yandan bağlantı delikleri istemeyen (kelepçeli) low-rider yüklükler de mevcut. Ne derece sağlıklıdır bilmiyorum gerçi.
* Gidon. Fuji'nin gidonuna diyecek bir şey bulamıyorum. Salcano Sarajevo'nun gidonuna mutlaka bir bar-end takmak lazım. (Gidonu komple değiştirmekten yana değilim.)
* Fuji'nin ön+arka toplam vites aralığı %571. Salcano'nun vites aralığı meçhul. En az %400 beklerim.
* Salcano'nun ön sepeti, bisiklete biraz fazlaca amatör havası veriyor. Sizin "piknik bisikleti" tanımlamanızda bunun da rolü olduğunu sanıyorum. Turlarda o sepeti sökmek lazım ama işe giderken ve şehir içi kullanımlarda -amatörce bir görüntü verse de- sepet işe yarayabilir.
* Suluk kafesleri için bağlantı yerleri Fuji'de var. Salcano'da göremedim.
* Salcano ve Carraro jantları 36 telli (sağlam). Fuji jantları 32 telli ve bence yetersiz. Tur bisikletinde arka jant sağlamlığı en mühim konulardan biri oysa.
Not: Tüm bu karşılaştırmalar Salcano Sarajevo kadar Carraro 702 Grande için de geçerli. Ancak, Carraro'nun ağırlığı meçhul olduğu için kenarda tutuyorum. 15 kg altındaysa Carraro da konuya dahil, yoksa çöp.
Psikolojik tatmin konusunda da biraz farklı düşünüyorum.
Eni konu bu bir bisiklet - yat değil, jet değil. İki tekerlekli dünyanın en basit vasıtasından psikolojik tatmin nasıl alınır ben bilmiyorum. Ben sadece teknik ve optimal denge açılarından değerlendiririm bir bisikleti. Hadi biraz da artistik zevk koyayım üstüne.
Hani fayda/maliyet gözardı edilerek, salt mükemmellik için bir bisiklet modifiye edilir, bundan teknik, mesleki, veya ne bileyim sanatsal bir haz alınır, onu anlarım. Ama kendimi mesela bir Merida kullanıcı grubuyla veya ne bileyim Adidas markasıyla özdeşleştirerek bundan kendime bir paye çıkarabiliyorsam, bundan tatmin duyuyorsam mutlu oluyorsam, o zaman benim daha başka (ve daha derin) kişisel problemlerim var demektir.
Şahsi düşüncemdir, beni bağlar.