Yayla Yayla Doğu Karadeniz... 2. BÖLÜM
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
(03 Temmuz Salı)
Sabah gün ışımadan saat 04:30 gibi kalkıyoruz ve yine rutin hazırlık işlemlerini ve sonra kahvaltımızı yapıyoruz. Bu sırada gün ağarıyor, neyse ki yağmur yok, bu iyi. Havanın açık olması ekibimizi sevindiriyor… Programa göre bugün Kantarlı’ya gideceğiz, ama… (orası sonra)
Yola koyulduk ama bugün bizi yorucu bir yolculuk bekliyor. Toprak orman yolu, hem dik hem eriyen kar suları nedeniyle oldukça çamurlu, üstelik çok bozuk.
http://img454.imageshack.us/img454/3706/img6715resize1kz6.jpg
İşte sık sık karşılaştığımız ve karşılaşacağımız durum; eriyen kar suları yola doğru derecikler halinde akıyor… Bunun iyi tarafı su sıkıntısı yaşamıyorsunuz.
http://img404.imageshack.us/img404/9540/img6705kc2.jpg
Dün sabah 2100 m. rakımdan önce 300 m. ye inmiş, sonra 800 m. ye tekrar çıkmıştık. Bu gün ise yine 2000’ li yüksekliklere çıkıyoruz…
Erkut ve Erhan bir tempo yakalayıp önden gittiler, aramızdaki mesafe epeyce açılmış durumda. Yol, zikzak çizerek ve yükselerek gidiyor. Ben yolun bozuk olması ve yükümün ağırlığı dolayısıyla bisiklete çok az binebiliyorum, daha çok yürüyorum.
Yol hariç her tarafa yeşilin tonları hakim. Bu nedenle insan bu çekici manzaraları görüntülemeden edemiyor… Yüksek kesimlerde kuz’da kalan kısımlarda hala kar var…
http://img267.imageshack.us/img267/9243/img6711un3.jpg
http://img482.imageshack.us/img482/5459/img6716jg5.jpg
http://img184.imageshack.us/img184/5681/img6718ng8.jpg
http://img404.imageshack.us/img404/856/img6723tl1.jpg
Burada ilk kez gördüğüm bir sümüklü böcek türü:
http://img528.imageshack.us/img528/9167/1003762tw4.jpg
O aydınlatma armatürü gibi sarkan şey, orman içlerinde sıklıkla gördüğümüz, ağaçları kurutan bir zararlıyı içine konan ilacın kokusuyla cezbedip hapseden bir böcek kapanı...
http://img261.imageshack.us/img261/5456/1003764ug6.jpg
Geriye bakınca çıktığımız yollar ince bir çizgi halinde anca seçilebiliyor.
http://img261.imageshack.us/img261/7055/1003766gu5.jpg
http://img528.imageshack.us/img528/2436/1003767kp6.jpg
Orman içerisinde yalnızca su sesi ve kuşların nağmeleri duyuluyor. Bunun dışında, tepede ağaç kesimi yapılan yerdeki motorlu testere sesi hariç, başka ses yok.
http://img181.imageshack.us/img181/2130/img6732uq1.jpg
http://img166.imageshack.us/img166/6349/img6745ku0.jpg
http://img505.imageshack.us/img505/9274/img6753eu0.jpg
Yol diğer dağ yollarından farklı değil, zikzaklar çizerek yükseliyoruz. Ciğerlerimizi bol oksijenle doldurarak çık ha çık… Erhan bir ara biraz daha yukarıdan, yerimizi belirlemek için bizlere sesleniyor ve sonrasında yola devam ediyorlar. Ama bu ekibin ikiye bölünmesi durumu, sonrasında turun gidişatını etkiliyor(?)...
http://img103.imageshack.us/img103/1338/1003768vn6.jpg
http://img241.imageshack.us/img241/3157/img6768po2.jpg
http://img241.imageshack.us/img241/2732/img6769ox6.jpg
Önde Erhan ve Erkut, daha geride ben ve daha arkada da adaşım var. Yola çıkalı yaklaşık üç saat olmuşken, 1900 m yükseklikte bir orman içi kavşak noktasına varıyorum. Erhan ve Erkut görünürde yoklar, Yavuz’u beklemeye karar veriyorum. Yavuz epey gecikince meraklanıyorum, az daha bekleyip ona doğru gideceğim… Bu arada hava kapatmaya başladı, bulutlar geliyor. Neyse, benden yaklaşık 45 dakika kadar sonra Yavuz da geliyor, meğer iki kez lastiği patlamış.
Yavuz’un dediğine göre bizim Kantarlı yönüne gitmemiz gerekiyor. Ancak aradaki mesafenin fazla açılması ve telefonların çekmemesinden iletişim kopukluğu yaşanıyor, farklı yönlere gidiyoruz. Onlar Gito Yaylası’na doğru gitmişler, bizse Kantarlı’ya yöneliyoruz. Epeyce bir yol gidip, neredeyse Kantarlı’ya varmak üzereyken Erhan ve Erkut bize bir kamyonetle yetişiyorlar. Bisikletleri yukarıda (Gito Yaylası’nda) bıraktıklarından, hep birlikte Gito’ya dönüyoruz. Böylece zorunlu bir rota değişikliği yapılıyor, kısmette Gito ve Zargistal’i de görmek varmış…
Gito Yaylası:
http://img528.imageshack.us/img528/5417/1003769ot7.jpg
http://img512.imageshack.us/img512/1020/1003770hi8.jpg
Gito’da Salim Bey ve ailesi bizi konuk ediyor. Hemen sofra hazırlanıyor. Bir yandan sohbet ediyoruz, nerden geliyoruz, nereye gidiyoruz falan, bir yandan da atıştırıyoruz ha babam!.. Acıkmışız, kaymak ve bazlamalar tükeniyor, çaylar arka arkaya, kendi yaptıkları peynir harika !.. Sofrada ne var ne yok silip süpürüyoruz… Ardından vedalaşıp yola çıkıyoruz.
http://img519.imageshack.us/img519/7793/img6778cy9.jpg
Yaylayı koyu bir sis tabakası kaplamış durumda, 10-15 m. den ilerisi gözükmüyor... Tertemiz inekler yayladaki taze otlarla karınlarını doyuruyorlar.
http://img115.imageshack.us/img115/833/img6782ne6.jpg
Daha yukarıya Zargistal Yaylası’na doğru tırmanışa geçiyoruz. Yorgunluktan tırmanış uzun geliyor ve her seferinde “tamam zirve noktasına geldik” deyişimiz sonrası biraz daha tırmanıyoruz. Sabır, sabır, sabır… Az kalmıştır herhalde?..
(Küçük bir not: Aşağıdaki, Yavuz kardeşimizin çektiği fotoğraf 12 Temmuz'da fotokritik.com'da günün fotoğraflarına seçilmiştir.)
http://img115.imageshack.us/img115/8202/img6783resizeie8.jpg
Zirveye doğru hala 2 metrenin üstünde kar var, hava da soğuk...
http://img406.imageshack.us/img406/7605/img6795wr3.jpg
http://img169.imageshack.us/img169/8281/img6796resize1fc1.jpg
Artık yorgunluk kendini gösteriyor, bisikletlerden inip yürüyoruz.
http://img169.imageshack.us/img169/6725/img6798resize1cv8.jpg
http://img406.imageshack.us/img406/7277/img6799resize1tq1.jpg
Oh beee!.. Nihayet Zargistal Yaylası’ndayız. Ama vakit iyice ilerledi, hava kararmak üzere, müthiş sis ve yoğun nem var, aynı Sal Yaylası’nda olduğu gibi.
Orada karşılaştığımız Ayşe teyze ve kızının konaklama davetine bu koşullar altında icabet ediyoruz. Ayşe teyze bize akşam yemeği olarak hemen hemen Salim Bey’lerdekinin aynısı olan bir menü ikram ediyor, bizler de aynısını yapıp, hepsini götürüyoruz… Ellerine sağlık, kendi ürünleri kaymak ve peynir yine nefis. Söylemeye gerek yok, çay yine vazgeçilmezimiz…
http://img169.imageshack.us/img169/7628/img6801resize1nj6.jpg
Kaymağı bir makineyle yapıyorlar, hepimize ilginç geldi, ilk kez görmüştük.
Sağolsunlar, Ayşe teyze ve kızı evi bize bırakıp, kendileri, kalmak üzere komşuya geçiyorlar. Biz de biraz sohbetten sonra, yorgunluğun da etkisiyle, küçük odaya zor sığışarak yanan odun sobasının yanında uykuya dalıyoruz.
Dün 35 km. yol yapmıştık, bugün ise hep tırmanış olması nedeniyle 28 km.
* * *
(04 Temmuz Çarşamba)
2400 m. deki Zargistal Yaylası’ndan (not : adını ilk anda hiç birimiz hemen aklında tutamadı, ancak uzun uğraşlar sonucu aklımızda kaldı), sabah kahvaltısından sonra Ayşe teyze ve kızına teşekkür edip ayrılıyoruz.
İşte bahsettiğim kaymak üreten makine, sabahleyin Ayşe teyze iş başında...
http://img443.imageshack.us/img443/197/img6817er0.jpg
Erhan da biraz çıraklık yapıyor... Çevir Erhan çevir!..
http://img408.imageshack.us/img408/7399/img6819resize1lp8.jpg
http://img443.imageshack.us/img443/8314/img6820resizeps2.jpg
Önce bisikletlerin bakımı yapılıyor...
http://img514.imageshack.us/img514/6213/2007009wh4.jpg
Ardından bir "Zargistal Hatırası".
http://img292.imageshack.us/img292/7417/img6822lx4.jpg
İşte Zargistal ve karşıda Abelot'a giden yol...
http://img522.imageshack.us/img522/6598/1003772iv7.jpg
Yola çıkıyoruz ama nereye? Yavuz’a göre sol tarafa doğru gidersek Abelot Yaylası’ndan geçip kestirmeden İkizdere’ye varacağız. O tarafa yöneliyoruz, yaklaşık bir saat kadar tırmanarak ilerliyoruz, 2600 m. lerdeyiz…
http://img292.imageshack.us/img292/9596/img6823yb4.jpg
http://img61.imageshack.us/img61/3851/img6835bd2.jpg
Ama o da ne? Yol yüksek bir noktada sona eriyor, çıkmaz yol… Bir düş kırıklığı yaşanıyor ve acaba yanlış nerede? diye haritalara bakılıyor ama...
http://img522.imageshack.us/img522/869/1003773zg4.jpg
http://img186.imageshack.us/img186/1518/1003774eg1.jpg
Sonuç geri dönüş...
http://img122.imageshack.us/img122/1183/sa550849resize1ci6.jpg
http://img245.imageshack.us/img245/1687/sa550829resize1dv2.jpg
Konakladığımız yere geri dönüyoruz. Yayladaki çocuklar yanımıza sokuluyorlar.
http://img245.imageshack.us/img245/7581/img6837resize1vc8.jpg
http://img466.imageshack.us/img466/414/img6838resize1dq6.jpg
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
(03 Temmuz Salı)
Sabah gün ışımadan saat 04:30 gibi kalkıyoruz ve yine rutin hazırlık işlemlerini ve sonra kahvaltımızı yapıyoruz. Bu sırada gün ağarıyor, neyse ki yağmur yok, bu iyi. Havanın açık olması ekibimizi sevindiriyor… Programa göre bugün Kantarlı’ya gideceğiz, ama… (orası sonra)
Yola koyulduk ama bugün bizi yorucu bir yolculuk bekliyor. Toprak orman yolu, hem dik hem eriyen kar suları nedeniyle oldukça çamurlu, üstelik çok bozuk.
http://img454.imageshack.us/img454/3706/img6715resize1kz6.jpg
İşte sık sık karşılaştığımız ve karşılaşacağımız durum; eriyen kar suları yola doğru derecikler halinde akıyor… Bunun iyi tarafı su sıkıntısı yaşamıyorsunuz.
http://img404.imageshack.us/img404/9540/img6705kc2.jpg
Dün sabah 2100 m. rakımdan önce 300 m. ye inmiş, sonra 800 m. ye tekrar çıkmıştık. Bu gün ise yine 2000’ li yüksekliklere çıkıyoruz…
Erkut ve Erhan bir tempo yakalayıp önden gittiler, aramızdaki mesafe epeyce açılmış durumda. Yol, zikzak çizerek ve yükselerek gidiyor. Ben yolun bozuk olması ve yükümün ağırlığı dolayısıyla bisiklete çok az binebiliyorum, daha çok yürüyorum.
Yol hariç her tarafa yeşilin tonları hakim. Bu nedenle insan bu çekici manzaraları görüntülemeden edemiyor… Yüksek kesimlerde kuz’da kalan kısımlarda hala kar var…
http://img267.imageshack.us/img267/9243/img6711un3.jpg
http://img482.imageshack.us/img482/5459/img6716jg5.jpg
http://img184.imageshack.us/img184/5681/img6718ng8.jpg
http://img404.imageshack.us/img404/856/img6723tl1.jpg
Burada ilk kez gördüğüm bir sümüklü böcek türü:
http://img528.imageshack.us/img528/9167/1003762tw4.jpg
O aydınlatma armatürü gibi sarkan şey, orman içlerinde sıklıkla gördüğümüz, ağaçları kurutan bir zararlıyı içine konan ilacın kokusuyla cezbedip hapseden bir böcek kapanı...
http://img261.imageshack.us/img261/5456/1003764ug6.jpg
Geriye bakınca çıktığımız yollar ince bir çizgi halinde anca seçilebiliyor.
http://img261.imageshack.us/img261/7055/1003766gu5.jpg
http://img528.imageshack.us/img528/2436/1003767kp6.jpg
Orman içerisinde yalnızca su sesi ve kuşların nağmeleri duyuluyor. Bunun dışında, tepede ağaç kesimi yapılan yerdeki motorlu testere sesi hariç, başka ses yok.
http://img181.imageshack.us/img181/2130/img6732uq1.jpg
http://img166.imageshack.us/img166/6349/img6745ku0.jpg
http://img505.imageshack.us/img505/9274/img6753eu0.jpg
Yol diğer dağ yollarından farklı değil, zikzaklar çizerek yükseliyoruz. Ciğerlerimizi bol oksijenle doldurarak çık ha çık… Erhan bir ara biraz daha yukarıdan, yerimizi belirlemek için bizlere sesleniyor ve sonrasında yola devam ediyorlar. Ama bu ekibin ikiye bölünmesi durumu, sonrasında turun gidişatını etkiliyor(?)...
http://img103.imageshack.us/img103/1338/1003768vn6.jpg
http://img241.imageshack.us/img241/3157/img6768po2.jpg
http://img241.imageshack.us/img241/2732/img6769ox6.jpg
Önde Erhan ve Erkut, daha geride ben ve daha arkada da adaşım var. Yola çıkalı yaklaşık üç saat olmuşken, 1900 m yükseklikte bir orman içi kavşak noktasına varıyorum. Erhan ve Erkut görünürde yoklar, Yavuz’u beklemeye karar veriyorum. Yavuz epey gecikince meraklanıyorum, az daha bekleyip ona doğru gideceğim… Bu arada hava kapatmaya başladı, bulutlar geliyor. Neyse, benden yaklaşık 45 dakika kadar sonra Yavuz da geliyor, meğer iki kez lastiği patlamış.
Yavuz’un dediğine göre bizim Kantarlı yönüne gitmemiz gerekiyor. Ancak aradaki mesafenin fazla açılması ve telefonların çekmemesinden iletişim kopukluğu yaşanıyor, farklı yönlere gidiyoruz. Onlar Gito Yaylası’na doğru gitmişler, bizse Kantarlı’ya yöneliyoruz. Epeyce bir yol gidip, neredeyse Kantarlı’ya varmak üzereyken Erhan ve Erkut bize bir kamyonetle yetişiyorlar. Bisikletleri yukarıda (Gito Yaylası’nda) bıraktıklarından, hep birlikte Gito’ya dönüyoruz. Böylece zorunlu bir rota değişikliği yapılıyor, kısmette Gito ve Zargistal’i de görmek varmış…
Gito Yaylası:
http://img528.imageshack.us/img528/5417/1003769ot7.jpg
http://img512.imageshack.us/img512/1020/1003770hi8.jpg
Gito’da Salim Bey ve ailesi bizi konuk ediyor. Hemen sofra hazırlanıyor. Bir yandan sohbet ediyoruz, nerden geliyoruz, nereye gidiyoruz falan, bir yandan da atıştırıyoruz ha babam!.. Acıkmışız, kaymak ve bazlamalar tükeniyor, çaylar arka arkaya, kendi yaptıkları peynir harika !.. Sofrada ne var ne yok silip süpürüyoruz… Ardından vedalaşıp yola çıkıyoruz.
http://img519.imageshack.us/img519/7793/img6778cy9.jpg
Yaylayı koyu bir sis tabakası kaplamış durumda, 10-15 m. den ilerisi gözükmüyor... Tertemiz inekler yayladaki taze otlarla karınlarını doyuruyorlar.
http://img115.imageshack.us/img115/833/img6782ne6.jpg
Daha yukarıya Zargistal Yaylası’na doğru tırmanışa geçiyoruz. Yorgunluktan tırmanış uzun geliyor ve her seferinde “tamam zirve noktasına geldik” deyişimiz sonrası biraz daha tırmanıyoruz. Sabır, sabır, sabır… Az kalmıştır herhalde?..
(Küçük bir not: Aşağıdaki, Yavuz kardeşimizin çektiği fotoğraf 12 Temmuz'da fotokritik.com'da günün fotoğraflarına seçilmiştir.)
http://img115.imageshack.us/img115/8202/img6783resizeie8.jpg
Zirveye doğru hala 2 metrenin üstünde kar var, hava da soğuk...
http://img406.imageshack.us/img406/7605/img6795wr3.jpg
http://img169.imageshack.us/img169/8281/img6796resize1fc1.jpg
Artık yorgunluk kendini gösteriyor, bisikletlerden inip yürüyoruz.
http://img169.imageshack.us/img169/6725/img6798resize1cv8.jpg
http://img406.imageshack.us/img406/7277/img6799resize1tq1.jpg
Oh beee!.. Nihayet Zargistal Yaylası’ndayız. Ama vakit iyice ilerledi, hava kararmak üzere, müthiş sis ve yoğun nem var, aynı Sal Yaylası’nda olduğu gibi.
Orada karşılaştığımız Ayşe teyze ve kızının konaklama davetine bu koşullar altında icabet ediyoruz. Ayşe teyze bize akşam yemeği olarak hemen hemen Salim Bey’lerdekinin aynısı olan bir menü ikram ediyor, bizler de aynısını yapıp, hepsini götürüyoruz… Ellerine sağlık, kendi ürünleri kaymak ve peynir yine nefis. Söylemeye gerek yok, çay yine vazgeçilmezimiz…
http://img169.imageshack.us/img169/7628/img6801resize1nj6.jpg
Kaymağı bir makineyle yapıyorlar, hepimize ilginç geldi, ilk kez görmüştük.
Sağolsunlar, Ayşe teyze ve kızı evi bize bırakıp, kendileri, kalmak üzere komşuya geçiyorlar. Biz de biraz sohbetten sonra, yorgunluğun da etkisiyle, küçük odaya zor sığışarak yanan odun sobasının yanında uykuya dalıyoruz.
Dün 35 km. yol yapmıştık, bugün ise hep tırmanış olması nedeniyle 28 km.
* * *
(04 Temmuz Çarşamba)
2400 m. deki Zargistal Yaylası’ndan (not : adını ilk anda hiç birimiz hemen aklında tutamadı, ancak uzun uğraşlar sonucu aklımızda kaldı), sabah kahvaltısından sonra Ayşe teyze ve kızına teşekkür edip ayrılıyoruz.
İşte bahsettiğim kaymak üreten makine, sabahleyin Ayşe teyze iş başında...
http://img443.imageshack.us/img443/197/img6817er0.jpg
Erhan da biraz çıraklık yapıyor... Çevir Erhan çevir!..
http://img408.imageshack.us/img408/7399/img6819resize1lp8.jpg
http://img443.imageshack.us/img443/8314/img6820resizeps2.jpg
Önce bisikletlerin bakımı yapılıyor...
http://img514.imageshack.us/img514/6213/2007009wh4.jpg
Ardından bir "Zargistal Hatırası".
http://img292.imageshack.us/img292/7417/img6822lx4.jpg
İşte Zargistal ve karşıda Abelot'a giden yol...
http://img522.imageshack.us/img522/6598/1003772iv7.jpg
Yola çıkıyoruz ama nereye? Yavuz’a göre sol tarafa doğru gidersek Abelot Yaylası’ndan geçip kestirmeden İkizdere’ye varacağız. O tarafa yöneliyoruz, yaklaşık bir saat kadar tırmanarak ilerliyoruz, 2600 m. lerdeyiz…
http://img292.imageshack.us/img292/9596/img6823yb4.jpg
http://img61.imageshack.us/img61/3851/img6835bd2.jpg
Ama o da ne? Yol yüksek bir noktada sona eriyor, çıkmaz yol… Bir düş kırıklığı yaşanıyor ve acaba yanlış nerede? diye haritalara bakılıyor ama...
http://img522.imageshack.us/img522/869/1003773zg4.jpg
http://img186.imageshack.us/img186/1518/1003774eg1.jpg
Sonuç geri dönüş...
http://img122.imageshack.us/img122/1183/sa550849resize1ci6.jpg
http://img245.imageshack.us/img245/1687/sa550829resize1dv2.jpg
Konakladığımız yere geri dönüyoruz. Yayladaki çocuklar yanımıza sokuluyorlar.
http://img245.imageshack.us/img245/7581/img6837resize1vc8.jpg
http://img466.imageshack.us/img466/414/img6838resize1dq6.jpg