bikergrrl
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 18 Ocak 2006
- Mesaj
- 1.096
- Tepki
- 756
cocukken en sevdigim seylerden birisi yaralarimin uzerindeki kabuklari soymakti
kabuk soyuldukca yara derinlesir, sonra daha kalin kabuk baglar, kabugun etrafi kasinmaya baslar, haydiii ucunu kaldirirsin, hepsi hoop geliverir eline, alttan cikan tam iyilesmemis deri kanamaya baslar, beklersin ki yeniden kabuk baglasin diye
cocukken hem sadistin hem de mazosistin allahi oluyorsunuz yerine gore
sonra buyudum, iyi ki soymusum kabuklari dedim, yara izlerinin her birinin ardindan bir suru hikaye kaldi geriye. en guzelleri bisiklet yaralari. hani su dizlerde bolca olanlar.. yaz aylarinda kot pantolondan sorta terfi ettigimiz zamanlarda. Gerci bende bir yigin baska yara izi de var, buzdolabinin dizime dustugu yerdeki kesik izi, bir arabanin arka farindan geriye kalan delik izleri falan :rolleyes: ama bunlarin bisikletle pek alakasi yok geciyorum, baska yerde baska zamanda ama ne derseniz deyin, yara izleri muhabbetin bittigi yerde muhabbet baslatir. Sosyal can simitleri
bir de su kabugunu bir turlu soyamadiginiz yaralar vardir. dovme seanslari sonrasi mesela. hani dovmeleriniz kabuk baglar, tatli tatli kasinir, bepanteni surersiniz (bazen surerken caktirmadan havalanmis kabuklari kopariverirsiniz. hani kalkmis nasilsa bir kere, azicik surdan, azicik surdan, cok derin degil, sadece soyulanlari toparliyorum bahaneleriyle ) surersiniz, ama bir turlu kabuklari soyamazsiniz ya.. kabuktan midir, yoksa hikayelere bagimliliktan midir, yaptiran bilir, bir tane ile kalmazsiniz.. genelde geri gidersiniz, farkli ulkelerde farkli ustalara, ayni ulkede ayni ustaya, farketmez
ama vucudunuzda kalan izler istemli ya da istemsiz, sizin hayatinizin bir haritasi olur cikar..
uzun suredir dusunmuyordum. ama bu aksam bahcede kendimi dirsegimdeki kabugu soyarken buluverdim. haliyle aklima geldi isin komik tarafi dirsegimdeki yaranin ne ara oldugunu bilmiyorum.. ama bugunlerde her tarafim yara bere icinde ben halimden memnunum, cunku ya kayraklarin uzerinde bir yandan bisikletimi iteleyip bir yandan bacagima carpan aynakol ya da pedalin gomuldugu yerler, ya da dirsegimde oldugu gibi neyi nerden iter, ceker, tasirken oldugunun farkina varmadigim yaralar. kis geldiginde icimi isitacak izler.. arada acisa da, ya da varliklari ile yer aldiklari bolgelerin ne kadar elzem oldugunu bize hatirlatsa da (dirsek havada oturmak zorunda kalmak kadar sinir bozucu bir sey yokmus megerse ) uzun vadede bizi biz yapan digerlerinden biraz daha kalici, ya da belirgin, izler aslinda...
baska nasil hatirlarsiniz ilkokula baslamadan once oynadiginiz saklambaci, hani sobelemek icin yanlis secim yapip da koca cami elinizin tek darbesi ile asagi indirdiginiz ani ya da bicakla dogradiginiz parmaginiza kani durdurur diye basilan tutun yapraklarini, ya da ya da yokustan asagiya bisikletiyle kim daha hizli inecek sorusunun yanitini bulmaya calisip da evden iceri iki yarali dizle girdiginiz cocukluk gunlerinizi?
mutlu yara izlerinin yer aldigi, bol pedalli gunler hepinize
kabuk soyuldukca yara derinlesir, sonra daha kalin kabuk baglar, kabugun etrafi kasinmaya baslar, haydiii ucunu kaldirirsin, hepsi hoop geliverir eline, alttan cikan tam iyilesmemis deri kanamaya baslar, beklersin ki yeniden kabuk baglasin diye
cocukken hem sadistin hem de mazosistin allahi oluyorsunuz yerine gore
sonra buyudum, iyi ki soymusum kabuklari dedim, yara izlerinin her birinin ardindan bir suru hikaye kaldi geriye. en guzelleri bisiklet yaralari. hani su dizlerde bolca olanlar.. yaz aylarinda kot pantolondan sorta terfi ettigimiz zamanlarda. Gerci bende bir yigin baska yara izi de var, buzdolabinin dizime dustugu yerdeki kesik izi, bir arabanin arka farindan geriye kalan delik izleri falan :rolleyes: ama bunlarin bisikletle pek alakasi yok geciyorum, baska yerde baska zamanda ama ne derseniz deyin, yara izleri muhabbetin bittigi yerde muhabbet baslatir. Sosyal can simitleri
bir de su kabugunu bir turlu soyamadiginiz yaralar vardir. dovme seanslari sonrasi mesela. hani dovmeleriniz kabuk baglar, tatli tatli kasinir, bepanteni surersiniz (bazen surerken caktirmadan havalanmis kabuklari kopariverirsiniz. hani kalkmis nasilsa bir kere, azicik surdan, azicik surdan, cok derin degil, sadece soyulanlari toparliyorum bahaneleriyle ) surersiniz, ama bir turlu kabuklari soyamazsiniz ya.. kabuktan midir, yoksa hikayelere bagimliliktan midir, yaptiran bilir, bir tane ile kalmazsiniz.. genelde geri gidersiniz, farkli ulkelerde farkli ustalara, ayni ulkede ayni ustaya, farketmez
ama vucudunuzda kalan izler istemli ya da istemsiz, sizin hayatinizin bir haritasi olur cikar..
uzun suredir dusunmuyordum. ama bu aksam bahcede kendimi dirsegimdeki kabugu soyarken buluverdim. haliyle aklima geldi isin komik tarafi dirsegimdeki yaranin ne ara oldugunu bilmiyorum.. ama bugunlerde her tarafim yara bere icinde ben halimden memnunum, cunku ya kayraklarin uzerinde bir yandan bisikletimi iteleyip bir yandan bacagima carpan aynakol ya da pedalin gomuldugu yerler, ya da dirsegimde oldugu gibi neyi nerden iter, ceker, tasirken oldugunun farkina varmadigim yaralar. kis geldiginde icimi isitacak izler.. arada acisa da, ya da varliklari ile yer aldiklari bolgelerin ne kadar elzem oldugunu bize hatirlatsa da (dirsek havada oturmak zorunda kalmak kadar sinir bozucu bir sey yokmus megerse ) uzun vadede bizi biz yapan digerlerinden biraz daha kalici, ya da belirgin, izler aslinda...
baska nasil hatirlarsiniz ilkokula baslamadan once oynadiginiz saklambaci, hani sobelemek icin yanlis secim yapip da koca cami elinizin tek darbesi ile asagi indirdiginiz ani ya da bicakla dogradiginiz parmaginiza kani durdurur diye basilan tutun yapraklarini, ya da ya da yokustan asagiya bisikletiyle kim daha hizli inecek sorusunun yanitini bulmaya calisip da evden iceri iki yarali dizle girdiginiz cocukluk gunlerinizi?
mutlu yara izlerinin yer aldigi, bol pedalli gunler hepinize