T. Yıldırım
Aktif Üye
- Kayıt
- 7 Ekim 2014
- Mesaj
- 136
- Tepki
- 71
- Şehir
- Bursa
- Bisiklet
- Cervélo
Merhaba Arkadaşlar,
Dün yaşadığım kazayı anlatmak için bu konuyu açmış bulunmaktayım. Umarım birilerine faydam dokunur.
Tarih Şubat'ın 15'i , Bursa Büyükşehir Belediyespor ile antremandayız. Güneş kendini göstermemek için bulutların arkasına saklanıyor. Yağmur ise yağsam mı diye düşünüyor adeta. Biz de bu serin mi serin havanın tadında Trilye tarafına doğru pedallamaktayız. Eski köy yollarından tempo tutturarak ilerliyoruz. Sırasıyla Bademli-Hasköy-Balabancık-Çekrice köylerini makara yaparak yorulmadan geçiyoruz. Ardından Yörükyenicesi köyüne varıyoruz. Grup olarak mola veriyoruz ve köyün kahvehanesinde çayımızı hüpürdetiyor ,tostumuzu yiyoruz. Bilindiği gibi muhabbet uzanabildiğince sürüyor. Ardından karnımız doyuyor ve bir süre daha oturup tekrar yola koyulmak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz. Herkes bisikletlerinin başına geçiyor ve tekrar başlıyoruz pedallamaya.
Taşlı, çakıllı yollardan geçiyoruz. Çamurların içinden geçiyoruz ve kahverenginin en doğal tonuna formalarımızı boyuyoruz. Tabi bu arada Cyclocross yapmaya mı geldik esprileri dönüyor grupta. En sonunda yolların düzelmeye başladığı anda bizi fazla dik olmasada uzun bir tırmanış bekliyor. Orayı da grup halinde atlatıyoruz ve sağsalim tepeye varıyoruz. Ve yorulan bacaklar yokuş aşağı şükretmeye başlıyorlar. Bir süre grup halinde indikten sonra aynı kategorideki arkadaşımla kaçış yapıyoruz ve makara halinde oldukça hızlanıyoruz. Arada saklanan bazı yokuşlar olsada inişimizi rahatça tamamlıyoruz ve yaklaşık 50km/h hızla düzlüğe geliyoruz. Düzlükte birbirimize baktık ve ikimizin de gözlerinde çok iyiydik bakışı vardı . Bu duygusal( ) bakışlardan sonra tekrar önümüze dönüp devam ediyoruz. Ve önümdeki takım arkadaşımın bisiklet üzerinde telaşlandığını anlamamla ağaçlardan arasından hızla koşan çoban köpeğini görmem bir oluyor.
Arkadaşım matarasını eline alıyor fakat bisikleti azıcık sağa yatırdığı için 10cm farkla paçayı kurtarıyor.
Yaklaşık 5m arkasındayım. Köpek usulca geri çekildi ve üzerime atlamak için hazırlandı. Bende o andaki refleks ile frenlere hafifçe dokundum. Köpek ise frenleme mesafesini hesaplamadan direk üzerime atlayınca ön janta yapıştı ve boynunun üzerinden geçtim. Köpek kendini kasmış olacak ki taşa çarpmış gibi oldum ve bisiklet üzerinden uçtum. İlk düşüşüm kaskın üzerine oldu. Ardından omzumun üstüne düştüm ve son düşüşüm toprağa oldu. Sürüklenerek durdum. Vucüdumda kalan son enerjiyle (şok etkisinden) köpek tekrar saldıracak mı diye baktım ancak kaçmıştı. Ardından takım arkadaşıma baktım ve bana doğru geliyordu. Ardından gözlerimi kapattım. Yaklaşık bir 10-20sn şok felci geçirdim ve ardından asfalta çıkarak uzandım. Arkadaşım bir şeyin var mı dedi ve ben sessizce sağ omuzumu göstererek kırıldı galiba dedim Ardından yakında bulunan bir kulübeye destek olarak götürdü. Orada basit bir pansuman yaptılar. Üzerimdeki yırtık kıyafetleri çıkardılar ve yeni kıyafet verdiler. Antrenörün gelmesini bekledik ve bisikleti oraya emanet edip antrenörün motoruyla hastaneye gittik. Acilde pansuman yaptılar ve röntgen çektiler. Sağ köprücük kemiğimin kırık olduğunu söylediler. Bugün doktora gittik ve kol tarafındaki kırık parçanın diğer parçanın üstüne 3cm çıktığını söylediler. Doktor ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Yarın bazı testler için hastaneye gidicem. Dualarınızı eksik etmeyin. Sağlıcakla kalın.
Dün yaşadığım kazayı anlatmak için bu konuyu açmış bulunmaktayım. Umarım birilerine faydam dokunur.
Tarih Şubat'ın 15'i , Bursa Büyükşehir Belediyespor ile antremandayız. Güneş kendini göstermemek için bulutların arkasına saklanıyor. Yağmur ise yağsam mı diye düşünüyor adeta. Biz de bu serin mi serin havanın tadında Trilye tarafına doğru pedallamaktayız. Eski köy yollarından tempo tutturarak ilerliyoruz. Sırasıyla Bademli-Hasköy-Balabancık-Çekrice köylerini makara yaparak yorulmadan geçiyoruz. Ardından Yörükyenicesi köyüne varıyoruz. Grup olarak mola veriyoruz ve köyün kahvehanesinde çayımızı hüpürdetiyor ,tostumuzu yiyoruz. Bilindiği gibi muhabbet uzanabildiğince sürüyor. Ardından karnımız doyuyor ve bir süre daha oturup tekrar yola koyulmak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz. Herkes bisikletlerinin başına geçiyor ve tekrar başlıyoruz pedallamaya.
Taşlı, çakıllı yollardan geçiyoruz. Çamurların içinden geçiyoruz ve kahverenginin en doğal tonuna formalarımızı boyuyoruz. Tabi bu arada Cyclocross yapmaya mı geldik esprileri dönüyor grupta. En sonunda yolların düzelmeye başladığı anda bizi fazla dik olmasada uzun bir tırmanış bekliyor. Orayı da grup halinde atlatıyoruz ve sağsalim tepeye varıyoruz. Ve yorulan bacaklar yokuş aşağı şükretmeye başlıyorlar. Bir süre grup halinde indikten sonra aynı kategorideki arkadaşımla kaçış yapıyoruz ve makara halinde oldukça hızlanıyoruz. Arada saklanan bazı yokuşlar olsada inişimizi rahatça tamamlıyoruz ve yaklaşık 50km/h hızla düzlüğe geliyoruz. Düzlükte birbirimize baktık ve ikimizin de gözlerinde çok iyiydik bakışı vardı . Bu duygusal( ) bakışlardan sonra tekrar önümüze dönüp devam ediyoruz. Ve önümdeki takım arkadaşımın bisiklet üzerinde telaşlandığını anlamamla ağaçlardan arasından hızla koşan çoban köpeğini görmem bir oluyor.
Arkadaşım matarasını eline alıyor fakat bisikleti azıcık sağa yatırdığı için 10cm farkla paçayı kurtarıyor.
Yaklaşık 5m arkasındayım. Köpek usulca geri çekildi ve üzerime atlamak için hazırlandı. Bende o andaki refleks ile frenlere hafifçe dokundum. Köpek ise frenleme mesafesini hesaplamadan direk üzerime atlayınca ön janta yapıştı ve boynunun üzerinden geçtim. Köpek kendini kasmış olacak ki taşa çarpmış gibi oldum ve bisiklet üzerinden uçtum. İlk düşüşüm kaskın üzerine oldu. Ardından omzumun üstüne düştüm ve son düşüşüm toprağa oldu. Sürüklenerek durdum. Vucüdumda kalan son enerjiyle (şok etkisinden) köpek tekrar saldıracak mı diye baktım ancak kaçmıştı. Ardından takım arkadaşıma baktım ve bana doğru geliyordu. Ardından gözlerimi kapattım. Yaklaşık bir 10-20sn şok felci geçirdim ve ardından asfalta çıkarak uzandım. Arkadaşım bir şeyin var mı dedi ve ben sessizce sağ omuzumu göstererek kırıldı galiba dedim Ardından yakında bulunan bir kulübeye destek olarak götürdü. Orada basit bir pansuman yaptılar. Üzerimdeki yırtık kıyafetleri çıkardılar ve yeni kıyafet verdiler. Antrenörün gelmesini bekledik ve bisikleti oraya emanet edip antrenörün motoruyla hastaneye gittik. Acilde pansuman yaptılar ve röntgen çektiler. Sağ köprücük kemiğimin kırık olduğunu söylediler. Bugün doktora gittik ve kol tarafındaki kırık parçanın diğer parçanın üstüne 3cm çıktığını söylediler. Doktor ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Yarın bazı testler için hastaneye gidicem. Dualarınızı eksik etmeyin. Sağlıcakla kalın.