Ucuza kaçmak

birkaç yıldır forumda sürekli yazmasam da yazılanları takip ediyorum. fırsat reyonu olsun, bisiklet önerileri başlığı olsun asla performans/fiyat oranlamasının yüksekliğine değil de her zaman eldeki tutara uygun ürün arandığına şahit oluyorum. 1000 TL bütçe ile bisiklet önerileri isteyenler, indirimli bim ürünleri paylaşanlar vs. derken hep bir ucuza kaçmaya tanık oluyorum.

kişisel görüşüm olarak herkesin bu spora büyük miktarlarda yatırım yapmasının gerçekçi olmadığını biliyorum. hem türk lirasının değeri olsun, hem bisikletle ilgili ürünlerin ithal ürün olması derken bu spor düşük bütçelerle pek de yapılabilecek bir spor değil olarak düşünüyorum. yerli firmaların bisikletlerinde kullandığı jantların rezil olduğunu düşünüyorum ama gene de inanılmaz bir seviyede alıcısı var. 5 yaşındaki çocuk için dizayn edilmiş gibi abuk renklerle yapılmış tanesi 3 kilo gelen -sallıyorum- jantları olan bisikletleri, insanlara elinde ona yetecek kadar parası olduğu için önerenlerle dolu her yer. arz/talep durumu da olunca yerli firmalar giriş seviyesi adı altında bu rezalet bisikletleri üretmeye ve satmaya devam ediyorlar, kalitelerini yukarı çekmek için endişe taşımaktansa sürümden kazanma mantığıyla ticaret yapıyorlar. sporla alakası olmayan, hep zorlama/devşirme olan ürünler öneriliyor. tchibodan bisiklet ürünü almak neden yahu, firmanın odak noktası bu değil ki o ürünü de kaliteli yapma potansiyeli yüksek olsun. ya da bimden içlik alıp bunu bisiklet sürerken giyilir diye başka insanlara önermek neden mesela?

sizce bu durum neden devam ediyor? evet, 10 liraya bile bisiklet bulmak mümkün ama ucuz etin yahnisi yavan olur lafı inanılmaz geçerli bisiklette. neden insanlara "biraz daha dişini sık, almışken düzgününü al." demek yerine bu akım devam ediyor, anlayamıyorum. sizlerin fikirlerini merak ediyorum.

Bisikleti spor dışı amaçlarla kullanmak isteyen ama dar gelirli çok insan var. Sanırım siz o insanlara değil, yüksek performanslı sportif kullanımı amaçlayanlara hitaben yazdınız bunları?

@bisikletgundemi

hayır. bisikleti spor dışı amaçlarla kullanırken de belli miktarlar altındaki ürünler gereken minimum kaliteyi sağlayamıyor. kalite genel bir tanım ama bunu açarsak eğer konfor, güvenlik gibi bir sürü alt öğesi var. ülkemizde insan canını hiçe sayan binlerce örnek yaşanmışken 500 liraya alınan, ulaşım amaçlı kullanılan bir bisikletin sürüş esnasında insanın canına kast edebilecek bir hataya sahip olamayacağına nasıl güvenilebilir?

Tek cümle ile yorum yazılamayacak kadar derinden vurmuşsunuz sazın teline. Bam teline..

"Kişisel görüşüm olarak herkesin bu spora büyük miktarlarda yatırım yapmasının gerçekçi olmadığını biliyorum."
Büyük yatırım yapmanın gereksiz olduğundan bahsetmişsiniz, sonra da yerli üretim ucuz bisiklet alındığından yakınmışsınız. Sanki yazdıklarınıza bütünsel baktığımızda
fikir birliği sağlamıyor.

Tek cümle ile bir şey yazmak istersek, Türkiye' nin gerçeğinden dem vurmuşsunuz.
Ama unutulmamalıdır ki eleştirilmesi gerekenler bisiklet severler değil, uygun fiyata sözüm ona "rezalet" bisiklet üretilip, alınmasına sebep olan ekonomik durumdur.
Ki ben bir yerli üretim bisiklet kullananan biri olarak bu ithamı kesinlikle doğru bulmuyorum. Evet kullandığım bisiklet 100 yıldır bisiklet üreten bir italyan markanın ürettiği bisiklet değil fakat kullanılmayacak, yolda 47 km/saat hızla giderken beni üstünden düşürecek bir ürün de değil yani. Ki kişisel koruyucu ekipmanlarımızı kullanırsak, bisikletimle oldukça güvenliyim. Giriş seviyesi bir bisiklete göre de oldukça iyi bir bisiklet kullandığımı düşünüyorum.

"Bu spor düşük bütçelerle pek de yapılabilecek bir spor değil olarak düşünüyorum. "
Bu cümle de oldukça eleştirilir. Bu sporu neresinden tuttuğunuza bağlı olarak değişir. Profesyonel takılacaksanız bütçeniz elbette olmalı ama bir yol bisikletine geçmek için sanıldığı kadar büyük meblalar gerekmiyor. Hele taksit maksit yapıp halledilebiliyor.

Kısacası neyden dem vurduğunuzu net anlamamış olmakla beraber neyi eleştirdiğinizi de tam olarak anlayamadım.
Şunu da ekliyim giriş seviye yerli üretim yol bisikleti kullanan biri olarak, olayı biraz kişisel algılayıp, cevap yazmış olabilirim. Yanlış bir şey yazdıysam kusura bakmayın.

@efaruk

temel olarak dediğim şey şu ki; ekonomik durumu kötü olduğu için kimse kötü bisikletlere razı olmak zorunda değil. zorla bisiklet aldıran yok kimseye. ama eldeki miktar bu, alayım da olsun bitsin düşüncesi devam ettiği sürece o ürünler satılıyor. satılınca da yerine yenileri yerleştiriliyor. benim düşüncem ise bu mantık yerine bir süre daha birikim yapıp en azından daha tatmin edici bir bisiklet alınmasıdır.

neredeyse her segmentte bisiklet kullanmış biri olarak pratik bir gerçek söyleyeyim; güncel kurlarla 4000-5000 TL altına alınan yol/dağ bisikletlerine o miktarları harcamasanız çok daha iyi. ayağı yerden keser kesmesine de ergonomi konusunda orta/uzun vadede sağlık sorunlarına yol açar.

Sanırım en doğrusu, insanlara bu işe daha fazla para ayırın demek yerine bisiklet üreticileri ve dağıtıcıları üzerinde hem kalite hem de fiyat açısından baskı kurabilmek, yanısıra ikinci el takas, atıl parçaları kullanarak bisiklet toplama, ucuz çözümler aramak ve yaratmak gibi kolektif çabalara yönelip, kullanıcı toplulukları, dayanışma ağları, kooperatif, atölye gibi yapılar kurmanın yollarını konuşmaya başlamalıyız. Kendimizi kapitalist tüketim süreçlerinin edilgen bir parçası olarak görmek yerine o süreçlerin dışına çıkıp kendi çözümlerimizi üretmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Neden insanlara biraz daha dişini sık demeyi değil de, hadi bir araya gelelim de herkesin hem kesesine uygun hem de ihtiyacına uygun çözümleri bulalım demeyi düşünmüyoruz? Afrika'dan ABD'ye böyle düşünen ve bu tür çözümler üreten yapı örnekleri var. Katılımcılara aynı zamanda teknik beceriler de kazandırıyorlar, kültürel çalışmalar da yapıyorlar. Bisikletli ulaşım ucuz olmalıdır, kolay olmalıdır, rahat olmalıdır, güvenli ve adil olmalıdır, buna uygun bisiklet de bu özellikleri taşımalıdır.

Şunu okuma önerisi olarak ekleyeyim:

(link)

Şu güzelliğe bakın şimdi biz bu emekçi dayıya ne diyelim ? 198334 dosyayı görüntüle

@bisikletgundemi

daha fazla para ayırın kimse kimseye diyemez. haddine değil. deneyimime dayanarak benim söylediğim şey düşük bütçeler düşük kaldığı sürece kaliteli bir ürün kullanmanın mümkün olmayacağı. daha fazla bütçe ayırılıp, daha kaliteli ürün alınması da ne kadar ekmek o kadar köfte mantığı. bu da dünyanın bir gerçeği. ki zaten elinde o kadar miktar var diye düşük seviye ürüne razı olmayıp onu almamak da üretici üzerinde baskı kurmaktır. satılmayan bir ürün gamını hangi üretici devam ettirir ki?

atölyedir, bisiklet toplamadır bunlar taşıma suyla değirmen döndürme çabalarıdır. bir fabrika seviyesinde seri üretim yapabilir miyiz? kendi aramızda 20 kişinin sorununu, çok uzun sürelerde halletmeyi amaçlasak dediğiniz doğru olurdu ama burada tüm piyasaya yayılması gereken bir çözümden bahsetmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

@ippon

dayıcığım başkasının ajitasyonuna meze oldun ve aman dikkat et bir gün kadron ortadan ikiye yarılıp da vücudunda bir yerine saplanmaz umarım diyelim. elitistlik yapmıyoruz burada, insanların bütçesinin düşük olmasından zevk alıyormuşuz gibi laf sokmaya çalışmak yersiz. duygulardan arınmış bir şekilde konuşmakta fayda var.

@dukehayda

Hiçbir bisikletin ucuz diye sağlık sorununa yol açtığını duymadım, bilmiyorum, zannetmiyorum, ihtimal vermiyorum.
Ama trafiğin yoğun olduğu bir yerde, abuk subuk kapı açan, dikkatsiz, düşüncesiz, kaba sürücülerin olduğu bir yolda kullanırsanız, değil sağlık sorunu, canınız bile tehlikeye girer. Hemde altınızda altından trilyonluk bir bisiklet bile olsa.. Yani beyin bedava. Lafım meclis dışı. Neyse konu o değil.

Tabi ki ben de para biriktirip, gidip 4000-5000 tl ye bir yol bisikleti alayım bineyim istiyorum. Ama kademe kademe gitmek istiyorum. Basamakları 2' şer 2 ' şer atlayarak tırmanırsa bir insan, 70- 80 yıl ömründe sıkılacağı çok zaman kalır.(bisiklet forum üyelerini baz aldım, yoksa tr deki erkek ömrü 65, kadın 70, spor yapan aktif yaşayanların ortalama ömrü bunlara +5, +10 belki +20 koyarak hesaplanabilir) Ben her konuda, insanların basamakları tek tek tırmanmasını uygun görürüm.
Ve bulunduğum basamağın çürük olduğunu da halen düşünmüyorum.

@bisikletgundemi

Ne güzel yazmışsınız kardeşim. Kaleminize sağlık. Fakat bu örgütlenme konusu o kadar zor ki ülkemizde. Kollektif bilinç ve örgütlenme konusunda son derece yeteneksiziz.

@efaruk

orta/uzun vadenin ne kadarlık bir süreç olduğunu biliyor musunuz? ergonomi temelli sağlık sorunları dediğinizde aklınıza böbreğiniz falan mı geliyor? iskelet sistemindeki sorunlardan bahsediyorum. ama siz ihtimal vermemeye devam edebilirsiniz, ne diyelim.

@efaruk

benim de dediğim ve nedense anlaşılmayan şudur ki; dişe gelir bir bisikleti güncel ekonomik koşullarda almak istiyorsanız 4000 - 5000 TL ilerleyen basamaklar değil giriş basamakları zaten.

@dukehayda gönül neler neler istiyor lakin “ kafi delil ortada”.

Hmm..
Bunun üstüne bir daha düşüneyim o zaman..
Vallaha anlaşılamıyor. Neden 2300 tl ye aldığım corelli kr 100 bisikletime orta/uzun vadede sağlık sorunları yapacaktır diyorsunuz
O halde 2 bin lira daha bütçe ayarlamak için evde street fighter oynatacaksınız bana Çocukların rızkını sokağa atıyon diye

Neyse konuyu kişiselleştirmeyelim. Burası sonuçta milyonların takip ettiği (en azından üye olduğu diyelim) bir forum.
O sizin iddianız. Bu da benim iddiam. Düşüncelerine her ne kadar katılmasam da saygı duyarım. Vesselam.

Şu an youtube'da,bu videoya bakıyorum..Bu konuya uygun gibi

@efaruk

neden diyorum? bir düşünelim. çünkü manyağım, akşamın 22:41'inde size stres yapacak bir faktör vermek çok hoşuma gidiyor da ondan diyorum. neden diyorum yahu, sorun yapacağı için diyorum. umuyorum ki birkaç yıl içinde diz kapağı, bel, kalça bölgelerinde ağrılar yaşamazsınız da ben yüzümün kızarmasına ve haksız olmaya da razıyım. ama gelin görün ki benim söylediklerim de iddia değil, fikir de değil. gerçek olan şeyler.

Boşveriiiiiiiin. Konu akıp gitsin. Dediklerimi unutun.
Hepinizi seviyorum bisiklet forum sakinleri. Aman dikkat edin sağlığınız daim olsun, pedalınıza taş değmesin. Yazıp çizmek kolay. Yine yazar yine söyleriz.

Mahallenin 36 yıllık bisiklet tamircisi İbrahim Usta, üç beş yüz liralık bisikletiyle kapısına dayanıp yahu bunun fren kolu kırıldı, hallediverelim diyen asgari ücretli işçiye depodan 5 liralık çözüm üretiyor. O işçinin günlük katettiği mesafe 10 km ve bunu her iş gününde tekrarlıyor. Kask takmıyor, içlik giymiyor, giyse de bim'den alıyor (ben de pazardan alıyorum yirmi liraya), eldiveni yok, rüzgârlığı yok, olsa da o da "bim"den (ben de oradan alıyorum), 10 liralık iç lastik, 30 liralık dış lastik kullanıyor, selesi de 15 liralık (benimkiler çok daha pahalı ama biraz heves, biraz özenti ve aşırı düzeyde kalite ısrarımdan) ... liste böyle uzayıp gider. O adam da şehirdeki günlük ulaşımını o bisikletle sağlıyor, ben de. Aynı şehirde mahalle aralarında çarşıya pazara kırk elli yıllık bisikletlerle ya da market bisikletiyle giden emekli amcalar da var ve ana yollara çıktıklarında genellikle kaldırımdan gitmeyi tercih ediyorlar ve daha geniş ana yollarda bazen karşıdan karşıya geçerken aşırı hızlı gelen bir otomobilin çarpmasıyla savrulup can veriyorlar. Trafik haberlerinde de en çok onların cesetlerini ve ucuz bisikletlerini görüyoruz ama bisikletleri ucuz olduğu için ölmüyorlar.

Demem o ki, fiyattı performanstı, içlikti tayttı, bim'di rapha'ydı, tchibo'ydu garmin'di, bunları hiç dert etmeden ta çocukluğundan beri bisiklet kullanıp yetmişlerine varmış emekliler, belediye otobüsüne vereceği paradan kurtulmak için her gün yoğun trafikte üç kuruşluk bisikletiyle güvenli ulaşım becerisini ister istemez edinmiş asgari ücretliler, organize sanayiye her gün market bisikletiyle gidip gelen tamirci çırakları kalfaları dolu anadolu şehirleri. Bu forumda yapılan ürün tartışmalarının sohbetlerinin çoğunu takip bile etmiyorum mesela ben ama bisikletli ulaşımda güvenlik için aslolanın bisikletin kalitesi ve performansı değil, güvenli ve konforlu bisiklet yollarının varlığı olduğunu biliyorum. Çünkü biliyorum ki, güvenli ve konforlu bisiklet yolları sayesinde herkes kesesine uygun bisikletlerle herkesin uyabileceği ortalama hızlarda şehrin her yerine gidebilir. Hollanda'da Danimarka'da falan olduğu gibi.

Sizin dışınızda bir dünya var ve orada başka hikâyeler yazılıyor maalesef. Meselemiz bisikletin kendisi değil, bisikletli ulaşım, ulaşımda adalet ve kentsel mekânlara adil erişim olmalı. Bunları konuşmayıp sabah akşam bisikletin kendisini ve sportif performans ve becerileri konuşuyor olmayı biraz, özeleştiri olarak da söyleyeyim, fetişist bir durum olarak görüyorum. İyi niyetinizi ve endişelerinizi anlıyorum ama bakış açınızda radikal bir değişime ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum. Neoliberal kapitalist tüketim mekanizması o kadar basit işlemiyor maalesef, biz almazsak onlar da üretmeseler keşke ama öyle değil, aynı mekanizma sizin buraya gelip bunları yazmanızı da sağlıyor, sizi buna inandırıp başkalarını da inandırmaya yöneltiyor... Başka bir yerde de yazdım, neoliberalizm sadece malları ve ürünleri değil, duygularımızı, düşüncelerimizi, algılarımızı ve beğenilerimizi de pazarlıyor, piyasanın bir parçası hâline getiriyor. Sorun bisikletin ucuzluğunda pahalılığında değil, zihnimizdeki bisiklet ve bisikletli imgesi ile bisikletli ulaşım kültürü ve şehir planlaması arasındaki uçurumda.

Birbirimize kızmayalım bu konularda, çünkü bu sorunların çözümü ancak bizim dayanışmamızla mümkün olacak. Dayanışma masal değildir, başka bir dünyanın mümkün olmasının gerek şartlarındandır.

Para yok para. Ülkede para yok. Müteahit, politikacı ya da döviz zengini değilseniz fakirsiniz. Bu kadar basit.

@bisikletgundemi
Ben de ülke olarak tam bu noktada kaybettiğimizi düşünüyorum.
O kadar savaş, darbe, karşıt görüşlerin kavgası vs. olayları oldu ki bu ülkede, insanlar artık sivil toplum örgütlerine, dayanışma dernek ve kurumlarına korkar gözlerle bakmaya başladı. Uzun zamandır da bu böyle decam ediyor.
Avrupa avrupa dediğimiz meselede tam bu noktada ortaya çıkıyor aslında. Avrupadaki pek çok ülkede sivil toplum örgütlerine katılım kişi başına en az 1. İnsanlar ortak problem olarak belirledikleri bir konu hakkında çözüm önerileri geliştiriyor, gösteriler, bağışlar ve çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Bir nevi yapıcı muhalefet olarak itici güç gösteriyorlar.

Bizim de bu seviyelere çıkmamız, cebimizdeki parayla bize en uygun bisikletleri alabilmemiz, hayat standartlarımızı yükseltebilmemiz için bu tarz oluşumlar içinde, hem toplum için hem de devlet için yararlı bir itici güç oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum.

@dukehayda

Bahsettiginiz sey ile ilgili bir veriniz var mi? Ucuz bisiklet neye gore saglik problemi yaratiyor?

Ha yoksa, elinizde en ufak bir veri olmadan "gercek olan seyler" diye iddia ediyorsunuz, ben anlamadim.

merhaba,
yaaa bisiklet alacak ve bütçesi sınırlı olan benim gibi insanları kaçırtmayın..........
türkiye de kaç bisiklet kullanıcısı çoçuk-genç-orta-yaş ve üzeri var bilmiyorum ama sportif amaçlı prof kullanıcıları düşersek,
birçok insanın bisikleti 3000 tl altındadır diye düşünüyorum ki ben de 3500 limitli bir bisiklet bakmak durumundayım.
acaba bu 3000-3500 tl altında ki bisiklet kullanıcılarından kaçı ortopedik vb rahatsızlıklar yaşayarak bisikleti bıraktı ya da bulundukları yerde ki hastaneleri doldurdular.
bilimsel gerçekler adı üstünde bllimseldir ama bir de ülke insanının anatomik yapısı ve dayanıklılığı var.
ben de bilimsel olarak 58 yaşında bisiklet alıp binecek birisi olarak diz bel bilek gibi rahatsızlıklar yaşama ihtimalimi biliyorum öngörüyorum ama
bu öngörüler var diye bisiklet alma ve kullanma zevkimden de korku yüzünden olmam istemem. mutlaka ki gerekli önlem ve sürüş tekniklerine dikkat etmek gerekecek.
umarım bisiklet kullanan eğer ki milyon varsa sağlıklı sürüşler yolculuklar ve keyifler içinde olurlar
hepiniz