öncelikle fotoğraf koyamadığım için özür dilerim. fotoğraf makinem yok. Cep telefonumla tam 62 tane fotoğraf çekmişim ancak net olmamalarından dolayı buraya koymayı uygun görmedim. Ayrıca gezi boyunca bana destek olan tüm ekipmanlarıma, bana bu geziyi yaşattığı için bisikletime, asfalt olsun toprak olsun yollara, nehirleri geçmeme yarayan köprülere, bütün tarihi eserleri inşa eden mimarlara ( özellikle Mimar Sinan' a), karnımı doyurduğu için yiyeceklere ve karnımı doyurmama neden olan yiyecekleri taşıyan sırt çantama teşekkür ediyorum...
13 nisan gecesi kafama koydum bu geziyi. Edirne' yi bir ucundan diğer ucuna kadar tüm tarihi yerleriyle gezecektim. Hemen gerekli yerlere ulaştırdım bu bilgiyi ( anne, baba ) daha sonra hazırlıklara başladım. Önce (google earth sağolsun) gideceğim güzergahı kesinleştirdim. Evim zaten Edirne' nin ucunda olduğu için daha da şehir dışına çıkmama gerek yoktu. İlk önce şehir merkezine gidip oradan karaağaç yoluna girecektim. Lozan Anıtı' nı ziyaret edip daha sonra yıldırım dolaylarına doğru yola çıkacaktım. Orada bulunan Yıldırım Bayezit Külliyesi' ne uğrayıp ünlü kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi' ne gidecektim. Daha sonra Selimiye' ye uğrayıp Edirne' nin en yüksek yerine, Şükrü Paşa Anıtı' na çıkacaktım. Sonra da eve doğru gelecektim. Plan buydu. 14 nisan sabahı erkenden kalktım ancak teknik aksaklıklardan dolayı ( kahvaltının gecikmesi vs.) evden saat 15 gibi (evet 15. yani öğlen 3!!!) çıkmak zorunda kaldım. Bu, benim için büyük bir dezavantajdı. Eğer hava kararırsa geziyi yarıda bırakmak zorunda kalırdım (-ki öyle oldu zaten)
Saat 15:50 - yola çıkış
Söylene söylene evden çıktım. Çok geç kalmıştım. Hızlı bir tempo ile önce şehir merkezine, oradan da karaağaç yoluna girdim. Hava çok güzeldi. Beni tek zorlayan şey insanlardı!(evet araç trafiği değil İNSANLAR!!!) Karaağaç semtine girdim. İlk molamı verdim.
Saat 16:14 alınan yol: 7.78km ort. hız: 19.3km/s
Saat 16:21 de tekrar yola çıktım ve Lozan Anıtı' na geldim.
Saat: 16:25 alınan yol: 8.51km ort. hız: 18.6km/s
Burada yaklaşık 20 tane fotoğraf çektim. Harika bir yer. Ancak kendimizi Türkiye' de hissedeceğiniz kesin. Anıtın tepesi ( yaklaşık 30m yükseklik ve insanları 10 metre irtifaya kadar görebilirsiniz) çoluk çocuk kaynıyordu.
Anıtın hemen yanında yer alan eski gar, yeni rektörlük binasını da ziyaret ettim ve Lozan Anıtı'ndan ayrıldım.
Ayrılma saati: 16:42
Bundan sonra tarihi Meriç Köprüsü'nde kısa bir mola verdim fakat yoğun araç ve tanıdık trafiğinden dolayı burada not defterime hiç birşey yazmadım. Daha sonra arka yoldan yıldırım semtine geldim ve Yıldırım Bayezit Külliyesi' ne gitmeyi planladım. Ancak külliyeye giden sapağı kaçırmam ve güneşin bulutların arkasına girip beni yanıltması sebebiyle (akılsız, havaya baksana güneş batmış mı:boese157: ) külliyeyi es geçtim.
Hiç vakit kaybetmeden tarihi Sarayiçi' ne gittim. Buralarda da hiç not almadım (aptallık diz boyu) Hiç mola vermedim Sarayiçi'nde. Çünkü arka lastiğim inik gibi duruyordu. Patlak olduğunu düşünerek hızlı bir şekilde sadece fotoğraf çekerek ortalıkta gezindim. Rekor denecek bir hızda yanımdaki abur cuburla karnımı doyurdum.
Artık geri dönüş yolu başlamıştı. Selimiye' ye uğrayarak şehir merkezine gittim. Daha sonra uzuuun bir yokuş ile Şükrü Paşa Anıtı' na çıktım. Burada not almak aklıma geldi
saat: 18:20 alınan yol: 21.28km
Artık gezim bitmişti. Arka lastiğimi kontrol ettiğimde bir değişikliğin olmadığını gördüm ve tekrar söylenmeye başladım. Ama olsun, tedbir alıp yaşamamak, tedbir almayıp yaşamaktan iyidir.
Normal sayılabilecek bir hızla eve dönüşe başladım. Bu arada insanlar sayesinde yaşadığım tehlikeler yüzünden kalp atışlarım 2 kat hızlanmıştı. (Yorgunluktan olduğunu sanmıyorum)
En sonunda eve geldim. Saat 18:40' ı gösteriyordu ve göstergede 25.30km yazıyordu. Ortalama hızım 15.1km/s. Bisiklet üstünde geçirdiğim süre 1 saat 40 dakika 12 saniye. Gezi süresi ise 2 saat 43 dakika 17 saniye.
Her ne kadar gidemediğim yerler olsa da uçtan uca Edirne turu yaptığımı düşünüyorum. Daha sonra güzergahımı da göndereceğim...
13 nisan gecesi kafama koydum bu geziyi. Edirne' yi bir ucundan diğer ucuna kadar tüm tarihi yerleriyle gezecektim. Hemen gerekli yerlere ulaştırdım bu bilgiyi ( anne, baba ) daha sonra hazırlıklara başladım. Önce (google earth sağolsun) gideceğim güzergahı kesinleştirdim. Evim zaten Edirne' nin ucunda olduğu için daha da şehir dışına çıkmama gerek yoktu. İlk önce şehir merkezine gidip oradan karaağaç yoluna girecektim. Lozan Anıtı' nı ziyaret edip daha sonra yıldırım dolaylarına doğru yola çıkacaktım. Orada bulunan Yıldırım Bayezit Külliyesi' ne uğrayıp ünlü kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi' ne gidecektim. Daha sonra Selimiye' ye uğrayıp Edirne' nin en yüksek yerine, Şükrü Paşa Anıtı' na çıkacaktım. Sonra da eve doğru gelecektim. Plan buydu. 14 nisan sabahı erkenden kalktım ancak teknik aksaklıklardan dolayı ( kahvaltının gecikmesi vs.) evden saat 15 gibi (evet 15. yani öğlen 3!!!) çıkmak zorunda kaldım. Bu, benim için büyük bir dezavantajdı. Eğer hava kararırsa geziyi yarıda bırakmak zorunda kalırdım (-ki öyle oldu zaten)
Saat 15:50 - yola çıkış
Söylene söylene evden çıktım. Çok geç kalmıştım. Hızlı bir tempo ile önce şehir merkezine, oradan da karaağaç yoluna girdim. Hava çok güzeldi. Beni tek zorlayan şey insanlardı!(evet araç trafiği değil İNSANLAR!!!) Karaağaç semtine girdim. İlk molamı verdim.
Saat 16:14 alınan yol: 7.78km ort. hız: 19.3km/s
Saat 16:21 de tekrar yola çıktım ve Lozan Anıtı' na geldim.
Saat: 16:25 alınan yol: 8.51km ort. hız: 18.6km/s
Burada yaklaşık 20 tane fotoğraf çektim. Harika bir yer. Ancak kendimizi Türkiye' de hissedeceğiniz kesin. Anıtın tepesi ( yaklaşık 30m yükseklik ve insanları 10 metre irtifaya kadar görebilirsiniz) çoluk çocuk kaynıyordu.
Anıtın hemen yanında yer alan eski gar, yeni rektörlük binasını da ziyaret ettim ve Lozan Anıtı'ndan ayrıldım.
Ayrılma saati: 16:42
Bundan sonra tarihi Meriç Köprüsü'nde kısa bir mola verdim fakat yoğun araç ve tanıdık trafiğinden dolayı burada not defterime hiç birşey yazmadım. Daha sonra arka yoldan yıldırım semtine geldim ve Yıldırım Bayezit Külliyesi' ne gitmeyi planladım. Ancak külliyeye giden sapağı kaçırmam ve güneşin bulutların arkasına girip beni yanıltması sebebiyle (akılsız, havaya baksana güneş batmış mı:boese157: ) külliyeyi es geçtim.
Hiç vakit kaybetmeden tarihi Sarayiçi' ne gittim. Buralarda da hiç not almadım (aptallık diz boyu) Hiç mola vermedim Sarayiçi'nde. Çünkü arka lastiğim inik gibi duruyordu. Patlak olduğunu düşünerek hızlı bir şekilde sadece fotoğraf çekerek ortalıkta gezindim. Rekor denecek bir hızda yanımdaki abur cuburla karnımı doyurdum.
Artık geri dönüş yolu başlamıştı. Selimiye' ye uğrayarak şehir merkezine gittim. Daha sonra uzuuun bir yokuş ile Şükrü Paşa Anıtı' na çıktım. Burada not almak aklıma geldi
saat: 18:20 alınan yol: 21.28km
Artık gezim bitmişti. Arka lastiğimi kontrol ettiğimde bir değişikliğin olmadığını gördüm ve tekrar söylenmeye başladım. Ama olsun, tedbir alıp yaşamamak, tedbir almayıp yaşamaktan iyidir.
Normal sayılabilecek bir hızla eve dönüşe başladım. Bu arada insanlar sayesinde yaşadığım tehlikeler yüzünden kalp atışlarım 2 kat hızlanmıştı. (Yorgunluktan olduğunu sanmıyorum)
En sonunda eve geldim. Saat 18:40' ı gösteriyordu ve göstergede 25.30km yazıyordu. Ortalama hızım 15.1km/s. Bisiklet üstünde geçirdiğim süre 1 saat 40 dakika 12 saniye. Gezi süresi ise 2 saat 43 dakika 17 saniye.
Her ne kadar gidemediğim yerler olsa da uçtan uca Edirne turu yaptığımı düşünüyorum. Daha sonra güzergahımı da göndereceğim...