Tuz kullanımında yapılan yanlışlıklar!

İnsan vücudunun tuza olan ihtiyacından başlayalım.İnsan vücudunun günde ortalama tuz ihtiyacı 3 ila 7 gramdır.Bu tuzu muhakkak almamız gerekir gerek mineral gerekse iyot olarak vücudun bunlara ihtiyacı vardır.Peki ama hangi tuzu kullanmalıyız! Marketlerde satılan işlem görmüş tuzların sofraya gelene kadar ki öyküsünden bahsedelim.Tuz saf olarak denizden çeşitli yöntemler vasıtasıyla elde edilir.Buradan sonra çok yüksek dereceli fırınlarda kurutulur.Eee nevar ki bunda demeyin.300 derece gibi ciddi rakamlar altında tuzun yapısı bozulur.Normalde tuzun içerisinde 84 element,mineral bulunur.Aynı şekilde insan vücudu da 84 element,mineral ve sudan oluşur.Yapılan işlemin amacı raf ömrünü uzatmak ve beklemeden ötürü olası nemden korunmaktır.Yapılan işlem sayesinde tuzun içerisindeki 84 mineralin yapısı bozulur ve işlevini kaybeder.Geriye sadece sodyum klorür(NaCI) kalmıştır.Bir de adına tuz dedikleri bu zehirin içerisine flor koyarlar ki eyvah eyvah.Flor ile beraber vücudun irade gücü azalır.Bu tuz(zehir) insan vücuduna girdiğinde vücut savaş açar.Vücudun savaş açması sonucunda ödem,uzun vadede böbrek rahatsızlıkları,düşünme yetisinde yavaşlık,görme bozuklukları ve daha nicesi meydana gelir.Size tavsiyem adına tuz dedikleri ki tuz ile alakası kalmamış bu ürünü kati suretle kullanmamanızdır.

Peki hangi tuzu kullanmalısınız.Bulabilirseniz himalaya tuzu kullanın. Saf ve en kalitelisi hafif pembemsi olur.Doğada kömür gibi madenlerden taş katılığında parçalar halinde çıkar.Bu tuzu bulması ülkemizde oldukça zordur.Biraz da pahalıdır.Fakat ben çankırıdan çıkan iri taneli tuzlardan tüketiyorum.Kendi değirmenimde öğütüyorum.Bu çankırı tuzunu piyasada 5-15 tl arasında bulabilirsiniz.Doğal olan bütün mineraller içerisinde mevcuttur.

Son olarak doğal tuzun kullanımıyla alakalı bir püf nokta vereceğim.Tuzunuzu yemeklerin pişmesine yakın bir zamanda yemeğinize koyun ve ASLA metal kaşık kullanmayın.Metal tuzun pozitif etkisini nötrler.Birde güçten düştüğünüz vakitlerde.Halsiz ve yorgun olduğunuz zamanlarda bir cam kavanozun içerisinde bahsettiğim tuzdan bir miktar koyun(Örn:100 ml kavanoza bir avuç iri taneli tuz) Üzerine su doldurun ve bir gün bekleyin.Tuz su içerisinde %26 oranında çözünür ve sonra çözünme olayı durur.Ondan sonra her sabah tahta kaşıkla su bardağına 2 çay kaşığı hazırladığınız bu çözeltiden koyun ve üzerine su ekleyin,için.Farkı göreceksiniz.Kavanozunuzda su eksildikçe ekleyebilirsiniz.

Benim kullandığım tuza örnek(Site ile hiçbir alakam yoktur.Tamamen arama motoru sayesinde bulduğum fotoğraftır.)
http://imgim.com/himalaya-kaya.jpg

Birde benim kullandığım tuz lambası var.Onun da birkaç maddede önemini ve faydalarını anlatmak istiyorum.Tuz lambası yukarıda bahsi geçen kristal şeklinde 3-4 kg'lık kaya şeklindedir.Bu kayanın içi oyulur.Ve bir düzenek yardımıyla içine lamba koyulur.Fişe takarsınız ve içerisindeki lamba yanar.Yanan lamba tuzu ısıtır ve tuzun içerisindeki insan sağlığına faydalı eksi iyonları aktif hale getirir.Bu eksi iyonlar havayı temizler ve bulunduğu ortamdaki radyasyon yayan cihazların etkisini sönümler.Ben bizzat masamda kullanırken masamın normalden daha fazla tozlandığını gördüm.Astım ve nefes rahatsızlıkları bulunan arkadaşlara da iyi gelecektir.Biz temin ettiğimiz 4 kg lık tuzlardan kendimiz yaptık tuz lambamızı ve evimizde her odada mevcut.Gözle görülür bir şekilde havayı değiştiriyor.Özellikle tasvip etmiyorum ama sigara kullanan babam odasında tuz lambası sayesinde daha rahat nefes aldığını söylüyor.Piyasada da çokca mevcut ama biz kendimiz yapmayı tercih ettik. Daha ekonomik oluyor. Kendimiz için yaptığımız tuz lambamızın fotoğrafları;

Lambanın açık hali;
http://imgim.com/5386incim398039.jpg

Bu düzeneği;
http://imgim.com/2286incie8557585.jpg

Altını delip lambaya oturttuk;
http://imgim.com/4237incio4291678.jpg

Bu da kapalı hali;
http://imgim.com/7027incih9039637.jpg

Tuzun altındaki standı marangozlarda yaptırabilirsiniz.Elektrik tesisatı hazır vaziyette elektrikçilerde bulunuyor.Yani işin özeti tamamen öz irademle eğer yanlış yapan abilerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz var ise tuz konusunun ciddiyetine dikkat çekmek istedim.Bu yazı hiçbir kazancım olmadan ve ticari kaygı gütmeden Sevgili Bisikletseverlare faydalı olmak amacıyla yazılmıştır.Sağlıklı günler.

Teşekkürler Mustafa Bey böyle aydınlatıcı yazılar yazdığınız için:alkis:

Rica ederim sadece bildiklerimi anlattım.Birilerine yardımcı olduysam ne mutlu bana

Yemeğe tuz attıktan sonra metal kaşıkla karıştırılmayacağını şimdi öğrendim Teşekkürler

@Mert Evbaşı

Rica ederim.Evet bende şaşırmıştım bunu öğrenince ama sağlık için hasta olmadan önce de tedbirler almalıyız..

Kaya tuzu, deniz tuzu, iyotlu tuz gibi şeyler satılıyor.
Yemekler için hangisini almalıyız?

Attila Bey benim yemenizi tavsiye etmediğim tuz ısıl işlem görmüş, mineral değerini kaybetmiş tuzlardır.Örneğin deniz tuzu da içinde barındırdığı iyot sayesinde sağlığa çok faydalıdır. Ama ham deniz tuzu tüketmelisiniz.Denizden çıkarıldıktan sonra raf ömrü için işlem yapılmamış olması gerekiyor.Çünkü çok yüksek derecelerde kurutuyorlar ve bir anlamı kalmıyor. O artık vücudunuzun ihtiyacı değil düşmanı oluyor.Kaya tuzuna gelirsek kristal yapıda olanlarından alın ve kendiniz öğütün.Çok daha sağlıklı olacaktır.Öğüttükten sonra göreceksiniz tuzunuz hafif nemli, ondan sonra oda sıcaklığında bir bezin üzerinde biraz bekletebilirsiniz.Ama marketlerde satışa sunulan İyotlu Tuz ibaresi olan tuzlar sizin sağlığınıza zararlıdır.Konuyla ilgili birçok dökümanı,videoyu internet ortamında daha detaylı bir şekilde bulabilirsiniz.Ben araştırmalarım sonucunda bilgileri şöyle bir toparlyayım dedim.Başka kafanıza takılan bir husus varsa cevaplayabilirim.

Mustafa arkadaşımın iyi niyetinden ve heyecanından şüphem yok. Ancak yazılanları lütfen ciddiye almayınız! Sağlık konusunda yazmış oldukları hurafe boyutunda. İşin, bir de ticari boyutu var ki, hukuksal sorunlarla uğraşması gerekebilir!

fikir güzel ama tuz lambası dekordan öteye geçmeyecektir

@Atalay Mete

Atalay Bey yazmış olduğunuz yorumunuzu ve tutumunuzu sebepleriyle beraber yazarsanız bizleri daha da aydınlatırsınız.Hurafe demişsiniz peki ne sebeple hurafe onu söylememişsiniz.Ayrıca yazımın başında sizin tutumunuzda insanlar çıkabileceği tahmin ettiğim için tamamen kendi araştırmalarım sonucunda edindiğim bilgileri değerli forum üyelerine de aktarmak istediğim için açtığım bir konudur.Böylesine sağlık ile ilgili bir konuyu sabote etmek teki niyetinizi çözebilmiş değilim.Ayrıca tekrar tekrar altını çizerek belirttiğim gibi hiçbir ticari kaygım bulunmamaktadır.Değerli forum üyeleri de ufak gir göz gezdirirlerse pazarlama veya satışla alakalı hiçbir ibare göremezler.Tamamen bilimsel dayanakları olan bir konuyu elinizin altında bulunan klavye ile sadece bir kaç tuş vasıtasıyla öğrenebilirsiniz.Ayrıca belirtmek isterim ki benim yazdıklarımı daha önceden belki de onlarca insan gazete ve televizyon mecralarında defalarca dile getirdiler.Yaşınız gereği hürmet ederim aynı şekilde kimseye karşı terbiyesizliğim olsun da istemem.Ama siz de elinizi vicdanınıza koyarak kendi içinizde bir muhasebe yapın.Saygılarımla..

@ihsangencer

İhsan Bey sizin takdiriniz saygı duyarım.Ama ben ve birçok insan faydalarına inanıyorum.Konuyu hiçbir kimseyi ikna etmek amacı ile açmadığımı da tekrar tekrar belirtmek isterim.

@ihsangencer

İhsan Bey sizin takdiriniz saygı duyarım.Ama ben ve birçok insan faydalarına inanıyorum.Konuyu hiçbir kimseyi ikna etmek amacı ile açmadığımı da tekrar tekrar belirtmek isterim.Saygılarımla..

Mustafa arkadaşım, söyleyeceklerim daha çok bu başlığı okyacak diğer arkadaşlarım için, sağlıkçıyım, akademisyenim; İlgili konuda yeterince bilgi sahibiyim.
- Sofra tuzunun elde ediliş yöntemleri için yazdıkların hem yanlış hem de çok eksik. Deniz, kaya ve tuzla denilen tatlı! su kaynaklarından tuz ve ürünlerinin elde ediliş ve hazırlanışları farklıdır. Saf halleri, sofra tuzu olarak kullanılamayacak kadar sağlığa zararlı olacağı için işlem görür.
- Sofra tuzunun kullanımı konusunda söylediklerin (metal kaşık, vs) tamamen asılsız. Radyasyon konusu ise tehlikeli boyutta yanlış! Mevcut, fizik ve kimya bilimlerinde karşılığı yok.
- Sofra tuzunun diğer mineral ve bu minerallerden beslenen mikroorganizmalardan arıtılması vs "lgili tüzük" gereği yapılır. İçine katıldığı besinlerin insan sağlığına zarar vermesi-vermemesi de gene yasayla belirlenmiş güvenceler ve denetim altındadır.
- Katışıklı sofra tuzu (iyot, vs) endemik rahatsızlıklarla ilgili olarak hazırlanmış ürünlerdir.
- Ticari değeri olan ve ticari olarak pazarlanmakta ürünleri karalayıcı söz ve yazılar ticari kurallarımıza göre suç kapsamındadır!
Bu konuyu burada kapatarak bisikletlerimize yönelmek hepimiz için daha sağlıklı olacaktır kanaatindeyim.

@Mustafa T. Erhan

böyle önemli konularda bilgi paylaşmadan önce lütfen yaptığınız araştırmaların kaynağını belirtin böylece kaynağın güvenilir olup olmadığını anlayalım ki türkçe bir kaynaksa %99 güvenilir değildir.

(link)

verdiğim linkte amerikan kalp birliği deniz tuzu ve onun işlenmiş hali arasındaki farkın aslında sağlığa hiçbir etkisi olmadığını çünkü her ikisininde aynı oranda sodyum içerdiğini belirtiyor. zaten tuz dediğimiz şeyde bu. işlenmiş veya işlenmemiş olması önemli değil. günde 1.5 miligram ile sınırlandırdığın tuzun içinde atıyorum protein olsa ne olur olmasa ne olur. bunlar tamamiyle pazarlama taktiğidir. yok organik tuz yok sağlıklı tuz. gibi saçma sapan şeylerle millet kandırılıyor. ayrıca tuzun erime noktası 801 santigrat derecedir yani 300 derece gibi komik sıcaklıklarda tuzun yapısı bozulmaz. arkadaşın dediği tuzda bulunan 84 element ise kahkaha atmama sebep oldu. sahi, periyodik tabloda kaç element vardı...

Atalay Bey sağlıkçılığınıza karşı bir sözüm yok.Ama benim de öğrendiğim bilgiler yine sağlıkçı ve akademisyenler tarafından teyit edilmiş bilgiler. Fakat yine alanında uzman ve profesör olan kişiler de tüm basın yayın organlarında tuz konusu hakkında demeçler veriyorlar.Sayıları da azımsanamayacak ölçüde.Bu konu hakkında doğru ya da kısmen doğru olmayan şeyler öğrenmiş de olabilirim. Size bir sorum olacak yanlış anlamayın beni lütfen bilginizi birikiminizi sorgulamak değil niyetim bu benim haddime de değil ama Sy. Atalay Mete biz sağlıkçı olmayan bireyler kime inanmalıyız? Siz yaşınız gereği belli tecrübeler sahibi insansınız ama herkes farklı şeyler söylüyor. Kabul ediyorum Sizin de belirttiğiniz gibi hatalı söylemlerde bulunmuş olabilirim Fakat benim söylediklerimin daha da fazlasını yine Uzman kişiler söylüyorlar. Sizin açıklamalarınıza yanlış demiyorum ama Sağlık dünyası hep ikiye üçe beşe ayrılıyor.Bizi de anlayın..

Mesela bir demeç buldum Prof.Dr. Ahmet Aydın bir sitede yayınlanmış söylemleri mevcut üstelik yazının içerisinde 84 element ten de bahsetmiş Belki siz dalga geçiyorsunuz benimle ama akademeki ünvanı sizinle eşdeğer bir insan bunları söylüyor.Buyrun okuyun: (link)

Sevgili Mustafa, işte tam da burada kanun tüzük, yönetmelikler ve bunların bağlı oldukları referans sistemleri ve tabii ki uygulama-denetleme şekilleri devreye giriyor. Son yıllarda avrupa birliğine uyum uyum diye çabalayan onca yetkili, kurum, şahıs boşuna uğraşmıyorlar. Amaç, dünyanın her yerinde sağlıklı, şeffaf, denetlenebilir bir ortamda yaşam koşulları sağlamak.
Medyanın hem kendini, hem de ürünleri pazarlama konusundaki çabaları, akadem,k ünvanları olan zevatla da olsa daima şüpheyle karşılamanızı öneririm. Yumurtadan özür dileyen ya da bakliyat pazarlayan kişilere de akademik dilde "şarlatan" diyoruz.
Sağlıkçılar konusuna gelince, gene bilimin ve iletişimin gelişmesi sayesinde sağlık konusunda referanslar, "kılavuzlar" haline geldi, Yani, öyle üçe beşe bölünmüşlüğümüz yok, kılavuzlar ne diyorsa o. Böyle, çelişkiler olduğunu göstermeye çalışan tüketici kuruluşları var. Söz konusu sağlık kılavuzlarına uyum da, gerek sigorta gerekse diğer resmi zevat tarafından denetleniyor.

Yazdıklarınıza göre sizin de söylediklerinizi şüphe ile karşılamamız gerekir.Tamamen şeffaf bir ortam sağlanana dek.Galiba en sağlıklısını öğrenmek için sağlık alanında ilerlemem gerekecek..

aslında o kadar çok yanlış bilgi vermişsin ki şimdi hepsini tek tek düzeltme gereği duydum. flor dediğin şey bütün şebeke sularına katılır çünkü uzun vadede suyu kirlenmekten korur ancak kimyasal kirliliğe neden olur. metal kaşık tuzun pozitif etkisini mi nötrler. 3 yıllık fizik öğrencisiyim şu söylediğinin ne anlama geldiğini ve hangi amaçla söylemiş olduğunu anlayamıyorum. öncelikle şunu anlatayım her pozitif yazan şey olumlu anlamına gelmez. o tuz zaten senin sofrana gelene kadar kırk defa + veya - yükleniyor. nötr leşiyor. sen ona metal kaşıkla temas ettiğinde kaşığın negatif yüklü olduğunu nereden biliyorsun ki tuzu nötr lesin. hayır zaten tuzun + veya - yüklü olmasının ne gibi bir etkisi var onuda anlamış değilim. ayrıca nötr lemek demek atomun yörüngesinde boşluklarla elekrton sayısının eşit olması demek. o pozitif + işareti de protonları değil yörüngede ki boşlukları belirtir. yani + yük herzaman sabittir hareket eden elektronlar yani - lerdir. ki zaten gün içerisinde etrafında bulunan cisimlerle etkileşime girip 40 defa yük değiştiriyorsun.

"Bu eksi iyonlar havayı temizler ve bulunduğu ortamdaki radyasyon yayan cihazların etkisini sönümler" bak sen şu eksi iyonların yaptığına senin etrafında en çok radyasyon yayan şey dalga boyu en uzun ve en zararsız dalgalar olan radyo dalgalarını yayan radyodur. yoksa bu eksi iyonların nükleer radyasyonu sönümleyici(ne demekse artık) etkisi bulunmaz. radyasyon dediğin şey atomun çekirdeğindeki nötronların parçalanması sonucu ortaya çıkan alfa beta ve gama ışımalarıdır.