Tekerler Dönüyo!

Kuzey Ege

Forum Bağımlısı
Kayıt
30 Temmuz 2015
Mesaj
3.596
Tepki
10.276
Şehir
İstanbul
İsim
Murat Gökhan
Başlangıç
1980—81
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
Bir boşluktan faydalanıp hafta başında memleketim Balıkesir'e, annemin yanına gittim. Doğrusu Balıkesir'i özlemişim, güzel memleket.
Tabi böyle 3-4 günlük bir gezi olsa bile bisikletsiz olmazdı. Alt komşunun bir Bisan bisikleti var, rica ettim, 3-5 gün takılayım ben bununla dedim, al bin dedi.

Atladım, devlet hastanesinin yokuşundan saldım rampa aşağı, gidiyorum, kask yok, eldiven yok, bir ben bir de bisiklet. Pompa yok, iç lastik yok, yama yok, alyan falan hak getire, gidiyorum. Altımda kot...

Bir anda yolun sağında iki tane eleman gördüm, çok iyi hatırlıyorum, biri terlikliydi. Terlikli olan mı, yoksa diğeri mi, tam hatırlamıyorum, "TEKERLER DÖNÜYO" şeklinde laf attı. Laf atanlara, değişik bakışlara İstanbul'da bir şekilde alıştık da, bu tekerlerin dönmesi meselesi tarihin derinliklerine gömülmüş bir motto idi, anlık yaşadığım flashbackler, gözümün önünden geçen film şeritleri falan, durup iki laf söyleyecektim, üşendim devam ettim.
Bir an, bu sivrizekalı arkadaşın yeni bir şeyler üretmekten yoksun, klişelere ve bildiklerinden uzaklaşmamaya yatkın olan statükocu espri anlayışı falan derken,
Bir de baktım ki tekerler harbiden de dönüyordu lan. Adam yalan söylemiyordu ki?

Evet tekerler dönüyordu, bazen hızlı, bazen yavaş, bazen kendiliğinden, bazen de zorlamayla. Ama bisikletin üzerindeyken öyle ya da böyle bir şekilde dönüyordu. Adam belki de bana evrendeki bir kozmik anaforu, ya da atom çekirdeğindeki elektronların dönüşünü, evrenin kusursuz bir döngü içerisinde olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Belki de gezegenlerden bahsetmeye çalıştı, hepsi dönüyordu aslında, hepimiz, evrendeki her şey gibi. Suyun yeryüzünden atmosfere olan geri dönüşümüydü belki de anlatmak istediği.

Sonra çektim bir çay ocağına, bir açık çay söyledim, düşündüm, hep bir döngünün üzerindeyiz. Döngünün dışında olduğumuzda yalpalar düşeriz ki, hayat öyle bir şey ki, döngünün birinden çıksan, bir diğerinin yörüngesine giriyorsun. Hep bir döngüdesin. Duramıyorsun, durduğun anda tozu dumanı yutuyorsun, döngüde hızlı koşmak için donanımlara ihtiyacın oluyor, maddi manevi, bunları edinemediğinde veya elinde olanları kaybettiğinde döngüde uzak yörüngelere fırlatıyor hayat seni, orada merkezden çoook uzaklarda, çok düşük çekim gücüyle dönmek, dönmeye çalışmak zorunda kalıyorsun. Sıfır noktasına yaklaşmak için çok çabalıyorsun ki eksilerde kalmayasın.

Harbiden de tekerler dönüyordu, iyi ki de dönüyordu. Deviniminiz, döngünüz bitmesin, ivmeniz düşmesin, momentsiz kalmayın sevgili bisiklet dostları.

Not: Ulen terlikli veya terliksiz, sana da eyvallah, ama olur da bir gün okursun falan buraları, sen yine de geliştir kendini, farklı inovatif bişeyler bul. Kreatif ol. Sıkıldık la.
 
Scudo