BerkEvren
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 21 Şubat 2016
- Mesaj
- 3.300
- Tepki
- 13.190
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Berk Evren
- Başlangıç
- 1983—84
- Bisiklet
- Diğer
Uzun zamandır istediğim ve sabırla beklediğim Soulrider bisikletime kavuştum.
Bu seçimde öncelikle "kişiye özel" üretilmesi ve Soulrider bisikletlerin kadrolarındaki harika denge çok etkili oldu. (Bu ikisinden daha sonra detaylı bahsedeceğim)
Sipariş ve üretim sürecini anlatmadan önce en çok sorulan soruların cevabını şöyle bırakayım;
Maliyet: (link) & (link)
Soulrider yani Yasin Bingöl tek kişi çalışıyor. Bu sebeple önce bir sıra alıyorsunuz. (Bu sizin kadro numaranız oluyor aynı zamanda) Sıranız yoğunluğa göre 3-4 ay gibi bir sürede geliyor. Ben o kadar bekleyemem diyorsanız (link) gibi hazır seçeneklere yönelebilirsiniz. İletişim ve randevu için mail atmanızı tavsiye ediyorum. Gün içinde pek telefonu görmüyor Yasin
İlk iş görüşmek için randevu alıp, yanınıza çelik kadro alacak bir kurban daha seçip dükkana gidiyorsunuz. Benim kurbanım @soulless oldu
Nasıl bir bisiklet istediğiniz, ne amaçla süreceğiniz, yeni bisikletinizden beklentilerinizle ilgili detaylı bir görüşme yapıyorsunuz burda. Beklentilerinizi öğrenmesi işin "kişiye özel" kısmı açısından oldukça mühim.
Bu görüşme faslı sonrasında bisikletin tasarlanması için bir bike fit seansı ile ölçüleriniz alınıyor.
Benim fit işlemime 14.000 km sürüş yaptığım ve ergonomik hiçbir şikayetim olmayan scott kadromu baz alarak başladık. Sonrasında bisikletten beklentilerimi ve isteklerimi söylediğimde ölçüler, açılar oldukça değişti tabiki.
Bike fit işlemi sonrası bisikletinizin geometrisi ile ilgili bir mail alıyorsunuz. Kadronuz, ölçüleri ve açıları konusunda anlaştığınız takdirde artık geriye boya ve tasarıma son kararı vermek kalıyor.
Renk seçmek gerçekten işin en zor kısmı olabilir. Çünkü konu renk olunca sonsuzluğa açılan bir kapıdan içeri giriyorsunuz resmen. Renk kartelaları, gördüğünüz başka bisikletler vs derken aklınız allak bullak oluyor.
Ben renk olarak kırık bir beyaza karar veriyorum. Ama sadece kırık beyaz için bile 100'lerce seçenek var. Esas isteğim ise Jimi Hendrix'in efsane gitarına yakın bir ton olması.
Yasin'in sipariş vermeye gelenlere bir önerisi var bu renk konusunda. Doğaya bakmanızı istiyor. Uyumlu renkleri aramaktansa, kuşları örnek almanın nasıl güzel sonuçları olduğunu gösteriyor. Yaptığı bir çok bisiklet de doğadaki bir kuşun renk kombinasyonlarını içeriyor. Bende Hendrix'in gitarı üzerine "Purple Haze" göndermesi olması için Royal Plum seçiyorum logolar ve maşa için. Ama doğru ton için bir kuşa danışmayı da ihmal etmiyorum;
Tasarım ve fit gibi işlemlerden sonra sizin sıranızın gelmesi için beklemek kalıyor geriye. En zor kısım bu. Her gün instagram hikayelerinden kadronuzu kolluyor, bir yandan diğer ekipmanlarınızı hazırlıyorsunuz. Ve bir gün Soulrider atölyesinden kadronuzla ilgili hikayeler geliyor;
Boya öncesi son bakış;
Ve boyama başlıyor;
Ve tüm bu uzaktan izleme süreci sonunda kadromu alıp yıllardır servis hizmeti aldığım Bike and Outdoor mağazasına gidiyorum. Uzun ve sabırlı bir mesai harcayıp kadroyu topluyoruz ve Mayıs ayında başlayan süreç Eylül ayında gerçeğe dönüşmüş oluyor.
Şimdi bisikletin bitmiş haline geçelim;
Bu bisiklette kadro değişimini ve çeliğe geçişi kıyaslamam açısından en önemli etken, eski Power comp selem, Scirocco C17 jantlarım, Deda Superzero gidonum ve 8000km patlaksız hizmet veren Durano Plus lastikleri kullanmam. Bu sayede aradaki farkı, değişimi en doğru şekilde hissetmem mümkün.
Soulrider üzerinde set olarak 105 R7000 tercih ettim. Eski bisikletimde 50-34 aynakol, 11-32 ruble varken, Soulrider'da oranları 52-36 ve 11-30 şeklinde değiştirdim.
(1750 gr jantlar ve 380'er gramlık lastiklerle pedallı şekilde 9,3 kg ölçtük bisikleti. Eski scott speedster kadro maşa ağırlığı 400gr'a yakın daha fazlaydı)
Bu arada bu bisikletle birlikte yol pedallarına da geçiş yaptım.
Kadroda Columbus firmasının Life serisi boruları kullandık. Bunlar standart columbus çeliğe göre 300-400 gr daha hafif bir kadro yapılmasını sağlıyor.
Sele kelepçesi yerine direkt kadrodan bağlantılı bu tasarımı tercih ettim. Zaten bisiklette olmasını istediğim klasik görüntü için bu detay olmazsa olmazdı benim açımdan.
Ve işin en önemli kısmına geleyim. Bu bisiklette beklentilerim ve bulduklarım;
Yasin'le ilk görüşmemizde ondan daha dik bir seat stay, daha kısa bir chain stay ve teker açıklığı istediğimi belirtmiştim. Yaptığımız fit işlemi sonucu gidonum 1,5 cm ileri, 3 cm aşağı inecekti. Diğer geometri unsurlarıyla birleşince çok daha atik bir kadro olacağının sinyallerini veriyordu.
Sonuç olarak üzerime dikilmiş bir takım elbise gibi cuk oturan bir bisikletin rahatlığını anlatmam gerçekten çok zor. Herkesin böyle özel bir kadroya binmesini dilerim.
Geometri ve denge konusunda sürmeye başladığım anda farkı hissettim desem abartmış olmam. Bisiklet haydi daha hızlı sür, daha fazla sür diyor adeta. Tepki süresi, kıvraklığı, viraj kabiliyeti çok çok iyi.
Çeliğin hissiyatına gelirsek, ilk gün eve dönüp eski bisikletime bakınca kendimi kandırılmış hissettim adeta. Yoldaki titreşimi bu denli alan bir malzemeden niye mahrum kalmışız diyor insan. Bisiklet yoldayken lastiklerden gelen ses dışında en ufak gürültü, gereksiz titreşim yok. Gerçekten sürüş keyfi bambaşka diyebilirim.
Şimdi neden #steelisreal dediklerini çok daha net anlamış oldum. Ama esas önemli nokta "kişiye özel"olması. İsteklerinize göre şekillenmiş bir kadro gerçekten büyük keyif.
Uzunca yazdım ama kesin unuttuklarım oldu. Çekinmeden sorabilirsiniz. Ek olarak herkese çok daha iyilerini diliyorum
Son bir fotoğraf atayım şuraya;
Soulrider 19094 / Purple Haze
Bu seçimde öncelikle "kişiye özel" üretilmesi ve Soulrider bisikletlerin kadrolarındaki harika denge çok etkili oldu. (Bu ikisinden daha sonra detaylı bahsedeceğim)
Sipariş ve üretim sürecini anlatmadan önce en çok sorulan soruların cevabını şöyle bırakayım;
Maliyet: (link) & (link)
Soulrider yani Yasin Bingöl tek kişi çalışıyor. Bu sebeple önce bir sıra alıyorsunuz. (Bu sizin kadro numaranız oluyor aynı zamanda) Sıranız yoğunluğa göre 3-4 ay gibi bir sürede geliyor. Ben o kadar bekleyemem diyorsanız (link) gibi hazır seçeneklere yönelebilirsiniz. İletişim ve randevu için mail atmanızı tavsiye ediyorum. Gün içinde pek telefonu görmüyor Yasin
İlk iş görüşmek için randevu alıp, yanınıza çelik kadro alacak bir kurban daha seçip dükkana gidiyorsunuz. Benim kurbanım @soulless oldu
Nasıl bir bisiklet istediğiniz, ne amaçla süreceğiniz, yeni bisikletinizden beklentilerinizle ilgili detaylı bir görüşme yapıyorsunuz burda. Beklentilerinizi öğrenmesi işin "kişiye özel" kısmı açısından oldukça mühim.
Bu görüşme faslı sonrasında bisikletin tasarlanması için bir bike fit seansı ile ölçüleriniz alınıyor.
Benim fit işlemime 14.000 km sürüş yaptığım ve ergonomik hiçbir şikayetim olmayan scott kadromu baz alarak başladık. Sonrasında bisikletten beklentilerimi ve isteklerimi söylediğimde ölçüler, açılar oldukça değişti tabiki.
Bike fit işlemi sonrası bisikletinizin geometrisi ile ilgili bir mail alıyorsunuz. Kadronuz, ölçüleri ve açıları konusunda anlaştığınız takdirde artık geriye boya ve tasarıma son kararı vermek kalıyor.
Renk seçmek gerçekten işin en zor kısmı olabilir. Çünkü konu renk olunca sonsuzluğa açılan bir kapıdan içeri giriyorsunuz resmen. Renk kartelaları, gördüğünüz başka bisikletler vs derken aklınız allak bullak oluyor.
Ben renk olarak kırık bir beyaza karar veriyorum. Ama sadece kırık beyaz için bile 100'lerce seçenek var. Esas isteğim ise Jimi Hendrix'in efsane gitarına yakın bir ton olması.
Yasin'in sipariş vermeye gelenlere bir önerisi var bu renk konusunda. Doğaya bakmanızı istiyor. Uyumlu renkleri aramaktansa, kuşları örnek almanın nasıl güzel sonuçları olduğunu gösteriyor. Yaptığı bir çok bisiklet de doğadaki bir kuşun renk kombinasyonlarını içeriyor. Bende Hendrix'in gitarı üzerine "Purple Haze" göndermesi olması için Royal Plum seçiyorum logolar ve maşa için. Ama doğru ton için bir kuşa danışmayı da ihmal etmiyorum;
Tasarım ve fit gibi işlemlerden sonra sizin sıranızın gelmesi için beklemek kalıyor geriye. En zor kısım bu. Her gün instagram hikayelerinden kadronuzu kolluyor, bir yandan diğer ekipmanlarınızı hazırlıyorsunuz. Ve bir gün Soulrider atölyesinden kadronuzla ilgili hikayeler geliyor;
Boya öncesi son bakış;
Ve boyama başlıyor;
Ve tüm bu uzaktan izleme süreci sonunda kadromu alıp yıllardır servis hizmeti aldığım Bike and Outdoor mağazasına gidiyorum. Uzun ve sabırlı bir mesai harcayıp kadroyu topluyoruz ve Mayıs ayında başlayan süreç Eylül ayında gerçeğe dönüşmüş oluyor.
Şimdi bisikletin bitmiş haline geçelim;
Bu bisiklette kadro değişimini ve çeliğe geçişi kıyaslamam açısından en önemli etken, eski Power comp selem, Scirocco C17 jantlarım, Deda Superzero gidonum ve 8000km patlaksız hizmet veren Durano Plus lastikleri kullanmam. Bu sayede aradaki farkı, değişimi en doğru şekilde hissetmem mümkün.
Soulrider üzerinde set olarak 105 R7000 tercih ettim. Eski bisikletimde 50-34 aynakol, 11-32 ruble varken, Soulrider'da oranları 52-36 ve 11-30 şeklinde değiştirdim.
(1750 gr jantlar ve 380'er gramlık lastiklerle pedallı şekilde 9,3 kg ölçtük bisikleti. Eski scott speedster kadro maşa ağırlığı 400gr'a yakın daha fazlaydı)
Bu arada bu bisikletle birlikte yol pedallarına da geçiş yaptım.
Kadroda Columbus firmasının Life serisi boruları kullandık. Bunlar standart columbus çeliğe göre 300-400 gr daha hafif bir kadro yapılmasını sağlıyor.
Sele kelepçesi yerine direkt kadrodan bağlantılı bu tasarımı tercih ettim. Zaten bisiklette olmasını istediğim klasik görüntü için bu detay olmazsa olmazdı benim açımdan.
Ve işin en önemli kısmına geleyim. Bu bisiklette beklentilerim ve bulduklarım;
Yasin'le ilk görüşmemizde ondan daha dik bir seat stay, daha kısa bir chain stay ve teker açıklığı istediğimi belirtmiştim. Yaptığımız fit işlemi sonucu gidonum 1,5 cm ileri, 3 cm aşağı inecekti. Diğer geometri unsurlarıyla birleşince çok daha atik bir kadro olacağının sinyallerini veriyordu.
Sonuç olarak üzerime dikilmiş bir takım elbise gibi cuk oturan bir bisikletin rahatlığını anlatmam gerçekten çok zor. Herkesin böyle özel bir kadroya binmesini dilerim.
Geometri ve denge konusunda sürmeye başladığım anda farkı hissettim desem abartmış olmam. Bisiklet haydi daha hızlı sür, daha fazla sür diyor adeta. Tepki süresi, kıvraklığı, viraj kabiliyeti çok çok iyi.
Çeliğin hissiyatına gelirsek, ilk gün eve dönüp eski bisikletime bakınca kendimi kandırılmış hissettim adeta. Yoldaki titreşimi bu denli alan bir malzemeden niye mahrum kalmışız diyor insan. Bisiklet yoldayken lastiklerden gelen ses dışında en ufak gürültü, gereksiz titreşim yok. Gerçekten sürüş keyfi bambaşka diyebilirim.
Şimdi neden #steelisreal dediklerini çok daha net anlamış oldum. Ama esas önemli nokta "kişiye özel"olması. İsteklerinize göre şekillenmiş bir kadro gerçekten büyük keyif.
Uzunca yazdım ama kesin unuttuklarım oldu. Çekinmeden sorabilirsiniz. Ek olarak herkese çok daha iyilerini diliyorum
Son bir fotoğraf atayım şuraya;
Soulrider 19094 / Purple Haze