Allah rahmet eylesin veya kendi diliyle: God bless..
bu konunun burada açılmış olması bazı görüşlerimi sizlerle paylaşmama şans tanıdı.
sheldon brown un bağlı olduğu bir bisiklet mağazası var çoğu bisikletçinin kaynak olarak kullandığı sitesini şimdi onlar devam ettirecekmiş.
her görüşüne katılmak mümkün değildi rahmetlinin..yaş olarak o kadar da uzak değilim kendisine... ama örneğin DH bisiklet sporunun aslında bisikletle ilgisi olmadığı görüşüne katılamıyorum. Bu konuda büyük bir tartışmaya da girmek istemiyorum.
insanlar geliştikçe bilimde daha ileriye gidecek ve ister istemez yaşamımızın her alanına girecektir.
Ancak bu bağlamda piyasaya çıkan her ürünün bizleri bir adım ileri götüreceği şüphe götürür. Ama önemli olan arz değildir. Yeni ürünlerin piyasa tarafından kabul görüp, görmemesidir. Bisikletle ilgili sunum yapan siteler sanayi çığırtkanlığı yapmayıp , "bağımsız"
(çok zor..biliyorum) tüketiciyi salak yerine koymadan ,bilgilendirme yapma sorumluluğu taşımaktadırlar. Bazılarının yaptığı gibi prospektüs ve web sitesi çevirmenliği uygun bir sorumluluk görüntüsü değildir.
Asimetrik jant tasarımını yeniden "keşfeden" DT Swiss in ürünlerini veya fuar sayfalarını yeni jant teli tasarımlarıyla süsleyen (Crank Brothers) "yenilikleri" tanıtırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle arka jantlarda yıllar öncesinden kullanılan asimetrik jant tasarımını DT Swiss in yeniliği gibiymiş gibi sunmak veya Crank Brothers in değişik olma uğruna yapılan uğraşılarına destek vererek "bundan böyle tüm jant/teller bu şekilde yapılacaktır" a benzeyen anlamlar yüklemek abesle iştigaldir.
Yıllar öncesi Seiko ilk dijital saatlerini piyasaya sunduğunda reklam içinde "one day all watches will be made this way" (İng.bilmeyenlere) "günün birinde tüm kol saatleri (bizim) saatimize benzeyecek" sloganıyla ortalığa çıkmıştı ve burnunun üzerine çakıldı. Ne oldu? Tüketici analog saatleri tercih etti.
Veya Daimler Benz in bundan 3 nesil öncesi "S" sınıfını devasa boyutlara taşıdığında, efendim işte insan boyu evrim içinde gittikçe büyüdüğü için ,arabalarda büyümek zorundaymış. Tüketici ve doğal kaynakların tükenme riski D.Benz i hizaya getirdi.
İki sene dayanabildi o model.. en ve boydan kısalana ve hafifleyene kadar. D.Benz bunu Maybach markasıyla aştı. Devasa boyutlarda araç isteyenlere bünyesinde bulundurduğu mefta Maybach markasını hortlattı.
Özetle, branşınızda dünya devi bile olsanız, piyasa sizi hizaya getirir.
Bu açıdan baktığımızda branşımız bisiklette çok fazla gerçek anlamda "yeniliğin"
sunulamadığını, dolaysıyla tüketicinin arkadaşlarında değindiği tüketim çılgınlıklarına kapılmamaları gerektiğini düşünüyorum.
Bir konuyu eklemek istiyorum..Cannondale firmasının bir zamanlar motosiklet te yaptığını ve yoğun Japon rekabetine karşı "made in the USA" tezini işleyerek ve yanılarak iflas ettiğini ve satıldığını çoğu kişi bilmez.O krizin girdabında az kalsın bisiklet bölümüde aynı akibete uğruyordu.
Bu konuda daha fazla detay arayanlar arama motorlarını çalıştırsınlar ltf.
Yani dahice mühendisler çalıştırıp "dahice" buluşlar yaptığınızı düşünseniz de zorla "biz sizlere bisikletin (motosikletin)nasıl yapılacağını gösteririz" iddialarıyla da biryere varılamadığı tezini Cannondale macerası bize göstermiştir.
Kanımca gelecek on yıl içinde sektördeki en önemli gelişme kompozit malzemelerin önlenemeyen yükselişi ve önümüzdeki yıllarda tüm rulmanların seramik dönüşümünden ibaret olacaktır.
Yani asıl yenilikler malzeme,malzeme kaplama ,(buna bağlı sürtünme katsayısını düşürmek) gibi alanlarda yaşanacaktır. Mekanik te ise,elektroniğin desteklediği bir değişiklik yaşanmadıkça , kayda değer bir gelişme olacağını sanmıyorum.Örneğin G Box 2 bile (ağırlık problemi)bisiklet şanzımanının çok yaygın kullanılmasına yol açmayacaktır.
Sonuç:Yenilikleri izleyelim ama yol açacakları sorunları ve cebimizden uçacak paralarında risk analizini yapmaya çalışalım.
Selamlar.