Borntobewild
Aktif Üye
- Kayıt
- 23 Nisan 2014
- Mesaj
- 129
- Tepki
- 659
- Şehir
- İzmir
- Bisiklet
- b'Twin
Bulunduğunuz şehri ne kadar tanıyorsunuz? Her gün önünden geçip gittiğiniz tarihi bir yapıyı kim inşa etmiş hiç merak etmiyor musunuz?
Genellikle unutulmaya yüz tutmuş böyle tarihi yapıları bende pek merak etmezdim, taki Elazığ'da şehrin ortasında kaderine terk edilen bir yapıyla karşılaşıncaya kadar. Dört tarafı binalarla çevrilmiş olan bu güzelim mimari, çevresinden duyarsızca geçen insanlara karşı hâla ayakta kalma mücadelesi vermeye çalışıyor gibiydi. Otopark olarak kullanılan bu yapı aynı zamanda salı günleri pazar yerleşkesi olarak da kullanıldığını duyunca biraz üzüldüm. Şehrin ortasında ki bu güzelim mimariyi niye kimse göremiyordu ? Yada görmek mi istemiyordu?
Kapısının önünde durdum ve düşündüm. Büyük ihtimalle bir zamanlar tanrısı ile baş başa olmaya çalışan dindar insanlara hizmet veren bir kiliseydi. Şimdi ise bakımsız bir otopark. Acaba içerisinde kimler ibadet etmişti? Kimlerin geride bıraktığı anıları kalmıştı bu mabette ?
Kafamda ki sorularla birlikte, üzerinde ince işçiliğin konuşturulduğu kemerli bahçe kapısından içeriye girerek gözlerimi bu yapıya diktim.
Çatı katı tamamen çökmüş olan bu yapının sadece dört duvarı ayakta kalmış. Ön kapısı ve camları teneke levhalarla kapatılmış, arka kapısına ise yığma duvar çekilmiş. Etrafı ise şu an arabadan geçilmiyor.
Öğrendiğim kadarıyla bu yapı Ermeni Protestan Kilisesiymiş. Ama resmi kayıtlarda burası Süryani Kilisesi olarak geçiyor.
Hatta Elazığ İl Kültür Varlıkları Envanter Listesinde şöyle bahsediliyor kiliseden:
“Elazığ Süryani Kilisesi: 19. yy. sonu yapılmış Süryani sanatını gösterir. Daha sonra un fabrikası olarak ta kullanılmıştır. Bugün restorasyonu beklemekte olan tescilli bir kültürel tarihi eserdir”
Uzun uğraşlar sonucu kilisenin en eski fotoğrafını bulduğumda da baya bir sevinmiştim.
Bir iş adamının burayı aslına uygun olarak restore ettirip, hastane olarak kullanıma açma fikrine kimse destek çıkmayınca kilise kaderine terk edilmiş.
Umarım tarihe, kültüre önem veren bir insanımız çıkarda, şu güzelim yapıyı restore ettirip yıkılmaktan kurtarır.
Gerçekten bu bizim çok çeşitliliğimiz, tarihimiz, kültürümüzdür. Başka bir dinin, milletin bir ibadet merkezi olduğundan yıkılmaya terk edilmiş ise bu bizim ayıbımızdır. Bu sadece bir örnek. Başka bir yerlere çekmeye çalışmıyorum. Sadece bu gibi güzel mimariye sahip her türlü tarihi eser korunma altına alınmalıdır. İster cami olsun isterse kilise. Yoksa ileride mumla arayacağımız bir tarihi kaybetmiş olacağız.
Genellikle unutulmaya yüz tutmuş böyle tarihi yapıları bende pek merak etmezdim, taki Elazığ'da şehrin ortasında kaderine terk edilen bir yapıyla karşılaşıncaya kadar. Dört tarafı binalarla çevrilmiş olan bu güzelim mimari, çevresinden duyarsızca geçen insanlara karşı hâla ayakta kalma mücadelesi vermeye çalışıyor gibiydi. Otopark olarak kullanılan bu yapı aynı zamanda salı günleri pazar yerleşkesi olarak da kullanıldığını duyunca biraz üzüldüm. Şehrin ortasında ki bu güzelim mimariyi niye kimse göremiyordu ? Yada görmek mi istemiyordu?
Kapısının önünde durdum ve düşündüm. Büyük ihtimalle bir zamanlar tanrısı ile baş başa olmaya çalışan dindar insanlara hizmet veren bir kiliseydi. Şimdi ise bakımsız bir otopark. Acaba içerisinde kimler ibadet etmişti? Kimlerin geride bıraktığı anıları kalmıştı bu mabette ?
Kafamda ki sorularla birlikte, üzerinde ince işçiliğin konuşturulduğu kemerli bahçe kapısından içeriye girerek gözlerimi bu yapıya diktim.
Çatı katı tamamen çökmüş olan bu yapının sadece dört duvarı ayakta kalmış. Ön kapısı ve camları teneke levhalarla kapatılmış, arka kapısına ise yığma duvar çekilmiş. Etrafı ise şu an arabadan geçilmiyor.
Öğrendiğim kadarıyla bu yapı Ermeni Protestan Kilisesiymiş. Ama resmi kayıtlarda burası Süryani Kilisesi olarak geçiyor.
Hatta Elazığ İl Kültür Varlıkları Envanter Listesinde şöyle bahsediliyor kiliseden:
“Elazığ Süryani Kilisesi: 19. yy. sonu yapılmış Süryani sanatını gösterir. Daha sonra un fabrikası olarak ta kullanılmıştır. Bugün restorasyonu beklemekte olan tescilli bir kültürel tarihi eserdir”
Uzun uğraşlar sonucu kilisenin en eski fotoğrafını bulduğumda da baya bir sevinmiştim.
Bir iş adamının burayı aslına uygun olarak restore ettirip, hastane olarak kullanıma açma fikrine kimse destek çıkmayınca kilise kaderine terk edilmiş.
Umarım tarihe, kültüre önem veren bir insanımız çıkarda, şu güzelim yapıyı restore ettirip yıkılmaktan kurtarır.
Gerçekten bu bizim çok çeşitliliğimiz, tarihimiz, kültürümüzdür. Başka bir dinin, milletin bir ibadet merkezi olduğundan yıkılmaya terk edilmiş ise bu bizim ayıbımızdır. Bu sadece bir örnek. Başka bir yerlere çekmeye çalışmıyorum. Sadece bu gibi güzel mimariye sahip her türlü tarihi eser korunma altına alınmalıdır. İster cami olsun isterse kilise. Yoksa ileride mumla arayacağımız bir tarihi kaybetmiş olacağız.


