Şehir Bisikletleri İle İlgili Merak Ettiklerim.

Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum. Bir bisiklet almaya karar verdim, bilgi edinmeye çalışırken bu forumla sık sık karşılaştım. Birsürü tecrübeli ve bilgili insan olduğunu farkettim. Bu yüzden de üye olup şehir bisikletleri ile ilgili bilgi sahibi insanlara kafamdaki soruları sormak istedim.

Öncelikle bisikletler ile ilgili hiç bilgi sahibi değilim. İlk kez bisiklet alıyorum. Bisikleti nasıl kullanmak istediğimi açıklayayım:

- Bisikleti İstanbul'da kullanacağım. Sabahları zevk için sahilde, arada bir arkadaşlarımla beraber adalarda, kısa mesafeli ulaşımda (markete gitmek gibi) ve nadiren okula gitmekte (Küçükyalı-Kadıköy) kullanacağım. Bunun için şehir bisikleti almam gerekir diye biliyorum.

Bütçem: 1400 TL kadar.

Daha önce söylediğim gibi, bisikletler hakkında hiç bilgim olmadığı için bisikletlere bakarken aralarındaki farkı anlayamıyorum. Benim kullanım amaçlarıma uygun olabileceğini tahmin ettiğim bisikletlerin listesini çıkardım. Ne düşünüyorsunuz bu modeller hakkında?

-Carraro Sportive 227 -Carraro 806 Elite HD
-Kron TX 500 HD -Ghost Cross 1100
-Ghost Cross 1300 -KTM Life Joy
-KTM Life One -Sedona 347
-Merida Crossway 15V -Merida Crossway 20V

Bisikletler ile ilgili merak ettiğim diğer şeyler:

1- Bisikletlerin lastikleri kullanılacakları yere göre değişiyormuş. Peki her lastik her bisiklete uyar mı? Örneğin bir dağ bisikletine şehir için olan bir lastiği takıp şehir içinde kullanmak mümkün müdür?

2- Her bisiklete çamurluk, bagaj, far gibi ekipmanlar takılabilir mi?

3- Amortisör ve süspansiyon nedir, ne işe yarar?

4- İstanbul trafiğinde bisikletle okula veya işe gitmek mümkün müdür? Gidenler var mı? Ne gibi sorunlarla karşılaşılabilir? İstanbul trafiğinde bisiklet kullanımı ile ilgili verebileceğiniz tavsiyler ve ipuçları var mı?

Okuyan ve cevap yazan herkese teşekkür ederim. İyi akşamlar.

Aslında şehir bisikleti ile yol bisikleti arasındaki fark burada devreye giriyor. Şehir, yahut tur bisikletlerinin özellikleri yüksek yük taşıma kabiliyetleri ve uzun mesafede nispeten konforlu olmalarıdır. Şehir içinde konfor muhtemelen aranacak, şehir dışında da yük aranacaktır. Şehir içinde çok fazla yük taşıyan olacağını sanmam.
Bir de yol bisikleti var. Konfor çok önemliyse direk üstünü çizin. "Yok, işimi görsün de dikenine katlanırım" derseniz bir sonraki kriter: Yük.
-Sahil gezisinde yük tamir aleti, yedek lastik gibi zımbırtılar ve sudur. Yiyecek falan derseniz elinizde küçük bir çanta olması yeter. Ama hiçbir yükü siz taşımayın. Taş gibi bisiklet varken niye rahatınızı bozasınız?
-Bakkal, market yolunda hiçbir zaman 10 kg'den fazla yükünüz olmayacağını düşünüyorum. Bir sele borusu bagajı bile yeter.
-Okul çantanıza ne koyduğunuz önemli. F. Dergisi Simetri seti gibi bir seti komple koymazsanız, ki toplam kalınlığı tahmini 40cm'dir, yol bisikleti okul çantası da taşır.

Demek istediğim, şehir bisikletine mahkum değilsiniz. Siz karar verin.
Diğer sorular:
1-Bu konu çok geniştir. Dağ bisikletine yol için yapılmış lastik rahatça takılır, ancak kalınlık janta uygun olmalıdır. Şehir bisikletinde de yine dağ lastiği kalınlık uyumu varsa takılabilir. Ancak nispeten ince lastiğe göre takıldığı için ve kadrosu daha zayıf olduğu için dağ bisikleti işlevi görmez. Görse dağ bisikleti olurdu. Şehir bisikletine jant uyarsa nispeten ince olan yol lastiği de takılabilir. Cyclocross denen yol bisikletine benzer bisiklette hem şehir, hem yol lastiği takılabilir, dağ lastiği belli bir kalınlığa kadar takılabilir. O bisiklet biraz özel bir durum. Yol bisikleti dar bir yelpaze sunar. Sadece yol lastiği olur. Varsa ince bir cyclocross veya tur lastiği belki olabilir.
Kullanım yerlerine göre dağ bisikleti lastik tipleri topraklı yoldan ağır dağ koşullarına kadar idealdir. Asfalt gibi koşullarda yorar, sıkar.
Tur/şehir lastikleri kaymak beton ile hafif bir arazi arasına göredir. Tur için olanlar uzun ömürlü, nispeten ağır, zor patlayan lastiklerdir. Şehirde pek farketmez.
Cyclocross'lar Asfalt, kaldırım taşı, topraklı yol, hafif arazi gibi koşulların hepsinde gitse de ideal durumu düz ama nispeten bozuk yollardır. Bu koşullarda hız için şehir/tur lastikleri fazla ağır ve şekil olarak uygunsuz, yol lastikleri zayıftır.
Yol lastikleri kaymak beton ve çok hafif topraklı yol aralığındadır. Tamamen zayıf olmasa da koşullar sertleştikçe hem performansı düşer, hem de bir noktada hasar almaya başlar. Beton ve asfaltta en yüksek performans ve hızı verir.

2-Bazılarında koşullar değişmekle birlikte ihtiyaç icraatin temelidir. Sizin ihtiyacınıza göre hepsi mümkündür.
3-Süspansiyon araçlardaki darbe emme ve dengeleme sistemlerinin tümüdür. Amortisör de sarsıntı emme amaçlı olan bir çeşit süspansiyon elemanıdır. Bunun dışında lastik basıncı gibi etkiler de sarsıntı ile alakalıdır. Dengeleme mevzuunda ise arabalardaki damperler gibi sistemler vardır. Damper sayesinde araba top gibi sekmez(bkz. amortisör sanılan yay). Dezavantajları ise performanstan feragat etmeleridir.
4-Ben de şahsen lise 3 öğrencisi olarak okula gitmenin mümkün olduğunu, ancak koşullara göre değişebileceğini söyleyebilirim. İşe, okula giden çok var. Ancak çanta yükü, kıyafet, yoğun veya aşırı akıcı trafik gibi durumlar engel oluyor.

İstanbul trafiği malum kitap konusu. Basitçe:
-D100 gibi yollarda sağdan, mümkünse yan yoldan gidilir, yoğun trafik durumlarında sollama yapılır, otobüsler ve minibüsler duraktayken katiyyen sağdan geçilmez.
-TEM'den ve aktarmalarından uzak durmak tavsiyemdir. Çoğunda bisiklet giremez yazar.
-Bağcılar gibi yerler bırakın bisikleti, bana göre hayattan bezdirebilir. Mümkünse uzak durmak gerekir.
-Haricinde ise mümkünse hız 30 olarak belirlenir, sokak aralarında 20 bile olabilir, anayol tabelasının(kare içinde sarı dolgu) bulunduğu caddelerde aksi belirtilmedikçe imkan dahilinde 45'e kadar çıkmak yasaldır. Gerekirse bir tam şeridi kapatmaktan çekinmeyin. Korna çalanların aküsü bitse umursamayın.
-Kask emniyet kemeri gibidir. Kazaya kadar faydası görülmez. Kimi "bu mu kurtaracak beni" der. Yani sen kafanı çarptığın anda ne olacağını Allah bilir. Kimini kask bile kurtarmaz, kimi kasksız bile ölmez. Kask ise bir tedbirdir, hiç yoktan iyidir.
-Sinirlerinize hakim olun. İstanbul trafiği her koşulda yüksek gerilim garantisi sağlar. Kimi zaman korna çalan bir araba, kimi zaman bisiklet yoluna mangal atan bir aile, kimi zaman D100 gibi bir beton cehennemi(Anadolu tarafı nispeten iyi) Alışana kadar psikopat olmamaya bakın. Hoşgörüyü deneyin. Yine de siz hız sınırına göre giderken korna çalan arabaya yol vermemek, hatta hız kesmek gibi eylemler zevkli olabilmektedir. Ancak bir o kadar da risklidir.

Uzun oldu, inşaallah kusuruma bakmazsınız. Selametle...

Çok güzel ve açıklayıcı yazmışsınız teşekkür ederim. Peki bir önceki iletimde yazdığım modellerden herhangi birini biliyor musunuz? Eğer biliyorsanız düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?