pedalterapi
Daimi Üye
- Kayıt
- 24 Ekim 2017
- Mesaj
- 253
- Tepki
- 1.136
- Yaş
- 40
- Şehir
- ankara
- İsim
- erhan erdem
- Bisiklet
- Carraro
Sabah erkenciyim. Çadır kurduğum yer her ne kadar bahçe olsa da ana caddeye yakın bir yerdi. Sabah erkenden yoldan geçen araçların sesine uyandım bir daha da uyumadım. Ağzımda ekşi bir tat vardı. Çadırdan çıktığımda bir şeyi fark ettim. Hemen yan taraf belediyeye ait bir yermiş ve akşam çöp toplamaya çıkan çöp kamyonu gece gelmiş park etmiş. Artık gece boyunca ne kadar solumuşsam iğrenç kokuyu siz düşünün. Neyse toparlandım, yükü yükledim restoranın arkasındaki masaya oturdum çayımı demledim yumurtamı yaptım bi güzel kahvaltı yaptım diyordum ki uzaktan bir tane köpek tam gaz koşarak geliyordu. Bana gelmediği hatta bir şeyden kaçtığı çok belliydi. 5 saniye sonra belki 10 tane köpek peşinden koşuyordu. Öndeki yanlış mıntıkaya girmiş olacak
Sonra benim çadır kurduğum yerde dolandılar biraz sonra da gittiler. Bulaşığımı da yıkamış kuruluyordum ki dün akşam bana izin koparan garson abi geldi arabasıyla anlaşılan mesai erken başlıyordu. Teşekkür ettim, mıntıka temizliğimi yaptım bana ait olmayan çöpleri de topladım sonra da bastım pedala.

Bugün 3 şehir değiştirecektim. "Trabzon'dan çıktım yola başım selamet" türküsüyle Trabzon'dan yola çıktım Rize'yi geçip Ardeşen'de yatarım diyordum ama hesap değişti sonra

Özellikle yeşil coğrafya ve de çay bahçeleri artık kaldırımlara kadar inmiş ne güzel yersin sen Karadeniz?! Yanınızdan çay yaprağı yüklü bir kamyon geçtiğinde bir sonrakini iple çekiyorsunuz o kadar güzel kokuyor ki ... Aynı duyguyu da Antalya - Mersin turunda yaşamıştım. Çilek yüklü kamyonlar geçerdi ve o koku uzun süre kalırdı yolda. İşte bu güzel kokuları arabada olduğumuzda alamıyoruz !!
185778 dosyayı görüntüle
Biraz fotoğraf ve video çektim ve yola devam ettim. Cesurda da olumlu anlamda bir değişiklik var bugün. Sanki daha hızlı gidiyor, rampaları daha zorlanmadan çıkıyor gibi. Öğlene kadar 60 km gelmiştim bile...
Rize'ye gelip Çayeli'nde etli kurufasulye yemeyeni dövüyorlarmış
hem karbonhidrat hem de protein. Yoldan içeriye sapmadan yol üzerinde HANEDAN diye güzel bir yerde durdum Kurufasulye pilav turşu üçlemesini gömdükten sonra benzinliklerde mola vere vere yola devam.


Sınıra yaklaştıkça tabelelarda BATUM yazısı görünmeye başladı. O anda anladım ki uluslararası tur yapmakta da bir şey yok. Sonuçta binlerce km yol 80-100 km'lerden oluşuyor. Tek ihtiyaç zaman.

Hava giderek bulutlanmaya başladı. Karadeniz Sahil Turu yapıyorum ve henüz hiç yağmur yağmadı
Acaba yağar mı ? yağmurlukları çıkarmam gerekir mi? diye düşünerek Rize sınırını da geçip Artvin il sınırına yani Arhavi'ye ulaştım. Yavaş yavaş akşam oluyordu ama bugünkü performans gayet iyiydi. Vakfıkebir'de Murat'ın misafir ettiği gün yapamadığım yolu bugün doğal yollardan kapatmış oldum.

Saate baktım önümdeki yola baktım dedim ki çok az kalmış bu kadarcık yok için çadırda kalmaya değmez. Hem Hopa'ya ulaşayım ki otele yerleşeyim. Çünkü Batum'a bisikletle geçme planım değişti. Beni arkadaşım (Engin) Ankara'da otogara benim arabamla götürmüştü. Bende araba sende kalsın Ankara'ya döndüğümde beni otogardan alırsın demiştim. Meğerse ben turdayken müdürüyle sıkıntı yaşamış kafa dinlemek için senelik izin almış evde yatıyormuş ve sıkıntıdan patlamış. Bunu öğrendiğimde aramızda geçen diyalog şu şekilde:
- Hadi beni almaya gel Hopa'ya
-Harbi mi la? ----eee Angaralı olunca la olmazsa olmaz---
-Harbi la
-Tamam geliyorum. dedi ve bu yüzden Hopa da Engin'in gelmesini bekledim. Batum'a bisikletle geçme işi de yattı. Engin gelince araçla geçtik.
185784 dosyayı görüntüle

Neyse akşam saat 19:00 da Hopa'ya ulaştım. Şansımı ilk önce öğretmen evinden yana kullandım ama fiyat çok uygun değildi. Fiyatı da geçtim başka bir kalanın yanındaki yatağı vereceklerdi bende hem artık kokmaya başlamıştım hem de malzemem çoktu ve daha da önemlisi soyunup dökünüp camış gibi yatmak istiyordum
O yüzden öğretmen evini kabul etmedim. GÜLCİHAN OTEL'e uğradım 3 kuruş fazla verip temiz ve rahat bir yerde kalmak istedim. Neredeyse öğretmen eviyle aynı sayılabilecek bir fiyata yeni yapılmış pırıl pırıl bir otelde iki kişilik kocaman yatakta jilet gibi banyo da güzelce duşun tadını çıkartarak kaldım.
Veeee Türkiye Sahilleri Turumun 560 km'lik en uzun etabı 6 günde kazasız belasız lastik patlatmadan tek başına ama çok keyifli şekilde bitti.
Maceranın bundan sonraki kısmına katırlarla devam ettik.
Eyy bisiklet sen ne güzel şeysin ...
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 1. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 2. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 3. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 4. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 5. Gün

Bugün 3 şehir değiştirecektim. "Trabzon'dan çıktım yola başım selamet" türküsüyle Trabzon'dan yola çıktım Rize'yi geçip Ardeşen'de yatarım diyordum ama hesap değişti sonra

Özellikle yeşil coğrafya ve de çay bahçeleri artık kaldırımlara kadar inmiş ne güzel yersin sen Karadeniz?! Yanınızdan çay yaprağı yüklü bir kamyon geçtiğinde bir sonrakini iple çekiyorsunuz o kadar güzel kokuyor ki ... Aynı duyguyu da Antalya - Mersin turunda yaşamıştım. Çilek yüklü kamyonlar geçerdi ve o koku uzun süre kalırdı yolda. İşte bu güzel kokuları arabada olduğumuzda alamıyoruz !!
185778 dosyayı görüntüle
Biraz fotoğraf ve video çektim ve yola devam ettim. Cesurda da olumlu anlamda bir değişiklik var bugün. Sanki daha hızlı gidiyor, rampaları daha zorlanmadan çıkıyor gibi. Öğlene kadar 60 km gelmiştim bile...
Rize'ye gelip Çayeli'nde etli kurufasulye yemeyeni dövüyorlarmış


Sınıra yaklaştıkça tabelelarda BATUM yazısı görünmeye başladı. O anda anladım ki uluslararası tur yapmakta da bir şey yok. Sonuçta binlerce km yol 80-100 km'lerden oluşuyor. Tek ihtiyaç zaman.

Hava giderek bulutlanmaya başladı. Karadeniz Sahil Turu yapıyorum ve henüz hiç yağmur yağmadı

Saate baktım önümdeki yola baktım dedim ki çok az kalmış bu kadarcık yok için çadırda kalmaya değmez. Hem Hopa'ya ulaşayım ki otele yerleşeyim. Çünkü Batum'a bisikletle geçme planım değişti. Beni arkadaşım (Engin) Ankara'da otogara benim arabamla götürmüştü. Bende araba sende kalsın Ankara'ya döndüğümde beni otogardan alırsın demiştim. Meğerse ben turdayken müdürüyle sıkıntı yaşamış kafa dinlemek için senelik izin almış evde yatıyormuş ve sıkıntıdan patlamış. Bunu öğrendiğimde aramızda geçen diyalog şu şekilde:
- Hadi beni almaya gel Hopa'ya
-Harbi mi la? ----eee Angaralı olunca la olmazsa olmaz---
-Harbi la
-Tamam geliyorum. dedi ve bu yüzden Hopa da Engin'in gelmesini bekledim. Batum'a bisikletle geçme işi de yattı. Engin gelince araçla geçtik.
185784 dosyayı görüntüle

Neyse akşam saat 19:00 da Hopa'ya ulaştım. Şansımı ilk önce öğretmen evinden yana kullandım ama fiyat çok uygun değildi. Fiyatı da geçtim başka bir kalanın yanındaki yatağı vereceklerdi bende hem artık kokmaya başlamıştım hem de malzemem çoktu ve daha da önemlisi soyunup dökünüp camış gibi yatmak istiyordum
O yüzden öğretmen evini kabul etmedim. GÜLCİHAN OTEL'e uğradım 3 kuruş fazla verip temiz ve rahat bir yerde kalmak istedim. Neredeyse öğretmen eviyle aynı sayılabilecek bir fiyata yeni yapılmış pırıl pırıl bir otelde iki kişilik kocaman yatakta jilet gibi banyo da güzelce duşun tadını çıkartarak kaldım.
Veeee Türkiye Sahilleri Turumun 560 km'lik en uzun etabı 6 günde kazasız belasız lastik patlatmadan tek başına ama çok keyifli şekilde bitti.
Maceranın bundan sonraki kısmına katırlarla devam ettik.
Eyy bisiklet sen ne güzel şeysin ...
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 1. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 2. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 3. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 4. Gün
Samsun Trabzon Hopa Batum (Karadeniz Sahil Turu) 5. Gün


