Prof.Sargun A.Tont'un son kitabı - Nereden Geliyorsun? Kuzeyden

gatila

Forum Bağımlısı
Kayıt
9 Mayıs 2008
Mesaj
615
Tepki
812
Şehir
çerkezköy
(link)

Arkadaş Yayınevi, kitap yazmaya bir süre ara veren Sargun A. Tont'un, tiryakilerinin merakla beklediği kitabını okuyucuya sunuyor. Atlas, Gezi, Bilim ve Ütopya, Outdoor, ODTÜ'LÜ ve TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergileri için yazılar yazmış; Sulak Bir Gezegenden Öyküler adlı kitabı 10 baskı yapmış, Türkiye'de ve dünyada birçok eleştirmenin beğenisini kazanmış olan Sargun A. Tont, Türkçede son dönemlerde neredeyse hiç rastlanmayan "gezi edebiyatı"na muhteşem bir örnek olacak kitabını okuyucuya sunuyor. Nereden Geliyorsun? Kuzeyden, Tont'un doğa ve edebiyat sevgisini harmanladığı bir eser. ODTÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyesi, deniz ekolojisti olan Tont, bisikletle dolaştığı Türkiye'nin ve Amerika'nın farklı şehirlerini müthiş anlatım yeteneği ve tarzıyla gözlerimizin önüne seriyor. 30 yılını Amerika'da geçirmiş bir ekolog olarak iki kültürün ilginç bir karşılaştırmasını yapıyor. Gezip gördüğü yerlere ekoloji bilimi perspektifiyle de bakmayı ihmal etmiyor.

Tanıtım Yazısı'ndan
 
Scudo

S.GUCLU

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Ocak 2008
Mesaj
735
Tepki
459
Şehir
SAMSUN
En kısa zamanda satın alacağım...Umarım Bir an önce Samsun'da bulurum... Ben de Bilim ve Teknik dergisinde bir makalesine raslamıştım bundan yaklaşık 7-8 sene öncesine ait olan sayfayı halen saklıyorum ve tekrar tekrar okumaktan zevk alıyorum. Yeni kitabının okuyuculara çok şey katacağına kesin gözüyle bakıyorum...Forumseverler Mutlaka Okumalı Diyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: gatila

gatila

Forum Bağımlısı
Kayıt
9 Mayıs 2008
Mesaj
615
Tepki
812
Şehir
çerkezköy
Sargun A.Tont çok değerli bir bilim insanımız.
Tabi bu sayfalarda yer edinmesini bisiklet sevdasına borçlu :)
Bilim ve Teknik dergisinde her ay öncelikle onun sayfasını açardım. Ekolojiden, canlılardan, bisiklet gezilerinden bahsederdi. Ama öyle tatlı anlatırdı ki! Maaesef artık bu dergide yeri yok. Tübitak'ın özerk statüsünün ortadan kaldırılarak siyasete bağlanması sürecine kurban gitti. Zaten bizim bilime ihtiyacımız yok ki!!

sevenleri kendisine bir site hazırlamışlar: (link)

Önce bu siteden ve farklı yerlerden derlediğim seçmeleri yayımlayayım, sonra kitaptan bahsedeceğim biraz.

Robert Koleji’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Oregon State Üniversitesi’nde Genel Fen Bilimleri okumuş, Deniz Bilimleri (Deniz Ekolojisi) üzerine de yüksek lisans yapmıştır. Kaliforniya Üniversitesi San Diego Kampüsü'nde 1969 yılından 1991 yılına kadar araştırmacı ve öğretmen olarak çalışmıştır. Halen Ortadoğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde ekoloji ve çevre dersleri vermektedir.

Didem İkis

3 yaşında bisiklete binmeye başladı. Sadece Deniz Kuvvetleri’nin Seyir ve Hidrografi Dairesi’nde askerliğini yaparken zorunlu olarak ara verdi. 60 küsur senedir bisikleti (sevgilisi) ve Sargun Tont birbirlerinden hiç ayrılmadılar. 1991 yılında Amerika’yı kuzeyden güneye (Seattle’dan San Dieoga’ya kadar) 27 günde kat etti. Amerika’daki birçok bisiklet yarışına katıldı (Amatör olarak) fakat bisiklete binmek onun için her zaman madalya kazanmaktan daha öte bir anlam taşıdı.
Bunların haricinde Amerika ve Kanada’da birçok turları vardır. Türkiye’de gerçekleştirdiği tur örnekleri: Mersin-Antalya, Bandırma-İzmir ve Zonguldak-Sinop.

Şu anda kullandığı 6.5 (Bir tanesi 2 kişilik tandem) bisikleti var. Fakat yine de aralarındaki en değerlisi “Sulak Bir Gezegenden Öyküler” kitabında belirttiği üzere her derde deva DÜLDÜL’ dür.

Didem İkis

Yazı hayatına 14 yaşında, Pendik Ortaokulu’nda çıkan Bizim Hafta Dergisi’nde baş makale yazarak başlamıştır. Uzun bir ayrılıktan sonra ana vatana döndüğünde Atlas, Gezi, Bilim ve Ütopya, Outdoor, ODTÜ’LÜ ve TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergileri için yazılar yazmıştır. “Sulak Bir Gezegenden Öyküler” adlı kitabı 10 baskı yapmış ve birçok kritiğin beğenisini kazanmıştır. Halen yazar, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nde “Yaşam” adlı köşesinde okurlarıyla buluşmaktadır.

Didem İkis


...denmiş ama belirttiğimiz gibi artık Bilim ve Teknik'te değil maalesef

* sulak bir gezegenden oykuler adlı tübitak yayınlarından cıkan kitabında ilk bisikletini anlattığı bölümü okuyunca, insanın nesnelere de aşık olabileceğini düşünmeme neden olan bilim insanı.

* sanırım odtünün en sevilen öğretim görevlisi. öğrenciler doğumgününü kutlamak için parti bile düzenliyor

* "tonton dede" tiplemesine tam uyan $irin mi $irin bir adam. zamaninda dolmu$la okula girerken kimlik kontrolu yapan gorevliye $oyle bir gulumsemi$, gorevli de "merhabalar hocam, saygilar" demi$ti. sanirim butun okul tarafindan seviliyor

* araştırma gezileri sırasında yaşadıklarını, yaptığı muziplikleri bir sabah kahvaltı masasında anlatarak, bir saat içinde kalbime yerleşmiş insan..insanın sarılıp öpesi, yanaklarını mıncıklayası geliyor..öyle tatlı gülümsüyorki salak salak gülümsememe engel olamıyorum yanındayken

* ''sulak bir gezegenden öyküler'' kitabında ''estetik faktörler:sanatın olmadığı;leonardo'ların,şeker ahmet paşa'ların;beethoven'ların,dede efendi'lerin ve demet sağıroğlu'ların olmadığı bir dünya,ne kadar fakir bir dünya olurdu,değilmi?bazılarımız için de göklerde süzülen bir şahini seyretmek,bir balinanın şarkısına kulak misafiri olmak aynı değerlerii taşır.bu alanda epeyce bir kültür eksikliğimiz var;fakat gençlerden aldığımız sinyalleri göz önünde tutarsak bu eksiklik kısa zamanda giderilecek gibi görünüyor.''diyerek;ne kadar yenilikçi,genç düşünceli,geçmişte kalmamış,bugünün bilincinde ,yarından umutlu,yılların hırpaladığı bedeninin içerisinde tazecik bir kalp taşıyan şahsiyet!

* beni kandıran insandır kendisi. ben de kendimi özel hissediyordum evine yemeğe davet ettiğinde, sanat tarihi sohbetlerimizde, rektörlüğün arkasındaki çimlerde muhabbet ederken.
meğer tüm öğrencilerine yapıyormuş.
 

Güney Tuncer

Forum Bağımlısı
Kayıt
21 Temmuz 2008
Mesaj
1.710
Tepki
2.838
Şehir
Ankara
Bisiklet
Giant
Sargu hocam ile denk geldikçe hafta sonları beraber süreriz. Bilmiyorum aranızda katılmak ve tanışmak isteyen olur mu ? Hatta kendisi bu aralar bir uzun mesafe bir tur için çok istekli, benim vaktim olursa beraberce çıkacağız bakalım.
 
  • Beğen
Tepkiler: gatila

gatila

Forum Bağımlısı
Kayıt
9 Mayıs 2008
Mesaj
615
Tepki
812
Şehir
çerkezköy
@raven1442

bir gün mutlaka tanışmak isterim kendisi ile
ama gerek mekan uzaklığı, gerek 2 ay daha sürecek olan sakatlığım nedeniyle en erken baharda olabilir :)
hatta uzun bir turda eşlik etmeyi çok isterdim

Kitabı okumaya başlarken, bir gün ben de böyle bir gezi kitabı yazabilirim diye düşünüyordum. Bisiklet turumun detaylarını anlatırım, gördüğüm yerleri, tanıştığım insanları, başıma gelen iyi-kötü olayları anlatırım diye hayal kuruyordum.
Biraz okuduktan sonra anladım ki, evet bir gün belki be de bir gezi kitabı yazabilirim ama böylesini değil. Ne bu kadar güzel ifade edebilirim, ne bu kadar sıcak anlatabilirim, ne de birçok mısra ve özlü söz alıntısı kullanabilirim. O birikimden henüz çok uzağım.

Özellikle bisikleti Düldül'ün başına buyruk kişiliğinden bahsettiği yerlere doyum olmuyor.
Hele ki kitabın son iki sayfası var ya! Duygusal açıdan fena çarpıyor. Siz yine de sona saklayın, o çarpılmayı sonda yaşayın.

"Eğer bir adam herkesle birlikte yürümüyorsa, belki onun duyduğu başka bir davulcunun sesidir. Bırakın gitsin, o ses ne kadar uzaklardan gelse bile"
Henry David Thoreau

Gönlümü çelse de yarin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne katılmışım ben

Faruk Nafiz Çamlıbel

sayfa 149

Kitapta bahsi geçen mekanlar:
* Zonduldak-Sinop arası bisiklet turu
* Dalyan
* Kayseri
* Murat Dağı - Porsuk çayı
* Gökova
* Boston
* San Diego
* ABD'nın boydan boya batı şeridi (Los Angeles, San Francisco...)

(bisiklet turunda) Eğer ille de birşey okumak isterseniz, gökteki bulutların yazdıklarını okuyun.

sayfa 100

Mallory'e dağlara niye tırmanırsın diye sormuşlar. "Orada oldukları için" demiş.

sayfa 150

sayfa 98

Yalnız bizim Düldül biraz munistir; arada sırada üstüne hortum tut, her beş bin kilometrede mafsallarını değiştir (tabii incitmeden), susadığı zaman biraz yağ içir, seninki kişnemek bir yana sesini sedasını bile çıkarmaz. Ama bazen heyheyleri tuttu mu, bu munis yaratık sanki bir canavara döner. Yıl 1991, baharın yaz ile el sıkıştığı günlerdi, seninki yin krize girdi. Koruya dolaşmaya gittik. Bile bile dikenlerin üstüne gittiği için, lastikler rahmetli nenemin iğne yastığına döndü. Asfaltta sürdüm, bu kez balıklama atladığı çukurlar yüzünden, cantlar çılgın bir matematikçinin tasarladığı elipslere benzedi. Bu ahlak dışı davranışlar yetmiyormuş gibi bir de sık sık zincirini atmaya başlayınca, durumun vehametini anlayıp, itirazlarına hiç kulak asmadan tamircinin -bisiklet cerrahı demek daha doğru olur- yolunu tuttuk.

(sayfa 99'dan devam)

Düldül'ü askıya aldı, orasını burasını dürtükledi, biraz yağ içirdi, tekerleklerini çevirdi ve sonra başını sallayıp, "Daldal'da (bir türlü Düldül demesini öğretemedim şu Amerikalılara) fiziki bir arıza yok" dedi ve gülümseyerek ekledi "olsa olsa ruhi bir problem, büyük bir olasılıkla Yol Çağrısı Hastalığı."

Belki duymamış olabilirsiniz, Yol Çağrısı amansız bir hastalıktır. Sinsidir, çünkü başlangıçta hasta neye uğradığının farkında bile değildir. Unutkanlık, haritalara merak sarmak, bir zamanlar seve seve yaptığı işinden bunalmak, önüne gelenle tartışmak ve en önemlisi her fırsatta dışarı fırlayıp saatlerce ufuklara bakmak, bu hastalığın belli başlı belirtileridir. Hastalığın son safhaları içler acısıdır. Hasta, içinde bir ateşin yanmasından şikayet eder, fakat ateşi normaldir. Bir de bakarsınız, seninki tası tarağı toplayıp kayıplara karışmış.

Sargun hocamıza forumlarda açtığım başlıkların linklerini gönderdim ve kendisinden son durumu hakkında yanıt geldi (eski bir yanıttı):

"Ben artık Feyziye vakfının Işık Üniversitesinin Şile'deki kampusunda oturuyor, bir çevre dersi veriyor ve NTV Bilim dergisinda Bilimce köşesini yazıyorum. Buraya gelmemin en önemli nedeni deniz, 3 günlüğüne ara verdim ama tekrar girmeye başlayacağım."
 
  • Beğen
Tepkiler: Raven_35