Fırat Yıldırım
Üye
- Kayıt
- 13 Temmuz 2008
- Mesaj
- 13
- Tepki
- 6
- Şehir
- ANKARA
Cromoly kadar zarif malzeme var mı? Bu bisikleti internet üzerinden aldım, önceki sahibinin söylediğine göre bir zamanlar milli bir bisikletçimizinmiş. Eğimli boruları ve 26” ön, 28” arka jant ebadıyla dikkat çekici bir bisiklet. Bisikleti kargodan alır almaz yeni bir pedal taktırıp eve getirdim, jantlarını monte ettim ve kız arkadaşımla birlikte bisikleti denemeye çıktık. Kız arkadaşım kalpiye pedalı dahi olmayan bir dağ bisikleti kullanıyordu ve bende resimlerde gördüğünüz zamana karşı yol bisikleti vardı. O da ne! Pedala asılıyorum asılıyorum bir türlü öne geçemiyorum. Zamanında amatör olarak yol bisikletiyle uğraşmış birisi olarak ciğerlerim sökülürcesine pedala asıldım ve kız arkadaşım durumdaki acayipliğin farkındalığıyla yüzündeki alaycı gülümsemeyle “istersen biraz dinlenelim” dedi.
Durduk, kaldırımdaki banklara yöneldik; bir baktım ki benim bisikletin arka tekeri dönmüyor ben bisikleti kendime doğru çektikçe bisiklet, arka tekeri sürtüne sürtüne geliyor :ci: Meğer heyecanla tekeri “seat stay”e değecek kadar yamuk takmayı becerebilmişim. Aklıma ilk yol bisikletim Bianchi Caurus’u aldığım zaman geldi… aynı heyacan. Campagnolo Süper Record’un Cobalto isimli bir serisi kullanılmış, Cobalto ismi sanırım frenlerdeki mavi renkli malzemeden geliyor. Pazarlama stratejisi işte. Maşası ne yazık ki orijinal değil, bisikleti aldığımda önde 28” jant vardı ve ona uygun bir maşa kullanılmıştı. Üzerinde görülen maşa aluminyum bir triathlon maşası.
Biraz konfor için gidonu kaldırdım yoksa kafam asfalta yapışık gibi gidiyordum. Eski gidon boyunlarının incecik geometrisine hastayım. Shimano’nun yılan gibi tıslayan sesine, Campagnolo’nun su gibi şırıldayan sesine hastayım. İtalyanlar bu işi biliyor biliyor. 80’ler Süper Record aynakollarının ortasında pedala doğru bir girinti oluyor bu modelde niye yok anlayamadım. Fren pabuçları bu bisikletin en sevdiğim parçaları. Socrates’in dediği gibi “it’s steel, beautifull and real” ehe şaka. Bisiklet Ankara’da; forumda yayınladığı mesajlarıyla güven telkin eden bisiklet severlerden denemek isteyenlere ödünç verebilirim. Sele yüzüğü (lug yerine yüzük demeyi tercih ediyorum hem Türkçe hem de lug’ların görevini çağrıştırıyor İngilizcesi seat lug) üst boruya sıfır olacak şekilde tesviye edilmiş gibi, izi gözükmüyor.
Durduk, kaldırımdaki banklara yöneldik; bir baktım ki benim bisikletin arka tekeri dönmüyor ben bisikleti kendime doğru çektikçe bisiklet, arka tekeri sürtüne sürtüne geliyor :ci: Meğer heyecanla tekeri “seat stay”e değecek kadar yamuk takmayı becerebilmişim. Aklıma ilk yol bisikletim Bianchi Caurus’u aldığım zaman geldi… aynı heyacan. Campagnolo Süper Record’un Cobalto isimli bir serisi kullanılmış, Cobalto ismi sanırım frenlerdeki mavi renkli malzemeden geliyor. Pazarlama stratejisi işte. Maşası ne yazık ki orijinal değil, bisikleti aldığımda önde 28” jant vardı ve ona uygun bir maşa kullanılmıştı. Üzerinde görülen maşa aluminyum bir triathlon maşası.
Biraz konfor için gidonu kaldırdım yoksa kafam asfalta yapışık gibi gidiyordum. Eski gidon boyunlarının incecik geometrisine hastayım. Shimano’nun yılan gibi tıslayan sesine, Campagnolo’nun su gibi şırıldayan sesine hastayım. İtalyanlar bu işi biliyor biliyor. 80’ler Süper Record aynakollarının ortasında pedala doğru bir girinti oluyor bu modelde niye yok anlayamadım. Fren pabuçları bu bisikletin en sevdiğim parçaları. Socrates’in dediği gibi “it’s steel, beautifull and real” ehe şaka. Bisiklet Ankara’da; forumda yayınladığı mesajlarıyla güven telkin eden bisiklet severlerden denemek isteyenlere ödünç verebilirim. Sele yüzüğü (lug yerine yüzük demeyi tercih ediyorum hem Türkçe hem de lug’ların görevini çağrıştırıyor İngilizcesi seat lug) üst boruya sıfır olacak şekilde tesviye edilmiş gibi, izi gözükmüyor.