Peletonlu peletonsuz

İki nokta üst üste koyarak yapacağımız bir tanımlamada peleton "en kalabalık yarışmacı grubu" anlamına gelmektedir. Aşağıdaki linkte kendileri hakkında şöyle bir yazı yazılmış.

(link)

Yazınında bahsettiği üzere peletonda olmak ortalama hızınızı ne kadar yukarıya taşımaktadır. Yani ferdi bisiklet sürmek ile peleton arasındaki fark ne kadardır. şahsen şehir bisikleti ile disiplinli bir sürüş stiliyle uzun süre 40 lı ortalamaları koruduğumuzu gördüm. Peletonu illa yarış düzeni olarakda düşünmeyin. Toplu ve hızlı bir turdada bu avantajı yaşıyorsunuz. Bisiklet yarışlarında 150 km üzerinde 40 ortalamaları çıkarmak başkada mümkün gözükmüyor.
Yinede şu aklımı kurcalamıyor değil. Cancellera gibi son derece teknik sporcular uzun süre gruptan kopup bireysel olarak rüzgar/hava mukavemetine karşı pedal çeviriyorlar. Bu direnci, bu durumda nasıl kırıyorlar merak ediyorum. 30 km üstü hızlarda kaçınılmaz olarak hava direnci ile karşı karşıyasınız. Bu arada bisikletlinin belalısı hava direnci ile ilgili teknik bir başlık açılırsa büyük sevaba girilecektir diye düşünüyorum.
Not: Sözcüğün doğru yazılışı peleton mu, yoksa peloton mu emin değilim.

@mehmetsunu

bu kısma katılmak mümkün değil, yarış ortalamaları o civarda bitiyor. 5-10 dk gibi bir süreden bahsediyorsanız, oldukça kondisyonlu biri için anca geçerli olabilir.

mesela cancellara gibi biri kaçtığı anda birkaç dakika boyunca verebileceği en yüksek gücü verip arayı açmaya ve daha sonra eforu düşürüp o farkı korumaya çalışıyorlar. ama pelotonda en önde çalışanlar sürekli değiştiği için peloton kolay kolay yorulmuyor ve arayı kapatabiliyorlar. olay, mantıklı bir yerde atak yapıp pelotonun yakalayamamasını sağlamaya çalışmak oluyor. hava direncini azaltmak için de zamana karşı yarışlarda aldıkları pozisyonlara benzer şekilde durmaya özen gösteriyorlar.

@Efe Yamac Yarbasi

Efe dostum uzun süre derken bizce uzun bir süre sayılabilecek 10 bilemedin 15 km sıcak asfalt vede rüzgarsız, sıcak hava düz satıhta toplu halde sürüşten bahsediyorum. Yoksa birtakım yazarlar gibi oturup meddah gibi serbest atış yapmam hayatta.

İnaerobik eşik, veya laktat eşiği denilen bir seviye var. Bunun üzerinde efor harcarsanız kanınızdaki laktat miktarı sürekli artar. 100-150 kilometre boyunca kaçan gruptaki hiç kimsenin bu seviyenin üstünde efor harcaması mümkün olmayacağı için peleton ile araya 1-2 dakikalık bir mesafe koyduktan sonra kaçış grubu bu eşiğin altında gider. Peletonda başı çekenler de aynı şekilde laktat eşiğinin altında giderler çünkü enerjilerini yarışın kritik olan son kilometrelerine saklamak isterler. Peletonun içinde sürenler ise onlar için çok rahat bir tempoda giderler. Dolayısıyla, peleton ile kaçanlar arasında fazla bir hız farkı olmaz, ama peletondakiler çok daha az yorulurlar ve yarışın son 20-30 kilometresinde çok yüksek tempo yaparak kaçanları (genelde) yakalarlar...

Şehir bisikleti ile 40'lı ortalamalar olayına gelince, ya arkadan esen rüzgar veya hafif yokuş inişi söz konusu. Ya da kilometre saatleriniz bozuk...

pelotonun ağır ağır, önde kaçanları yutmaya gelen büyük bir balık edasıyla yaklaşması ne kadar da trajik yahu,sürüden ayrılanı peloton yutarmış

@Fırat Y. (link)

Kaçışları kazanmak için genel de ya Tony Martin gibi manyak bir zamana karşıcı olacaksınız yada hırslı, atılgan Rui Costa gibi olacaksınız. Diğer türlü Peleton her türlü o sporcuları yakalar, sindirir eğer tehlike arz eden kişilerde kaçmışsa.

Pelaton, kaçışlara çok da izin vermez.Aradaki mesafeyi kontrol altıda tutmaya özen gösterir.Buda yaklaşık olarak düz bir etapda 1 dakika için 10 km.'dir.(tırmanışın olduğu etaplarda bu mesafe ve zaman yanıltıcı olabilir).
Yani son 30 km.'de fark 3 dakikanın üzerine çıkmışsa pelatonun işi giderek zorlaşır.Her zaman pelaton yakalar mı? Tabi ki hayır.Kaçanlar organize çalışır(bir de sayıları fazla ise) ya da o etap için favori bisikletçisi olan takımlar pelatonu yeteri kadar çekemez ise vs. kaçışlar başarılı olabilir.
Konu ile direkt olmasa da biraz ilgili diye yazmadan duramadım...

yokmu şöyle güzel bir kaçıp kazanan videosu ya

@mehmetsunu Sözcüğün aslı PELOTON dur, Fransızcadır. Yarıştayken insanların biraraya geldiği oluşturduğu grup anlamındadır.

@Fırat Y.
Tony Martin'in geçen sene Tour'daki kaçışı var:

Bir tane de kısa kaçış videosu koyayım:
Sprint takımlarının son kilometrelerde çok yüksek tempolarda gitmelerinin bir sebebi de bunun gibi kaçışlara olanak vermemek. Fakat burada Renshaw peletonun viraj için yavaşlamasını çok güzel bir fırsata çeviriyor.

@Murat B. martinle de marchi yarış öncesinde bu kaçış planını yapmışlarmıdır acaba yoksa yarış sırasındamı oluşur böyle birliktelikler, birde bunlardaki kulaklıklar bütün bisikletcilerde oluyormu iletişim amaçlı mı takıyorlar

@Fırat Y.
Farklı takımların sporcularının yarıştan önce oturup plan yapabileceklerini hiç sanmıyorum. Böyle birliktelikler yarış sırasında oluşur, zaten önceden plan yapılsa bile peletonun nasıl tepki vereceğini önceden kestirmek çok zor olduğu için "şu kilometrede ben kaçayım, sonra falanca yanıma gelsin" diye plan yapılamıyor bildiğim kadarıyla.

Önceden planlanmış olmasa da kaçış grubundaki bisikletçiler kendi aralarında konuşup taktik geliştirebiliyorlar bu arada. Mesela "ben tırmanış klasmanı puanlarının peşindeyim, beraber çalışalım, son tırmanıştan sonra etabı sana bırakayım" diyebiliyor bir bisikletçi. Veya ilk kaçış grubu oluştuktan sonra ekstra ataklarla peleton ile kaçanlar arasında bir takip grubu oluşursa, kaçanlar daha kalabalık olmak için biraz yavaşlayıp takip grubunun yetişmesini bekleyebiliyor.

Pro Tour yarışlarında tüm bisikletçilerde kulaklık oluyor, hem yarış radyosundan görevlilerin anonslarını dinleyebiliyorlar hem de kendi takımları arasında iletişim kurabiliyorlar.

@mehmetsunu
Bisiklet linin belasi hava direnciyle ilgili soyle bir yazi var. (link)