Cengiz Yargıç
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 27 Mart 2011
- Mesaj
- 575
- Tepki
- 962
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Cannondale
Pedallıyorum 26. Bölüm
Batman – Hasankeyf yolu üzerinde petrol kuyuları
Batman dan Hasankeyf e bisikletle giderken yol üstünde petrol kuyularını görmeniz mümkün.
Bizde bu petrol kuyularının yanında durduk.
Bu manzara Araba ile yoldan geçenler için belkide daha acı bir manzara olarak karşılarına çıkıyor.
Van’dan arabayla gelen bir aileyle karşılaştık ve onlara neler hissettiklerini sorduk.
http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/549166_399799370040672_669098730_n.jpg
Yolda 30 lt LPG yakıt harcamışlar buda yaklaşık 80 TL yapıyor.
Dünyada benzinin en pahalı olduğu ülke Türkiye. Benzin %73 ü vergi.
Bu konu arabası olanların en çok yakındığı konudur. Ama ben, benzine zam gelince sevinenlerdenim. Benzin pahalı diyorlar ama yinede en ufak mesafeleri bile tek kişi olduğu halde arabayla gidiyorlar. Demek benzin ucuz olsa tuvalete bile arabayla gidecekler.
Arabası olanların çoğunun bahanesi artık günümüzde bunun bir ihtiyaç olduğunu iddia ediyorlar. Aslında tam tersi; “Otomobil abartıdan öte bir şey değildir.”
http://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/544514_399799720040637_100000318383781_1378087_274182500_n.jpg
Otomobil bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp ulaşımsızlık aracı olmuştur. Otomobili olanlar hem kendilerini biryere ulaştırmaktan aciz kalıyor hemde başkalarının ulaşmasını engelliyor.
Otomobillilerin başka bir bahaneside “Gece acil bir hastam olsa hastaneye yetiştiririm”. Bu daha komik bir bahane oluyor.
Şehiriçinde otomobilin ne halde olduğunu tek tek anlatmaya zaten gerek. Birde uzun yolculuk için otomobili bahane edenler var. Hatta onlar biz bisikletlilere acıyan gözlerle bakıyorlar. Biz bisikletlilere yolda başımıza birşey gelebileceğini söyleyenler gazetelerin 3. sayfasını ve tv lerde hergün kaç ailenin trafik kazasından yok olduğundan haberleri olmayanlar herhalde.
İstanbul gibi büyük şehirlerdeki otomobil çılgınlığı maalesef ki ülke genelinde tüm illere sıçramış. Batman dada durum aynı. Batman düz bir il ve merkez içinde en uzak mesafesi bisikletle 15 dakika. Buna rağmen Batman da nasibini almış her yere arabayla gitme hevesinde olanlardan. Batman da şehir içinde esnaf genellikle bisiklet kullanıyor ama bunun haricinde bisikletliye rastlamak çok zor.
Bizim yakıtımız ise su.
Hayatın kaynağı su'dur. Su olmadan Hayatın var olması mümkün değildir.
Hasankeyf yolundan ilerlerken hemen yanımızda Dicle akıp gidiyordu. Dicle ye o akan suya bakmak bile insanı dinlendiriyor. Ama oysaki biz Hasankeyf e “Sular altında kalmasın” diye gidiyorduk. Madem su hayattır o zaman bırakalım Hasankeyf daha da hayat bulsun su altında kalarak?!!!
Demek ki herşeyin azıda çoğuda zararmış. Doğanın bir dengesi var bu denge ile oynarsan en faydalı şey başına felaket olarak gelir.
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash2/75253_399802336707042_100000318383781_1378106_1071225572_n.jpg
Su akar yolunu bulur. Dicle akıyor geçtiği heryere hayat veriyor. Bu suyu tutmaya çalışırsan tarihi yerler, verimli topraklar sular altında kalır. Diğer tarafta ise insanlar ve diğer canlılar susuz kalır. Bunu bilmek için Başbakan olmak, Maliye Bakanı olmak, İnşaat firması olmak gerekmiyor, Akıl sahibi olmak ve insan değerlerini bilmek gerekiyor.
Batman – Hasankeyf yolu üzerinde petrol kuyuları
Batman dan Hasankeyf e bisikletle giderken yol üstünde petrol kuyularını görmeniz mümkün.
Bizde bu petrol kuyularının yanında durduk.
Bu manzara Araba ile yoldan geçenler için belkide daha acı bir manzara olarak karşılarına çıkıyor.
Van’dan arabayla gelen bir aileyle karşılaştık ve onlara neler hissettiklerini sorduk.
http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/549166_399799370040672_669098730_n.jpg
Yolda 30 lt LPG yakıt harcamışlar buda yaklaşık 80 TL yapıyor.
Dünyada benzinin en pahalı olduğu ülke Türkiye. Benzin %73 ü vergi.
Bu konu arabası olanların en çok yakındığı konudur. Ama ben, benzine zam gelince sevinenlerdenim. Benzin pahalı diyorlar ama yinede en ufak mesafeleri bile tek kişi olduğu halde arabayla gidiyorlar. Demek benzin ucuz olsa tuvalete bile arabayla gidecekler.
Arabası olanların çoğunun bahanesi artık günümüzde bunun bir ihtiyaç olduğunu iddia ediyorlar. Aslında tam tersi; “Otomobil abartıdan öte bir şey değildir.”
http://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/544514_399799720040637_100000318383781_1378087_274182500_n.jpg
Otomobil bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp ulaşımsızlık aracı olmuştur. Otomobili olanlar hem kendilerini biryere ulaştırmaktan aciz kalıyor hemde başkalarının ulaşmasını engelliyor.
Otomobillilerin başka bir bahaneside “Gece acil bir hastam olsa hastaneye yetiştiririm”. Bu daha komik bir bahane oluyor.
Şehiriçinde otomobilin ne halde olduğunu tek tek anlatmaya zaten gerek. Birde uzun yolculuk için otomobili bahane edenler var. Hatta onlar biz bisikletlilere acıyan gözlerle bakıyorlar. Biz bisikletlilere yolda başımıza birşey gelebileceğini söyleyenler gazetelerin 3. sayfasını ve tv lerde hergün kaç ailenin trafik kazasından yok olduğundan haberleri olmayanlar herhalde.
İstanbul gibi büyük şehirlerdeki otomobil çılgınlığı maalesef ki ülke genelinde tüm illere sıçramış. Batman dada durum aynı. Batman düz bir il ve merkez içinde en uzak mesafesi bisikletle 15 dakika. Buna rağmen Batman da nasibini almış her yere arabayla gitme hevesinde olanlardan. Batman da şehir içinde esnaf genellikle bisiklet kullanıyor ama bunun haricinde bisikletliye rastlamak çok zor.
Bizim yakıtımız ise su.
Hayatın kaynağı su'dur. Su olmadan Hayatın var olması mümkün değildir.
Hasankeyf yolundan ilerlerken hemen yanımızda Dicle akıp gidiyordu. Dicle ye o akan suya bakmak bile insanı dinlendiriyor. Ama oysaki biz Hasankeyf e “Sular altında kalmasın” diye gidiyorduk. Madem su hayattır o zaman bırakalım Hasankeyf daha da hayat bulsun su altında kalarak?!!!
Demek ki herşeyin azıda çoğuda zararmış. Doğanın bir dengesi var bu denge ile oynarsan en faydalı şey başına felaket olarak gelir.
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash2/75253_399802336707042_100000318383781_1378106_1071225572_n.jpg
Su akar yolunu bulur. Dicle akıyor geçtiği heryere hayat veriyor. Bu suyu tutmaya çalışırsan tarihi yerler, verimli topraklar sular altında kalır. Diğer tarafta ise insanlar ve diğer canlılar susuz kalır. Bunu bilmek için Başbakan olmak, Maliye Bakanı olmak, İnşaat firması olmak gerekmiyor, Akıl sahibi olmak ve insan değerlerini bilmek gerekiyor.