Pastorize sütün yararları

Benim merak ettiğim bir şey var:
Hollandalılar dünyanın ortalama boyu en yüksek milleti.
Aynı şekilde Hollanda ülkesi de dünyada kişi başı süt tüketiminin en yüksek olduğu ülke.
bu tedadüf olabilir mi?

Bunun süt tüketiminden ziyade ırk özellikleriyle ilgisi var kanımca, ayrıca şu anda detayını hatırlamıyorum ama peynir süt tüketiminin son derece yüksek olduğu bir ülkede (Hollanda olabilir, emin değilim, o veya benzeri bir ülke veya iskandinav ülkesiydi sanırım) kemik erimesi hastalığının çok yüksek olduğuydu, önceki sayfalardaki süt ürünlerinin kalsiyum kaybına yol açtığının istatistiksel bir göstergesi.

Tabii herkes istediğini yapar, ama burası forumun sağlık bölümü, bu yüzden buraya gelip ben sağlıksız besleniyorum bira içiyorum içki içiyorum, sulu kuru karıştırıp yiyorum oh ne ala gibisinden mesajlar atmak abestir ve konu dışıdır, bu tür, bu bölüm için gereksiz olan geyiklerinizi cafe bölümünden yapabilirsiniz, ama bu bölümde bu tür laçkalıklara müsamaha edilmeyecektir...

Arkadaşlar,
isteyen istediği gibi beslenir. Ama lütfen ciddi konularda ilkokul şımarıklığını bir kenara bırakalım. İstisnai örnekler vererek, ben Türk'üm arkadaş bana bir şey olmaz mantığını güderek ya da işi mizaha dökerek bir yere varamayız. Kişi kendinden mesuldür ama tavsiyem yazıyı dikkate almanız yönündedir.

Bu mesajınız için teşekkür ederim, bugün herkes burda bir şeyler çıkarmalı, burayı korumak ve temiz tutmak sadece bölüm görevlilerine düşmemeli, burada bilgili insanlar bilgi ve tecrübeleriyle bize yardımcı oluyorlar, ancak onların emeklerine dalga geçer havada saykastik mesajklar yazılırsa, ve buna kimse tepki vermezse, o insanlar buradan çeker giderler, ve birgün gerçekten ihtiyacımız olduğunda onları burada bulamayız. Bu yüzden olumlu ve seviyeli bilgi akışına özen gösterelim.
Hakan Yazman

bu konuyu okuduğumdan beri süt içmiyorum hayatımı söndürdünüz

hala bulamadım ama bu yönde bir bilimsel makale. yok mu bulabilen?

Sevgili Funq, bilimsel makaleye gerek yok (eminim verilen yüzlerce kaynaklar son derece bilimsel verilerle neden sonuç ilişkisini açıklıyorlar) , yazıları okudun ve bir karar verip uygulamaya koydun. Neden ? Çünkü okudukların sağduyu mantık süzgecinden geçirdin. Bilimsel deneyler, makaleler bize ne yapacağımızı söylememeli, çünkü aklımız sağduyumuz var, bilim adamları deneyler kolayca satın alınabilir ve istenildiği şekilde manuple edilebilir, bunu yüzlerce kez gördük, bu yüzden sağduyumuza mantığımıza güvenerek hareket etmeliyiz.

katılmıyorum sn. Yazman, uyguladım çünkü çok güçlü argümanlar yazıldı, korktum. ama bu savları destekleyen bilimsel bir yayın bulunamazsa bu argümanlar benim için gerçekliğini kaybederler kısa süre içerisinde, bir şehir efsanesi olduğunu düşünmeye başlarım. sadece bu konuda değil, her konuda.

tabi ki bu benim şahsi görüşüm

O zaman, madem uygulamaya başladın en azından 1 ay kadar beklemeyi dene, kendi üzerinde neler hissettiğine göre karar ver derim, tabii gerçekten süt içmediğin için hayatın kararacaksa belki içmen daha hayırlı

küçüklüğümden beri düzenli olarak süt içen biri olarak,konu başlığında yazılanlara dün gece gözüm takıldı.açıkçası kafam da karıştı.bu yaz bisikletlerimizle katıldığımız rock-a festivalinde vegan olan birkaç kişiyle tanıştığımdan beri hayvansal gıdalara karşı daha sorgulayıcıyım,fakat süt ve süt ürünlerinden ziyade "et" konusuna yoğunlaştığımı bu konuyu okuduktan sonra anladım.
uzun lafın kısası,bugünden itibaren süt içmeyi kesecek miyim,sanmıyorum,sütten ziyade peynir ve ayrandan kolay vazgeçemem herhalde .ama kafamdaki soru işaretlerinin de üzerine gitmeye karar verdiğimi söyleyebilirim.
yararlı bir başlık olduğu kanısındayım,bilgi veren herkese teşekkürler.

Bu konu hakkında açıklanmış gerçek bir bilgi bir kanun ne yazıkki bulunmamakta.

Süt ve süt ürünleri sağlığa zararlıdır gibi genel bir kanıya yukarıda verilen kaynaklar ile asla varılamaz.

Ve bu kaynakları çürüten süt ve süt ürünlerinin insan için gerekli ve sayısız yararlı bileşenler içerdiği su götürmez bir gerçektir.


Gelelim et ürünlerine.

Kırmızı et tüketiminin sağlık açısından en büyük tehlikesi içeriğinde bulunan demirdir. Yani eksikliğinde performansı büyük ölçüde düşüren kansızlık yaratan ve dışarıdan iğneler ile vücuttaki oranı arttırılmaya çalışan demir.

Herşey kararında güzeldir ve herşeyin fazlası zararlıdır ( suyun bile).

Bu konu şuna dönmeye başlamıştı " ya ne olucak dünyaya bir kere geliyorum peynirde yerim sütte içerim" Bu yazı oldukça yanlış bu yazdıkların kötü bir beslenme şekli değilki????

Bu şöyle yazılsa tamam "dünyaya bir kere geldim alkol de alırım sigarada "

Lütfen bunu bununla karıştırmayalım.


Daha öncede yazdığım gibi hayvansal ürünleri mümkün değil hayatınızdan tamamen çıkartamazsınız.

Zaten çıkartmanızada gerek yoktur.


Bundan da şu anlaşılmasın gidin günde bir kilo et yiyin demiyorum....

Bilimsel ve deneysel sonuç meraklıları için aşağıdaki makaleleri okuyabilirsiniz, gayet güzel anlatılmış herşey.

But Don't Take Our Word for It—Examine the Science for Yourself

"Milk, it now seems clear, is not the solution to poor bone density. To the contrary, it's part of the problem."
Dr. Charles Attwood
In one study, funded by the National Dairy Council, a group of postmenopausal women were given three 8-ounce glasses of skim milk every day for two years, and their bones were compared to those of a control group of women not given the milk. The dairy group consumed 1,400 mg of calcium per day and lost bone at twice the rate of the control group. According to the researchers, "this may have been due to the average 30 percent increase in protein intake during milk supplementation. ... The adverse effect of increases in protein intake on calcium balance has been reported from several laboratories, including our own" (they then cite 10 other studies). Says McDougall, "Needless to say, this finding did not reach the six o'clock news." This is one study that the dairy industry won't be repeating any time soon.

After looking at 34 published studies in 16 countries, researchers at Yale University found that the countries with the highest rates of osteoporosis—including the United States, Sweden, and Finland—were those in which people consumed the most meat, milk, and other animal foods. This study also showed that African-Americans, who consume, on average, more than 1,000 mg of calcium per day, are nine times more likely to experience hip fractures than are South African blacks, whose daily calcium intake is only about 196 mg. Says McDougall, "On a nation-by-nation basis, people who consume the most calcium have the weakest bones and the highest rates of osteoporosis. ... Only in thoseplaces where calcium and protein are eaten in relatively high quantities does a deficiency of bone calcium exist, due to an excess of animal protein."

Harvard University's landmark Nurses Health Study, which followed 78,000 women over a 12-year period, found that the women who consumed the most calcium from dairy foods broke more bones than those who rarely drank milk. Summarizing this study, the Lunar Osteoporosis Update (November 1997) explained: "This increased risk of hip fracture was associated with dairy calcium. ... If this were any agent other than milk, which has been so aggressively marketed by dairy interests, it undoubtedly would be considered a major risk factor."

"The association between the intake of animal protein and fracture rates appears to be as strong as the association between cigarette smoking and lung cancer."
Dr. T. Colin Campbell
A National Institutes of Health study at the University of California, published in the American Journal of Clinical Nutrition (2001), found that "women who ate most of their protein from animal sources had three times the rate of bone loss and 3.7 times the rate of hip fractures as women who ate most of their protein from vegetable sources." Even though the researchers adjusted "for everything we could think of that might otherwise explain the relationship ... it didn't change the results." The study's conclusion: "[A]n increase in vegetable protein intake and a decrease in animal protein intake may decrease bone loss and the risk of hip fracture."

(link)
(link)
(link)
(link)

Yukarıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz...

Konuya pozitif katkı sağlayacak mesnetli bir mesajınız varsa buyrun. Arkadaşlar burdaki alıntımda sütün zararları konusunda deneysel, bilimseli üniversiteler tarafından yapılmış deneyler ve istatistiksel veriler mevcut, verilen kaynak sitede de daha bir çok araştırma ve deneysel istatistiki veri de mevcut sanırım, yukardaki alıntımdaki bilgileri bir ara Türkçeye çevireceğim, ama vakti olan biri de bunu yapabilirse makbule geçer, teşekkürler.

bunlar okunur işte, inceleyelim

önceden bulduğum makalelerde de yazan, günde iki bardaktan fazla süt içen bayanlarda (e yani ) yumurtalık kanseri riskini arttırdığına yönelik bir bulgu var.

kemiklerin gelişimine tek başına yetmediği, egzersizin de bir o kadar önemli olduğuna dair, fakat sütün önemsizliğini belirtmeyen bir yazı var.

800 çocuk üzerinde yapılan bir deney sonucunda bulunan, tip-1 diyabet riskini arttırması var, ki bence az 800 denek, bir şey bildiğim de yok ya tamamen düşünce bu.

falan ve filan.

fakat;
(link) bağlantıdaki yazı, ve kaynakları tek tek okundukça, çarpıcı sonuçlar çıkıyor.

dayanak olarak genelde gösterdiği kişi olan Julian Whitaker, hakkında çok tartışılmış bir insan. ya bir şarlatan, ya da dokuz köyden kovulan birisi.

ben okumaya devam ediyorum ama korkarım okumayla anlaşılacak konu değil bu, düşündüğümüzden karışık. gerçeği aramaya devam etmekten yılan birisi değilim neyse ki

bu arada ben hala içmiyorum, çok canım çekiyo bazen

Otomatik tercüme edilmiştir. Kelime düşüklüğü olabilir.

Ancak, bizim Word Don't Take-kendin için inceleme Bilim

Şimdi açıkça görülmektedir, zayıf kemik yoğunluğu için çözüm değildir "Süt,. Aksine, bu sorunun bir parçası."
Dr Charles Attwood
Bir çalışmada, Ulusal Süt Konseyi, postmenopozal kadınların bir grup tarafından finanse edilen ve üç tane 8-her gün iki yıl için yağsız süt ve ons gözlük verildi kemikleri bu kadınların bir kontrol grubunun süt verilmemiştir karşılaştırıldı. Süt grubunda günde 1.400 mg kalsiyum tüketimi ve kontrol grubunun iki katı oranında kemik kaybetti. Araştırmacılara göre, "bu kez süt takviyesi sırasında protein alımı içinde ortalama yüzde 30 artış nedeniyle olabilir. ... Kalsiyum dengesi üzerinde protein tüketimini de artar olumsuz etkisi kendi dahil olmak üzere birçok laboratuarları," 'dan bildirilmiştir ( Hâla) 10 diğer çalışmalar öngörmektedirler. McDougall, "Söylemeye diyor, bu bulgu altı o'clock haber ulaşmadı." Bu çalışmada süt endüstrisi yakın zamanda tekrar olmayacak.

Yale Üniversitesi'nde 16 ülke, araştırmacılar 34 yayınlanan çalışmalar bakarak sonra osteoporoz en yüksek oranları Amerika Birleşik Devletleri, İsveç de dahil olmak üzere ülkeler, ve Finlandiya-o hangi insanların en çok et, süt tüketimi ve diğer hayvan vardı bulundu gıdalar. Bu çalışmada ayrıca, Afrika-günlük kalsiyum Amerikalılar, kim tüketir ortalama olarak fazla 1.000 mg, dokuz kat daha fazla yaşama olasılığı kalça kırıklarının daha gösterdi olan günlük kalsiyum alımı sadece 196 mg Güney Afrikalı siyahlar vardır. McDougall, "bir ulus Says On-by-ulus olarak, en çok kalsiyum tüketen insanların en zayıf kemik ve osteoporoz en yüksek oranlarına sahip. ... Sadece thoseplaces nerede kalsiyum ve protein nispeten yüksek miktarlarda yenir yılında bir eksikliği yok kemik kalsiyum, hayvansal proteinin aşırı bağlı biri."

Harvard Üniversitesi işareti Hemşireler Sağlık Çalışması, bir 12 yıllık bir dönemde, bu kadın kim o kim nadiren süt içti daha kemikleri kırıldı süt ürünleri en fazla kalsiyum tüketilen bulundu 78.000 kadın izledi. Bu çalışmanın özetlenmesi, Ay Osteoporoz Güncelleştirmesi (Kasım 1997) şöyle anlatıyor: "Bu kalça kırığı riski süt kalsiyum ile ilişkili idi. ... Bu da çok agresif süt çıkarları tarafından pazarlanan yapılmış herhangi bir ajanı süt dışında olsaydı şüphesiz önemli bir risk faktörü olarak düşünülebilir. "

"Hayvansal protein ve kırılma oranları alımı arasındaki ilişki görünür olarak sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilişki kadar güçlü olmak gerekiyor."
Dr T. Colin Campbell
Ulusal Sağlık Enstitüleri çalışma University of California at American Journal of Clinical Nutrition (2001), bir yayınlanan ki hayvan kaynaklardan protein en yediler "kadınların kemik kaybı ve 3,7 kat oranının üç katı oranı vardı bulundu ve hip olan sebze kaynaklardan protein en yediler kadın olarak fractures. " Rağmen araştırmacılar "her şey için bunun aksi halde ilişkiyi açıklamak belki düşünebilirim ... o sonuç değişmedi ayarlanır." Çalışma's Sonuç: "[bitkisel protein alımı A] n artış ve hayvansal protein tüketimi bir azalma kemik kaybı ve kalça kırığı riskini azaltabilir

Teşekkürler Ender abi ama ne yazıkki bir şey anlaşılamıyor otomatik çeviriden, ben çevirmeye başlıyorum.

Evet arkadaşlar bir hayli uğraştım ve yazıyı çevirdim okuyalım bakalım.

"Milk, it now seems clear, is not the solution to poor bone density. To the contrary, it's part of the problem."
Dr. Charles Attwood
In one study, funded by the National Dairy Council, a group of postmenopausal women were given three 8-ounce glasses of skim milk every day for two years, and their bones were compared to those of a control group of women not given the milk. The dairy group consumed 1,400 mg of calcium per day and lost bone at twice the rate of the control group. According to the researchers, "this may have been due to the average 30 percent increase in protein intake during milk supplementation. ... The adverse effect of increases in protein intake on calcium balance has been reported from several laboratories, including our own" (they then cite 10 other studies). Says McDougall, "Needless to say, this finding did not reach the six o'clock news." This is one study that the dairy industry won't be repeating any time soon.

Açıkça görülmektedirki süt düşük kemik yoğunluğuna çare değildir, aslında süt problemin bir parçasıdır. Dr Charles Attwood

Ulusal süt ürünlerinin konsülünün finanse ettiği araştırmaların birisinde menapoz sonrası kadınlara her gün 8 ounce (bu sanırım 2-3 bardak oluyor) bardak süt içirilmiştir 2 yıl boyunca ve kemik yoğunlukları süt içirilmeyen diğer kontrol gurubuyla karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre süt ürünleri tüketen gurup günde 1400 mg kalsiyum almıştır ancak süt ürünü tüketmeyen guruba göre 2 misli daha çok kemik kaybına uğramışlardır, (ç.n. bu da sütün kalsiyum vermediği aksine azalttığının bilimsel bir kanıtıdır) araştırmacıların bunun nedeninin süt tüketimi sırasında %30 oranında artan protein alımından olabileceğini düşünmektedir. Fazlalaşan Protein alımının kalsiyum dengesine olan yan etkisi bir çok değişik labarotuvar tarafından da bildirilmiştir, buna bizim 10 değişik araştırmamızda vardır. McDoughal diyorki:" Söylemeye sanırım gerek yok bu araştırma saat 6 haberlerine ulaşamamıştır" Bu çalışma hiç şüphe yokki süt endüstrisi tarafından tekrarlanmayacaktır. (ÇN, (çevirenin notu, bingoo burada süt endüstrisi kendi eliyle kapana sıkışmış, deney gurubuna süt ürünleri vererek kemik yoğunluğunun artacağını kanıtlamak istemişler ancak ters köşeye yatırılmışlar )

After looking at 34 published studies in 16 countries, researchers at Yale University found that the countries with the highest rates of osteoporosis—including the United States, Sweden, and Finland—were those in which people consumed the most meat, milk, and other animal foods. This study also showed that African-Americans, who consume, on average, more than 1,000 mg of calcium per day, are nine times more likely to experience hip fractures than are South African blacks, whose daily calcium intake is only about 196 mg. Says McDougall, "On a nation-by-nation basis, people who consume the most calcium have the weakest bones and the highest rates of osteoporosis. ... Only in thoseplaces where calcium and protein are eaten in relatively high quantities does a deficiency of bone calcium exist, due to an excess of animal protein."

16 ülkede yayınlanan 34 araştırma baktığımızda görüyoruzki, Yale üniversitesindeki araştırmacılar bulmuşturki, dünyada en çok asteroprosis görülme oranı (kemik erimesi oluyordu sanırım bu) - aralarında ABD İsveç ve Finlandiyanın da bulunduğu- en fazla süt ürünü et ve diğer hayvansal gıdaları tüketen ülkelerde görülmektedir (çn yani ne kadar çok süt ürünü ve hayvansal gıda o kadar çok kemik erimesi görülmüştür istatistiklerde )
Bu araştırma aynı zamanda göstermiştirki günde 1000 mg kalsiyum alan afrikan amerikalılar (zenciler oluyor sanırım bu bizim ülkemizde onlara zenci demek ayıp değil sanırım ) günde 196 mg alan güney afrikalı siyahlara göree 9 misli fazla kalça kemiği kırığı sorunu yaşamışlardır diyor MCDoughal " Ülkeden ülkeye baz alırsak, en çok kalsiyum alan kişileren zayıf kemiklere sahiptir ve en çok kemik erimesini yaşamaktadırlar. Sadece bu yerlerde kalsiyum ve protein göreceli olarak çok tüketilmekte ve bu da kemik kalsiyumunun azalmasına sebeb olmaktadır, bunun nedenlerinden biri de aşırı alınan hayvansal proteindir."

Harvard University's landmark Nurses Health Study, which followed 78,000 women over a 12-year period, found that the women who consumed the most calcium from dairy foods broke more bones than those who rarely drank milk. Summarizing this study, the Lunar Osteoporosis Update (November 1997) explained: "This increased risk of hip fracture was associated with dairy calcium. ... If this were any agent other than milk, which has been so aggressively marketed by dairy interests, it undoubtedly would be considered a major risk factor."

Harvard üniversitesi lanmark hemşireleri sağlık araştırması : 78.000 kadın 12 yıl boyunca takip edilmiştir ve görüşmüştürkü en çok kalsiyumu süt ürünleri tüketerek alan kadınların nadiren süt içen kadınlara göre çok daha fazla kırılmıştır. Bu çalışmayı özetlersek, Lunar Kemik erimesi hastalığı güncellemesi (november 1997 çn evet ayların ingilzce karşıklıklarını hala ezberlemedim :S) tanımlamıştırki: Bu bariz şekilde artan kalça kemisi kırılmaları süt ürünlerinden alınan kalsiyum ile ilişkilendirilmiştir. Görülmektedirki agresif olarak kalsiyum için pazarlanan süt ürünleri aslında kalsiyum kaybı riskinin ana kaynağını oluşturmaktadır.

"The association between the intake of animal protein and fracture rates appears to be as strong as the association between cigarette smoking and lung cancer."
Dr. T. Colin Campbell

Hayvansal protein alımının kemik kırılmaları ile ilişkilendirilmesi en az sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilişkilendirilme kadar kuvvetlidir
DR T Colin Campbell

A National Institutes of Health study at the University of California, published in the American Journal of Clinical Nutrition (2001), found that "women who ate most of their protein from animal sources had three times the rate of bone loss and 3.7 times the rate of hip fractures as women who ate most of their protein from vegetable sources." Even though the researchers adjusted "for everything we could think of that might otherwise explain the relationship ... it didn't change the results." The study's conclusion: "[A]n increase in vegetable protein intake and a decrease in animal protein intake may decrease bone loss and the risk of hip fracture."

Kaliforniya üniversitesi ulusal sağlık entütüsü tarafından yayınlanan Amerika klinik besin (2001) yayını göstermiştirki " Proteinini en çok hayvansal kaynaklardan alan kadınlar, proteinini sebze ürünleri tüketen kadınlara göre 3 misli kemik kaybı ve 3.7 misli kalça kırığı yaşamışlardır. Bütün araştırmalar aynı kapıya çıkmaktadır ki sebzesel protein alımında artış ve hayvansal protein alımında azalış, kemik kaybının ve kalça kırığının azaltmasına neden olacaktır.
(Ç.n oh be bitti )

Özet.
Evet arkadaşlar gördüğünüz gibi sonuçlar gayet açıktır, eminin dışarıda diğer kaynaklar bunun gibi yüzlerce daha deneysel veri vardır, burda da gördük ki bağımsız sağlık kuruluşları, dünyaca tanınmış üniversiteler hatta süt üreticilerinin kendilerinin yaptığı deneyler dahi süt ürünlerinin ve hayvansal ürünlerinin kemik kaybı, kalsiyum kaybına yol açtığı, kemik kırılmalarını arttırdığı gün ışığı gibi aşikardır, buna alternatif olarak azaltılan süt ürünleri ve hayvansal gıdalar ile artırılan sebzesel gıdalar en iyi kemik sağlığının oluşturulması, en sağlıklı bedenleri oluşturabilmemiz için tek yoldur. Ben Hakan Yazman olarak bu bilgileri senelerdir savunuyorum, umarım bazılarının
alışkanlıklarının değişerek hayat kalitelerinin artmasına faydam olmuştur. Bilgiyi paylaşmanın keyfi ile sevgiyle kalın
Hakan Yazman

Yani sütün vücuda zararı içerdiği proteinin kalsiyum atılımını fazlalaştırması. Evet güzel. Yalnız süt üreticilerinin yapmış olduğu araştırma yanlış yaş grubuna uygulanmış. Menapoza giren bir bayan en az 40-45 yaşlarındadır Vücuttaki kemik yapılaşması teenage yaşlarının sonunda bitmektedir. Yani 20 yaşından sonra kişiye istediğiniz kadar kalsiyum verin boşa gider. Yani 19 yaşından sonra en fazla 20 diyelim vücut kemikleri yeterli oranda güçlendirmez. Bu bilgi ezber değildir. Kaynağı Ege üniversitesi beden eğitimi bölümü öğretmenlerinden Dr. Soner Özsu tarafından açıklanmış bir bilgidir. ( Kaynak antreman bilimcisi BOMPA). Kendisi türkiyenin en iyi antreman bilimcilerinden olarak görülmektedir. Kemik erimesi bayanlarda 40 yaşından sonra erkeklerde 40-45 yaşlarından sonra hızlanır. Kemik erimesini durdurmanın yolu yoktur sadece yavaşlatabilirsiniz onunda yolu dışarıdan besin alımı değil egzersizdir. Egzersiz ile 40 yaşlarından sonra vücudunuzdaki kemik dokusu kaybını maximum %4 engelleyebilirsiniz.

Aynı zamanda egzersiz ile kaslarınızın maximal gücünü her sene %1 lik bir kayıpla koruyabilirsiniz. Şu an bu konuda elde edilebilen tek geçerli bilgi ( yukarıdaki verilere göre geçerliliğini araştırmadım) kalsiyum emiliminin engellenmesi. O da sporcular için problem değil. Zaten 20 li yaşlarına kadar hayatları boyunca yetecek kemik dokusunu sağlıyorlar ama vücutlarına sürekli kaliteli protein almak zorundalar bu da en kolay yolu ile sütten geçiyor. Sütün içerisinde hem Whey proteini ( hızlı karışımlı yaklaşık 15- 20 dakika içerisinde kana karışır) hemde Casein proteini mevcut( Yavaş salınımlı bir protein çeşididir kana karışması 1 saati bulur fakat kasları 2-3 saate kadar besleyebilir) Bu proteinler ya sütten alırsınız yada protein tozlarından. Seçim herzaman olduğu gibi sizin. Australian Institute of Sport un 2008 de yapmış olduğu son araştırmalar sonucu makalelerine koyudğu bir madde türkçeleştrilmiş olarak yazıyorum:

Yeni sporcu içeceği!. Süt
-Egzersizden sonra
-Özellikle kuvvet antrenmanından sonra
-Az yağlı süt
-Laktoz intoleransına dikkat!

Son olarak bu sitenin adını vermeyecektim ama değerli forum üyelerine bir tavsiye gibi olsun

(link)

Bu sitede istediğiniz spor dalına ait ve hangi antremanlarda nasıl yarış dönemi öncesi ve sonrası nasıl besleneceğiniz ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor ve hemen hemen bütün diyetlerde burda çok zararlı olduğu söylenen milk var. Bu sitede daha birçok şeyi bulabilirsiniz.

İnsanlar dışındaki memeliler anne sütünden kesildikten sonra süt içerler mi? veya gerek varmıdır içilmesine? hamburgerinden hayvansal yağına kızartmasına kadar bir çok şey yiyip içiyoruz. süte kadar çok şey var zarar verebilecek. Ama bazı hücrelerin üretimini hızlandırabildiği için kanserli hücre oluşumua yardımcı olabileceği konusunda bir yazı okumuştum.

Benim şahsi kanaatim haftada içilen birkaç litre sütün bir zararı olmayacağı yönünde...

Arkadaşlar bilmem farkediyormusunuz, sütün faydası üzerine kanıtlanmış tek bir bilimsel araştırma ve istatistik yok (sadece süt entitüsü yapmış ama orada da tersi zararları ortaya çıkmış) karşılığında ise bilimsel deneyler istatistikler ise sütün son derece zararlı, kalsiyum kaybına yol açan, kemik erimesini arttıran, kemik kırılmalarını arttıran (istatistikler deneyler yukarıda) yine okuduğum bir çok kaynakta süt ürünlerinin baş alerjenlerden (şeker de ) olduğu açıklanmıştır (thedoctorwithin.com). Şimdi duralım ve düşünelim, sütü neden içmek istiyoruz ? Kalsiyum ve kuvvetli kemikler için, bütün deneyler bunun tam tersini gösteriyor. Protein için mi süt içiyoruz ? Protein almanın çok daha sağlıklı ve etkili yolları var (mesela yumurta beyazı). Başka nedenimiz var mı ? Sütün deneylerle bu kadar kanıtlanmış zararı varken, bilimsel deneyler sonucunda kanıtlanmış hiç bir faydası yokken (sadece şu şu şunu demiş şeklinde açıklamaların hiç bir kıymeti yok siz de biliyorsunuz) neden hala insanlar süt tüketiyor, sadece alışkanlık, başka ? lezzet damak tadı, buna diyecek bir şey yok, ama zararlarını bilmek önemli.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü 'nün hazırladığı "Türkiye'ye Özgü Beslenme Rehberi"nin SÜT ile ilgili bölümünü aşağıya alıntılıyorum:
(Türk Halkının beslenme alışkanlıklarına ve diyet örüntüsüne dayalı olarak beslenme açısından dikkat edilmesi gereken ilkeleri ve bireylerin besin gereksinimlerine temel olacak alım düzeylerinin belirlenmesinde kullanılabilecek bazı temel besin ögesi değerlerinin sunulması amacı
ile hazırlanmıştır.
Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı baflta olmak üzere, üniversitelerin ilgili bölümlerinden ve
FAO, WHO, UNICEF gibi kurumların Türkiye Temsilciliklerinden uzmanların katıldığı bir toplantı
düzenlenmiş ve ülkemize özgü bir beslenme rehberi hazırlanmasına karar verilmiştir. Hacettepe
Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üye ve yardımcıları ve Sağlık Bakanlığı Temel
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan rehber, ilgili kurum ve kuruluşların (Hacettepe
Üniversitesi Gıda Mühendisliği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği, Ankara Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü, Baflkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, TÜBİTAK,
Türk Tabipler Birliği, Türkiye Milli Pediatri Derneği) görüşüne sunulmuş, gelen görüşler
çerçevesinde son şekline getirilmiştir.)

Metnin tamamı:
(link)

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü
web sayfası:
(link)

*************************************************
SÜT GRUBU
-Süt ve yerine geçen besinler; yoğurt, peynir ve süttozu gibi sütten yapılan besinlerdir. Bu besinler
protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini (riboflavin) ve vitamin B12 olmak üzere birçok besin
ögesinin önemli kaynağıdır. Başta yetişkin kadınlar, çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarının bu grubu her gün tüketmesi gerekir.
-Kalsiyum kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynar.
-Tüketilmesi önerilen miktar; yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma (büyüme ve gelişme dönemi, gebelik
ve emziklilik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir.
-Süt ve ürünlerinin yanı sıra balıklar (özellikle kılçığı ile beraber yenilenler), koyu yeşil yapraklı
sebzeler, tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş besinler ve kurubaklagiller de belirli bir miktar
kalsiyum sağlar. Ancak bu besinlerden sağlanan kalsiyumun vücutta kullanımı süte göre daha
sınırlıdır.
-Süt ve süt ürünleri yağ içeriği yönünden de zengindir. Doymuş yağ ve kolesterol ile yağda eriyen
A vitamini içerirler. Yağ ve kolesterol alımını diyette sınırlandırmaları gereken kişilerin yağ miktarı
azaltılmış süt , yoğurt ve peynirleri tercih etmeleri gerekir.
-Süt ürünlerinden peynirin tuz içeriği yüksektir. Tuz tüketimini azaltmak üzere az tuz içeren
peynirlerin tüketimi gerekmektedir.

Süt grubu, sağlıklı kemik gelişimi için
elzem olan kalsiyum yönünden en zengin besinlerdir
Yetişkinlerde günlük süt tüketiminin en az 500 gram olması önerilmektedir


ÖNERİLER
-Her gün yetişkin bireylerin 2 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve
emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri
tüketmeleri gerekir. Bir orta boy su bardağı (200 cc) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu
büyüklüğünde peynir bir porsiyondur.
-Yağsız veya yağı azaltılmış süt, yoğurt ve tuzu az peyniri tercih edin.
-Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler insanlarda
Brusella hastalığına neden olur. Bu nedenle sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütleri
tüketmeyin.
-Pastörize edilmiş veya UHT (uzun ömürlü süt) sütleri tercih edin. Kaynağını bilmediğiniz
ve tanımadığınız kişilerin sattığı sokak sütlerini satın almayın.
-Sütün az kaynatılması sütte bulunan mikropların tamamını öldürmez. Sütün çok kaynatı
lması ise vitamin kaybına neden olur. Sütü kaynama noktasına geldikten sonra en az
5 dakika kaynatmak hijyenik yönden yararlı olabilir.
-Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan suyunun atılması vitamin
B2 (riboflavin) kaybına neden olur. Riboflavin vücutta önemli işlevleri olan bir vitamindir.
Bu nedenle yoğurdun yeşilimsi suyu atılmamalı, değerlendirilmelidir. Ekmek
mayalandırma, bisküvi ve pasta ile çorba yapımında kullanılmalıdır.
-Sütlü tatlı pişirildikten sonra ocaktan alınırken şekeri eklenmelidir. Pişirilme sırasında
eklenen şeker ile sütün proteini birleşince protein kaybı oluşur.
-Tarhana yoğurt, un veya yarmadan yapılan geleneksel bir besinimizdir. Beslenmemizde
önemli yeri vardır. Ancak kurutulma işlemi hava akımı olan ve gölge bir yerde, üstü bezle
kapalı olarak yapılmalı, güneş altında kurutulmamalıdır. Aksi halde önemli vitamin
kayıpları oluşur.
-Satın alınan plastik süt ve yoğurt kapları, daha sonra yiyecek saklama amacı ile
kullanılmamalıdır.
-İshal tedavisinde yoğurt yenmesi ve tuzlu ayran içilmesi yaşam kurtarır.