İş yerimin organize ettiği bir seyehat nedeni ile 30 Nisan – 3 Mayıs tarihleri arasında Paris’teydim. Paris, dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir ve özellikle bisiklet & motosiklet sürücüleri için çok önemli ayrıntıları şehir yaşamı içine adapte edebilmiş bir şehirdir
Şehir merkezindeki, özellikle Seine nehrinin iki yakasındaki tüm yaya ve taşıt yollarının bir kısmı bisiklet yolu olarak ayrılmış. Bu bakımdan özellikle hava şartları da müsaait olduğunda, bu büyülü şehri, bisiklet üzerinde gezmek gerçekten çok hoş bir deneyim oluyor.
Paris’te bu keyfi yaşamak için bisikletinizin olması gerekmiyor.
Hemen hemen 4-5 sokakta bir karşınıza çıkan Bisiklet otomatlarından, saatine 1 Avro ödeyerek kiralayacağınız bisikletler vasıtası ile bu zevki yaşamanız mümkün.
Bisiklet otomatları Fransızca, İngilizce ve İspanyolca olarak hizmet veriyor.
Otomatların olduğu yerde, kilitli bisikletler mevcut.
Kredi kartınızı makineye takıyorsunuz, önce 150 Avro’luk bir depozito kartınıza işleniyor, sonra kendinize bir abone kartı alıyorsunuz. 1 günlük, haftalık, ya da daha uzun süreli abonman kartı almanız mümkün.
Abonman kartının üzerinde bir numara var, onun yanında kendinize bir de şifre oluşturuyorsunuz. Sonra ilk yarım saati ücretsiz olmak üzere, saati 1 avro’ya fotograftaki bisikletlerden birini kiralamanız mümkün.
Ancak bu proje kapsamında, kısa süreli bisiklet kullanımı teşvik edilmekte, böylece daha fazla kişinin bu bisikletlerden faydalanması düşünülmüş.
Bu bakımdan ücret tarifesi şu şekilde tasarlanmış:
İlk yarım saat: bedava,
1 saat – 1 Avro,
1,5 saat – 3,5 Avro,
2 saat – 7 Avro,
5 Saat – 31 Avro,
10 saat – 71 Avro ve
20 saat – 151 Avro.
Kiraladığınız bisikleti, aynı otomatın olduğu herhangi bir yere bıraktığınız anda o andaki hesabınıza işleniyor ve kaç saat kullandıysanız o kadar meblağ, depozitonuzdan düşülüyor.
Öyle sanıyorum ki bu satırları okuyunca, bir kısmınız “Nasıl Yani...?” türünden şaşkınlık tepkileri vermektesiniz.
İşin özü şudur: Paris’te sokakta yürüken bisiklete binmek isterseniz, bisiklet otomatlarından, bir şişe su fiyatına saatlik bisiklet kiralaması yapabiliyorsunuz..
Açıkçası bu sistem şu an hemen hemen tüm modern Avrupa şehirlerinde kullanılmakta. Örnek vermek gerekirse, Viyana'da benzer bir sistemi kullanarak üç gün boyunca yaklaşık 70 Km yol yaptım.
Bir arkadaşımla birlikte sabah bir kafe’de kahve kruvasan’dan oluşan kahvaltımızı yaptıktan sonra bisikletlerimizi kiraladık.
Önce bisikletimizin özelliklerinden bahsedeyim.
Fransız Mercier firması tarafından Macaristan’da üretilmişler.
26’’ jant var. Önde genişçe bir sepeti mevcut. Sağ elcikte 3 vites var. Aynakol Single Speed, arka ruble 3 vites.
Yani bisiklet 3 vitesli. Paris düz bir şehirdir. Şehirde dişe dokunur bir tane tepe var o da 130 metre rakımlıdır. Dolayısı ile 3 vites bu şehrin tüm yolları için fazlası ile yeterli oluyor.
Sele çok konforlu.
Vites kolunda Nexus markası var.
Sele altı ile gidon boğazını birleştiren ara parça yok. Yani bu bisikletler aslında W diye tabir edilen bayan bisikletleri ama bence unisex. Tek problem trafikte dururken, kendi bisikletimden alışık olduğum şekilde bisikleti bacak arama alıp ayakta durmak istediğimde bisiklet iki kez yana yattı. Alışkanlık işte :-(((
Bir şehir bisiketinden bekleyebileceğiniz hemen hemen herşey mevcut.
Tabi tahmin edebileceğiniz üzere bu bisikletler sürekli olarak farklı kişiler tarafından kullanılıyor ve bazen o kadar da özenli olmayan sürücülerin eline düşebiliyor. O bakımdan sağlamlık adına bisikletlerin kadrosu çelik’ten imal edilmiş, dolayısı ile bisiklet ağır.
Ben 17-18 Kilogram’dan fazladır demiştim, internetten baktım ağırlığı 22,5 Kg.
Gidon bölümünde, Fransızca olarak şunlar yazıyor:
Kaldırımlarda sürmeyeceğim,
Trafik kurallarına uyacağım,
Yolcu taşımak amaçlı kullanmayacağım,
Tek yön sokaklarda ters yönden gitmeyeceğim.
Paris’te Velib adı verilen bu proje için 10.600 adet bisiklet, 750 istasyonda hizmet veriyor.
Otomat üzerindeki ekrandan civardaki diğer istasyonların yerini görmeniz mümkün.
Bu projedeki tek sorun, bazen vardığınız istasyonda boş yer olmayabiliyor ve bisikleti bırakamıyorsunuz. (Bence mahsuru yok )
Velib, Fransızca Velo Libre ve Velo Liberte kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Anlamı, bisiklet özgürlüğü veya bedava bisiklet olarak Türkçe’ye çevrilebilir.
Proje kapsamında 600 teknik eleman istihdam edilmiş. Bisikletlerin bakımlarını yapıyorlar. Patlak lastikler ve bozulmuş vitesler çok sık karşılaşılan ve tamir bakım gerektiren durumlarmış.
Bu arada bu proje kapsamında şu an 15.000’den fazla kişide abonman kartı varmış.
Ayrıca bu proje için, Paris’de varolan bisiklet yollarına ek olarak 360Km daha bisiklet yolu yapılmış.
Eyfel kulasinin yakınlarından, Seine nehrine pararlel turumuza başladık.
Ağaçlı yoldan geçerek, Bateux Parisienne limanınından hemen sonra doğru Concorde meydanına yöneldik, Oradan D’orsay müzesi ve Notr’Dame katedralini geçip nehrin diğer yakasından geri döndük.
Champs-Ellyse ve Arc de Triomph (Zafer Takı) üzerinden Grand Armee Bulvarını takip ederek, La defans bölgesinde bulunan otelimize kadar bulunan yolu katettik.
Aşağı yukarı 18-20 Km civarında bir yol yapmış olmalıyız.
Benim gibi şehir bisikletine meraklı ve şehir içinde bisiklet kullanmaktan çok büyük keyif alan birisi için, Paris’te bisiklet turu inanılmaz güzel bir deneyim oldu. Ancak turun sonunda bir miktar hayıflandım doğrusu.
Yol boyunca tek bir araç bize korna çalmadı.
Tek bir araç üzerimize çıkmadı, kavşaklardan geçerken istisnasız tüm araçlar bizi bekledi, önceliği bize verdi.
Trafiğin akış hızı bisikletlilerin trafiğin bir parçası olmasına izin verecek kadar hızlı, yanınızdan saatte 120 Km ile bir araç geçmiyor.
Bisiklet yollarında yürüyen yayalar var ancak bisiklet zilini duyar duymaz, kenara çekilip size yol veriyorlar.
Yolların bazı bölümleri şu şekilde organize edilmiş: İki şerit gidiş iki şerit de geliş. Bu iki şeritin ortasında iki şerit de bisikletliler için ayrılmış. Bu yola hiç bir araç, taksi, otobüs girmiyor.
Bu bölünmenin olmadığı bazı yollarda, otobüsler için ayrılmış olan özel bir hat var. Bu hattı otobüsler ile birlikte sadece bisikletliler kullanıyor ve otobüsler üzerinize çıkmıyor.
Sağda park etmiş bir araç varsa ve arkanızda da bir araç varsa, siz parketmiş aracın solundan geçeceğiniz için yavaşlıyor. Ancak bu yavaşlamanın asıl sebebi şu: Park etmiş aracın içinde birisi varsa kapıyı açabilir ve en sık karşılaşılan ölümlü bisiklet kazasına karışabilirsiniz. Bu sebeple arkanızdan gelen araç sizin şeridi ortalamanıza müsaade eder şekilde yavaşlıyor.
Şaka gibi, hatta benim için bir ütopya ama Paris’te durum budur...
Proje hakkında detay bilgi isterseniz (link) adresinden bilgi almanız mümkün.
Şehir merkezindeki, özellikle Seine nehrinin iki yakasındaki tüm yaya ve taşıt yollarının bir kısmı bisiklet yolu olarak ayrılmış. Bu bakımdan özellikle hava şartları da müsaait olduğunda, bu büyülü şehri, bisiklet üzerinde gezmek gerçekten çok hoş bir deneyim oluyor.
Paris’te bu keyfi yaşamak için bisikletinizin olması gerekmiyor.
Hemen hemen 4-5 sokakta bir karşınıza çıkan Bisiklet otomatlarından, saatine 1 Avro ödeyerek kiralayacağınız bisikletler vasıtası ile bu zevki yaşamanız mümkün.
Bisiklet otomatları Fransızca, İngilizce ve İspanyolca olarak hizmet veriyor.
Otomatların olduğu yerde, kilitli bisikletler mevcut.
Kredi kartınızı makineye takıyorsunuz, önce 150 Avro’luk bir depozito kartınıza işleniyor, sonra kendinize bir abone kartı alıyorsunuz. 1 günlük, haftalık, ya da daha uzun süreli abonman kartı almanız mümkün.
Abonman kartının üzerinde bir numara var, onun yanında kendinize bir de şifre oluşturuyorsunuz. Sonra ilk yarım saati ücretsiz olmak üzere, saati 1 avro’ya fotograftaki bisikletlerden birini kiralamanız mümkün.
Ancak bu proje kapsamında, kısa süreli bisiklet kullanımı teşvik edilmekte, böylece daha fazla kişinin bu bisikletlerden faydalanması düşünülmüş.
Bu bakımdan ücret tarifesi şu şekilde tasarlanmış:
İlk yarım saat: bedava,
1 saat – 1 Avro,
1,5 saat – 3,5 Avro,
2 saat – 7 Avro,
5 Saat – 31 Avro,
10 saat – 71 Avro ve
20 saat – 151 Avro.
Kiraladığınız bisikleti, aynı otomatın olduğu herhangi bir yere bıraktığınız anda o andaki hesabınıza işleniyor ve kaç saat kullandıysanız o kadar meblağ, depozitonuzdan düşülüyor.
Öyle sanıyorum ki bu satırları okuyunca, bir kısmınız “Nasıl Yani...?” türünden şaşkınlık tepkileri vermektesiniz.
İşin özü şudur: Paris’te sokakta yürüken bisiklete binmek isterseniz, bisiklet otomatlarından, bir şişe su fiyatına saatlik bisiklet kiralaması yapabiliyorsunuz..
Açıkçası bu sistem şu an hemen hemen tüm modern Avrupa şehirlerinde kullanılmakta. Örnek vermek gerekirse, Viyana'da benzer bir sistemi kullanarak üç gün boyunca yaklaşık 70 Km yol yaptım.
Bir arkadaşımla birlikte sabah bir kafe’de kahve kruvasan’dan oluşan kahvaltımızı yaptıktan sonra bisikletlerimizi kiraladık.
Önce bisikletimizin özelliklerinden bahsedeyim.
Fransız Mercier firması tarafından Macaristan’da üretilmişler.
26’’ jant var. Önde genişçe bir sepeti mevcut. Sağ elcikte 3 vites var. Aynakol Single Speed, arka ruble 3 vites.
Yani bisiklet 3 vitesli. Paris düz bir şehirdir. Şehirde dişe dokunur bir tane tepe var o da 130 metre rakımlıdır. Dolayısı ile 3 vites bu şehrin tüm yolları için fazlası ile yeterli oluyor.
Sele çok konforlu.
Vites kolunda Nexus markası var.
Sele altı ile gidon boğazını birleştiren ara parça yok. Yani bu bisikletler aslında W diye tabir edilen bayan bisikletleri ama bence unisex. Tek problem trafikte dururken, kendi bisikletimden alışık olduğum şekilde bisikleti bacak arama alıp ayakta durmak istediğimde bisiklet iki kez yana yattı. Alışkanlık işte :-(((
Bir şehir bisiketinden bekleyebileceğiniz hemen hemen herşey mevcut.
Tabi tahmin edebileceğiniz üzere bu bisikletler sürekli olarak farklı kişiler tarafından kullanılıyor ve bazen o kadar da özenli olmayan sürücülerin eline düşebiliyor. O bakımdan sağlamlık adına bisikletlerin kadrosu çelik’ten imal edilmiş, dolayısı ile bisiklet ağır.
Ben 17-18 Kilogram’dan fazladır demiştim, internetten baktım ağırlığı 22,5 Kg.
Gidon bölümünde, Fransızca olarak şunlar yazıyor:
Kaldırımlarda sürmeyeceğim,
Trafik kurallarına uyacağım,
Yolcu taşımak amaçlı kullanmayacağım,
Tek yön sokaklarda ters yönden gitmeyeceğim.
Paris’te Velib adı verilen bu proje için 10.600 adet bisiklet, 750 istasyonda hizmet veriyor.
Otomat üzerindeki ekrandan civardaki diğer istasyonların yerini görmeniz mümkün.
Bu projedeki tek sorun, bazen vardığınız istasyonda boş yer olmayabiliyor ve bisikleti bırakamıyorsunuz. (Bence mahsuru yok )
Velib, Fransızca Velo Libre ve Velo Liberte kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Anlamı, bisiklet özgürlüğü veya bedava bisiklet olarak Türkçe’ye çevrilebilir.
Proje kapsamında 600 teknik eleman istihdam edilmiş. Bisikletlerin bakımlarını yapıyorlar. Patlak lastikler ve bozulmuş vitesler çok sık karşılaşılan ve tamir bakım gerektiren durumlarmış.
Bu arada bu proje kapsamında şu an 15.000’den fazla kişide abonman kartı varmış.
Ayrıca bu proje için, Paris’de varolan bisiklet yollarına ek olarak 360Km daha bisiklet yolu yapılmış.
Eyfel kulasinin yakınlarından, Seine nehrine pararlel turumuza başladık.
Ağaçlı yoldan geçerek, Bateux Parisienne limanınından hemen sonra doğru Concorde meydanına yöneldik, Oradan D’orsay müzesi ve Notr’Dame katedralini geçip nehrin diğer yakasından geri döndük.
Champs-Ellyse ve Arc de Triomph (Zafer Takı) üzerinden Grand Armee Bulvarını takip ederek, La defans bölgesinde bulunan otelimize kadar bulunan yolu katettik.
Aşağı yukarı 18-20 Km civarında bir yol yapmış olmalıyız.
Benim gibi şehir bisikletine meraklı ve şehir içinde bisiklet kullanmaktan çok büyük keyif alan birisi için, Paris’te bisiklet turu inanılmaz güzel bir deneyim oldu. Ancak turun sonunda bir miktar hayıflandım doğrusu.
Yol boyunca tek bir araç bize korna çalmadı.
Tek bir araç üzerimize çıkmadı, kavşaklardan geçerken istisnasız tüm araçlar bizi bekledi, önceliği bize verdi.
Trafiğin akış hızı bisikletlilerin trafiğin bir parçası olmasına izin verecek kadar hızlı, yanınızdan saatte 120 Km ile bir araç geçmiyor.
Bisiklet yollarında yürüyen yayalar var ancak bisiklet zilini duyar duymaz, kenara çekilip size yol veriyorlar.
Yolların bazı bölümleri şu şekilde organize edilmiş: İki şerit gidiş iki şerit de geliş. Bu iki şeritin ortasında iki şerit de bisikletliler için ayrılmış. Bu yola hiç bir araç, taksi, otobüs girmiyor.
Bu bölünmenin olmadığı bazı yollarda, otobüsler için ayrılmış olan özel bir hat var. Bu hattı otobüsler ile birlikte sadece bisikletliler kullanıyor ve otobüsler üzerinize çıkmıyor.
Sağda park etmiş bir araç varsa ve arkanızda da bir araç varsa, siz parketmiş aracın solundan geçeceğiniz için yavaşlıyor. Ancak bu yavaşlamanın asıl sebebi şu: Park etmiş aracın içinde birisi varsa kapıyı açabilir ve en sık karşılaşılan ölümlü bisiklet kazasına karışabilirsiniz. Bu sebeple arkanızdan gelen araç sizin şeridi ortalamanıza müsaade eder şekilde yavaşlıyor.
Şaka gibi, hatta benim için bir ütopya ama Paris’te durum budur...
Proje hakkında detay bilgi isterseniz (link) adresinden bilgi almanız mümkün.