Okullarda Trafik (bisiklet) Eğitimi ve Toplumsal Bilinçlenme

Merhaba,

Zannedersem kaza haberleri hiç bir zamanda bitmeyecek. Hatta bu satırlar yazan ben ve okuyanlar da bir gün, bir şekilde bu haberler içinde kaybolup gideceğiz. Ancak bu haberler bisikleti soğutması bir yana (bence soğutmamalı) bir kaç satır yazıp eylemsiz kalmak ne derece doğru sizin taktirlerinize bırakıyorum! En son Bursa'daki kaza (-bknz. (link)) iyi bir şeye vesile olsun ve aklıma gelen ilk şeyi yapalım, ne dersiniz?

@Salih Dinçer
Tabi illa ki bunu yapalım demiyorum ama hiç olmazsa deneyelim ve hatta sizin fikirleriniz ile geliştirelim. Ama bunu yaparken planlı olalım ve/veya bir başlıkta gezdiğimiz okulları, aldığımız tepkileri ve fotoğrafları paylaşalım. Yoksa bu toplum iyiye gideceği yerine kötüye gidecektir, hiç kuşkunuz olmasın. Atalarımız doğruyu söylemiş:

"Ağaç yaşken eğilir..."

Gerçi STK'lar gerekeni yapıyor olmalılar. Ben bizzat Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz'dan duydum; okulları gezip ücretsiz eğitimler veriyorlarmış. Bence Critical Mass gibi etkinlikler belli bir zaman sonra ülfet ile karşılanıyor olmalı. Yani bütün bunlar yapılmasın demiyorum yine yapılsın ama farklı kombinasyonlar veya sağ gösterip sol vurma gibi hedeflerimiz olmalı. Hayır, ikiyüzlülük aklımın ucundan bile geçmedi. Bence tek hedefimiz olmalı:

Motorlu araç sayısını azaltmak!

Tabi bu ne devletin elindedir, ne de halkın. Eş zamanlı bir şekilde herkes buna niyetlenmelidir. Motorlu araç sayısı ne kadar az olursa bisiklet vakaalarını bırakın trafik kazaları da azalacaktır. Hep deriz ya önce eğitim veya çözüm eğitim; gerçekten öyle. Hem bisiklet olayları henüz okullarda dersler yoğunlaşmamışken çocukların ilgisini çekecek ve belki okul stresini atacaktır. Öyle değil mi...

Başarılar....

Bravo. Güzel yazı.

konuyla alakasız olabilir belki ama şunu paylaşmak istiyorum.

@Salih Dinçer

demişsiniz ama bu devletin elinde olan bir şey aslında..
Ne kadar çok yol yapılırsa o kadar çok insan motorlu araç almak için istek duyar,
Toplu taşımaya ne kadar az önem verilirse o kadar çok insan motorlu araç almak için istek duyar.

Okulda bir hocam, "Her kavşak, her yol kendi trafiğini getirir" demişti. Bu yüzden "Her yere kavşak yaptık, süper oldu, trafik rahatladı" yalanına inanmayın.

3. köprüye karşı hareket etmek; Toplu taşıma ücretlerinin düşmesini, kalitesinin artmasını istemek motorlu taşıt sayısının azalmasına destek vermektir örneğin.

Bunları yapmak veya yapmamak da tamamen devletin elinde olan bir şeydir..

saygılar

@Salih Dinçer

Guzel tespitler.Ancak bir konuya katilmiyorum.

''Tabi bu ne devletin elindedir ne halkin.''

Bisiklet yollari insa etmek,insanlari bisiklete ozendirmek icin cesitli bilinclendirme kampanyalari yapmak,STK larin yaptigi kampanyalari desteklemek,okullarda bu konu ile ilgili egitimlerin/derslerin verilmesi icin gereken duzenlemeleri yapmak,cevre bilincini arttirmak,yabanci ulkelerdeki guzel uygulamalari takip ederek bizde de uygulanmasini saglamak vs vs buna ek daha bircok konu sayilabilir,bunlar kimin vazifesidir?


Sizde demissiniz ya once egitim.Bence de cok dogru demissiniz.Ama egitim ile ilgili duzenlemeler kimin gorevi?

Devletimiz yapilmasi gereken cesitli konulara egilirse,elinde olan bircok seyin var oldugunu zaten gormus oluruz.

Tabi bu halkin yapmasi gerekenler yok anlaminda algilanmasin.Halk olarak bizlerde sorumlu vatandas gibi davranip, trafik ve cevre sorunlarinin bisiklet vb gibi cozumlerle azaltilmasini saglamak adina bireysel olarak elimizden geleni yapmaliyiz.

Taşıt konusunda şöyle bir şey var. Siz devlet olarak yol yapmaz ve vergileri arttırırsanız millet şikayet edecek. Bu zamanda kimse kimsenin otomobil almasını engellemiyorsa (vergiden dolayı devletin de işine geliyor olmalı) halk kendince veya doğal yaşam uğruna bu havayı kirleten şeylerden uzak durmalı. Bence tek başına devletin yapabileceği bir şey değil ki devlet zaten halktan ve onun isteklerinden oluşuyor.

@Salih Dinçer

Tabiki de katılıyorum buna.. Demek istediğim gereksiz yollar yapıldıkça kentsel yayılma asla durmaz ve araç sayısı her geçen gün daha da artar..

Demek istediğim belli uygulamalar ile bu sorun en azından azaltılabilir..
Örneğin geçen gün konuştuğum esnaf bir dayı bana şöyle bir şey anlattı,
Bu dayı ve 4 arkadaşı her gün aynı arabayı paylaşarak, Taksim'deki işyerlerine geliyorlarmış, arkadaş bu insanlar, hepsi tanıyorlar birbirlerini. Bir gün bir polis çevirmiş bu arabayı, ve ne kadar "arkadaşız biz, daha az benzin parası vermek için ortak araç kullanıyoruz" diye dertlerini anlatmaya çalışmış olsalar da, sevgili(!) trafik memuru kendilerine "İzinsiz Toplu Taşıma" yapmaktan yüklü bir ceza kesmiş. O günden beri hepsi kendi arabasıyla işe gidip geliyormuş.. Tek araç yerine bir anda 5 araç..
Bu sadece duyduklarımdan biri, bir kaç kişiden daha benzer şeyler duydum..

Mesela yapılabilecek uygulamalardan biri, yanılmıyorsam Amerika'da, eğer aracınızda 2 veya daha fazla kişi var özel şeritlerden gidebiliyorsunuz. Tek kişi iseniz bu şeritlere girmeniz yasak. "Car Pool" denilen uygulama için teşvik edici.. Her gün işe servis ile giderken yolda görüyorum, neredeyse her araçta 1 kişi var. 2 kişi bir araç paylaşsa trafikteki araç sayısı yarısına düşer..

Ya bu arada konuyu çok dağıttım sanırım, okullara gidilmesi çok güzel bir düşünce bu arada, bilgilendirme açısından çok başarılı olabilir..

edit: Mesela şunu buldum şimdi.. =) (link)

salih kardeşimi tebrik ediyorum
buraya mesaj yazmak
mesajı okumak minik de olsa çözüme katkıdır
velev ki aksi bir görüş iddia edildin
amaç iyi niyet olduğundan hepsi kabulümdür

bu farkındalılığı artırmamız lazım

ciddi muhalefet grubu da mevcut
yani
daha bisikletten haberdar değil
belki medeniyetten haberdar değil

2 gün önce
amcası yeğenine telefonu vermiş şöyle diyordu
"şerefsiz de la
küfret la. ehi ehi ehi"

farkında olmadan toplumun güzelliklerine dinamit döşüyordu

Peki her pedalını (elini!) sallayan okullara girebilir mi? Yani bir forumdaki temsilciler gibi bir grup da olsa (tek kişi olmasa da) sanırım resmi bir izin gerekir öyle değil mi?

Bu durumda STK'lar üzerinde bir şeyler yapmalı diye düşünmekteyim. Onlar gerekli izinleri alırsa ve o zamana kadar bazı şeyler tartışılıp eğitim programı hazırlanırsa geç kalmaz, her şey kitabına göre olur kanaatindeyim. Zaten STK'lar da adam yokluğundan şikayetçiler. Aslında üyeleri çok olanlar var ama her birinin işi/gücü ve çift sorumluluğu var. Hem dernek yönetimine hem de çalıştığı şirket ve/veya belki de ailesine.

Tabi burayı takip edenler başı boş değiller. Belki çoğumuz çalışmaktayız ama benim gibi iş arayan ve henüz istediğini bulamayanlar, vakitlerini bir antrenman feda ederek gönüllü eğitmenlik yapabilir.

Başka bir sorun da ağız birliği. Belki bu görsel olarak desteklenmiş sunumlarla birlikte metinler hazırlanarak yapılabilir. Ayrıca pedagojik formata uygun bir şey yapmak gerekiyor. İşte burada da öğretmenlerimize görev düşüyor. Önce öğretmenler ile iletişim kurmalıyız, yanılıyor muyum?

Sevgiler, saygılar...

ii olur bence