ZekiAlper
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 4 Ekim 2007
- Mesaj
- 2.887
- Tepki
- 1.470
- Şehir
- Antalya
- İsim
- Antalya Downhill Özel Antrenör
- Bisiklet
- Specialized
Doğadaki Ayak İzlerinizi Azaltın
Endüstri Devrimi'nden günümüze, dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yılda endüstriyel üretimin yüz kat artması sonucu kapasitesinin üzerinde kullanımla karşı karşıya kalan dünya, aşırı bir baskı altındadır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun inanılmaz artışı, çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler yaratmıştır.
Dünya 200 yıldan kısa bir süre içinde 6 milyon km2 ormanlık alanını kaybetmiş, belli başlı nehirlerde toprak erozyonu nedeniyle biriken tortu miktarı üç kat artmış, toplam 100 km3 olan yıllık su kullanımı miktarı 3600 km3'e çıkmıştır.
Atmosferdeki önemli değişiklikler, insanların ve diğer canlıların yaşamını olumsuz etkileyen iklim değişiklikleriyle kendini göstermeye başlamıştır.
Havanın, toprağın, denizlerin ve tatlı su kaynaklarının kirlenmesinin insan sağlığı ve diğer canlı türlerinin yaşamı üzerinde çok önemli olumsuz etkileri vardır.
Dünyanın kaynakları sınırlıdır. Hayal edilebilecek en iyi teknolojiler bile yeryüzü kaynaklarını istediğimiz kadar genişletmeye olanak tanımayacaktır. Dünyanın belirlediği sınırlarla yaşamanın en temel koşulu, hızlı nüfus artışının önüne geçmek ve mevcut tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmektir.
Alışverişlerimizde nelere dikkat etmeliyiz?
Aşırı tüketimden kaçınmalıyız!
Alışveriş yaparken, öncelikle gereksinimlerimizi çok iyi belirlemeliyiz. Aşırı tüketim sonucu;
* tükettiğimiz ürünlerin ambalajlarıyla çöp dağlarını gereksiz yere büyütürüz;
* kullandığımız ürünlerin içeriğinde bulunan kimyasallar, hem bizim, hem de çevremizdekilerin sağlığına daha çok zarar verir;
* tüketicilerin taleplerini karşılayabilmek için daha fazla üretim yapılacağından, hem daha fazla zararlı atık doğaya karışır, hem de üretim merkezlerinin su ve enerji tüketiminin artmasıyla doğal kaynaklar daha fazla zarar görür.
Dayanıklı tüketim mallarını satın alırken, uzun ömürlü ürünlere yönelmeli, daha dayanabilecekken sık sık eşya değişikliğine gitmemeliyiz.
Geri dönüşümü bir yaşam biçimi olarak benimsemeli, geri dönüştürülemeyen ambalajlarda satılan ürünleri almamalıyız. Seçimimizi olabildiğince camdan yana yapmalıyız. Cam ambalajın binlerce yıldır geri döndüğünü ve içindeki ürünün camla hiçbir etkileşimde bulunmadığını unutmamalıyız. Başta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaçınmalıyız.
Organik gıda tüketmeye özen göstermeliyiz. Böylece, bir yandan sağlığımızı korurken, diğer yandan doğayla dost, sürdürülebilir bir tarım şekli olan organik tarımı desteklemiş oluruz.
Gıda, temizlik malzemesi, kozmetik gibi ürünleri alırken; mutlaka kullanım şekillerini ve içindekiler bölümünü okumalıyız. Tüm dünyadaki üretimi yılda 400 milyon ton olan kimyasal maddelerden korunabilmek için, bu konuda bilinçlenmeliyiz.
Üretim süreçlerinde doğa dostu yöntemleri tercih eden üreticilerin ürünlerini satın alarak onları desteklemeliyiz.
Alıntıdır ..
KAYNAK: (link)
Endüstri Devrimi'nden günümüze, dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yılda endüstriyel üretimin yüz kat artması sonucu kapasitesinin üzerinde kullanımla karşı karşıya kalan dünya, aşırı bir baskı altındadır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun inanılmaz artışı, çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler yaratmıştır.
Dünya 200 yıldan kısa bir süre içinde 6 milyon km2 ormanlık alanını kaybetmiş, belli başlı nehirlerde toprak erozyonu nedeniyle biriken tortu miktarı üç kat artmış, toplam 100 km3 olan yıllık su kullanımı miktarı 3600 km3'e çıkmıştır.
Atmosferdeki önemli değişiklikler, insanların ve diğer canlıların yaşamını olumsuz etkileyen iklim değişiklikleriyle kendini göstermeye başlamıştır.
Havanın, toprağın, denizlerin ve tatlı su kaynaklarının kirlenmesinin insan sağlığı ve diğer canlı türlerinin yaşamı üzerinde çok önemli olumsuz etkileri vardır.
Dünyanın kaynakları sınırlıdır. Hayal edilebilecek en iyi teknolojiler bile yeryüzü kaynaklarını istediğimiz kadar genişletmeye olanak tanımayacaktır. Dünyanın belirlediği sınırlarla yaşamanın en temel koşulu, hızlı nüfus artışının önüne geçmek ve mevcut tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmektir.
Alışverişlerimizde nelere dikkat etmeliyiz?
Aşırı tüketimden kaçınmalıyız!
Alışveriş yaparken, öncelikle gereksinimlerimizi çok iyi belirlemeliyiz. Aşırı tüketim sonucu;
* tükettiğimiz ürünlerin ambalajlarıyla çöp dağlarını gereksiz yere büyütürüz;
* kullandığımız ürünlerin içeriğinde bulunan kimyasallar, hem bizim, hem de çevremizdekilerin sağlığına daha çok zarar verir;
* tüketicilerin taleplerini karşılayabilmek için daha fazla üretim yapılacağından, hem daha fazla zararlı atık doğaya karışır, hem de üretim merkezlerinin su ve enerji tüketiminin artmasıyla doğal kaynaklar daha fazla zarar görür.
Dayanıklı tüketim mallarını satın alırken, uzun ömürlü ürünlere yönelmeli, daha dayanabilecekken sık sık eşya değişikliğine gitmemeliyiz.
Geri dönüşümü bir yaşam biçimi olarak benimsemeli, geri dönüştürülemeyen ambalajlarda satılan ürünleri almamalıyız. Seçimimizi olabildiğince camdan yana yapmalıyız. Cam ambalajın binlerce yıldır geri döndüğünü ve içindeki ürünün camla hiçbir etkileşimde bulunmadığını unutmamalıyız. Başta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaçınmalıyız.
Organik gıda tüketmeye özen göstermeliyiz. Böylece, bir yandan sağlığımızı korurken, diğer yandan doğayla dost, sürdürülebilir bir tarım şekli olan organik tarımı desteklemiş oluruz.
Gıda, temizlik malzemesi, kozmetik gibi ürünleri alırken; mutlaka kullanım şekillerini ve içindekiler bölümünü okumalıyız. Tüm dünyadaki üretimi yılda 400 milyon ton olan kimyasal maddelerden korunabilmek için, bu konuda bilinçlenmeliyiz.
Üretim süreçlerinde doğa dostu yöntemleri tercih eden üreticilerin ürünlerini satın alarak onları desteklemeliyiz.
Alıntıdır ..
KAYNAK: (link)


