pedalterapi
Daimi Üye
- Kayıt
- 24 Ekim 2017
- Mesaj
- 253
- Tepki
- 1.150
- Yaş
- 39
- Şehir
- ankara
- İsim
- erhan erdem
- Bisiklet
- Carraro
3. gün sabahında otelde kalmış, duş almış ve yatakta uyumuş olmanın verdiği huzur ile uyandık. açık büfe kahvaltıda bol yumurtalı bol enerjili bir kahvaltı yapıp yanımıza da yolluk bir iki meyve alıp otelden ayrıldık. anamur'un çıkışına doğru ilerlerken bir bisikletçi gördük hemen yolun karşısına geçtik ve şu benim lastiği bir gösterelim dedik. meğerse ustaları o gün izinliymiş bir yer tarif ettiler ama yoldan sapacak kadar yakın değildi açıkcası. Neyse dedik yola devam ettik. Yol üzerinde Carrefour vardı oradan hem su tedarik'i yaptık hemde birer soğuk soda içip bastık pedala.
Hem Anamur'da bisiklet süreceksin hem de muz yemeyeceksin. Olacak iş değil... yol kenarında tarlasının hemen yanında muz satan Hatice Teyze'den bir kilo muz aldık. Sağolsun eli çok boldu. ikramda da bulundu teyzemiz. tam paramızı ödedik yola çıkacaktık teyzenin eşi tarladan yeni topladığı tam anlamıyla "olmuş" bir muz ikram etti "bu sizin nasibinizmiş" diyerek. o muzu da mideye indirdikten sonra çıkacağımız rampalara kendimizi hazır hissediyorduk
benim lastik müsade etse rampaları çıkacağız ama ... artık sinir bozmaya başladı her seferinde kontrol etmekten ama birşey bulamamaktan sıkıldım ama artık süper lastik söküp takmaya başladım
lastiği yaptık hadi rampayı çıkalım dedik bu sefer de karşı rüzgar başladı güçlü şekilde... demir levhaları bile neredeyse 90 derece yön değiştiren rüzgara karşı bir süre sürdükten sonra çok şükür ki kısa süre sonra rüzgar normale döndü ve hem tıngır mıngır rampa çıkmanın hemde manzaranın tadını çıkartmaya başladık.
ikiz Cr-T World Tour'lar
20 mi kilometre ?????
Rampalar zaman zaman o kadar dikleşiyordu ki fotoğraf çekmek için durduğumuz yerlerde arkasına takoz koymak zorunda kalıyorduk
Rampalar arttıkça manzara güzelleşiyordu ...
Öğle yemeğimizi Antalya - Mersin sınırındaki Kaledran köyü'nde yemeye karar vermiştik. hemen köy girişindeki bakkaldan ekmek yumurta peynir vs aldıktan sonra sahile doğru gidip tezgahı oraya kuralım diye düşünüyorduk ki çocuk parkının yeşillikleri daha cazip geldi
birbirine en uzak iki şehir olan antalya ve mersin olduğunu biliyorduk ama 3 günde ulaşınca hakkaten uzakmış diye onayladık
Öndeki bisiklet Mersin'de arkadaki ise hala Antalya'da
bol bol virajlı bol bol rampalı yüksek yüksek eğimlerden sonra dinlenme ve atıştırmalık zamanı geldi su kanallarını tavsiye ederim arkadaşlar gerçekten çok rahatmış
ve önümüzde ciddi bir iniş vardı yanlış hatırlamıyorsan 9-10 km olması gerek. o yüzden rüzgarlıklarımızı giydik çünkü terliydik akşam üzeri de yükseltiden dolayı esinti başlamıştı. Hidrolik V frenin verdiği konforla püfür püfür indik Anamur'a kadar. Tam bu fotoğrafı çekerken yolun karşısından bir abi seslendi "gençler gelin ağaçtan muşmula yiyin" diye
yurdum insanı ne güzel yaa... İzzet'le geçtik karşıya bisikletleri tabelanın dibinde bırakıp zaten hemen karşısıydı. ayak üstü biraz sohbet ettik meyvemizi yedik çadır kurmakla ilgili yer tavsiyelerimizi aldıktan sonra oradan şehir içine doğru hareket ettik.
E artık Mersin topraklarındaydık yani Tantuni diyarındaydık. şehir merkezinde bi yandan çadır yeri kesip bi yandan da tantunici bakıyorduk. çadır yerimizi kolaylıkla bulduk. sahil kenarındaki belediye parkındaki yaşlı bekçi amcayla tanıştık. yıllardır oradaki kulübede yaşarmış kimsesi yokmuş. yolu düşenlere tavsiye ederim amca gerçekten çok yardımcı oluyor. misafiri gelmiş gibi davranıyor açıkcası. çadır yerini bulduktan sonra tantunileri yedik ve çadıırları kurduk ve sahildeki çardakta biraz oturup sohbet muhabbet edip sonra da çadırlarımıza çekilip günü sonlandırdık.
Narenciye kokulu yollar turumuz hakikaten narenciye kokuları arasında devam ediyor ....