pedalterapi
Daimi Üye
- Kayıt
- 24 Ekim 2017
- Mesaj
- 252
- Tepki
- 1.149
- Yaş
- 38
- Şehir
- ankara
- İsim
- erhan erdem
- Bisiklet
- Carraro
İkinci gün sabah erkenden uyandık. çok dakik davranmadık ama genel olarak da zaman planlarımıza uyduk. Gece Manavgat şelalesinin güneyinde Side'de kalmıştık. Sabah çadırdan çıktığımızda gördüğümüz manzara biraz kalabalıktı
bir tane de sessiz misafir vardı
kahvaltımızı yapmadan tatlı bir tırmanış ile kendimizi kasmadan Manavgat şelalesine ulaştık. Giriş malesef (6TL) ücretliydi. İki kişi 12 TL. Ufff bütçeye gelen yüke bak Bu arada biz İzzet'le ortak bütçe yaparız ve ortak olan herşey oradan ödenir. Para bittikçe de bütçeye ek yaparız. Normalde ücretli olması beni germez ama turdayken cimrileşiyorum galiba. İzzet'te aynı kafada "tur ekonomik olmalı kanka" der her zaman Girişteki güvenlik görevlileriyle başladık sohbete: Nerden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? Bisikletle mi? gibi klasik soruları yanıtlarken bisikletleri kapıdan içeriye koyabileceğimizi söylediler. Bizde "ikizleri" yan yana koyduk kilitledik ve "Hadi abi görüşürüz" dedik ve girdik Kimse de "hoop nereye" demedi
Tam güzel manzaranın ve fotoğraf çekinmenin tadını vardık derken 3-4 otobüs dolusu turist geldi ve bir anda aşırı kalabalıklaştı. Bizde haliyle çıkmaya karar verdik. Şelaleye doğru pedallarken kahvaltı yapmalık yer gözetliyorduk ve hemen giriş kapısının yanında gözümüze eski bir kulübe kestirdik. Ocakları ve malzemeleri yerleştirdik iki sandalye ve sehpa olabilecek bir tahta malzeme bulduk hemen tezgahı kurduk. Menüde peynirli omlet, zeytin ve çay vardı. Kahvaltıyı da hallettikten sonra geldiğimiz yolun uzantısından Manavgat'ın içinden geçerek kara yoluna indik ve yola koyulduk.
Sık sık fotoğraf ve atıştırmalık molalarıyla yola devam ettik. Bu arada benim lastik yine sorun çıkardı. sinirlenmeye başladım artık. Sıfır bisiklet, zırhlı lastik ve içten patlıyor arkadaş!! Allahtan şelaleye çıkmadan bir bisikletçi gördük ve ikimize birer tane iç lastik aldık. Tura iç lastiksiz mi çıktın be acemi demeyin iki tane vardı ama sibopları uymadı malesef Neyseki yeni iç lastiği taktık ve devam ...
Benim lastik sorunu hala kafamda yer ediyor. Kesinlikle Alanya'da bisikletçiye gidip göstermeliyiz. İnternetten baktık ve rastgele bir şekilde ARCA BİSİKLET'e gittik. Orada ÖZGÜR ile tanıştık. harika bir insandı gerçekten. Gayet ne yaptığını bilen müdahalelerle sorunu çözdü, para da almadı. Kendisi de bisiklet binicisi olan Özgür'e bu akşam kamp atacak yer sorduk ve işi gücü bıraktı hemen telefonla arkadaşlarını aradı " iki turcu arkadaşım var " diyerek konuşması bizi mutlu etti. sağolsun kamp yerimizi buldu. Biz birde bisikletleri emanet edip gece Alanya'da gezmek istediğimizi söyledik bisikletleri de arkadaşının oteline emanet edebileceğimizi söyledi. Gittiğimizde resepsiyondaki görevli bizi kapıda karşıladı ve bizi beklediğini söyledi Daha sonra yaptığımız istişarede bu gece otelde kalmaya karar verdik. Duş ihtiyacımız da giderek artmaya başlamıştı. giderek artan bir diğer şey de benim "Brooks acım"dı Bu arada Özgür'e haber vermeyi unutmadık tabiki çadır için haber verdiği arkadaşları bizi beklemesin diye. Otelle ilgili ekonomik sorun yaşarsak bize destek olabileceğini de söyleyip gönlümüzü fetheden Özgür'e bir teşekkür daha ediyorum buradan. Herhangi bir sorunumuzun olmadığını söyledik ve otele yerleştik ve üzerimizi değiştirdikten sonra dışarıya çıktık. Eczaneden benim netice için güzel bir ilaç aldık. Hakikaten yeni Brooks kullananlara tavsiye ederim. adını unuttum ama yazarım daha sonra. Yemek yedik, gezdik, dolaştık, yürüdük bacaklarımız açıldı ve geceyi rahat otel odasında sonlandırdık.
bir tane de sessiz misafir vardı
kahvaltımızı yapmadan tatlı bir tırmanış ile kendimizi kasmadan Manavgat şelalesine ulaştık. Giriş malesef (6TL) ücretliydi. İki kişi 12 TL. Ufff bütçeye gelen yüke bak Bu arada biz İzzet'le ortak bütçe yaparız ve ortak olan herşey oradan ödenir. Para bittikçe de bütçeye ek yaparız. Normalde ücretli olması beni germez ama turdayken cimrileşiyorum galiba. İzzet'te aynı kafada "tur ekonomik olmalı kanka" der her zaman Girişteki güvenlik görevlileriyle başladık sohbete: Nerden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? Bisikletle mi? gibi klasik soruları yanıtlarken bisikletleri kapıdan içeriye koyabileceğimizi söylediler. Bizde "ikizleri" yan yana koyduk kilitledik ve "Hadi abi görüşürüz" dedik ve girdik Kimse de "hoop nereye" demedi
Tam güzel manzaranın ve fotoğraf çekinmenin tadını vardık derken 3-4 otobüs dolusu turist geldi ve bir anda aşırı kalabalıklaştı. Bizde haliyle çıkmaya karar verdik. Şelaleye doğru pedallarken kahvaltı yapmalık yer gözetliyorduk ve hemen giriş kapısının yanında gözümüze eski bir kulübe kestirdik. Ocakları ve malzemeleri yerleştirdik iki sandalye ve sehpa olabilecek bir tahta malzeme bulduk hemen tezgahı kurduk. Menüde peynirli omlet, zeytin ve çay vardı. Kahvaltıyı da hallettikten sonra geldiğimiz yolun uzantısından Manavgat'ın içinden geçerek kara yoluna indik ve yola koyulduk.
Sık sık fotoğraf ve atıştırmalık molalarıyla yola devam ettik. Bu arada benim lastik yine sorun çıkardı. sinirlenmeye başladım artık. Sıfır bisiklet, zırhlı lastik ve içten patlıyor arkadaş!! Allahtan şelaleye çıkmadan bir bisikletçi gördük ve ikimize birer tane iç lastik aldık. Tura iç lastiksiz mi çıktın be acemi demeyin iki tane vardı ama sibopları uymadı malesef Neyseki yeni iç lastiği taktık ve devam ...
Benim lastik sorunu hala kafamda yer ediyor. Kesinlikle Alanya'da bisikletçiye gidip göstermeliyiz. İnternetten baktık ve rastgele bir şekilde ARCA BİSİKLET'e gittik. Orada ÖZGÜR ile tanıştık. harika bir insandı gerçekten. Gayet ne yaptığını bilen müdahalelerle sorunu çözdü, para da almadı. Kendisi de bisiklet binicisi olan Özgür'e bu akşam kamp atacak yer sorduk ve işi gücü bıraktı hemen telefonla arkadaşlarını aradı " iki turcu arkadaşım var " diyerek konuşması bizi mutlu etti. sağolsun kamp yerimizi buldu. Biz birde bisikletleri emanet edip gece Alanya'da gezmek istediğimizi söyledik bisikletleri de arkadaşının oteline emanet edebileceğimizi söyledi. Gittiğimizde resepsiyondaki görevli bizi kapıda karşıladı ve bizi beklediğini söyledi Daha sonra yaptığımız istişarede bu gece otelde kalmaya karar verdik. Duş ihtiyacımız da giderek artmaya başlamıştı. giderek artan bir diğer şey de benim "Brooks acım"dı Bu arada Özgür'e haber vermeyi unutmadık tabiki çadır için haber verdiği arkadaşları bizi beklemesin diye. Otelle ilgili ekonomik sorun yaşarsak bize destek olabileceğini de söyleyip gönlümüzü fetheden Özgür'e bir teşekkür daha ediyorum buradan. Herhangi bir sorunumuzun olmadığını söyledik ve otele yerleştik ve üzerimizi değiştirdikten sonra dışarıya çıktık. Eczaneden benim netice için güzel bir ilaç aldık. Hakikaten yeni Brooks kullananlara tavsiye ederim. adını unuttum ama yazarım daha sonra. Yemek yedik, gezdik, dolaştık, yürüdük bacaklarımız açıldı ve geceyi rahat otel odasında sonlandırdık.