Münir Özkul'u bir birey olarak düşünmemek gerek. Bugün dizilerde ne görüyoruz? Güçlü, kudretli patronlar. Münir Özkul'u ne olarak görüyoruz? İşçi, turşucu, öğretmen, okul müdürü... O zamanlar emekçiler filmlerin baş karakterleriydi. O zamanlar da bugün de emekçiler ülkenin motor gücü. Ama büyük bir fark var. O zamanlar emekçi olmak erdemdi. Bugün değil. Güç zehirlenmesi yaşayan bir toplum olduk. (Bunu diyeceğimi beklemezdim ama gerçek kapitalizm bu değil. Kuzey Avrupa ülkelerinde insanlar, çocuklarını ikinci el kıyafetlerle büyütüyor. Bozulan elektronik eşyaları ücretsiz olarak tamir edenlerin toplandığı pazarlar var ve İsveç'te devlet bunları teşvik ediyor.) Oysa Aslı Enver'le Özcan Deniz'in oynadığı dizide Deniz uşağa sevecenlikle ve iyi niyetle seslenip şemsiye istiyor. Ama ses tonu ve tavırları hiyerarşiyi net olarak belli ediyor. Böyle bir toplumda ikinci el kıyafet almak basit, bireysel bir tercih değil ekonomik bir yenilgi anlamına geliyor. Maaşının iki katı fiyattaki cep telefonuna sahip insanların ülkesiyiz artık. Herkes kendisini Özcan Deniz ve Aslı Enver olarak görüyor.
Eğer bu sistemle bir sorunumuz olmamışsa, hatta onu tekrarlamışsak Münir Özkul'un ardından vıcık vıcık ikiyüzlülük kokan romantizmler yapmaktan kaçınmalıyız. Bunu birazcık olsun samimi olmak adına yapmalıyı.
Münir Özkul farklı bir dünyanın insanıydı.
Münir Özkul'un ölümü, ekonomik olarak sürdürülebilir olmayan ve çökmeye mahkûm bir Türkiye'nin kaçınılmaz biçimde yüzümüze haykırılmasıdır. Gözümüzü artık daha fazla kapatamayacağımızın açık bir işaretidir.
Başımız sağolsun...