Şimdi gelelim efsanemize. Efsane yazdığıma bakmayın , şu satırlardan daha gerçektir benim gözümde. Neyse.
Doğaya her çıktığımızda , o boşluk duygusu ,o gürültüden uzak sessizlik, evreni paylaştığımız canlılarla başbaşa dingin durum, insanın içini ansızın dolduran çocuksu neşe tüm vücudumu kaplar.
Eski zamanlarda da insanlardan kaçıp , hakikat için yollara düşen dervişler vardı. günümüzde şehirden ve sorunlarından kaçmak da eklendi buna. Yani bizde modern dervişleriz aslında. Gerçeği arıyoruz. Anlam arıyoruz. Bomboş yollarda pedal çevirmemizin, ıssızlıkta kamp yapmamızın, km lerce yürümemizin, çiçek , böcek diye koşturmamızın , neredeyse doğaya tapmamızın altında bu yatıyor bence.
İşte modern dervişlerden biride İronman.
Elinde asası değil bisikleti var sadece.
Efsane şu ki.
Vakti zamanında İbrahim Ethem adında bir kral yaşarmış. Gerçek , hakikat uğrunda binlerce kitap okumuş, yüzlerce bilge kişi ile konuşmuş, yıllarca düşünmüş ancak hakikat konusunu çözmüş bir kimseye bir türlü ulaşamamış.
Tasavvuf ehli bir kişi olarak , yüksek mertebelere ulaştığı halde, mânâ alemine ilişkin soruları beynini kemirmekteymiş.
İbrahim Ethem, bu sebeple yollara düşmüş. Tacını tahtını terketmiş. Derviş hayatı yaşamaya başlamış. Yıllarca yıllarca gezmiş , ömrünü yollarda geçirmiş, yedi cihanı dolaşmış. Yıllar geçmi , ihtiyarlamış. Dağbaşında bir köye ulaştığında artık kuvveti kalmamış dolaşmaya. Bir derviş olarak köye yerleşir İbrahim Ethem.
Burada bir demirci yaşıyormuş. Bu demirci ( İRONman ) ile karşılaşan İbrahim Ethem, demircinin davranışlarından, yüzüne yansıyan kemale ermiş halden, yaptıkları kısa sohbetlerde sorduğu sorulara verdiği cevaplardan anlamış ki ; bu kişi hakikat arayışını tamamlamış ve belkide Enel-hak ( Hallacı Mansur un öldürülmesine yol açan sözü. Ben Allah'ım anlamına gelsede, Mansur'un kastı Tasavvuf inancındaki varlığın Alllah tan başka bir tezahürü olamayacağı , herşeyin O'nun bir parçası olduğunu vurgulamak istemesidir. ) seviyesine ulaşmı bir kişidir ve yolculuğunun sonunda bu kişiyi bulması bir tesadüf değildir.
Demircinin yanında bir süre kalan İbrahim Ethem, tacını tahtını terketmesine, ömür boyu sıkıntılı bir yaşam sürmesine rağmen ulaştığı sondan mutludur. Vakti zamanı gelir ve ölüm kapıya gelir.
Son nefesinde de Demircinin sohbetinden ayrı kalmak istemeyen İbrahim Ethem ölürken son bir şey sorar. Bu mertebeye ulaşmasına rağmen acaba demircinin ulaşamadığı bir dileği, dünya da çözemediği bir sorun, anlayamadığı bir şey kalmışmıdır.
Demirci evet der tek bir isteğim vardı ömrüm boyunca ve çok basit ama hâlâ gerçekleşmemiş. Şu andan sonrada gerçekleşmesi zor olan. Menkıbelerini dinlediğim, yolundan yürüdüğüm, örnek aldığım ama hiç görmediğim, önderim , şeyhim, tacını tahtını terketmiş , hakikat yolunda kaybolmuş İbrahim Ethem hazretlerini görmek.
İbrrahim Ethem İn son sözleri şu olur,
--Desene demirci biz tacı ve tahtı terkedip 40 yıl yollarda senin için yürümüşüz.
Kimbilir bizde, ve sevgili Mesut abimizde kimbilir ne için pedal çeviriyor yollarda. Belki o nilüfer yaprağı bekliyor kopartılmayı, belki o kaplumbağalar bekliyorlar sırada fotoğraf çekimi için, belki meşe ağacı daha fidanken atılan kesik ileride İronman i içine alıp korusun diye yağmurdan oluşmuş yıllar önce,
belki de ...
belki de...
Not 1- İbrahim Ethem hakkında üstad Necip Fazıl Kısakürek 'in harika bir tiyatro eseri bulunmaktadır.
Not 2- Taşınma işlerim dolayısıyla uzun süre foruma giremeyeceğim. Belki bir Karadeniz turu var bu yaz, belki de Berlin - Paris bisiklet turu
Denizde kum bizde plan, karıştıracak bir yerler buluruz. Belki de bir çiçek koklanmayı bekliyor Şanzelize bulvarında, belki bir taş alınmayı bekliyor hatıra olarak Giresun sahilinden. Bakalım...
Baki muhabbetle.
Ataruh.