recep24ank
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 12 Kasım 2008
- Mesaj
- 1.566
- Tepki
- 4.762
- Yaş
- 46
- Şehir
- Sakarya Adapazarı
- İsim
- Recep Eşref ÇINAR
- Bisiklet
- Carraro
Daha fazla fotoğraf için: (link)
4.Günün haritası: (link) - Sabah kalktığımızda hava günlük güneşlik. Kahvaltımızı pansiyonda kendi imkanlarımızla yapıp yola koyuluyoruz. Bu günkü rotamız çok uzun ve çok zor, 27 km.lik bir tırmanma, 20 km iniş ve 30 km yine tırmanma var. Haritadan da göreceğiniz üzere çok dik ve uzun. Üstelik çok ıssız ve sakin bir rota. Güç limitlerinizi oldukça zorlayacak bir rota olduğunu açıkça söyleyebilirim.
Cesaretiniz ve kondisyonunuz yok ise bu taraflarda pedallamayın gerçekten çok zor. Erken saatlerde yola koyuluyoruz. Bu gün Mihalgazi'nin pazarı kuruluymuş, hemen biraz alışveriş yaparak artık dananın kuyruğunun koptuğu rotaya doğru pedallıyoruz.
Yaklaşık 2 km kadar tırmandıktan sonra hava bir anda değişiyor. Adeta metrekare başına 1 ton yağmur yağıyor, kaçacak yer yok. Böyle durumlarda yolculuk boyunca her türlü ihtimale karşı kendinize acaba nereye kaçarım veya sığınırım şeklinde belirli noktalar hedeflemelisiniz. Bizde öyle yapıyoruz. Yaklaşık 500 mt. aşağıda kapalı bir alan görmüştük, hemen geri iniş yaparak bu alana sığınıyoruz.
Yaklaşık olarak 1 saat kadar havanın dinmesini bekledik. Biraz yağış keser gibi oldu, burada bütün bir gün geçirilmez diyerek tamamen örtündük ve yola devam ettik. Çok şükür şidditli olarak ıslanma yaşamadık, çiseleme şeklinde tam 4 saat pedal çevirdik. 25 km. tırmanma da cabası taki ki.
300 mt.den 1300 mt.ye 1000 metre yağmur altında ıssız ormanların içerisinde bizden başka canlının olmadığı (yabani hayvan hariç) yollarda adeta kendimizle mücadele ettik. Her 2 km. de bir 2-3 dakika nabız molası verdik. Kim ne derse desin bütün rotaları ve yokuşları yüklerimizle birlikte babalar gibi alın terimizle mücadele ederek tırmandık.
Tırmanışın ardından 20 km. kadar iniş yaptık arkasından yine 30 km. boyunca sürekli olarak Sünnet Gölüne kadar tırmandık. Göle vardığımızda artık hava kararmıştı. ormanları ve dağları aştıktan sonra Mudurdu-Nallıhan ana yoluna bağlanıyoruz. İşte medeniyet ve özgürlük diyoruz. Buradan sonra rahatız diye düşündük. Bir benzinciye girerek gıda takviyesi aldık. Yol durumunu sorduk.
Bize 20 km daha yokuş çıkacaksınız üstelik yolunda asfalt değil toprak yol. Mudurnu-Taşkesti yolu üzerinden giderseniz 7 km.lik sıfır asfalt yol olduğunu söylediler. Bize uymuyor tabki çünkü oradan gitmek demek fazladan 50 km. pedal çevirmek demek. Bizde yolu kısa turmak için toprak da olsa bu yoldan gitmeye karar verdik.
Dedeler köyünü geçtikten sonra sol tarafta Sünnet Gölü tabelasını gördük, böyle bir yere minicik gözle bile görülmeyecek tabela koymaları bizi çok şaşırttı. Sanırım herkes diğer yolu kullanıyor, bu yolu pek kullanan yok ondan sanırım. Burada da sürekli olarak tırmanışa geçiyoruz. Yolun 7 km.lik kısmı asfalt ve taş mıcır, yol bisikleti kesinlikle gitmez. Diğer asfalt yolda gider ama.
Neyse tırman babam tırman yollar bitmiyor. Yine ıssız orman, nereden ne çıkacağı belli değil. Yılmadan büyük bir azimle zorda olsa hava tam kararmak üzereyken Sünnet Gölüne varıyoruz ve geceyi burada çadır kurarak geçiriyoruz.
4.Günün haritası: (link) - Sabah kalktığımızda hava günlük güneşlik. Kahvaltımızı pansiyonda kendi imkanlarımızla yapıp yola koyuluyoruz. Bu günkü rotamız çok uzun ve çok zor, 27 km.lik bir tırmanma, 20 km iniş ve 30 km yine tırmanma var. Haritadan da göreceğiniz üzere çok dik ve uzun. Üstelik çok ıssız ve sakin bir rota. Güç limitlerinizi oldukça zorlayacak bir rota olduğunu açıkça söyleyebilirim.
Cesaretiniz ve kondisyonunuz yok ise bu taraflarda pedallamayın gerçekten çok zor. Erken saatlerde yola koyuluyoruz. Bu gün Mihalgazi'nin pazarı kuruluymuş, hemen biraz alışveriş yaparak artık dananın kuyruğunun koptuğu rotaya doğru pedallıyoruz.
Yaklaşık 2 km kadar tırmandıktan sonra hava bir anda değişiyor. Adeta metrekare başına 1 ton yağmur yağıyor, kaçacak yer yok. Böyle durumlarda yolculuk boyunca her türlü ihtimale karşı kendinize acaba nereye kaçarım veya sığınırım şeklinde belirli noktalar hedeflemelisiniz. Bizde öyle yapıyoruz. Yaklaşık 500 mt. aşağıda kapalı bir alan görmüştük, hemen geri iniş yaparak bu alana sığınıyoruz.
Yaklaşık olarak 1 saat kadar havanın dinmesini bekledik. Biraz yağış keser gibi oldu, burada bütün bir gün geçirilmez diyerek tamamen örtündük ve yola devam ettik. Çok şükür şidditli olarak ıslanma yaşamadık, çiseleme şeklinde tam 4 saat pedal çevirdik. 25 km. tırmanma da cabası taki ki.
300 mt.den 1300 mt.ye 1000 metre yağmur altında ıssız ormanların içerisinde bizden başka canlının olmadığı (yabani hayvan hariç) yollarda adeta kendimizle mücadele ettik. Her 2 km. de bir 2-3 dakika nabız molası verdik. Kim ne derse desin bütün rotaları ve yokuşları yüklerimizle birlikte babalar gibi alın terimizle mücadele ederek tırmandık.
Tırmanışın ardından 20 km. kadar iniş yaptık arkasından yine 30 km. boyunca sürekli olarak Sünnet Gölüne kadar tırmandık. Göle vardığımızda artık hava kararmıştı. ormanları ve dağları aştıktan sonra Mudurdu-Nallıhan ana yoluna bağlanıyoruz. İşte medeniyet ve özgürlük diyoruz. Buradan sonra rahatız diye düşündük. Bir benzinciye girerek gıda takviyesi aldık. Yol durumunu sorduk.
Bize 20 km daha yokuş çıkacaksınız üstelik yolunda asfalt değil toprak yol. Mudurnu-Taşkesti yolu üzerinden giderseniz 7 km.lik sıfır asfalt yol olduğunu söylediler. Bize uymuyor tabki çünkü oradan gitmek demek fazladan 50 km. pedal çevirmek demek. Bizde yolu kısa turmak için toprak da olsa bu yoldan gitmeye karar verdik.
Dedeler köyünü geçtikten sonra sol tarafta Sünnet Gölü tabelasını gördük, böyle bir yere minicik gözle bile görülmeyecek tabela koymaları bizi çok şaşırttı. Sanırım herkes diğer yolu kullanıyor, bu yolu pek kullanan yok ondan sanırım. Burada da sürekli olarak tırmanışa geçiyoruz. Yolun 7 km.lik kısmı asfalt ve taş mıcır, yol bisikleti kesinlikle gitmez. Diğer asfalt yolda gider ama.
Neyse tırman babam tırman yollar bitmiyor. Yine ıssız orman, nereden ne çıkacağı belli değil. Yılmadan büyük bir azimle zorda olsa hava tam kararmak üzereyken Sünnet Gölüne varıyoruz ve geceyi burada çadır kurarak geçiriyoruz.


