15 Mart 2014 Çanakkale Şehitlerine Saygı Turu/Bursa-Gönen(Balıkesir)
Bu gün iki takviye ile yola devam ediyoruz. Dün aramıza katılan Adem AKBIYIK ile Mehmet Şahin bizlerle birlikte. Sabah her zamanki gibi kalkıp hazırlıkların tamamlanmasının ardından yapılan kahvaltı ile eşyalarımızı araca yüklenmek üzere otelin bir köşesine yığıyoruz. Hazırlıklarımızı tamamlayıp geciken arkadaşlarımızı beklerken Adem AKBIYIK, “benim lastik patlamasın dur bakayım.” diyerek bisikleti getirmeye gitti. Gelirken bir yandan da kendini gülmekten alıkoyamıyordu. Gerçekten de lastiği patlamıştı. Bu arada biz de kendimizi gülmekten alamadık. Adem’in bu durumlarda ortaya çıkan telaşlı hali yine kendini gösterdi “Yedek lastiğim var pompam yok.” dedi. Zaten ne zaman hepsi bir arada oldu ki. Neyse Necati hemen el attı da fazla gecikmeden lastik değiştirildi ve yola çıktık. Bursa’nın sabah trafiği akşam trafiğine göre nispeten daha sakindi. Escort olmamasına rağmen en sağdaki şeridi kapatarak bir an önce şehir merkezinden çıkmak için Nurettin beyin ihtiyaç molasını bile görmezden gelip şehir dışına ulaştığımız ilk petrolde durup soluklandık ve ihtiyaçlarımızı giderdik. Bu gün Necati’nin dışında kadro tamam. Dokuz kişi ile yoldayız. Hava ve yol mükemmel. Bundan sonra bahar da yüzünü göstermiş her taraf yemyeşil, leylekler yaylımda. Ulubat’a gelirken yol üzerindeki bir petrole sapan Mustafa beyin sayesinde Bursa’nın meşhur kestane şekerini yemeyi de ihmal etmiyoruz. Ulubat-Karacabey arasında şevke gelip pedala basıyorum. Ardıma Mehmet ile Ersin takılıyor. Karacabey’e kadar silkelemek için yükleniyorum ama nafile, Ersin’le birlikte Karacabey levhasının önünde ardımızda kalanları beklemek için soluklanıyoruz. İlk önce Mehmet geliyor ve ardından diğerleri. Beklemeden devam ederek Karacabey çıkışından sonra uygun bir yerde mola vermelerini söyledikten sonra biz de arkalarından devam ediyoruz. Karacabey çıkışında soldaki benzinlikte ilk uzun molamızı veriyoruz. Burada içilen çay, kahve ve yenilen aperatif yiyeceklerden sonra aracımızda bize yetişiyor. Bundan sonra Cengiz bey araç ile devam ederken biz de Bandırma’ya doğru yola çıkıyoruz. Fotoğraf çekerek yol alırken Bandırma’ya yaklaştığımızı sırada yine kopuyorum. Bu sefer peşime Adem takılıyor. Birlikte Bandırma’ya giriyoruz. Ekibin toplanması için uygun bir yerde bekliyoruz. Şahin’in tanıdıkları vesilesi ile Bandırma şehir merkezine giriyoruz. Bizi burada BANDAK üyeleri karşılıyor. Öğle yemeğini yedikten sonra BANDAK’ın sahildeki yerinde hazırlanan çayı içerken sohbete dalıyoruz. Çok fazla vakit kaybetmeden müsaade isteyerek vedalaşıp çay ve ilgilerine teşekkür ediyoruz. İçlerinden biri aracı ile bize kılavuzluk edip şehir dışına kadar çıkarıyor ve vedalaşıp ayrılıyoruz. Çanakkale istikametine devam ederken akşam konaklayacağımız Gönen yolun sapıyoruz. Gönen’e girdiğimizde Ömer Seyfettin’in buralı olduğunu ifade eden tabelanın altında fotoğrafımızı çekip öğretmenevine gidiyoruz. Odalarımıza yerleşip duşlarımızı aldıktan sonra akşam yemeğine kadar herkes dinlemeye çekiliyor. Bu arada Nurettin bey, Mustafa bey ve Şahin bey kaplıcalara gidip hamam keyfi yapıyor. Nurettin bey, Beş liralık olan yerde mi? Altı liralık olan yerde mi? giyinip soyunmak istersiniz diyen görevliye, “Biz buraya paraya yemeğe geldik, altı liralık yer olsun.” demesine üzerine görevli şaşırıp kalıyor, bir şey diyecek diyemiyor. Nurettin bey bize bunu anlatırken gülmeden edemedik. Akşam yemeğinden sonra Adem, Mehmet, Ersin ve ben şehir merkezine doğru yürüyüşe çıkıyoruz. Biraz gezdikten sonra gelip her kes uyumak üzere odasına çekiliyor.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)