mustafa çiftçi
Üye
- Kayıt
- 31 Mayıs 2010
- Mesaj
- 46
- Tepki
- 29
- Yaş
- 29
- Şehir
- Mersin
- İsim
- Mustafa Çiftci
- Bisiklet
- Geotech
http://i58.tinypic.com/20gzfhz.jpg
Arkadaşımı 13 gün önce iş-yurt arasında sürmek için almıştım. Garsonluk yapacağım kafede iş 12'den sonrasına kadar uzayabiliyordu. O saatte dolmuş olmadığından ve o yorgunlukla yurda kadar 7 km yürümenin zor olacağını bildiğim için aldım. Zorunluluktan yani.(işe alındığım gün aldım bisikleti) İşin ilginç tarafı ise bisiklet sürmeme engel teşkil ettiği için işi bırakmam oldu.
Mersine yabancı olanlar için anlatmak gerekirse; Mersin'den Kızkalesi'ne gitmek için 60 km boyunca dümdüz bir yolu takip etmek kafi.
batıdan doğuya şöyle sırasıyla şöyle:
KIZKALESİ-....-ERDEMLİ-.....-MERSİN
2 gün önceki planım sahilde 2-3 tur atıp üniversitenin ordaki yurduma dönmekti ancak yolda yaklaşık 60 km uzağımdaki Kızkalesi'ne giden yolu gösteren tabelayı görünce herşey değişti. Mersinde yaklaşık 1 sene kalmama rağmen hala orayı görmemiştim(1 sene boyunca neredeyse odamdan hiç çıkmadım zaten.) ve hiç düşünmeden aldığım ani bir kararla rotamı Kızkalesi olarak belirledim. Sadece kafama öyle esti. Tamamen hazırlıksızdım. Ne kaskım vardı ne eldivenim ne de lastik patlaması durumunda kullanacağım yama takımım. Tek başımaydım. Telefonumun şarjının yolun bitimine yeteceği şüpheliydi ve daha önce hiç o uzaklıkta bir mesafeyi bisikletle katetmemiştim.(1 hafta boyunca her gün 15-20 km sürdüm ancak şehrin içinde olan güvenilir yerlerdeydi.) Hiçbir şey hakkında düşünmedim. Gereksizdi zaten sadece yaptım.
Sahil yolunun o saatlerde bomboş olacağını bildiğimden yola geceleyin çıkmıştım. Bu nedenle Kızkalesi'ne giden yolun gerçekten korkutucu olduğunu söyleyebilirim ki 1-2 kilometresi aydınlatılmayan yollar vardı.
http://i61.tinypic.com/qys280.jpg
20. kmde bir benzinlikte mola verdim. Görevli adam yanıma gelip sorular sordu. Çay ikram etti. 20-30 dakika konuştuk. Oranın eski muhtarıymış. Son seçimleri 51 oyla kaybetmiş. Şimdiyse pompacı. Hayat garip.
Telefonlarımızı aldık ve yola devam etmek gerekti tabi. Sonunda herhangi bir yorgunluk belirtisi göstermeden Erdemli'ye kadar gelmiştim.(35 km)
http://i58.tinypic.com/22hitd.jpg
Erdemli'de açık bir bakkal buldum. Sahibiyle yaklaşık 1 saat muhabbet etmişizdir. 2 hafta içinde film çekimlerine başlayacağımı ve Mersin Üniversitesi'nde sinema eğitimi aldığımı duyunca laf lafı açtı. Türk sinemasından, Robert Rodriguez'den, Tolstoy'dan konuştuk.. Adam Serdar Akar'ın okul arkadaşıymış. O da senin gibiydi dedi. Sevindim.
Bu muhabbet sürerken güneşin doğuşu yaklaştı. Yolcu yolunda gerek diyerek tekrar yollara düştüm.
http://i59.tinypic.com/344t7yt.jpg
http://i59.tinypic.com/2v1n3w2.jpg
http://i61.tinypic.com/20qc8pd.jpg
Yola başladığımdan itibaren ilk defa denizi gördüm.
http://i58.tinypic.com/2w7odg8.jpg
http://i57.tinypic.com/2a9wb2e.jpg
http://i59.tinypic.com/282ou11.jpg
http://i58.tinypic.com/155nryx.jpg
http://i62.tinypic.com/2dt4rq8.jpg
Hazır bizans kalesi görmüşken içine girmemek olmaz.
http://i60.tinypic.com/10paxde.jpg
Bizanslılardan kalma bira şişesi
http://i59.tinypic.com/im04k9.jpg
Sonunda tabelalarda Kızkalesi yazısını da görebildim
http://i59.tinypic.com/10ncci9.jpg
Ve o an..
http://i62.tinypic.com/dpzse1.jpg
Hedefimle aramdaki son engeller.
http://i58.tinypic.com/14j7swy.jpg
Bu köpekleri geçtikten sonra 100 metre ilerde büyükçene bir köpek gördüm. Arabalara havlıyordu. Dikkatlice baktığım zaman hayvanın zincirini kopardığını anladım. Tasmasından sürüklediği belli oluyordu. Zorlanarak da olsa bisikletimi yolun ortasındaki bariyerlerden geçirmeyi başardım ve yolun köpeğin olduğu tarafına dikkat ederek gitmeye başladım. Sonuçta eğer beni görürse bariyerleri aşıp bana saldırabilirdi. Aramızdaki mesafenin ne kadar olduğunu bilmem lazımdı. Biraz daha geçtikten sonra iyice rahatlamıştım. Köpeği geçtiğimi düşünmüştüm ama yanılmışım. Meğerse köpek de benimle birlikte yolun karşısına geçmiş. karşıdaki yola bakarken bir anda solumdan bir havlama duymam ve bileğimi ısırmak için hamle yapan yarım metre ötemdeki köpeği görmem bir oldu. Nasıl olduysa bütün yorgunluğum gitti ve Mark Cavendish kesildim bir anda. Bu sefer de köpekten kaçıcam diye ters yolda olduğum için arabaların altında kalıcaktım. İlginç bir deneyim oldu benim için.
Ve mutlu son..
http://i62.tinypic.com/2a9b2qd.jpg
Ve de mutsuz olan son. Tek kişi olduğum için botu kaldırmadılar. O kadar yolu geldim ama Kızkalesine gidemedim yani.
http://i61.tinypic.com/vzypo2.jpg
Yine de bir zafer pozu çektim tabi.
http://i57.tinypic.com/142eyi8.jpg
Çok uykusuz ve yorgun olduğum için bir pansiyonda oda kiralamaya karar verdim. Yanımda Jack Kerouac'ın Yolda'sından daha iyi bir kitap olamazdı kesinlikle.
http://i60.tinypic.com/9b95k7.jpg
Dönüş başlasın artık. (Başlayamadı :/)
Ertesi gün dönüş yolculuğunun başlangıcında şehrin bir kaç km dışında arkadaşın arka lastiği patladı.
http://i57.tinypic.com/ixrzi0.jpg
Neyse ki imdadıma Pinarellosuyla Karaman Gençlik'den Aslan Eren yetişti. Beni çok büyük bir eziyetten kurtardı sağolsun. Yardım etmeseydi ne yapardım bilmiyorum.
Dönüş yolcuğunda ufak bir yarışımsı oldu. Erdemli çıkışında benimle aynı istikamete giden kaskı olan taytlı maytlı bir bisikletliyle (bisikletinin fiyatına baktım yurda gelince ikinci eli 1800 lira felandı) rekabete girdim. Onun umrunda değildi gerçi. Kendi halinde sürüyordu. Ara sıra pedal çevirmeyi bırakınca onu geçiyordum. Sonra o normal temposunu yakalayınca hemen geçiyodu beni. Adamı son gördüğümde ufacık turuncu bir noktaydı.
Ve son.
http://i57.tinypic.com/m833aw.jpg
11 günde yapılan 330 km ile arkadaşımın tekerine yeni bir iç lastik alana kadar spor hayatıma veda ettim... İki ay içinde tek başıma Mersin-Adana-Hatay, Ağustos ayında ise bir arkadaşımla Samsun-Gürcistan turu düşünüyorum. Bakalım artık. Elimden geldiğince paylaşmaya çalışırım.
Herkese iyi forumlar.
Arkadaşımı 13 gün önce iş-yurt arasında sürmek için almıştım. Garsonluk yapacağım kafede iş 12'den sonrasına kadar uzayabiliyordu. O saatte dolmuş olmadığından ve o yorgunlukla yurda kadar 7 km yürümenin zor olacağını bildiğim için aldım. Zorunluluktan yani.(işe alındığım gün aldım bisikleti) İşin ilginç tarafı ise bisiklet sürmeme engel teşkil ettiği için işi bırakmam oldu.
Mersine yabancı olanlar için anlatmak gerekirse; Mersin'den Kızkalesi'ne gitmek için 60 km boyunca dümdüz bir yolu takip etmek kafi.
batıdan doğuya şöyle sırasıyla şöyle:
KIZKALESİ-....-ERDEMLİ-.....-MERSİN
2 gün önceki planım sahilde 2-3 tur atıp üniversitenin ordaki yurduma dönmekti ancak yolda yaklaşık 60 km uzağımdaki Kızkalesi'ne giden yolu gösteren tabelayı görünce herşey değişti. Mersinde yaklaşık 1 sene kalmama rağmen hala orayı görmemiştim(1 sene boyunca neredeyse odamdan hiç çıkmadım zaten.) ve hiç düşünmeden aldığım ani bir kararla rotamı Kızkalesi olarak belirledim. Sadece kafama öyle esti. Tamamen hazırlıksızdım. Ne kaskım vardı ne eldivenim ne de lastik patlaması durumunda kullanacağım yama takımım. Tek başımaydım. Telefonumun şarjının yolun bitimine yeteceği şüpheliydi ve daha önce hiç o uzaklıkta bir mesafeyi bisikletle katetmemiştim.(1 hafta boyunca her gün 15-20 km sürdüm ancak şehrin içinde olan güvenilir yerlerdeydi.) Hiçbir şey hakkında düşünmedim. Gereksizdi zaten sadece yaptım.
Sahil yolunun o saatlerde bomboş olacağını bildiğimden yola geceleyin çıkmıştım. Bu nedenle Kızkalesi'ne giden yolun gerçekten korkutucu olduğunu söyleyebilirim ki 1-2 kilometresi aydınlatılmayan yollar vardı.
http://i61.tinypic.com/qys280.jpg
20. kmde bir benzinlikte mola verdim. Görevli adam yanıma gelip sorular sordu. Çay ikram etti. 20-30 dakika konuştuk. Oranın eski muhtarıymış. Son seçimleri 51 oyla kaybetmiş. Şimdiyse pompacı. Hayat garip.
Telefonlarımızı aldık ve yola devam etmek gerekti tabi. Sonunda herhangi bir yorgunluk belirtisi göstermeden Erdemli'ye kadar gelmiştim.(35 km)
http://i58.tinypic.com/22hitd.jpg
Erdemli'de açık bir bakkal buldum. Sahibiyle yaklaşık 1 saat muhabbet etmişizdir. 2 hafta içinde film çekimlerine başlayacağımı ve Mersin Üniversitesi'nde sinema eğitimi aldığımı duyunca laf lafı açtı. Türk sinemasından, Robert Rodriguez'den, Tolstoy'dan konuştuk.. Adam Serdar Akar'ın okul arkadaşıymış. O da senin gibiydi dedi. Sevindim.
Bu muhabbet sürerken güneşin doğuşu yaklaştı. Yolcu yolunda gerek diyerek tekrar yollara düştüm.
http://i59.tinypic.com/344t7yt.jpg
http://i59.tinypic.com/2v1n3w2.jpg
http://i61.tinypic.com/20qc8pd.jpg
Yola başladığımdan itibaren ilk defa denizi gördüm.
http://i58.tinypic.com/2w7odg8.jpg
http://i57.tinypic.com/2a9wb2e.jpg
http://i59.tinypic.com/282ou11.jpg
http://i58.tinypic.com/155nryx.jpg
http://i62.tinypic.com/2dt4rq8.jpg
Hazır bizans kalesi görmüşken içine girmemek olmaz.
http://i60.tinypic.com/10paxde.jpg
Bizanslılardan kalma bira şişesi
http://i59.tinypic.com/im04k9.jpg
Sonunda tabelalarda Kızkalesi yazısını da görebildim
http://i59.tinypic.com/10ncci9.jpg
Ve o an..
http://i62.tinypic.com/dpzse1.jpg
Hedefimle aramdaki son engeller.
http://i58.tinypic.com/14j7swy.jpg
Bu köpekleri geçtikten sonra 100 metre ilerde büyükçene bir köpek gördüm. Arabalara havlıyordu. Dikkatlice baktığım zaman hayvanın zincirini kopardığını anladım. Tasmasından sürüklediği belli oluyordu. Zorlanarak da olsa bisikletimi yolun ortasındaki bariyerlerden geçirmeyi başardım ve yolun köpeğin olduğu tarafına dikkat ederek gitmeye başladım. Sonuçta eğer beni görürse bariyerleri aşıp bana saldırabilirdi. Aramızdaki mesafenin ne kadar olduğunu bilmem lazımdı. Biraz daha geçtikten sonra iyice rahatlamıştım. Köpeği geçtiğimi düşünmüştüm ama yanılmışım. Meğerse köpek de benimle birlikte yolun karşısına geçmiş. karşıdaki yola bakarken bir anda solumdan bir havlama duymam ve bileğimi ısırmak için hamle yapan yarım metre ötemdeki köpeği görmem bir oldu. Nasıl olduysa bütün yorgunluğum gitti ve Mark Cavendish kesildim bir anda. Bu sefer de köpekten kaçıcam diye ters yolda olduğum için arabaların altında kalıcaktım. İlginç bir deneyim oldu benim için.
Ve mutlu son..
http://i62.tinypic.com/2a9b2qd.jpg
Ve de mutsuz olan son. Tek kişi olduğum için botu kaldırmadılar. O kadar yolu geldim ama Kızkalesine gidemedim yani.
http://i61.tinypic.com/vzypo2.jpg
Yine de bir zafer pozu çektim tabi.
http://i57.tinypic.com/142eyi8.jpg
Çok uykusuz ve yorgun olduğum için bir pansiyonda oda kiralamaya karar verdim. Yanımda Jack Kerouac'ın Yolda'sından daha iyi bir kitap olamazdı kesinlikle.
http://i60.tinypic.com/9b95k7.jpg
Dönüş başlasın artık. (Başlayamadı :/)
Ertesi gün dönüş yolculuğunun başlangıcında şehrin bir kaç km dışında arkadaşın arka lastiği patladı.
http://i57.tinypic.com/ixrzi0.jpg
Neyse ki imdadıma Pinarellosuyla Karaman Gençlik'den Aslan Eren yetişti. Beni çok büyük bir eziyetten kurtardı sağolsun. Yardım etmeseydi ne yapardım bilmiyorum.
Dönüş yolcuğunda ufak bir yarışımsı oldu. Erdemli çıkışında benimle aynı istikamete giden kaskı olan taytlı maytlı bir bisikletliyle (bisikletinin fiyatına baktım yurda gelince ikinci eli 1800 lira felandı) rekabete girdim. Onun umrunda değildi gerçi. Kendi halinde sürüyordu. Ara sıra pedal çevirmeyi bırakınca onu geçiyordum. Sonra o normal temposunu yakalayınca hemen geçiyodu beni. Adamı son gördüğümde ufacık turuncu bir noktaydı.
Ve son.
http://i57.tinypic.com/m833aw.jpg
11 günde yapılan 330 km ile arkadaşımın tekerine yeni bir iç lastik alana kadar spor hayatıma veda ettim... İki ay içinde tek başıma Mersin-Adana-Hatay, Ağustos ayında ise bir arkadaşımla Samsun-Gürcistan turu düşünüyorum. Bakalım artık. Elimden geldiğince paylaşmaya çalışırım.
Herkese iyi forumlar.