Scudo Sports

Mavi tur: Dalyan'dan Kaş'a...

Kayıt
27 Aralık 2016
Mesaj
19
Tepki
40
Şehir
İstanbul
İsim
Fatih
Bisiklet
Trek
MAVİ TUR'A ÖNSÖZ
İnsan, durağan bir varlık değil. Yeryüzündeki her şey, her varlık gibi. "Değişim" adı verilen bir döngünün parçası. Aslında tanıdıkmış gibi gelse de, hiçbir anın, zaman parçasının geçmişle aynı olamayacağı, olamadığı bir döngü bu. Geçmişe göz kırpan, ondan izler taşıyan; ama asla sadece geçmişten ibaret değil!

"Mekan-zaman-insan" arasındaki o büyüleyici üçlemenin izdüşümü birçok zemin var. Kimi için bu "hayat", kimi için "rüya", kimi içinse "yol". Aslında hepsi o kadar iç içe ve bir o kadar ayrık ki! Duygularımız da, tarihimiz de bütün bunların birbiriyle karmaşık ilişkisinden besleniyor. Bülent Ortaçgil'in şarkısındaki gibi, "Anlamak, çözmeye yetmiyor."

Bunca anahtar kavram içinde insana en ilham verenlerden biri de "yol". “Hayat” dediğimiz şey de onun eşanlamlısı. Kendimize yeni yollar inşa etmenin vazgeçilmez şartı ise yolculuklar. Yola düşme, yolda olma hali... Seyretmek, seyrederken kendi içine de bakabilmek...

Araba kullanıyorum. Bir dönem motosiklet de (scooter) kullandım ve o doyumsuz arzuya kapılmanın eşiğinde sattım. Son üç yıldır da hayatımda bisiklet var. 13 Ocak 2017'den beri...

O tarihte, bordoya çalan bir kırmızı Trek FX 7.3 şehir bisikleti almış ve onu zaman içinde bir tur bisikletine evirmiştim. Bütün bu değişiklikleri tamamladıktan sonra bisikletin dünyasına geri döndüğümüz Nazif'le birlikte 2017 Mayıs'ının başında Çanakkale'den İzmir'e pedalladık. 4 gece, 5 gün. Çadırımız, matımız ve kamp malzemelerimiz arkamızda... Tıpkı evini kabuğunda taşıyan bir kaplumbağa misali...

Yolun ve bisikletin zehri, bir kere kanıma sızdı. Bu turu, 2018'in yine Mayıs başında Datça'dan Marmaris'e sürdüğümüz Gökova turu izledi. Üç ay sonrasında bu kez yalnız düşmeye karar verdim yollara. 2018 Temmuz'unun sıcağında bisikleti Afyon'a yükleyip, oradan da Frig Vadisi'ne sürdüm. Afyon-Eskişehir-Kütahya üçgeninde, bir peri masalında kayboldum. Karanlık gibi çocukluk korkularımla yüzleştiğim -ki ıssız, karanlık bir vadide tek başınıza çadır kurmanın ürkütücü olduğu kadar heyecan veren yanını da yadsımıyorum- tarih ve coğrafyanın mükemmel birleşimine hayranlık duyduğum, şahane insanlar tanıdığım bir geziydi...

****
Ve işte dördüncü büyük tur, gelip çatmıştı. Yine Nazif'le yola çıkacaktık... Aslına bakılırsa, yeni rotayı "Kapadokya" olarak belirlemiştim. Aksaray Otogarı'ndan başlayacak, Ihlara Vadisi ve Kaymaklı Yeraltı Şehri üzerinden Ürgüp, Göreme, Avanos üçgenine uzanacaktık. 2008 yılında, bir hafta boyunca vadinin neredeyse her noktasına ulaşıp (kaybolmaya yüz tutmuş kiliseler de dahil) fotoğraflamıştık.

Aradan 11 yıl geçse de bölgeyi iyi biliyordum. Lakin havaların sıcağa dönmesiyle, atacağım pedalların yorgunluğunun karşılığını, mavi sularda almamız gerektiği fikri bende ağır basmaya başladı. İşte o anda, "Bu yolculuk 'mavi tur' olmalı" dedim. Dalyan'dan Antalya'ya uzanacağımız bir kıyı gezisi tasarladım. Ortaca Otogarı'nda indiğimiz andan itibaren tur başlayacak, Antalya Otogarı'nda sonlanacaktı. Böylece harika kıyılarla, mavinin ve yeşilin bin bir tonuyla karşılaşacak, içlerine karışacaktık.

Kabul etmek gerekir ki kolay bir yolculuk olmayacaktı. Tırmanışları bol, sıcakta bizi epey terletecek bir maratonun içine girecektik; ama göreceğimiz yerler buna değerdi.

YOLCULUK BAŞLIYOR
Bisikletli her turcu bilir ki Türkiye'deki bisiklet dostu, belki de yegâne otobüs firması Kamil Koç. Diğerleri, ön tekeri söküldüğünde kapladığı yerin hacimce düşük olmasına rağmen bisiklet için ilave koltuk parası almaya kadar arsızlıklarını ilerletmiş durumda. O para da muavin ve şoförün cebine gidiyor. Şoför üleşmek isterse tabii! İleriki satırlarda da bunu okuyacaksınız... O nedenle Kamil Koç otobüsüne bisikletleri ben Esenler Otogarı'ndan, Nazif de Dudullu'dan Ortaca otobüsüne yükleyecek, böylece yola koyulacaktık.

Bayram arifesinde normal sayılabilecek saatlerde koltuk bulmak imkansız olduğu için 31 Mayıs'ın sabah 4'ündeki otobüse yer ayırttık. Beylikdüzü'nden bisikleti yüklediğim servis saat 03.00 gibi otogara vardı. Otobüs hareket saatine 15 dakika kala perona yanaştı ancak muavin ortada yoktu! Uyuyakalmıştı!

Tam 45 dakikamızı, muavinin uykusuna feda ettik. Aksilikler bununla da bitecek değildi! Değil ikram, yolculara verecek suları bile yoktu! Bayram için bütün otobüsleri dolu olduğu için Kamil Koç bu otobüsü dışarıdan kiralamış, otobüsün sahipleri de uzun yola gideceklerini sanki hiç hesap etmemişti! Klimaları keyfine göre açıp kapatan şoförün bu laubaliliği benim gibi nice yolcuyu sinir etmeye yetti.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Scudo
@fatihvural35
Hemen damladim zaten okuyorum :)
 
  • Beğen
Tepkiler: fatihvural35
@fatihvural35 süper tur :harika: bir zamanlar arabayla seyahat edip gezdiğim yerler hep,bisikletle turlamayı çok isterdim,çünkü biliyorumki bisikletle çok daha güzellikler görme şansı oluyor insanın,ama o kadar geniş vaktim maalesef yok.bu arada benimde çocukluğum karşıyaka serinkuyuda geçti.insanın başka bir şehirde kendi semtinden birine denk gelmeside çokgüzel oluyor?
 
  • Beğen
Tepkiler: fatihvural35
@seko35.50

Çok teşekkür ederim hemşerim. İnşallah bisikletle de en kısa zamanda turlarsınız... :)
 
  • Beğen
Tepkiler: seko35.50
@seko35.50

Aklima şu replik geldi Kutsal Damacana'dan
:D
2019-06-26 05.24.02.png
 
  • Hahaha
Tepkiler: seko35.50
Geçen yılki rotamdan parçalar görünce içimde kelebekler uçuştu birden :) Ben antik yerlere girmedim ama, gizli kamp için girdiğim yerler bile harikaydı. O rotadan aklımda kalan üç şey; manzara, sıcak, nem.
 
@mariokaldato
Ee mariocan devamı nerdeymiş??? Bende link vs. hiçbirşey çıkmıyor ?
 
  • Hahaha
Tepkiler: mariokaldato
Geri