PuncherZ
Puncher
- Kayıt
- 20 Şubat 2017
- Mesaj
- 1.182
- Tepki
- 5.384
- Yaş
- 37
- Şehir
- Eskişehir
- İsim
- Ziya D. Bilgitoğlu
- Başlangıç
- 2017—18
- Bisiklet
- Cipollini
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Amasra'ya bisiklet ile gitmişken civarı gezmemek olmazdı. Eskişehir'den Amasra'ya olan 395 km'lik yolculuğun yorgunluğunu atar atmaz düştüm yollara. Hedefim Gideros Koyu olsa da, uykuya doyamayıp yola geç çıktığımdan Gideros'a vardığımda hava kararmıştı. Bu nedenle 10 km uzaktaki, daha kolay kamp yeri ayarlayabileceğim Cide'ye yöneldim.
Cide 8 km'lik sahilden oluşan düz güzel bir ilce. Havanın karanlık olması, sahile yakın ağaçlık alan olmaması ve benim hamak kamp kuruyor olmamdan dolayı, belediyenin çardağında hamağımı kurmaya karar verdim. Cide belediyesini oldukça başarılı bulduğumu, özellikle de belediyeye ait yerlerde bedava çay ikramını sevimli bulduğumu belirtmek isterim.
Deniz kokusu ve ılık bir meltemle uyandıktan sonra tekrar Cide merkeze gitme ihtiyacı duymadım. Ben yolları sevenlerdenim Tur sabahlarında vazgeçilmez güne başlama yemeğim muzlarımı yiyip Gideros'a doğru yola koyuldum. İlk gün yola geç çıkmam ve hava kararmadan hedefime ulaşma isteği ile yoldaki güzelliklere fazla önem gösteremesem de dönüş yolunda doyasıya tadını çıkarttım.
Gideros'a gittiğimde küçük bir hayal kırıklığı yaşadım. Koya inen iki iniş var ve her inişin sonunda bir pansiyon. Pansiyonlar etraflarını parsellemiş. Oysa ki Gideros kamp turizmi için tam bir kurtarılmış bölge olabilir. Tabi bu durum beni durdurdu mu hayır, bisikleti kucaklayıp girdim sık ormanın içine kamp için uygun bir açıklık buldum.
Resimlere başlamadan önce yol hakkında da bir kaç şey yazayım. Eskişehir'in düzlüklerine alışık biri olarak 700 rakımdan ya 1300 rakıma Hekimdağı'na ya da Türkmendağı'na tırmanışlarım oluyor. Bu yolda ise 0 dan geneli 200 - 300 rakımlı %10 %11'lik bir sürü tırmanış ve iniş bulunuyor. Yol çok zorlamadı dersem yalan olur. Özellikle yolun bir bölümünde çalışan sarı cellatlar (sarı damperli hafriyat kamyonları) dar olan yolda çok zorladı. Yolu özetlersem, azmimle sabrımla tanıştım, tırmandığım yokuşlarda, heyecanla korkuyla tanıştım süzüldüğüm yokuşlarda.
Sabahın serin ışığı ile uyanıp samanyolunu üstüme battaniye yapıp uyumak.
Gece hamakta yatarkendalların arasından kısık gözle yıldızları izlemek.
Hep öyle uyuya kalmak.
Bir kaç gün sonra bakarsın ki gökyüzü tanıdık, beynin konakladığın yeri kordinatlamaya başlamış.
Buyrun resimler
Enerji şart
Suyun altında da manzaralar var
Anıt Ağaç tabelasını görerek yoldan 6 km içeride ulaştığım 1100 yıllık ağaç. İnsana huzur veriyor.
Cide 8 km'lik sahilden oluşan düz güzel bir ilce. Havanın karanlık olması, sahile yakın ağaçlık alan olmaması ve benim hamak kamp kuruyor olmamdan dolayı, belediyenin çardağında hamağımı kurmaya karar verdim. Cide belediyesini oldukça başarılı bulduğumu, özellikle de belediyeye ait yerlerde bedava çay ikramını sevimli bulduğumu belirtmek isterim.
Deniz kokusu ve ılık bir meltemle uyandıktan sonra tekrar Cide merkeze gitme ihtiyacı duymadım. Ben yolları sevenlerdenim Tur sabahlarında vazgeçilmez güne başlama yemeğim muzlarımı yiyip Gideros'a doğru yola koyuldum. İlk gün yola geç çıkmam ve hava kararmadan hedefime ulaşma isteği ile yoldaki güzelliklere fazla önem gösteremesem de dönüş yolunda doyasıya tadını çıkarttım.
Gideros'a gittiğimde küçük bir hayal kırıklığı yaşadım. Koya inen iki iniş var ve her inişin sonunda bir pansiyon. Pansiyonlar etraflarını parsellemiş. Oysa ki Gideros kamp turizmi için tam bir kurtarılmış bölge olabilir. Tabi bu durum beni durdurdu mu hayır, bisikleti kucaklayıp girdim sık ormanın içine kamp için uygun bir açıklık buldum.
Resimlere başlamadan önce yol hakkında da bir kaç şey yazayım. Eskişehir'in düzlüklerine alışık biri olarak 700 rakımdan ya 1300 rakıma Hekimdağı'na ya da Türkmendağı'na tırmanışlarım oluyor. Bu yolda ise 0 dan geneli 200 - 300 rakımlı %10 %11'lik bir sürü tırmanış ve iniş bulunuyor. Yol çok zorlamadı dersem yalan olur. Özellikle yolun bir bölümünde çalışan sarı cellatlar (sarı damperli hafriyat kamyonları) dar olan yolda çok zorladı. Yolu özetlersem, azmimle sabrımla tanıştım, tırmandığım yokuşlarda, heyecanla korkuyla tanıştım süzüldüğüm yokuşlarda.
Sabahın serin ışığı ile uyanıp samanyolunu üstüme battaniye yapıp uyumak.
Gece hamakta yatarkendalların arasından kısık gözle yıldızları izlemek.
Hep öyle uyuya kalmak.
Bir kaç gün sonra bakarsın ki gökyüzü tanıdık, beynin konakladığın yeri kordinatlamaya başlamış.
Buyrun resimler
Enerji şart
Suyun altında da manzaralar var
Anıt Ağaç tabelasını görerek yoldan 6 km içeride ulaştığım 1100 yıllık ağaç. İnsana huzur veriyor.